|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
28-02-2007, 10:46 | #31 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Sosyal güvenliğin yok ettiği riskler: mesleksel riskler fizyolojik riskler sosyoekonomik riskler ülkenin gelişmişlik düzeyi yüksekse %10 – 15 gelişmekte olan ülke ise %5 –6 oranında sosyal güvenliğe ayrılır. Finansman ilkeler: sosyal güvenlik toplum sorunudur ve finansmanın sağlanması topluma bırakılmalıdır. kişisel sorundur ve kişilere bırakılmalıdır. Bu liberal bakışı yansıtır. işçi, işveren ve devletin katılımıyla üçlü finansman yapılmalıdır. Devletin burada finansmana katılmasının amaçları: primlerin tahsilatı kolaylaşır. Sosyal bakımdan adil yardım sağlar. Sosyal güvenlik harcamaları konusunda dengesizlik ortaya çıkarsa bu dengeyi sağlamada önemli bir rol oynar. Hak sahiplerine daha geniş yardımları ulaştırabilme olanağı yaratır. Sağlık kurumlarının yardımlarını güvence altına alır. vergi yolu ile finansman. Finansman karışık bir sorundur. Mali sistemin dağıtım mı yoksa birikim yöntemiyle mi yapılması açısından önemlidir. Dağıtım o yıl için oluşan primlerè harcamalara gider. Gelirlerin ve harcamaların dengelenmesine dayanır. Birikim primler biriktirilip belli birè fona aktarılır. Bu fonda değerlendirilir ve ileriye dönük olarak kullanılır. Paranın değeri ileriye dönük olarak korunmalıdır. Mali dengelerin değiştiği dönemlerde başvurulur. | ||
|
28-02-2007, 10:46 | #32 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Türkiye’de sosyal güvenlik Sosyal güvenlik sendikacılık, toplu pazarlık ve sanayileşme ile paralel gelişme gösterir. Osmanlıda sosyal güvenlik kurumunaè karşılık gelen meslek kuruluşları loncalardır. Loncalar meslek örgütlerinde yardımlaşma ve hayır örgütleri olarak bilinir. Loncalar kendi içlerinde sosyal güvenliğe yakın bir sistem getirmişlerdir. 1865 yılında dilaver paşa nizamnamesi ile çalışma koşuları düzenlenmiş ancak sosyal güvenlik mevzuata tam olarak girmemiştir. Cumhuriyet döneminde 1930è yılında yasa çıkmıştır. Bu yasa işçi sağılığını korumak ve tedavi sağlamakta önemli bir adımdır. Bugünkü sosyal güvenliğin temelini 1936 yılında çıkan iş kanunu oluşturur. Sosyal sigorta ile ilgili olarak ilk genel ilkeleri sağlar. Sosyal sigortaların kurulmasını hükümetlere görev olarak veren bir kanundur. İsçi sigortası, sosyal sigorta ve sosyal güvenlik sıralamasında ilerleme oldukça kapsam genişlemektedir. 1945 yılında çalışma bakanlığının kurulmasıyla kurumsallaşma başlamıştır. 61 anayasası ile sosyal sigorta anayasal hak haline gelmiş, kurumsal nitelik kazanmıştır. Sosyal sigortalar ve bağ kur kurulmuştur. 80 sonrasında yaygınlaşma vardır. Emekli sandığı, SSK ve bağ kur mevcuttur. 4447 sayılı sosyal güvenlik kanunu 2000 yılında yürürlüğe girmiştir. %2 işçi, %2 devlet ve %3 işveren finansmana katkıda bulunmaktadır. Meslek edinmeyi sağlamakta kurumun görevidir. Tüfe göre artış sağlanması esasa bağlanmaktadır. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |