Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > İktisat

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 28-02-2007, 10:41   #11
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İŞGÜCÜ PİYASALARI
olabildiğince dar ve yerel birèVasıfsız işçinin piyasası piyasadır.

daha fazla esneklik mevcuttur.èBölgesel piyasa

èÜlkesel piyasa

èUluslar arası piyasa

İyi bir örgütlenme işsizliği ortadan kaldırma yönünde katkıda bulunur.



İŞSİZLİK İÇİN ALINAN TEDBİRLER
Önemli olan eldeki imkanlarla istihdamın artmasıdır. Haberleşmenin kolaylaştırılması bunun başında gelir.

Teknolojinin, donanımın kabul edilecek durumda olması gerekir.

Eğitim ile insanların belli seviyelere gelmeleri sağlanmalıdır.

Ekonomik yapının tek üründen kurtulup çeşitlilik arz etmesi gerekir.



Az gelişmiş ülkelerde görülen işsizlik türleri ise daha çok mevsimlik işsizlik ve yapısal işsizliktir. Bunlara karşı alınacak önlemler:



tarımsal sanayiinin geliştirilmesi.

Bayındırlık işlerinin mevsim işsizliği dönemlerine rastlamasını sağlamaktır.

Tarımsal ürünlerde çeşitliliğin sağlanması.

Piyasaya yönelik üretim yapılmalıdır.


  Alıntı ile Cevapla
Alt 28-02-2007, 10:42   #12
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Az gelişmiş ülkelerde
Pazar olmadığı için sınai ürün yetiştirilmez.

Mallar için yerel piyasa mevcuttur ve uluslar arası piyasa yoktur.

Geniş araziler boş kalmış durumdadır.

Tarıma sokulan teknolojiyle verimin arttırılması, buna karşın işsizliğin artması göçe neden olmuştur. Birçok büyük şehrin nüfusları geometrik dizi kavramına göre artmıştır. Gecekondulaşma ortaya çıkmıştır. Bu yerleşimlerle birlikte buradaki nüfus kendine mahsus bir istihdam tarzı yaratmak zorunda kalmıştır ki bu istihdam tarzı tamamen kayıt dışı bir nitelik taşımaktadır. Bu kayıtsızlık nedeniyle her türlü düzenleme dışında kalan bir yapılaşma ortaya çıkmıştır.

Bu oluşan sisteme çözün olarak yeni kesimin yerlerine geri dönmesi sessiz sedasız oturmaları yönünde tamamen arkaik dönem mantığı ürünü bir görüş ve buna zıt yönde yeni kesime fabrikalar yaparak istihdam sağlanması tarzı karşı görüş çıkmıştır. Ancak birtakım insanların çık parası olsun bunlar yatırım yapsın denilirse yoksullara yüklenilmiş olunur yoksullara yüklenilme olmasın denilirse de yatırımlar azalır. Bu nedenle az gelişmiş ülkeler bu çıkmazdan kurtulamamıştır.

En ucuz tasarruf aracı nüfus artışını azaltmaktır. Ancak bunlara rağmen az gelişmiş ülkelerde nüfus artışı teşvik edilir. Çünkü bu ülkelerde sosyo-ekonomik iktidara sahip olabilme aracı insan kaynaklı alanlardan geçer. Halbuki tarım düşüşüyle göç edenler daha az sayıda çocuk sahibi olma eğilimine girerler.

Mevsimlik işsizlik ve yapısal işsizlik konularına çözüm olacağı umuduyla dış göç kavramı yaşanmıştır. Ancak bu beklenildiği gibi tam bir çözüm sunamamıştır.

  Alıntı ile Cevapla
Alt 28-02-2007, 10:42   #13
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Emeğin örgütlenmesi
Tarihsel bakış: toplumsal yapı kavramı karşımıza çıkmaktadır. Toplumda ahenk ve düzen hüküm sürmektedir. Eğer durum böyle devam etmezse kaos oluşur. Toplumun varolmak için bulduğu çözümler grup dayanışmaları, sosyolojik müessese olarak karşımıza çıkar. İnsanlar çalışma yaşamlarında kurumlaşmaya gitmişlerdir. Önceleri lonca adı verilen kurumlar oluşmuştur. Sanayi devrimiyle lonca sistemi parçalanmıştır. Geleneksel toplum yapısından kopuş bu tür dayanışmayı öldürmüş sefilliğin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Sanayi devrimi bu sefillikten istifade etmiştir. Buna çözüm işçilerin kendi aralarında örgütlenmesi gösterilmiştir. Sendikalaşmanın iki yönü vardır. Bunlar kalifiye insanların örgütleri ve vasıfsız insanların örgütleri. ABD de sadece kalifiye işçileri kabul ederken Avrupa daha çok vasıfsız isçilerin ön plana çıkmasına ortam hazırlamıştır. Marksist sendikacılık, bir partinin olmasını sendikanın işçileri örgütleyerek partiye tabi kılmasını ön plana çıkarır. Asıl amaç proletarya devriminin olmasıdır. Buna karşı çıkan sosyal demokratlar ise parti vardır ancak sendikalar partinin üzerindedir. Parti bazı kadrolarını sendikalardan almak zorundadır. Sendikanın asıl amacı işçilerin menfaatini korumaktır. Siyasi amaç ikinci plandadır. Başka bir okul amerikan okuludur. Bu okulun siyaset umurunda olmayıp sadece işçiyi korumak amacında olduğu görülür. Katolik kilisesinin etkisiyle Hıristiyan sendikacılığı sisteme güvenmeyen başkaldıran bir yapıdadır. Özellikle Fransa da baş göstermiştir. Faşizm ise kendi sistemi içinde çalışma örgütlenmesi mevcuttur. İşyeri bir aile olarak görülür ve patrona belli mükellefiyetler tanınmıştır. Ancak 2.dünya savasından sonra işyeri içinde verimliliği artırmaya çalışan, üründe hatayı azaltmayı, kusursuz organizasyonu sağlamaya çalışan yeni bir akım ortaya çıkmıştır. Bu son görüş faşizm gibi siyasi nitelikli değildir. Amaç çalışanları kucaklayarak toplu iş sözleşmeleriyle işvereni bağlamaktır.



Sendikaların yaptığı toplu iş sözleşmeleriyle işgücü piyasasındaki ücreti daha yukarıya çıkarmak ve insanların bunu yaparken işten çıkarılmamamsını sağlamak amaçlanır. Yani istihdam düşürülmeden ücretin arttırılması amaçlanır. Bunlar Pazar piyasasına müdahaledir.



İş yerinin serbest piyasada vasat bir karı olduğunu hesaplamalıyız. Çünkü serbest piyasada hiçbir işyeri ortalamanın üzerinde kar edemez. Bu nedenle ücret artışları da bu karın üstüne çıkamaz. Üstüne çıkması için belli koşullar lazımdır. Mesela işyerinin olağanüstü bir kara geçmesi gerekir. Kartel ve tekel gibi durumlarda işyeri karını ortalamanın üstünde arttırır. Belli bir kolda talep esnekliği daha düşük olan bir ürün üzerinde çalışılıyorsa rekabet oluşuncaya kadar verimliliğin artmasıyla ücretlere yansıma olabilir.



Gelişmiş ülkelerde grev istisnai bir durum olup grev sonunda işçinin sorunu çözüme kavuşurken, az gelişmiş ülkelerde grevlere sık rastlanır ve belli çözümlere ulaşılamaz. Sendika işçinin etkisindedir. Toplu iş sözleşmeleri kaçınılmaz olur. Gelişmiş ülkelerde sendikalar toplu iş sözleşmeleriyle çok fazla piyasada oynama yapacak alana sahip değildirler. Bu nedenle sendikalar ücret dışında çalışma koşulları, çalışma saatleri gibi farklı konularda düzenleme yapmaya el atmaktadır.

  Alıntı ile Cevapla
Alt 28-02-2007, 10:43   #14
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sanayi devrimi ile sanayileşme başlamıştır. Sanayi devrimi ile birlikte zanaattan makınalaşmaya geçiş, kitle üretiminin ortaya çıkışı geniş işçi kitlesi ile sermayenin karşı karşıya gelmesi doğmuştur. Tüm bu çatışma içinde olup bitenler çalışma ekonomisinin konusu alanına girmektedir. Bu çatışma belli toplumsal yapılarla giderilir. Çalışma ekonomisinin ekonomik, sosyal ve siyasal bir boyutu bulunmaktadır. Çalışma ekonomisinin ayrı bir bilim dalı olarak ele alınmasının nedeni esas itibariyle insanı ele alıyor olması ve arz ve talep koşullarının dışardan etkilenmesi zorunluluğudur. Klasik iktisatçılar insanı sadece mal gibi düşünmüşlerdir. Sanayi devriminin dogması sonucu işçi – işveren ilişkisi oluşmuş ve işgücü piyasasında olup bitenler önem taşımaya başlamıştır.



Çalışma ekonomisi konusunda değişik yaklaşımlar mevcuttur.



liberal serbest piyasa:

piyasaları kendi kurallarına bırakıp dışardan müdahaleyi gerektirmeyen görüştür. 18. yy. ikinci yarısına damgasını vurmuştur. Piyasaları rekabete bırakırsanız işsizlik olmaz ve tam denge oluşur. Eğer piyasalara dışardan müdahale edip fiyatlar yükselirse işsizlik olur. 1929 dünya ekonomik bunalımına kadar bu görüş varlığını sürdürmüştür.



keynesci yaklaşım: müdahaleci görüş. Piyasaları serbest kurallarına bırakmayan akım. 1945 sonrası müdahaleci görüşler etkinlik kazanmıştır. 45 – 73 arası dönem devletçi politikaların hakim olduğu tam istihdamın sağlandığı son derece önemli ekonomik gelişmelerin olduğu bir dönemdir. Sendikacılık etkinlik kazanmış işçi hakları korunmuştur. 1973 ten sonraki dönemde o zamana kadar görülmemiş stagflasyon ortaya çıkmıştır.



sosyalist görüş: bunlara alternatif olarak doğmuştur.



Sanayi devrimi işçi sınıfını yaratmış, makinalarla geniş üretim kitleleri oluşturmuştur. Geniş işçi kitlesinin oluşumu kalabalık işçi kitlesinin bir arada çalışmasını ve örgütlenmesini gündeme getirmiştir.



è bir arada olmaları è çok sayıda işçi èKitlesel üretim örgütlenme bilinci



Bu siyasi ideolojik boyutta doğar. İşverenin kar maksimizasyonu sağlamak amacında olması işçinin sömürülmesine yol açar. İşçi bu ezilmişlikten kurtulmanın yollarını arar. Sendikalar ortaya çıkar. İşçinin kendi içinde örgütlenmesinin yanı sıra devletin de devletçilik adı altında politika izlemesi gerekir. Gelirlerin adil dağılımı, ücret ve örgütlenme gibi sorunların çözümlenmesi devletin oluşturduğu sosyal politika ile gerçekleşir.

  Alıntı ile Cevapla
Alt 28-02-2007, 10:43   #15
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

SENDİKACILIK
Sanayi devrimi ile işçi sınıfının ortay çıkması soncunda gündeme gelmiştir. Sanayileşme derecesi sendikalaşmadaki gelişmenin bir göstergesidir. Sendikacılık aslında sınıfsal bir örgüttür. Bu sınıfta işçi sınıfıdır. Bireysel çalışmadan toplu çalışmaya geçilmiştir. Makinalaşma da bunda etkilidir. Toplu çalışma ile oluşan örgütlenme bilinci kapitalist sistemin dogmasıyla vücut bulmuştur. Bu örgütlenmeler zaman içinde sosyal ve ekonomik yaşama yön vermiştir.



Liberal öğretide sendikacılık:

Sanayileşme tam anlamıyla olmayıp sendika özellikle üzerinde durulan bir konu değildir. İktisadi olarak liberal öğretide her şey ekonomik olarak algılanmıştır. İşçi en yüksek ücretle faydasını, işveren ise karını maksimize etmeye çalışır. Bu ikisi tam rekabet piyasasında karşılaşır. Dengeye geldiğinde maksimizasyon sağlanmış olur. Maksimizasyonu sağlayan piyasanın rekabetçi koşullarda kendi isteğine bırakılmasıdır. Sendikacılık işgücü arzına etki etmez görüşü savunulmaktadır. Ekonomik çıkarlar ön plandadır. Olayın siyasal boyutu hiç yoktur.

Adam smith işçilerin ekonomik olarak faydalarını maksimize etmek için örgütlenebileceğini söylemiş ama bu gerçekleşmemiştir. Toplumsal olarak ortak bir bilinçle işçilerin hareket edeceği düşünülemez. Bireyci yaklaşıma dayanır. Bireyin maksimizasyonu öğretinin temelidir. Her birey faydasını maksimize ederse toplumda faydasını maksimize etmiş olur. Sendikacılık hareketi serbest piyasanın işlerliğine müdahale olarak görülmüştür. 1900 lerde liberal öğreti tekrar gündeme geldiğinde sendikacılık işsizliğin temel nedeni olarak kabul edilmiştir.



sosyalist öğretide sendikacılık:

sendikacılık bir savaş aracı olarak görülür. Ekonomik nedenlerden çok siyasi nedenleri olan bir olaydır. İşçi sınıfının sermaye sahipleri karşısında güçsüzlüğü kabul edilmiştir. İşçi sınıfının sorunlarını çözmek için ortaya çıkan siyasal bir güçtür sendikacılık sosyal öğretide. Sanayi işçilerinin örgütlenmesi sendikacılığı gerçekleştirecektir.





demokratik sosyalist öğretide sendikacılık:

hem ekonomik hem de siyasi yönüyle tanımlamıştır. İngiltere de fabian derneği kurucuları sidney, webb tarafından ortaya atılmış. Orta sınıf aydınlarının örgütüdür. Özel girişimle kamu girişimi bir ararda tanımlanır. Sınıf kavramının sosyalist düşüncede olduğu gibi kendiliğinden ortadan kalkmayacağını, sürekli olduğunu savunmuşlardır. Endüstriyel demokrasi ile işçilere verilen tüm haklar ve özgürlükler eşitlik kazanır. Sendikacılığın burada siyasal yönü vardır. Partilerin kurulması gereğine dayanır. Sendikalar birliği sağlanarak da ekonomik alanda ücretleri yüksek düzeyde tutabilirler.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 28-02-2007, 10:43   #16
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sendikacılığın etkileri
Sendikalar siyasal olarak gelişmiş olan ülkelerde iktidarda kalan partilerin iktidar sürelerini etkileyebilmekte sosyal girişimleri ateşleyebilmektedir. İngiltere de işçi partisinin uyguladığı sosyal, eğitimsel politikaların yürütülmesi sendikalara bağlıdır.



Sendikaları olumsuz etkileyen nedenler:

Neo-liberal politikalar sendikalaşmayı azaltmıştır. Çünkü neo-liberal politikaların ortaya çıkmasıyla işsizlik ortaya çıkmıştır. İşsizliğin çok yüksek olması işten çıkartılma korkusuna ve bu nedenle işçilerin daha düşük ücretlerle çalışmasına neden olmuştur. İşveren daha güçlü olmuştur. Neo-liberalizm devleti küçülten, sendikal yetkileri azaltan bir sistemdir. Sosyal devlet ilkesinin ortadan kalkmasına neden olur. Çalışan ile işsiz arasındaki rekabetin artması sendikalaşmanın gücünü azaltmıştır. Bu durumda işveren güçlenir, ücretler düşer, çalışma saatleri ve koşuları kötüleşir, sosyal güvencelerde eksilme olur.

Özelleştirme sonucu kamu sektörü daralıp özel sektör gelişir. Kamunun sosyal adalete öncülük yapan yapısı ortadan kalkar. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu vahim sonuçlar doğurur.

Sektörel değişme. Gelişmiş ülkelerdeki değişim sonucu sanayi sektöründen hizmet sektörüne kaymalar olur ve bu sektörde örgütlenme gereksinimi duyulmaz. Sendikalaşma sanayi küçüldükçe azalır. İşveren hizmet sektöründe çalışanı memnun edip sendikanın yerine geçme eğilimini taşımaktadır. Buna insan kaynakları yönetimi denmektedir. Şirket bünyesi içinde işveren sendikanın yerine geçmeye aday gösterilir.

İzlenen hükümet politikaları

  Alıntı ile Cevapla
Alt 28-02-2007, 10:43   #17
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sendika biçimleri
meslek sendikaları:

aynı mesleğe sahip olan işçilerin oluşturdukları sendikalardır.



işletme sendikaları:

aynı işyerinde çalışan işçileri kapsamaktadır. Birden fazla işyerinin oluşturduğu işletmeler işletme sendikalarıdır. İşletme iş kolunu da içerir.



iş kolu sendikaları:

değişik mesleklere mensup ancak aynı iş kolunda çalışan meslekleri kapsar.



bölge esasına göre kurulmuş sendikalar:

bölge veya yönetsel birimin içindeki işçileri kapsar.



ulusal düzeyde kurulmuş olan sendikalar:

sendikaların ülke çapında birleşmelerinden oluşan örgütlerdir. Federasyon genel olarak değişik esas ve biçimlerde kurulmuş sendikal örgütlerin tüzel kişiliklerini koruyarak birleşmeleri sonucu oluşur. Konfederasyonlar federasyonların bir arada bulunması sonucu oluşur. Konfederasyona bağlı örgütler yetkilerinin çok azını devrettiklerinden gevşek yapıda olurlar.



Sendika ve ücret düzeyi
60 lı yıllarda sendikalar büyük roller oynamışlardır. Sendikalar temel olarak ekonomik amaçlarla yapılmışlardır. Temel işlevleri budur. Tam rekabet piyasasında tam rekabetçi işgücü arzı ile talebinin karşılaştığı noktada denge ücret ve denge istihdam seviyesi oluşur. Fiyat ve ücret veridir. Ne arzın ne de talebin ücreti etkileyememesi ücretin veri olduğunu gösterir. Ücret piyasa koşullarında belirlenir. Arz ve talepte güç çatışması yoktur. Karşılaştıkları noktada ücret oluşur. Tam rekabet koşullarında kar maksimizasyonu ve fayda maksimizasyonu karşı karşıya gelir ve piyasa için en iyi koşulların oluşması istenir. Marjinal verimlilik artarsa güçte artar ve önemli olan güç ilişkisinin olmamasıdır.



Eksik rekabet koşulları hüküm sürüyorsa gerek arzın gerek talebin örgütlü olduğu varsayılır. Sendikalar, iş sözleşmeleri, yasal düzenlemeler, kontratlar işgücü arzının eksik rekabette oluşmasına neden olurlar. Serbest rekabetten daha farklı olarak oluşan fiyatın belirlenmesi kar marjına dayanır. Ortalama maliyet ücretin maliyetidir. Kısa dönem analizinde tek değişken maliyet ücrettir. Sendikalar güçlü olduklarında işverene karşı ücretini arttırabilir. Dolayısıyla sermaye derlerin ortalama maliyeti artar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 28-02-2007, 10:43   #18
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Kar marjinin düşmemesi için
fiyat arttırılabilir. Ancak bu hemen yapılmayabilir. Hemen yapılması halinde talep azalabilir. Piyasa payını kaybetmeyecek bir fiyat belirlenmelidir. Dolayısıyla fiyat diğer firmaların fiyatlarının ortalamasına göre ayarlanır.

işsizlik yaratılabilir.



Sendika ücret pazarlığında iki şeyi gözetir. Bunlar

ücretin makzimizasyonu

istihdam seviyesinin gözetimi.



sendika sadece ücret maksimizasyonu ile ilgilenirse işveren için sendikanın teklif ettiği ücret kabul edilir. Ancak işverende bu durumda istihdam seviyesini belirler. Bu nedenle sendika sadece ücret düzeyiyle ilgileniyorsa bunun bedeli işsizliktir. İdeal olan uzlaşırdır. Sendika fayda işveren ise kar maksimizasyonunu güder. İşsizlik yüksekse sendika güçsüz, tam istihdam sağlanmışsa ve sendikanın üye tabanı genişse işgücü arzı içindeki sendika güçlüdür.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 28-02-2007, 10:44   #19
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Türkiye de sendikacılık:

Türkiye’de sendikacılık hiçbir zaman işçi mücadelesinin ürünü olmamıştır. Sanayileşmeye paralel olan sendikalaşma türkiyede sanayileşmenin düşük olması nedeniyle düşük olmuştur. Demokratikleşme de bu doğrultuda paralellik gösterir.



1909 yılında II. Meşrutiyet ile sendikalaşma hareketleri başlamış ancak gene bu tarihte çıkartılan Tahl-i eşgal kanunu ile özgürlükler sınırlandırılmıştır.



1924 anayasası herkese dernek kurma hakkıè tanınmıştır. Grev ve toplu sözleşme hakkı getirilmemiş. İşçilerin bölünmüş olması nedeniyle sendikalaşma engellenmiştir.



1925 takrir-i sükun kanunu yasaklar dönemiè ve sendikalar kapanmıştır.



1936 iş kanunu yayımlanmıştır. Ancakè sendika kurma ile ilgili bir hüküm yoktur.



1938 cemiyetler kanunu ile sınıf esasınaè dayalı cemiyet kurma yasaklanmıştır.



1946 çok partili döneme geçiş.è



1947 işçi ve işveren, sendikalaşma veè sendikal birlikleri hakkında kanun yürürlüğe girmiştir. Ancak burada da grev hakkına değinilmemiştir.



1960”lı yıllar ilk defa memur dahil tümè çalışanlara sendika kurma ve grev hakkı tanınmıştır. 61 anayasasının böylece demokratikleşme ve sosyal devlet olma açısından katkısı çok büyüktür. 1863 yılında yürürlüğe giren 274 ve 275 sayılı kanunla tüm çalışanlara sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev hakkı tanınmıştır. 1971 yılında memurların elinden sendika kurma hakkı alınmıştır. 624 sayılı devlet personel kanunu yürürlüğe girmiştir. 61 anayasasında önceleri öngörülen bölgesel sendikalar yerlerini iş kolu sendikalarına bırakmıştır.



1982 anayasası sendikalar çalışmaè ilişkileri ile sınırlandırılmıştır. Sendikaların siyaset yapmaları yasaklanmıştır. 61 anayasası dönemindeki sendikaların sosyal baskı oluşturması buna neden olmuştur. Ayrıca sendikalaşma ücret sendikacılığına indirgenmiştir. Grev ve toplu sözleşme hakları sınırlı olmakla beraber mevcuttur. Hak grevi yasaktır. 2821 sendika ve 2822 sayılı grev ve toplu sözleşme kanunları yürürlüğe girmiştir. 82 anayasasının getirdikleri kururcularda aranan nitelikler ve sendika üyeliğine alınışta sınırlandırmalardır. Bu anayasa uluslar arası anlaşmalara aykırılıklar barındırmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 28-02-2007, 10:44   #20
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Pozitif sendikalaşma özgürlüğü: her çalışan sendika kurma ve sendikaya üye olma özgürlüğüne sahiptir.

Negatif sendikalaşma özgürlüğü: sendikaya üye olmama özgürlüğü. İşe alınma bakımından işveren işçinin sendikalı olup olmamasıyla ilgilenmemelidir. Devlet karşısında sendika özgür olmalıdır.



Türk sendikacılığı 2 tür örgütlenme görülür. Bunlar iş kolu ve konfederasyondur. Endüstriyel ilişki devlet, sendika ve işveren arasında olmaktadır. Dolayısıyla sendika olmadan devlet işveren ilişkisi olmaz.



Toplu pazarlık ve iş sözleşmesi
Toplu pazarlık işçi ve işverenin karşılıklı ekonomik, toplumsal ve mesleksel haklarını düzenleyen bir sosyal politika aracı olarak ortaya çıkmıştır. Sanayi toplumunun barış öğesi olarak da tanımlanır.



Siyasal ve toplumsal yapılar nasıl tanımlanır?

Totaliter rejimlerde devlet siyasal ve toplumsal oluşumlar üzerinde tek söz sahibidir ve bu oluşumlar devlet kişiliğinde yoğunlaşır.



İkinci yol devlet ile birey arasındaki ilişkiden geçer. Otoritenin devlet ve birey arasında bölüşülmesidir.

Üçüncü yol ise toplu sözleşmenin geliştiği düzen yani devlet, örgüt ve işverenin işbirliği içinde olduğu sosyal devlet ilkesinin hakim olduğu düzen.



Toplu sözleşmede emek ve sermaye arasındaki ilişkide güç dengesi kurma çabası vardır.

işçinin sömürülmemesi için

çalışma koşullarının iyileştirilmesi için.

asgari ücretin belirlenmesi için

işçinin ücretinin fiyat istikrarsızlığına uygunluğunu sağlamak için. Amaç işçinin mağduriyetini aza indirmek sosyal açıdan kaygıları azaltmak.



Webb e göre toplu pazarlık: “üyelerin çalışma koşularını geliştirip iyileştirmek için sendikaların başvurdukları yollardan biri.”



toplu pazarlık, işçi ve işveren ilişkilerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde kullanılan sürekli ve dinamik bir yoldur.”
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 17:53 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580