Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/)
-   İktisat (http://besiktasforum.net/forum/iktisat/)
-   -   Amerikan Ekonomisinin Ana Hatları (http://besiktasforum.net/forum/iktisat/24157-amerikan-ekonomisinin-ana-hatlari/)

imparator 26-02-2007 12:35

Amerikan Ekonomisinin Ana Hatları
 
AMERİKAN EKONOMİSİNİN ANA HATLARI
BÖLÜM I

GİRİŞ: SÜREKLİLİK VE DEĞİŞİKLİK

Birleşik Devletler XXI. Yüzyıl’a bugüne kadar olandan daha büyük ve çok açıdan daha başarılı bir ekonomiyle girdi.XX. Yüzyıl’ın ilk yarısında iki dünya savaşı ve bir küresel bunalım atlatmakla kalmadı, Yüzyıl’ın ikinci yarısında da Sovyetler Birliği ile arasında 40 yıl süren Soğuk Savaş’tan yüksek enflasyona, büyük işsizliğe ve muazzam federal bütçe açıklarına kadar yayılan sorunlara karşı giriştiği uzun mücadeleden de başarıyla çıktı. Ulus nihayet 1990’larda bir ekonomik rahatlama dönemi yaşadı; fiyatlarda istikrara kavuşuldu, işsizlik son on yılın en düşük düzeyinde gerçekleşti ve sermaye piyasasında da görülmemiş bir patlama oldu.
Amerika’nın gayrı safi milli hasılası - toplam mal ve hizmet üretimi - 1998’de 8,5 trilyon doları aştı.Birleşik Devletler dünya nüfusunun yüzde 5’inden azına sahip olmasına karşın, dünya ekonomik üretiminin yüzde 25’inden fazlasını gerçekleştirdi. Dünyanın ikinci en büyük ekonomisine sahip bulunan Japonya, bunun ancak yarısını üretebildi. Ayrıca, Japonya ve diğer dünya ülkeleri 1990’larda ekonomilerindeki yavaş büyüme ile ve başka sorunlarla uğraşırken, Amerikan ekonomisi tarihindeki en uzun ekonomik büyüme dönemini yaşadı.
Buna karşın Birleşik Devletler, daha önceki dönemlerde olduğu gibi, XXI. Yüzyıl’ın başlangıcında da çok derin bir ekonomik değişim içindeydi. Bilgi işlemede, telekomünikasyonda ve biyoloji bilimlerinde görülen bir yenilik dalgası Amerikalıların çalışma ve dinlenme biçimlerini büyük ölçüde etkiliyordu. Aynı zamanda, Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa’da komünizmin çökmesi, Batı Avrupa’nın ekonomik gücünün giderek artması, Asya’da güçlü ekonomilerin ortaya çıkması, Latin Amerika’da ve Afrika’da ekonomik olanakların çoğalması ve ticarette ve maliyede küresel birleşmenin yaygınlaşması da yeni fırsatlar ve riskler yarattı. Tüm bu değişiklikler Amerikalıların iş yerlerini nasıl düzenleyeceklerinden hükümetin rolüne kadar herşeyi yeniden gözden geçirmelerine yol açıyordu. Belki de bunun sonucu olarak çok sayıda işçi, konumundan mutlu bulunmakla birlikte, geleceğe güvensizlikle bakıyordu.
Ekonomi süregelen bazı uzun vadeli sorunlarla da karşı karşıyaydı. Pek çok Amerikalı ekonomik güvencesini gerçekleştirmiş ve bazıları büyük zenginliğe ulaşmış olmakla birlikte, küçümsenmeyecek bir kesim de - özellikle, evli olmayan anneler ve çocukları - yoksulluk içinde yaşamaya devam ediyordu. Varlıklar arasındaki fark bazı ülkelerdeki kadar büyük olmamakla birlikte pek çoğunda görülenden de fazlaydı. Çevrenin niteliği de bir sorun olmayı sürdürüyordu. Önemli sayıda Amerikalının sağlık sigortası yoktu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan büyük bebek patlaması kuşağının yaşlanması yüzünden XXI. Yüzyıl başlarında ülkedeki emeklilik ve sağlık sistemlerinin zorlanması bekleniyordu. Küresel ekonomik birleşme pek çok olumlu gelişmenin yanı sıra aksaklıklara da yol açmıştı. Özellikle geleneksel imalat endüstrisi daralmalar yaşamış ve ülke de dış ticaretinde durdurulamayacak gibi görünen büyük bir açıkla karşı karşıya kalmıştı.

imparator 26-02-2007 12:35

Ulus tüm bu olumsuz gelişmeler süresince ekonomik konulara yaklaşımında belirli temel ilkelere bağlı oldu. İlk ve en önemli ilkeye göre, Birleşik Devletler bir “piyasa ekonomisi” konumunda kalmalıydı. Amerikalılar neyin üretileceğine ve mallar için ne fiyat isteneceğine hükümet ve güçlü özel çıkar çevreleri tarafından değil, milyonlarca bağımsız alıcının ve satıcının alışverişleri sonucu karar verildiği takdirde ekonominin genelde en iyi biçimde işleyeceğine olan inançlarını sürdürüyorlar. Amerikalılara göre, ancak bir serbest piyasa sistemi içinde fiyatlar malların gerçek değerini en iyi biçimde yansıtır ve böylelikle de ekonomiyi en çok gereksinim duyulan şeylerin üretilmesine yol açacak biçimde yönlendirir.
Amerikalılar serbest piyasaların ekonomik etkinliği teşvik edeceğine inanmalarının yanı sıra, politik görüşlerinin de -özellikle bireysel özgürlüğe ve politik pluralizme bağlılıklarının ve gereksiz güç birikimlerine muhalefetlerinin - bu yolla ortaya konulabileceğini düşünmektedirler. Hükümet ileri gelenleri gerçekten de 1970’ler, 1980’ler ve 1990’larda havayolu, demiryolu ve kamyon taşımacılığı şirketlerini, bankaları, telefon tekellerini ve hatta elektrik üretim şirketlerini rekabete karşı koruyan mevzuata son vererek serbest piyasa ekonomisine bağlılıklarını yenilediklerini gösterdiler. Ayrıca, diğer ülkeleri de ekonomilerinin piyasa ilkelerine daha çok uymasını sağlayacak reformlar gerçekleştirmeye zorladılar.
Bunlara karşın Amerikalıların “serbest teşebbüs”e olan inançları hükümetin önemli bir rol oynamasını engellemedi. Amerikalılar, bazı şirketler piyasa güçlerine karşı koyacak oranda güçlenir gibi görününce, bu şirketleri dağıtması ya da denetlemesi için zaman zaman hükümete yöneldiler. Özel sektörün ihmal ettiği, eğitimden çevrenin korunmasına kadar uzanan konularda hükümete güvendiler. Serbest piyasa ilkelerini savunmalarına karşın, bazan yeni endüstrilerin güçlendirilmesi ve hatta bazan da Amerikan şirketlerinin rekabete karşı korunması için hükümeti kullandılar.
Düzenlemeler konusundaki zaman zaman tutarsız yaklaşımın ortaya koyduğu gibi, Amerikalılar çok kez hükümetin ekonomideki rolü üzerinde anlaşamazlar. Hükümet genelde giderek büyüdü ve 1930’lardan 1970’lere kadar ekonomiye daha atak bir biçimde müdahalede bulundu. Buna karşın, 1960’larda ve 1970’lerde çekilen sıkıntılar yüzünden Amerikalılar hükümetin pek çok toplumsal ve ekonomik sorunu çözümleme yeteneğini tartışmaya başladılar. Aralarında yaşlılara emeklilik geliri ve sağlık sigortası sağlayan Sosyal Güvenlik ve Medicare de bulunan belli başlı toplumsal programlar bu yeniden inceleme dönemini atlattı; fakat, federal hükümetin büyümesi 1980’lerde yavaşladı.

imparator 26-02-2007 12:35

Amerikalıların pratikliği ve esnekliği, alışık olunmamış biçimde dinamik bir ekonomi yarattı. Değişim -ister refahın artması, ister teknolojik yenilikler yapılması, ister diğer ülkelerle olan ticaretin büyümesi sonucu ortaya çıksın -Amerikan ekonomi tarihinin bir değişmezi oldu.Bu nedenle de, bir zamanlar tarımsal olan ülke günümüzde 100 ve hatta 50 yıl öncesine oranla daha çok kentleşmiş ve banliyölerle dolmuş durumdadır. Hizmetler geleneksel imalat endüstrisine oranla, gittikçe daha çok önem kazandı. Bazı endüstrilerde seri imalat, yerini ürün çeşitliliğine ve sipariş üzerine üretime ağırlık veren daha özel imalata bıraktı. Büyük anonim şirketler birleşti, bölündü ve çeşitli biçimlerde yeniden örgütlendi. XX. Yüzyıl’ın ortalarında var olmayan yeni endüstriler ve şirketler ülkenin ekonomik yaşamında temel rol oynamaya başladı. İşverenler daha ender durumlarda bir aile babası gibi davranmaya başladılar ve işçilerin de daha çok kendilerine güvenmeleri beklenir oldu. Hükümet ve iş çevreleri önde gelenleri ülkenin gelecekteki ekonomik başarısını güvence altına almak amacıyla, çok nitelikli ve esnek bir işgücü geliştirmenin önemini giderek daha çok vurgulamaya başladılar.
Bu kitapta, Amerikan ekonomisinin nasıl işlediği incelenmekte ve nasıl bir evrim geçirdiği araştırılmaktadır. 1. ve 2. bölümlerde geniş bir görünüm çizilmekte ve 3. bölümde de modern Amerikan ekonomisinin gelişme tarihi anlatılmaktadır. Bunun ardından, 4. bölümde, küçük işletmelerden modern anonim şirketlere kadar çeşitli teşebbüs türleri tartışılmaktadır. 5. bölümde, menkul kıymetler borsasının ve diğer mali borsaların rolü açıklanmaktadır. Bunu işleyen iki bölümde hükümetin ekonomideki rolü tanımlanmakta; 6. bölümde hükümetin serbest teşebbüsü biçimlendirmekte ve denetlemekte kullandığı çok sayıda yöntem açıklanmakta ve 7. bölümde de hükümetin fiyat istikrarını, büyümeyi ve düşük oranda işsizliği gerçekleştirmek amacıyla ekonomik faaliyetlerin genel akışını nasıl yönetmeye çalıştığı incelenmektedir. 8. bölümde tarım sektörü ve Amerikan tarım politikasının evrimi gözden geçirilmektedir. 9. bölümde, işçilerin Amerikan ekonomisi içindeki değişen rolüne göz atılmaktadır. Son olarak da 10. bölümde, ticaret ve uluslararası ekonomik faaliyetlere ilişkin günümüz Amerikan politikasının gelişmesi tanımlanmaktadır.
Bu bölümlerden açıkça anlaşılacağı gibi, Amerika’nın serbest piyasalara olan bağlılığı XXI. Yüzyıl’ın eşiğinde ayakta kalmış, bir yandan da ekonomisi gelişmesini sürdürmüştür.

imparator 26-02-2007 12:36

BÖLÜM II
AMERİKAN EKONOMİSİ NASIL İŞLER
Her ekonomik sistemde müteşebbisler ve yöneticiler mal ve hizmet üretmek ve dağıtmak amacıyla doğal kaynakları, emeği ve teknolojiyi bir araya getirirler. Buna karşın, anılan ögelerin düzenlenme ve kullanılma yöntemleri aynı zamanda bir ulusun politik ideallerini ve kültürünü de yansıtır.

Çok kez Birleşik Devletler’de “kapitalist” bir ekonomi bulunduğu söylenir. Bir Alman ekonomist ve toplumsal kuramcı olan Karl Marx tarafından XIX. Yüzyıl’da ortaya atılan bu tanımlamaya göre, bu sistemde önemli ekonomik kararların çoğunluğu, büyük miktarda paraya ya da sermayeye sahip olan küçük bir gurup tarafından alınır. Marx, kapitalist ekonomilerin politik sisteme daha fazla güç tanıyan “sosyalist” düzenlerin karşıtı olduğunu ileri sürmekteydi. Marx ve yandaşlarının inancına göre, kapitalist ekonomilerde güç zengin iş adamlarının elinde toplanmakta ve onlar da temelde karlarını en yüksek düzeye çıkarmaya yönelmekte; buna karşın sosyalist ekonomilerde, olasılıkla daha kapsamlı hükümet kontrolü öne çıkarılmakta ve kardan çok politik amaçlara önem verilmekte, sözgelimi toplumun kaynaklarının daha eşit bir biçimde dağıtılması hedef alınmaktadır.

Aşırı biçimde basite indirgenmiş olan bu iki sistemin gerçeğe uyan ögeleri bulunmakla birlikte, bunlar günümüzde daha az geçerlidir. Eğer Marx’ın tanımladığı katışıksız kapitalizm var idiyse bile artık yok olmuştur; çünkü, Birleşik Devletler’de ve pek çok diğer ülkede hükümetler güç birikimlerini sınırlamak ve kontrolsuz özel ticari çıkarların neden olduğu toplumsal sorunların çoğuna çözüm getirmek amacıyla ekonomilerine müdahalede bulunmuştur. Bu yüzden, özel teşebbüsün yanı sıra hükümetin de önemli bir rol oynadığı Amerikan ekonomisini “karma” bir sistem olarak tanımlamak daha doğru sayılabilir.

Amerikalılar çok kez serbest teşebbüse yönelik inançları ile hükümet yönetimi arasındaki sınırın nereden geçeceği konusunda anlaşamazlarsa da geliştirdikleri karma ekonomi büyük ölçüde başarılı olmuştur.

imparator 26-02-2007 12:36

ABD EKONOMİSİNİN TEMEL ÖGELERİ

Bir ülke ekonomik sisteminin ilk ögesi onun doğal kaynaklarıdır. Birleşik Devletler zengin maden kaynaklarına, verimli tarım arazisine ve ılımlı bir iklime sahiptir. Bunlara ek olarak, Atlas Okyanusu’nda, Büyük Okyanus’ta ve Meksika Körfezi’nde uzun kıyıları vardır. Anakaradan kıyılara uzun nehirler akmakta ve ABD-Kanada sınırında bulunan beş büyük göl de (Büyük Göller) ulaştırma için ek olanaklar sağlamaktadır. Anılan yaygın su yolları hem yıllar boyunca ülke ekonomisinin büyümesine yardım etti hem de Amerika’daki 50 eyaleti tek bir ekonomik birim olarak birbirine bağladı.

İkinci öge ise doğal kaynakları mala dönüştüren emektir. Çalışabilecek işçi sayısı ve daha da önemlisi onların üretkenliği bir ekonominin sağlamlığının belirlenmesinde yardımcı olur. Birleşik Devletler’in tarihi boyunca işgücü giderek büyüdü ve bu da neredeyse kesintisiz bir ekonomik büyümeyi besledi. 1. Dünya Savaşı’nın hemen sonrasına kadar işçilerin çoğunluğu Avrupa’dan gelen göçmenlerle onların çocukları ve ataları Amerika’ya köle olarak getirilmiş bulunan Afrikalı-Amerikalılardı. XX. Yüzyıl’ın başlarında çok sayıda Asyalı Birleşik Devletler’e göç etti ve sonraki yıllarda da Latin Amerikalı göçmenler gelmeye başladı.

Birleşik Devletler’de işsizliğin yüksek olduğu bazı dönemler yaşandı ve bazan işgücünün yetersiz kaldığı günler geçtiyse de göçmenler iş olanakların bol bulunduğu zamanlarda gelme eğilimi gösterdiler. Çok kez yerli işçilerden daha düşük ücretler karşılığı çalışmaya hazır bulunmalarına karşın genelde geldikleri ülkelerdekinden çok daha fazla kazanıp refaha kavuştular. Ülke de giderek zenginleşti ve böylelikle daha fazla göçmeni kaldırabilecek düzeye erişti.

imparator 26-02-2007 12:36

Bir ülkenin ekonomik başarısı için emeğin niteliği de -bireylerin ne kadar yoğun çalışmaya razı ve ne kadar becerili oldukları - en az işçi sayısı kadar önemlidir. Birleşik Devletler’in ilk günlerinde görülen sınır bölgeleri yaşantısı çok yoğun çalışmayı gerektiriyordu ve Protestan çalışma ahlakı olarak bilinen nitelik de bu eğilimi güçlendirmişti. Teknik eğitim ile meslek eğitimini de içeren öğretime verilen önem ve denemeye ve değişmeye yönelik istek Amerika’nın ekonomik başarısına ayrıca katkıda bulundu.

İşgücünün hareketliliği de Amerikan ekonomisinin değişen koşullara uyum sağlama yeteneği açısından önemli oldu. Doğu Kıyısı’ndaki iş piyasasını göçmenler doldurunca önemli sayıda işçi çok kez ülkenin iç kesimlerinde sürülmeyi bekleyen çiftliklerde çalışmaya gitti. Aynı şekilde XX. Yüzyıl’ın ilk yarısında, Kuzey’deki endüstrileşmiş kentler de Güney çiftliklerinde çalışan siyah Amerikalıları çekti.

İşgücünün niteliği önemli bir konu olmayı sürdürmektedir. Günümüzde Amerikalılar, “insan sermayesi”nin pek çok modern ileri teknoloji endüstrisinde başarı sağlamak için bir anahtar olduğunu düşünmektedir. Bunun sonucu olarak, hükümet ileri gelenleri ve iş çevresi yetkilileri bilgisayar ve telekomünikasyon gibi yeni endüstrilerin gereksinim duyduğu türde kıvrak zekayı ve uyum sağlamaya yatkın beceriyi işçilere kazandıracak öğretim ve eğitimin önemini vurgulamaktadır.

imparator 26-02-2007 12:36

Bunlara karşın, doğal kaynaklar ve emek ekonomik sistemin sadece bir kesimini oluşturmaktadır. Bu kaynaklar elden geldiğince etkin bir biçimde düzenlenmeli ve yönlendirilmelidir. Amerikan ekonomisinde piyasadan gelen verilere göre çalışan yöneticiler bu işlevi yerine getirirler. Amerika’daki geleneksel yönetim yapısını yukarıdan aşağıya uzayan bir komuta zinciri oluşturur; yetki, tüm işin düzenli ve etkin bir biçimde yürümesini güvence altına alan yönetim kurulu başkanından başlayıp teşebbüsün çeşitli bölümlerinin eşgüdümünü sağlamakla yükümlü olan daha aşağı düzeydeki yönetim birimlerinden geçer ve fabrikadaki usta başına kadar akar. Çok sayıda iş çeşitli bölümler ve işçiler arasında paylaştırılmıştır. XX. Yüzyıl’ın başlarında, Amerika’daki bu uzmanlaşma ya da işbölümünün sistematik çözümlemelere dayanan “bilimsel yönetim”i yansıttığı söylenirdi.

Teşebbüslerin pek çoğu bu geleneksel yapı içinde çalışmakla birlikte bazıları da yönetim konusunda değişen görüşler benimsedi. Giderek yoğunlaşan küresel rekabetle karşılaşan Amerikan teşebbüsleri, özellikle, kalifiye işçi çalıştıran ve hızla gelişmek, değişmek ve hatta sipariş üzerine mal üretmek zorunda kalan ileri teknoloji endüstrilerinde daha esnek bir örgüt yapısı oluşturmaya çalışmaktadır. Aşırı hiyerarşinin ve işbölümünün yaratıcılığı önlediği yolundaki inanış her geçen gün daha yoğunlaşmaktadır. Bunun sonucu olarak da pek çok şirket örgüt yapısını “yassıltmış”, yönetici sayısını azaltmış ve birkaç iş dalında birden çalışan ekiplere daha fazla yetki aktarmıştır.

imparator 26-02-2007 12:36

Doğal olarak, yöneticilerin ve ekiplerin birşeyler üretebilmek için bir teşebbüs olarak örgütlenmeleri gereklidir. Birleşik Devletler’de anonim şirketlerin, yeni bir teşebbüse girişmek için gerekli parayı toplamak ya da mevcut bir teşebbüsü büyütmek konusunda etkili bir araç olduğu kanıtlanmıştır. Anonim şirket, hisse senedi sahibi diye bilinen bir gurubun gönüllü olarak oluşturduğu, karmaşık kurallara ve geleneklere göre yönetilen bir ekonomik teşebbüstür.
Anonim şirketlerin mal ya da hizmet üretebilmek için parasal kaynaklara gereksinimi vardır. Gerekli sermayeyi oluşturmak amacıyla genelde sigorta şirketlerine, bankalara, emekli sandıklarına, bireylere ve diğer yatırımcılara hisse senedi (varlıklarından pay) ya da bono (uzun vadeli borç) satarlar. Özellikle bankalar gibi bazı kurumlar da anonim şirketlere ve diğer teşebbüslere borç verirler. Federal hükümet ve eyalet hükümetleri bu finansman sisteminin güvenliğini ve güvenilirliğini garantilemek ve yatırımcıların sağlıklı karar verebilmelerine yönelik serbest bilgi akışını sağlamak amacıyla ayrıntılı kurallar ve düzenlemeler geliştirmişlerdir.

Gayrı safi milli hasıla (GNP), belirli bir yıl üretilen mal ve hizmet düzeyini belirler. Birleşik Devletler’de GNP düzenli bir biçimde artmış ve 1983’te 3,4 trilyon doların üstündeyken 1998’de yaklaşık 8,5 trilyon dolar olmuştur. Bu veriler ekonominin sağlığını ölçmeye yararsa da, ulusun durumunu her açıdan ölçemez. Gayrı safi milli hasıla bir ekonominin ürettiği mal ve hizmetlerin piyasa değerini gösterir; fakat, bir ulusun yaşam niteliğini ortaya koyamaz. Sözgelimi, bireysel mutluluk ve güvenlik, temiz bir çevre ve sağlık gibi bazı önemli değişkenler tümüyle bu göstergenin dışında kalır.

imparator 26-02-2007 12:36

KARMA BİR EKONOMİ: PİYASANIN ROLÜ

Birleşik Devletler’de bir karma ekonomi olduğu söylenir; çünkü, hem bireysel teşebbüsler hem de hükümet önemli rol oynar. Gerçekten de Amerikan ekonomi tarihindeki en kalıcı tartışmalardan bazıları özel sektörle kamu sektörünün rolleri üzeride odaklanmıştır.

Amerikan serbest teşebbüs sistemi bireysel iş sahipliğini öne çıkarır. Ülkede mal ve hizmetlerin en büyük kısmını özel teşebbüs üretir ve toplam ekonomik üretimin üçte ikisi özel kullanım amacıyla bireylere giderken, üçte biri de hükümet ve iş çevreleri tarafından satın alınır. Tüketicinin rolü gerçekten o kadar büyüktür ki zaman zaman ülkede bir “tüketici ekonomisi” bulunduğu ileri sürülür.

Bireysel iş sahipliğine verilen bu önem kısmen Amerikalıların kişisel özgürlüğe olan inançlarından kaynaklanmaktadır. Ulus yaratıldığından beri Amerikalılar aşırı hükümet gücünden korkmuşlar ve hükümetin bireyler üzerindeki yetkisini, ekonomik alandaki rolünü de içermek üzere, sınırlamaya çalışmışlardır. Buna ek olarak Amerikalılar genelde, özel iş sahipliği özelliği taşıyan bir ekonominin, hükümetin iş sahibi olmasını öne çıkaran bir ekonomiden daha etkin çalışacağına inanmaktadırlar.

Neden? Amerikalıların inancına göre, ekonomik güçlere müdahale edilmezse, mal ve hizmetlerin fiyatını arz ve talep belirler. Buna karşılık fiyatlar da, iş çevrelerinin neler üretmesi gerektiğini belirler; eğer halk bir malı ekonominin ürettiğinden daha çok miktarda almak isterse o malın fiyatı yükselir. Bu gelişme yeni şirketlerin ya da diğerlerinin dikkatini çeker ve kar sağlama fırsatı sezdikleri için o malı daha çok üretmeye başlarlar. Buna karşılık, eğer halk bir malı daha az miktarda almak isterse fiyatlar düşer ve rekabete dayanamayan üreticiler ya işlerine son verir ya da başka mallar üretmeye başlar. Bu gibi sistemlere piyasa ekonomisi adı verilir. Bunun aksine sosyalist bir ekonomi, hükümetin daha çok iş sahibi olması ve merkezi planlama özelliği taşır. Amerikalıların çoğunluğu, vergi gelirlerine bağlı bulunan hükümetlerin fiyat değişmelerine özel sektörün yaptığı kadar önem vermeyeceklerini ya da piyasa güçlerinin gerektirdiği disiplinin etkisini duymayacaklarını düşündükleri için, sosyalist ekonomilerin doğal olarak daha verimsiz kalacağına inanırlar

imparator 26-02-2007 12:37

Buna karşın serbest teşebbüs de sınırlamalarla karşı karşıyadır. Amerikalılar, belirli hizmetlerin özel sektöre oranla kamu tarafından daha iyi sağlanacağına her zaman inanmışlardır. Sözgelimi Birleşik Devletler’de hükümet, yargının, çok sayıda özel okul ve eğitim merkezi bulunmasına karşın öğretimin, karayolu ağının, toplumsal istatistik yayınlarının ve ulusal savunmanın yönetilmesinden birinci derecede sorumludur. Buna ek olarak, fiyat sisteminin iyi yürümediği durumlarda hükümetin gerekli düzeltmeleri yapmak amacıyla müdahalede bulunması da istenir. Sözgelimi “doğal tekelleri” düzen altına alır ve piyasa güçlerini bastıracak ölçüde kuvvetlenen diğer işletme guruplaşmalarını denetlemek ya da dağıtmak için antitröst yasaları uygular. Hükümet ayrıca piyasa güçlerinin erişemeyeceği sorunlara da el atar. Özel yaşantılarında sorunlar olması ya da ekonomideki dalgalanmalar nedeniyle işsiz kalmaları yüzünden sıkıntıya düşen bireylere sosyal yardım ya da işsizlik sigortası olanakları sağlar; yaşlılara ve yoksullara yapılan sağlık yardımlarının büyük kısmını karşılar; hava ve su kirliliğinin azaltılması amacıyla özel endüstriyi denetler; doğal afetler yüzünden kayba uğrayan bireylere düşük faizli borç verir. Hükümet, bunların yanı sıra özel teşebbüsün başa çıkamayacağı kadar masraflı olan uzay araştırmalarında da baş rolü oynamıştır.

Bireyler, sadece tüketici olarak yaptıkları seçimlerle değil, ekonomik politikayı şekillendiren yetkililere verdikleri oylarla da bu karma ekonominin yönlendirilmesine yardım ederler. Tüketiciler geçtiğimiz yıllarda, ürün güvenliğine, belirli endüstriyel uygulamaların çevrede yarattığı tehditlere ve vatandaşların karşılaşmaları olasılığı bulunan belirli sağlık tehlikelerine yönelik endişelerini dile getirdiler; hükümet bunlara yanıt olarak tüketicilerin çıkarlarını güvence altına almak ve sosyal güvenliği geliştirmek amacıyla daireler kurdu.

ABD başka değişimler de geçirdi. Nüfus ve işgücü dramatik bir biçimde çiftliklerden kentlere, tarlalardan fabrikalara ve, en önemli olarak ta, hizmet endüstrilerine yöneldi, Günümüz ekonomisinde bireysel hizmet ve kamu hizmeti sağlayanların sayısı tarımsal ve mamul mal üretenlerin sayısından çok daha fazladır. İstatistiklere göre, kendi işine sahip olanlar, son yüzyıl boyunca ekonomi karmaşıklaştıkça büyük ölçüde başkaları için çalışma eğilimine girmişlerdir.


Türkiye`de Saat: 09:15 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580