2.6 Fonlar Nasıl Gelir Getirir? Üç yoldan fon yatırımınızdan para kazanabilirsiniz. İlk olarak fon sahip olduğu menkul kıymetlerden kar payı, faiz olarak menkul kıymetlerden gelir elde eder. Fon elde ettiği bütün gelirini fon portföy değerine yansıtır. Fonun sahip olduğu menkul kıymetlerin fiyatı artabilir. Eğer fon fiyatı yükselen bu menkul kıymeti satarsa sermaye kazancı elde eder. Fon elde ettiği bu sermaye kazancını veya zararını fon portföy değerine yansıtır. Eğer yatırım fonu fiyatı yükselen menkul kıymeti satmıyor elinde tutuyorsa katılma belgelerinin fiyatı artar. Yüksek fon toplam değeri yatırımınızın yüksek değerli olduğunu gösterir. Eğer katılma belgenizi satarsanız kar elde edersiniz. Böylece yatırımcılar katılma belgelerini sattıklarında, yatırım fonlarının portföyünde o ana kadar gerçekleşen değer artışlarından/azalışlarından paylarını alırlar. Ülkemizde yatırım fonlarının yıl sonlarında ayrıca kar payı dağıtmaları söz konusu değildir. ( anonim,2003 ) |
2.7 Yatırım Fonlarına Hakim Olan Temel İlkeler Nelerdir? Yatırım fonlarına hakim olan temel ilkeler şunlardır: 2.7.1 Riskin Dağıtılması İlkesi Bu ilke sayesinde yatırım fonlarının, bireylerin kendi imkanları ile sağlayamayacakları ölçüde riski dağıtmaları mümkündür. 100 milyon TL’niz olduğunu düşünelim. Siz bu para ile (Borsa’da hisse senetlerinin belirli miktarların -lot- altında işlem görememesi nedeniyle) ancak bir kaç hisse senedine yatırım yapabilirsiniz ve bu durum sizin riskinizi artırır. Örneğin, hisse senedini satın aldığınız 2 şirketin mali durumunun bozulması ve hisse senetlerinin fiyatlarının düşmesi ihtimali, 25 ayrı şirkete ait hisse senedinin fiyatlarının birden düşmesi ihtimalinden çok daha yüksektir. Yatırım fonları ise binlerce kişiden para toplayarak, trilyonlarca TL’lik portföyler oluşturabilir, bu sayede çok daha fazla sayıda hisse senedine ve bu arada daha başka yatırım araçlarına örneğin tahvil ve bonolara yatırım yaparak, hisse senedi fiyatlarındaki herhangi bir düşüş anında bundan en az derecede etkilenme şansına sahip olurlar. 2.7.2 Profesyonel Yönetim Menkul kıymet piyasaları nitelikleri itibariyle belirli bir bilgi birikimini gerektiren teknik piyasalar olup, bu piyasada oluşan gelişmelerin yakından takip edilmesi gerekir. Doğal olarak bireylerin böylesi bir takibi düzenli olarak yapmaları ve bu piyasalarda oluşan gelişmelerin menkul kıymet fiyatlarına etkilerini tahmin edip ona göre zamanında tavır alabilmeleri zordur. Yatırım fonları ise çok fazla sayıda kişiden para toplamak suretiyle yüksek miktarlarda portföyler oluşturduklarından, gerekli donanıma ve menkul kıymet piyasalarıyla ilgili yetişmiş elemanlara sahip olabilirler. Bu sayede piyasalarda gözlemlenen hareketlerin ne anlama geldiğini sürekli bir şekilde takip ederek gerekli işlemleri (alım/satım gibi) gerçekleştirirler. |
2.7.3 Menkul Kıymet Portföyü İşletmek Yatırım fonları, bazı kısıtlamalar içerisinde nakit ve kıymetli madenlere de yatırım yapabilmekle beraber, temel amaçları menkul kıymet alıp satmak ve alım satımlar arasında oluşan olumlu fark ile bu menkul kıymetlerin kar payları ve faizlerinden gelir sağlamak olan kuruluşlardır. 2.7.4 İnançlı Mülkiyet Yatırım fonları inançlı mülkiyet esasına dayanır. İnançlı mülkiyet esasında fona inançlı olarak fon kurucusu sahiptir. Tasarruf sahipleri ise fonla ilgili muameleleri yapma yetkisini kurucuya verirler. Bu yetki devri fon içtüzüğü ile olur. Kurucu, fonu bu sözleşme (içtüzük) çerçevesinde ve tasarruf sahiplerinin haklarını koruyarak yönetmek/yönettirmek zorundadır. ( anonim,2003 ) |
2.8 Fon Yönetimi İlkeleri
|
2.9 Yatırım Fonları’nın Avantajları Tasarrufçunun ortaya koyduğu sermayesi yani tasarrufu, profesyonel ve güvenilir yöneticiler tarafından yönetilmektedir. Yatırım fonu portföyüne alınabilecek menkul kıymetlerin sabit getirili, dövize endeksli ve hisse senedi gibi araçlarla çeşitlenmesi nedeniyle riskin en aza indirilmesi mümkün olabilecektir. Menkul kıymetlerin değerlemesi ve kontrolü ile kupon, faiz ve temettü tahsili fon yönetimince yapılacağından vade takibi, tahsil etme gibi zaman ve kaynak kullanımını gerektiren işlemlerden korunabilecektir. Küçük tasarruflarla temin edilemeyecek kazanç potansiyeli yüksek menkul kıymetlere yatırım yapılmasına olanak sağlayacaktır. Fon portföyündeki değer artışlarının portföy değerine günlük olarak yansıtılması nedeniyle işlemiş gelir ile birlikte gerek ihtiyacı kadar gerekse tamamını istendiği anda paraya çevirebilecektir. Portföye büyük montanlı alım satımlar nedeniyle zaman ve para tasarrufu sağlamaktadır. Bazı yatırım fonları, katılma belgesi üzerinden çek yazabilme imkanı sağlamaktadırlar. ( İMKB,2001) 2.9.1 Fon portföyüne ilişkin kimi sınırlamalar ise şöyle sıralanabilir:
|
2.10 Yatırım Fonuna Yatırım Yaparken Nelere Dikkat Edilmelidir? Yatırım fonuna yatırım yaptığınızda bir risk aldığınızı unutmayın. Çünkü fon tarafından alınan menkul kıymetlerin değeri artabileceği gibi düşebileceği için yatırım yaptığınız ana paranın bir kısmını kaybedebilirsiniz. Her farklı türdeki fonun farklı riskleri vardır. Genellikle potansiyel olarak yüksek getiri, yüksek kayıp yani yüksek risk demektir. Yatırımdan önce ilgilendiğiniz fonun amacının ve riskinin sizinkine ne kadar uyup uymadığına karar vermek gerekir. Buna karar vermek için bir yatırım danışmanına veya yatırım dergilerine ihtiyacınız olabilir. Bankalar kendi adlarını taşıyan fonlar satmaktadır. Fakat bankalarda satılan fonları mevduat ile karıştırmayın. Mevduatta garanti varken banka fonlarında diğer yatırım fonlarında olduğu gibi garanti yoktur. Genel olarak tüm menkul kıymet yatırımlarında özel olarak da yatırım fonlarına yapılan yatırımlarda, geçmiş dönemde o menkul kıymetin ya da yatırım fonunun elde ettiği getirinin gelecek dönemde de elde edileceği yönünde bir garantinin olmadığının tüm yatırımcılar tarafından bilinmesi gerekmektedir. Bu tür yatırımlarda daha çok geleceğe ilişkin beklentiler ile yatırımcının risk ve vade tercihinin fonun risk ve vade yapısı ile uyumu dikkate alınmalıdır. Örneğin yatırımcının önümüzdeki dönem için hisse senedi piyasasında yükseliş beklentisi var ise hisse senedi veya A tipi fon katılma belgesi satın alması ya da faiz oranlarında düşme beklentisi var ise tahvil ve bono fonu ya da B tipi fon katılma belgesi satın alması uygun olacaktır. |
2.10.1 Farklı Fonların Karşılaştırılması Amaca uygun fon tipi belirledikten sonra bu kategoride fonların performansını karşılaştırmakta fayda vardır. Performans karşılaştırırken dikkat edilmesi gerekenler; Fonun getirisine bakın. Maliyetleri karşılaştırın; Maliyetler fon seçiminde önemlidir çünkü bunlar sizin gelirinizi düşürür. Mali tablolardan gelir tablosunda giderler kısmını bulun ve ona bakın. Gelirinizi etkileyecek giderler iki türlüdür. Katılma belgesi satış komisyonu (bu katılma belgesi alınıp satıldığında ödenir). Bazı fonlar katılma belgesi alım satım için ücret almazlar alanların ise katılma belgesinin satış ve geri alınmasına ilişkin esasları fon iç tüzüğünde yer alır. Düzenlemelere göre likit fonlar dışında kalan fonlarda katılma belgesinin fona geri satılmak istendiğinde komisyon uygulanabilmektedir. Fon yönetim ücretleri, aracılık komisyonu gibi devam etmekte olan harcamalar (fonda kaldınız sürece maruz kaldığınız giderlerdir). Yatırım fonu katılma belgesine yatırım yapmayı planlayan tasarruf sahiplerinin aşağıda sayılan konularda yeterli bilgiye sahip olmaları gerekmektedir.
|
Ayrıca özel kesime sermaye piyasasından yeterince fonlama imkanının bırakılmaması, özel sektör firmalarının tahvil ihraç etmeyi maliyetli ve riskli bulmaları ve yatırım fonlarının vadesiz mevduat niteliği de diğer nedenler arasında sayılabilir.Aşağıdaki tabloda ise Türkiye’de geçtiğimiz 1 yıl içinde mevcut fon sayısı ve toplam portföy değerini gösteren bilgileri bulabilirsiniz. ( İAV,1989 ) Tablo1: 02/2002-02/2003 tarihleri arasında Türkiye’deki Fon Piyasası PORTFOY DEGERI TOPLAM DEĞERİ TARİH FON SAYISI TRILYON TL MILYON $ TRILYON TL MILYON $ 28/02/02 277 4,989 3,577 5,345 3,832 31.03.2002 248 5,812 4,317 6,273 4,659 30.04.2002 249 6,747 5,034 7,219 5,386 31.05.2002 250 6,955 4,807 7,560 5,224 30.06.2002 244 7,324 4,638 7,948 5,033 31/07/02 240 7,591 4,468 7,999 4,708 31/08/02 241 8,280 5,074 8,709 5,338 30.09.2002 242 8,007 4,821 8,429 5,075 31.10.2002 240 8,811 5,267 9,241 5,524 30.11.2002 240 9,396 6,081 9,993 6,468 31.12.2002 242 9,311 5,643 9,934 6,020 31.01.2002 243 10,344 6,285 11,012 6,691 28.02.2003 243 10,452 6,538 11,093 6,939 $= 1.598.635 TL. Kaynak:Sermaye Piyasası Kurulu Bülteni |
3. Portföy Yönetimi Modern menkul kıymet analizleri geleneksel menkul kıymet analizlerinden farklılaşırlar. Modern yaklaşım risk ve getiri kavramları üzerine yoğunlaşırken, geleneksel teori ise toplam değerin hesaplanmasını esas alır. Portföyler varlıkların bir kombinasyonudur. Bu çalışmada ise söz konusu varlıkları menkul kıymetler temsil etmektedir. Geleneksel yaklaşımda portföy yönetimi yatırımcının istek ve ihtiyaçlarına en uygun menkul kıymet karmasının seçilmesini esas alır.Buna karşın modern portföy yönetimi optimum getiriyi minimum risk seviyesinde sağlamaya yarayan matematiksel metotları kullanarak bilimsel bir yaklaşım ortaya koyar. Modern portföy teorisinin klasik portföy teorisinden olan temel farklılığı menkul kıymet yatırımlarının tek tek ele alınması yerine tümünün bir arada, uygun seçilmiş bir portföy içinde düşünülmesidir. Bir portföyün getirisi ise bu karma içindeki menkul kıymetlerin getirilerinin ağırlıklı ortalamasından başka bir şey değildir. Bu ağırlıklardan anlatılmak istenen menkul kıymetlerin portföyün içindeki oluşuma katkısı anlatılmaktadır. Portföyün toplam riski ise daha karmaşık bir kavramdır. Her bir menkul kıymetin kendine özgü olan risk oranı portföy içine katıldıktan sonra diğer menkul kıymetlerle etkileşerek karmanın riskini önceki risk seviyesinden daha aşağıya veyahut daha yukarıya doğru hareket ettirebilir. Bu her bir portföy elemanın birbiri ile olan ilişkisine bağlıdır.( Fischer & Jordan,1991) Modern Portföy yönetiminin babası olarak bilinen Harry Markowitz’e kadar , pek çok portföy yöneticisi bazı menkul kıymetlerin aynı ya da ters yönde hareket ettiklerinin farkına varmışlar ancak bu ilişkileri ölçen teknikleri geliştirememişlerdir. Menkul kıymetlerin sahip olduğu kendilerine özgü risk seviyeleri nedeniyle ,yatırımcılar her zaman birden fazla çeşit menkul kıymete sahip olmaya çalışmışlardır. Bu çeşitlendirme ile menkul kıymetlerin getirileri üzerindeki belirsizlik azaltılarak toplam getirinin arttırılması amaçlanır.Yatırımcılar portföy içindeki bir elemanın değerinin düşmesi ihtimalini bir diğer menkul kıymetin değerinin yükselmesi ile elimine etmeyi amaçlamışlardır. Önceleri özellikle hisse senetleri için uygulanan bu yöntem aynı endüstride faaliyet gösteren firmaların hisse senetlerini almak yerine farklı endüstrilerdeki firmaların hisselerini alarak kendini göstermiştir.Fakat bu noktada doğru kombinasyonun doğru nedene bağlı olarak oluşturulması sorunu ortaya çıkmıştır. Bu sorunun çözümü ise Markowitz teoremi ile mümkün olmuştur. |
Markowitz, bir portföyü oluşturan menkul kıymetlerin getirileri arasındaki ilişkilerin araştırılması ve getirileri arasında tam pozitif korelasyon bulunmayan menkul kıymetlerin bir portföyde toplanması ile ( Markowitz çeşitlendirmesi ) beklenen getiride bir düşme olmaksızın sistematik olmayan riskin azaltılabileceğini öne sürmüştür. Bu durum da en iyi portföy seçimi konusu da tartışılmalıdır. En iyi portföyün seçimi ise direkt olarak yatırımcının tatmin düzeyine bağlıdır. Kabul edilebilir bir getiriyi minimum risk seviyesi ile elde etmek veya mevcut risk seviyesinde getiriyi maksimize etmek yatırımcının yapabileceği optimum seçim alternatifleri olarak karşımıza çıkar. Bu tip portföy seçimlerine “etkin portföyler” denir. ( Jones,2000) Markowitz çeşitlendirmesinin birkaç temel boyutu mevcuttur.
Portföy yönetimi süreci istenilen sonuca ulaşmak için uygulanan stratejiler bütünü olarak da adlandırılabilir. Bu süreci kısaca özetlersek; |
Türkiye`de Saat: 23:13 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2