Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/)
-   İktisat (http://besiktasforum.net/forum/iktisat/)
-   -   Kayıtdışı Ekonomi (http://besiktasforum.net/forum/iktisat/24823-kayitdisi-ekonomi/)

imparator 02-03-2007 12:03

Kayıtdışı Ekonomi
 
KAVRAM VE TANIMLAR

Kayıt dışı ekonomi kavramı ilk olarak ABD’de ikinci dünya savaşı yıllarında beyan edilmeyen geliri ölçmek için Cogan’ın yaptığı çalışmalarla ortaya atılmıştır. Bu çalışmaların ardından birçok farklı yöntemlerle ölçümler yapılmıştır. Ülkemizde ise kayıt dışılığa ilgi 1990’lı yıllarda olmuştur.

Kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin kapsamı çok geniş olduğundan bu kavramın tanımının yapılmasını güçleştirmiştir. Konunun kapsamına göre birçok farklı isimle farklı tanımlar yapılmıştır. Bunlardan bazıları, kara ekonomi, paralel ekonomi, gizli ekonomi, yer altı ekonomisi, yasadışı ekonomi, düzensiz, gayri resmi ekonomi vs.’dir.

Moonlight (ay ışığı) ve twilight (alacakaranlık) kavramlarından kayıt dışılığın istihdam yönü, underported (beyan dışı) kavramının da mali ve vergisel yönü, illegal (yasadışı) kavramıyla da kayıt dışılığın yasal yönü vurgulanmaktadır.

Ülkemizde yapılan çalışmalardaki bazı tanımlamalardan bahsedersek; kayıt dışı ekonomi, GS milli gelir hesaplarını elde etmekte kullanılan, bilinen istatistik yöntemlerine göre tahmin edilemeyen ve gelir yaratıcı ekonomik faaliyetlerin tümüdür.

K.D. ekonomi, mal ve hizmet üretimine konu olmasına karşılık, ekonominin geleneksel ölçüm yöntemleriyle bütünüyle tespit edilemediğinden milli muhasebe kayıtlarında yer almayan ve GSMH büyüklüklerine yansımayan alanları kapsamaktadır.

KD ekonomi resmi istatistiklerde kapsanamayan ekonomik faaliyetler ve onların sonuçlarıdır. Bu tanım sınırlayıcı olmadığı için çok geniş bir tanımlamadır. Ayrıca bu tanımla birlikte kayıt dışı ekonominin en belirgin özelliği de ortaya çıkmaktadır. Kayıt dışı faaliyetler ve sonuçları ölçülememiş ve resmi istatistiklerde yer almamıştır.



2.KAYITDIŞI EKONOMİ MODELİ


Kayıt dışı ekonomiyi oluşturan faaliyetlerin nitelikleri açısından sınıflandırılarak kapsamlı bir model yardımıyla ortaya konulması yararlı olacaktır. Bu model kapsamında yer alan ekonomik faaliyetler, GSMH ve toplam istihdam gibi göstergelerin eksik tespit edilmesine yani kayıt dışılığa yol açan faaliyetlerdir. Model toplam ekonomik gelir tanımındaki faaliyetleri kapsayacak genişlikte kurulmuştur.

Piyasa içi kayıt dışı ekonomi; piyasanın arz ve talep koşullarında ancak, kayıt dışı olarak yapılan üretim, dağıtım, değişim ve tüketim faaliyetlerini kapsamakta ve değişimin parasal veya ayni olmasına göre; piyasa içi parasal kayıt dışı ekonomi ve piyasa içi parasal olmayan kayıt dışı ekonomi olarak iki kısımdan oluşmaktadır. Piyasa içi kayıt dışı ekonominin parasal ve parasal olmayan olarak ele alınan alt ayrımları da, üretimlerin yasal olup olmaması açısından, yasal ve yasa dışı olarak ikiye ayrılmaktadır.









Bu model çerçevesinde, üretimi, ticareti ve tüketimi yasak olan uyuşturucuların piyasa koşullarında üretilmesi ve alınıp satılması, ödemeleri parasal olup olmamasına göre; piyasa içi – parasal – yasadışı kayıt dışı ekonomi veya piyasa içi – parasal olmayan – yasadışı kayıt dışı ekonomi kapsamında yer almaktadır. Kayıtlı ekonomi kapsamında yasal düzenlemelere uygun olarak üretim, dağıtım ve tüketimleri yapılan mal ve hizmetlerin, söz konusu yasal düzenlemelere uyulmadan piyasa koşullarında üretimi ve dağıtımı ve tüketimi faaliyetleri, ödemelerin parasal olup olmamasına göre, piyasa içi – parasal – yasal kayıt dışı ekonomi veya piyasa içi – parasal olmayan – yasal kayıt dışı ekonomi kapsamında yer almaktadırlar. İşportacılık, kayıt dışı olarak yapılan inşaat ve onarım işleri, büro veya evlerde kayıt dışı olarak ders verme gibi faaliyetler piyasa içi parasal yasal kayıt dışı ekonomik faaliyetlere örnektir.

Piyasa dışı kayıt dışı ekonomi kapsamında yer alan faaliyetler ise piyasa koşullarında üretim, değişim ve tüketimi gerçekleşmeyen faaliyetlerdir. Bunlar parasal değişime konu olmazlar. Parasal olmayan ve piyasa dışı bu faaliyetler de kendi içinde yasal ve yasal olmayan olarak iki kısma ayrılır.

Bu açıdan bir model çerçevesinde ev ihtiyaçlarına yönelik olarak yapılan yemek pişirme, ütü, tamirat işleri, çocuk bakma gibi işler piyasa dışı – parasal olmayan yasal kayıt dışı ekonomi kapsamında değerlendirilmektedir. Birisinin kendi tüketimi için bahçesinde yasadışı olarak haşhaş ve marijuana gibi uyuşturucu yapımında kullanılan bitkiler yetiştirip uyuşturucu imal etmesi ise piyasa dışı – parasal olmayan yasadışı kayıt dışı ekonomi kapsamında yer alır.

imparator 02-03-2007 12:04

Bu tür faaliyetlerin kapsamı çok geniş ve gözlem ve denetimi zor olduğundan, boyutlarının belirlenmesi çok zordur.

Kayıt dışı ekonomi kapsamında yer alan faaliyetlerin bir kısmı yürütenler tarafından kısıtlı olarak kayıt dışı yürütülmektedir. Bu tür faaliyetler bir yasağın, bir kuralın veya bir düzenlemenin bilerek ihlal edilmesi sonucu kayıt dışında kalmaktadır. Bir kısım faaliyetler ise katılanların kastı olmaksızın, ilgililer tarafından hesaplanmasının zorluğu ve pratik olmaması sebebiyle, denetlenmek ve kayıtlarda kapsanmak istenmemesi yüzünden kayıt dışında kalmaktadırlar.

Konu adına yürütülen faaliyetlerde de hatalardan, düzenlemeleri yeterince bilmemekten, yanlış ve eksik bilgi vermekten ve istismardan, kamunun ekonomik faaliyetlerini kayıtlara yansıtmadan şahsi menfaatler doğrultusunda kullanmaktan ve rüşvet almak gibi yasadışı faaliyetlerden kaynaklanan kayıt dışılık oluşmaktadır.

2.1.Kayıt Dışı Faaliyetlerin Yoğunlaştığı Alanlar


Kayıtlı ekonominin tüm sektörlerinde kayıt dışılığa rastlamak olağan olduğundan kayıt dışı faaliyetler çok çeşitlidir. Kayıt dışılığın yoğun olduğu sektörler tarım ve hizmetler sektörüdür. Bu sektörlerin üretim, tüketim ve istihdam ilişkilerinin kayıt dışılığa uygun olması ve faaliyetlerinde çok çeşitlilik göstermesi yoğunluğun sebebidir.

2.2.Kayıt Dışı Ekonomiye Katılanlar


Üretimde yer alan istihdam gruplarını ele alırsak, resmi kayıtlı çalışanların kayıt dışı ek işleri olabileceği gibi, resmi istatistiklerde kayıtlı işsiz veya işgücü kapsamında yer almayanların da kayıt dışı ekonomik faaliyetlerde bulunmaları söz konusudur.

Ayrıca, çocuk yaştakilerle, kurumsal olmayan sivil nüfus kapsamı dışında olanların da kayıt dışı faaliyetlere katılması mümkündür. Kayıt dışı ekonomik faaliyetler daha çok şirketleşmemiş girişimler ve küçük işletmeler tarafından gerçekleştirilmektedir.

Kısacası; kayıtlı ekonomide söz konusu olan ücret, kar, kira ve faiz gibi gelir unsurlarının hepsi kayıt dışı ekonomide söz konusudur.

2.3.Yasal – Yasal Olmayan Kayıt Dışı Ekonomi


Bu ayırım, ülkemizde yapılan çalışmalarda, yanlış olmasa bile diğer ülkelerdeki çalışmalardan farklı şekilde yapılabilmektedir. Örneğin bir çalışmada, gizli ekonomi faaliyetleri ev ekonomilerince ihtiyaçları gidermek için yapıldığı sürece yasaldır. Ancak bu tip faaliyetler üretime yönelik ve gelir elde etmeyi amaçlıyorsa yasadışı olur ve yasal yaptırımlar gerektirir. Başka bir çalışmaya göre de, ev üretimi dışındaki her türlü kayıt dışılığın yasal olmayan faaliyetler olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Bu faaliyetler, ekonomik yaşamı düzenleyen kurallara uyulmadan yapıldığında yasadışı – kuraldışıdırlar. Ancak diğer ülkelerdeki çalışmalarda yasadışı kayıt dışı ekonomi denildiğinde kastedilen şey, ceza yasalarının yasakladığı mal ve hizmetlerin üretimi, ticareti ve tüketimiyle ilgili faaliyetlerdir. Normal şartlarda üretimi, dağıtımı ve tüketimi yapılan mal ve hizmetlerin belirli şekillerde ve şartlarda üretilmesiyle ilgili düzenlemelerin maliyetinden ve vergi gibi bazı yükümlülüklerinden kaçınmak gayesiyle otoritelerden gizlenerek beyan dışı bırakılması, söz konusu mal ve hizmetlerin yasadışı olduğu anlamına gelmemektedir. Bunlar yasal kaynaklı kayıt dışı ekonomi kapsamında değerlendirilmektedir. Uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı, yasadışı kumar, fuhuş, rüşvet ve hırsızlık gibi yasak olan ve genellikle hapis cezası gerektiren faaliyetler yasadışı kayıt dışı ekonomi kapsamında ele alınmaktadır. Ancak yasallık ve yasa dışılık zaman sürecinde ve ülkeden ülkeye değişen izafi bir tanımlamadır. Avrupa ülkeleri pornografi ve fuhuş sektörü gibi konularda diğer ülkelere göre daha az sınırlama getirmektedirler.

1993 yılında, uzun çalışmalar sonunda, Avrupa Ülkeleri Komisyonu, IMF, OFCD, World Bank katılımıyla geliştirilen ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı tarafından tavsiye edilen Milli Muhasebe hesapları sisteminde açıkça yasadışı işlemlerin de kapsanması gerektiği belirtilmiştir.

imparator 02-03-2007 12:05

2.4.Kayıt Dışı Gelir–Kayıt Dışı İstihdam


Kayıt dışılık kullanıldığı yere göre anlam kazanan bir kavramdır. Kayıt dışı ekonomi denildiğinde akla gelen iki önemli konu kayıt dışı gelir ve istihdam olmaktadır.

2.4.1.KD Gelir; toplam ekonomik gelirin milli muhasebe hesaplarında kapsanmayan kısmı kayıt dışı milli geliri oluşturur. Kayıt dışılığın önemli sonuçlarından biri olan vergi kayıpları açısından ele alındığında ise kayıt dışı gelir, vergi kapsamında olduğu halde belgeye bağlanmayan ve beyan dışı bırakılan, dolayısıyla vergi hesaplamalarında dikkate alınmayan gelirlerden oluşmaktadır. Bu iki farklı bazdaki kayıt dışılık arasındaki ilişki, birbirine bağımlılıkları ölçüsünde değişmektedir.

2.4.2.KD İstihdam; İstihdam açısından kayıt dışılığı da farklı kapsamlarda ele almak mümkündür. Ülkenin çalışan nüfusunun resmi toplam istihdam rakamları içinde kapsanamaması kayıt dışı istihdamı oluşturur. Sosyal güvenlik kuruluşlarına beyan edilmeden ve gerekli yükümlülükler yerine getirilmeden gerçekleştirilen istihdam, sosyal güvenlik açısından kayıt dışılığı kapsayan, dar anlamda kayıt dışı istihdamdır.

2.5.Kayıtlı–Kayıt Dışı Ekonomi İlişkisi



Kayıt dışı ekonomi, bir bütün olan ekonomik ve sosyal yapının tamamlayıcı bir parçası olarak kayıtlı ekonomi ile iç içedir. Kayıt dışı ekonominin kayıtlı ekonomi ile ilişkisi genel hatlarıyla şu şekilde olmaktadır.

- Kayıt dışı ekonomi kayıtlı ekonomiye talep yaratmaktadır. Kayıtlı ekonomi tarafından üretilen mallar, kayıt dışı ekonomide yatırım malı, ara mal ve tüketim malı olarak kullanılır.

- Kayıtlı ekonomide gerçekleştirilen üretimin dağıtımı kayıt dışı ekonomi tarafından yerine getirilir.

- Kayıtlı ekonomi tarafından üretilen malların bakım ve onarımı da yine kayıtlı ekonomi yanında, kayıtlı ekonomi tarafından da yerine getirilmektedir.

- Kayıt dışı ekonomi, kayıtlı ekonomi tarafından da üretilen mal ve hizmetleri üreterek kayıtlı ekonomiye rekabet yaratır.

3.KAYIT DIŞI EKONOMİYE YOL AÇAN SEBEPLER

3.1.)Ekonomik Sebepler


Bu ülkenin sahip olduğu ekonomik sistemin kendisi ve yapısal özellikleri kayıt dışılığa uygun bir zemin oluşturabilir. Bu ekonominin gelişmişlik düzeyi, gerekli yatırımların yapılarak yeterli kalkınma hızının gerçekleştirilmemesi ve kayıtlı istihdam imkanlarının yaratılmaması, kamu kesiminin ekonomik faaliyetler içindeki ağırlığı, düzenlemelerin ve sınırlamaların yoğunluğu kayıt dışılığa rol oynayan faktörlerdir.

Gelir dağılımındaki adaletsizlik, düşük gelir grubunun genişliği ve orta grubu üyelerinin nispi olarak azlığı kayıt dışılık sebepleri arasındadır. Gelirlerin düşüklüğü ve fakirlik, bireyleri kayıt dışı faaliyetlerde bulunmaya zorlayan bir faktördür. Üst gelir gruplarındaki vergi ve diğer mali yükümlülüklerin ağırlığı da, bu grupta yer alan bireyleri, faaliyetlerini ve gelirlerini gizlemeye yöneltmektedir.

Enflasyonun yüksek düzeylerde seyrettiği ülkelerde de kayıt dışılığın artması beklenebilir. Ekonomide sürekli yaşanan enflasyon olgusu, kayıt dışı ekonomiyi büyüten bir neden olduğu gibi, aynı zamanda kayıt dışı ekonomide enflasyonun artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle enflasyonun kontrol altına alınmasına yönelik olarak uygulanacak politikaların, kayıt dışı ekonominin payının küçültülmesini de hedeflemesi gerekmektedir. Ekonomik politikalar, ekonomik istikrarsızlık ve krizler kayıt dışılığa yol açan önemli bir neden olarak çıkmaktadır. Ekonomik yapıları oturmuş, kurumları yerleşmiş, enflasyon problemini yaşamayan ülkelerde kayıt dışı ekonominin boyutunun çok düşük olduğu görülmektedir.

İktisadi kriz ve durgunlu dönemleri de kayıt dışılığa uygun bir ortam oluşturmaktadır. Böyle dönemlerde işsiz kitleler, kayıtlı ekonomide bulamadıkları istihdam imkanlarını kayıt dışı faaliyetlerde arayacaklardır. Müteşebbisler ise kriz ve durgunluğun etkilerini minimuma indirmek ve özellikle istihdam ve üretim açısından esnek davranabilmek gayesiyle kayıt dışı faaliyetlere yöneleceklerdir.·

3.2)Kamu Maliyesinden Kaynaklanan Sebepler


Ekonomik sebepler ile iç içe düşünülmesi gereken mali sebepler, öncelikle mali sistemin kendisinde aranmalıdır. Vergi ve vergi benzeri yükümlülükler başlı başına bir kayıt dışılık sebebidir. Vergilerin mükellef tarafından karşılıksız alınan bir fiyat gibi ve ekonomik güce göre yüksek olarak algılanması, vergi vermeyen bireylerin ise vergilerle üretimi finanse edilen kamusal mal ve hizmetlerden mahrum bırakılmaması bireyleri vergi yükünden kurtulma çabasına yöneltmektedir. Vergi sisteminden kaynaklanan nedenleri şu alt başlıklar halinde sıralarsak kanunun önemi daha iyi açıklanabilir:

imparator 02-03-2007 12:05

1)Vergi sisteminin adil olmaması:

· Gelir üzerinden alınan vergiler beyan esasına dayanmakla birlikte, vergi tahsilatı büyük ölçüde vergi kesintisi ile sağlanmaktadır. Gelir vergisinde götürü unsurlar yaygındır.

· Emek ve sermaye gelirlerinin farklı vergilendirilmelerini öngören ayırma kuramı etkin bir şekilde uygulanamamaktadır. “Üniter vergilenme esası” politika olarak benimsenmişse de tam anlamıyla uygulamaya konulamamıştır. Asgari ücret üzerinden vergi alınırken ücret dışındaki diğer bazı gelirler yüksek istisna hadleri nedeniyle vergi dışı bırakılmaktadır.

· Vergi teşvik sisteminin selektif olmaması nedeniyle, teşvikler, kendilerinden beklenen yararı sağlamadığı gibi vergi kayıp ve kaçağının kaynağı haline gelmektedir.

· Ekonomide yaşanan yüksek oranlı kronik enflasyon, işletmeleri, lisans yapılarına göre farklı oranda da olsa olumsuz etkilemektedir.
· Katma değer vergisinde farklı mal ve hizmetlere uygulanan farklı vergi oranları verginin tarafsızlığını ortadan kaldırmaktadır.

· Vergi aflarının sık sık yapılması ve devamlı surette gündemde tutulması adaletsiz vergi yapısının daha da güçlenmesine zemin hazırlamaktadır.

2)Vergi sisteminin sistematiği bozulmuştur:

· Vergi yasalarında, çok kapsamlı olmasa bile her yıl değişiklik yapılmaktadır. Yapılan bu değişikliklerin birçoğu vergi yada maddeleri arasındaki uyumu ortadan kaldırmaktadır.·

· Vergi sisteminde çok sayıda istisna, muafiyet ve indirimler bulunmakta, bunların hesaplanmasına ilişkin özel düzenlemeler vergi sistemindeki karmaşıklığı daha da arttırmaktadır.

· Vergi yasalarına ilişkin uygulamalara, büyük ölçüde, yasalara eklenen geçici ve ek maddeler yön vermektedir.

· Özel kanunlarda vergilendirmeye ilişkin hükümlere yer verilmektedir.

3)Gelir idaresi ve vergi denetiminde yeniden yapılanma gereği: Bugünkü örgütlenme yapısıyla gelir idaresi ve vergi denetim birimleri kayıt dışı ekonomi ile yeterince etkin bir şekilde mücadele edebilecek durumda değildir.

4)Vergi yargı organları etkin ve hızlı çalışamamaktadır:

· Vergi uyuşmazlıklarının çözümü uzun zaman almaktadır.

· 647 sayılı kanunun hakime verdiği takdir yetkileri nedeniyle hürriyeti bağlayıcı cezalar etkin bir şekilde uygulanamamaktadır.

· Vergi yargısında görev alan üyelerde mesleki uzmanlaşma eksikliğinin sıkıntıları yaşanmaktadır.

5)Vergi yasalarından kaynaklanan hususlar:

· Genel olarak vergi oranları yüksektir.

· Geçmişe yürüyen ve geçmişi esas alan yasalar yürürlüğe konmaktadır.

· Vergi sistemi, gerekli ve yeterli oto – kontrol mekanizmalarından yoksundur.

· Maliye Bakanlığı, kayıt dışı ekonominin önlenmesi için verilen bazı yetkileri ya hiç kullanmamakta yada kullanılan yetkiler etkin şekilde uygulanamamaktadır.
· Sık sık vergi affı öngören yasalara ve uygulamalara yer verilmektedir.

Vergi sistemindeki tüm bu bozukluklar nedeniyle kayıt dışı ekonominin boyutları her geçen gün artmaktadır.

Kayıt dışılığa yol açan mali sebeplerin diğer yüzü ise toplanan vergilerin nasıl harcandığıyla ve mükelleflerin kamu faaliyetlerinden ne kadar istifade edebildiğiyle ilgilidir. Eğer vergi gelirleri etkin bir şekilde ve bireylerin gerekli gördüğü alanlarda kullanılmıyor, rüşvet ve yolsuzluklar yaygın, kamu kaynakları israf ve istismar ediliyor ise, bireyler kayıtlı faaliyette bulunmakta ve gelirlerini doğru beyan ederek, vergilerini tam olarak ödemekte isteksiz olacaklardır.·

3.3)Çalışma Hayatından Kaynaklanan Sebepler


Sosyal güvenlik sisteminin etkin çalışmayışı, bireylerin sisteme kayıtlı olmakla elde edecekleri faydalar ile kayıt dışı kalma durumunda elde edecekleri faydaları karşılaştırarak tercih yapmalarına sebep olmaktadır. Eğer etkin ve verimli bir sosyal güvenlik sistemi yoksa, cezai yaptırımlar caydırıcı değilse, sosyal güvenlik primleri gibi istihdam ile ilgili kesintiler yüksek ise, kısaca kayıt dışı sektörde faaliyette bulunmanın kayıtlı sektörde faaliyette bulunmaya göre alternatif maliyeti düşük ise bireyler kayıt dışında kalmayı tercih eder.

imparator 02-03-2007 12:05

Çalışma hayatıyla ilgili yasal düzenlemelerin part – time , kısa süreli çalışma ve evde çalışma gibi zamanla ortaya çıkan gelişmeleri kapsayamaması, işyeri koşulları için getirilen standartlar, üretim lisanslı olma gereği, çalışanlar için aranan asgari yaş, eğitim, diploma, asgari ücret ve fazla mesai gibi düzenlemeler ile kadın çalışanlara daha düşük ücret verilmesi ve bu yüzden kadınların ev işlerini tercih etmesi gibi hususların hepsi, kayıt dışı üretim ve istihdamda rol oynamaktadır.

3.4)Sosyal Sebepler


Moral ve ahlaki değerlerin ve eğitimin kayıt dışılıkla ilgisi, bireylerin kayıt dışı faaliyette bulunmaya ve özellikle yasadışı – kayıt dışılığa olan tavırlarıyla ilgilidir. Moral ve ahlaki değerler ile eğitim düzeyinin yüksek olduğu toplumlarda devlete olan itaat ve devlet faaliyetlerini takdir etme, destekleme ve katılma eğilimi daha yüksek olacaktır. Kamu harcamaları ile vergiler arasındaki ilişkiyi eğitim düzeyi yüksek toplumlar daha iyi kurmaktadır. Moral ve ahlaki değerlerin aşındığı toplumlarda, özellikle uyuşturucu ve yasadışı kumar, fuhuş, kaçakçılık ve tefecilik gibi yasal olmayan kayıt dışı faaliyetler artacaktır.

Gerek ülkeler arasında gerekse ülke içinde, genelde kırdan kente doğru olan göç hareketleri de kayıt dışılık sebebidir. Almanya’daki vatandaşlarımızın ve ABD’ye Meksika, Küba ve Haiti gibi çevre ülkelerden gelenlerin durumu bu konuda örnek teşkil etmektedir. Hızla artan nüfus karşısında kırsal alanlardaki insanların yetersiz kalması ve şehirlerde istihdam imkanlarının varlığı, insanların şehirlere akın etmesine yol açmaktadır. Şehir ortamı faaliyetleri gizlemeye daha elverişlidir. Otoritelerinde gelişmeleri iyi izleyip insanları ihtiyaçlarına yönelik düzenleme yapmamaları, sınırların zorlanmasına ve yasaların ihlal edilmesine yol açmaktadır. Örneğin engellenemeyen kırdan kente göç olgusuna rağmen kentsel arsa üretiminin yapılmayışı insanları gecekondu yapmaya itmektedir. Böylece özellikle nüfusun dörtte birinden fazlasının gecekondularda yaşadığı belirtilen ülkemizde, gecekondu sorununun ve bundan kaynaklanan kayıt dışılığın önemi ortaya çıkmaktadır.·


3.5)Teknolojik Gelişmelerden Kaynaklanan Sebepler


Gelişen teknolojiyle emek gücü açığa çıkar ve insanlar geçim kaygısıyla kayıt dışı faaliyetlere yönelme eğilimi gösterir. Gelişen teknolojilerle sermaye mallarının fiyatı ucuzlamakta ve bu sayede sermaye mallarının evde üretimi kolay hale gelmektedir. Böylece kayıt dışı ekonominin ucuzlayarak kalitesinin iyileşmekte olması bu ürünlere yönelik talebin canlı kalmasına ve kayıt dışı ekonominin gelişmesinde etkili olmaktadır.

3.6)Psikolojik Sebepler


Psikolojik faktör olarak ele aldığımız nedenler, bireylerin kayıt dışı faaliyetleri sırasında aldıkları duygusal tatmindir. Bireylerin kimlik arayışları ve etkin olma isteklerini karşılayacak kayıtlı faaliyet imkanlarının sınırlı olması, onları kayıt dışı faaliyetlere itebilmektedir. Part – time işlerde çalışmak, evde bağımsız ve kendi işinde çalışmak, insanlara esnek hareket etme imkanı vermekte ve hürriyet arzularını tatmin etmektedir.

Ayrıca, kayıt dışı ekonomi konusunda yapılan aşırı yüksek tahminlerde bireyler üzerinde kayıt dışılığa yönelme sebebi olabilmektedir. Bir başka etken de vergi sisteminin adil olmadığı konusunda kişilerde yaygın bir kanaat bulunmasıdır. Vatandaşlar, ödenen vergilerin hizmet olarak kendilerine dönmediğine inanmaktadır. Bu nedenler de kişileri kayıtsızlığa iten psikolojik etkenler arasındadır.·

imparator 02-03-2007 12:05

4.KAYIT DIŞI EKONOMİNİN SONUÇLARI
Mali ve sosyal güvenlik açısından kayıt dışılığın da ekonomik, mali, sosyal, çalışma hayatı ve teknolojik gelişmeler ile ilgili sonuçları bulunmaktadır. Kayıt dışılığın sonuçları denildiğinde genellikle olumsuz sonuçlar akla gelse de, olumlu yönlerinin bulunduğunu ileri süren görüşler de vardır.

Kayıt dışılığın olumsuz etkileri, bu eksik ve yanlış göstergeleri veri olarak oluşturulacak politikaların ve alınacak tedbirlerin uygulamada başarısız olması ve istenmeyen sonuçlara yol açması şeklinde dolaylı olarak olmaktadır.

4.1.Ekonomik Sonuçlar: Ekonomik temel hedeflere göre kayıt dışılığın sonuçları,

a) GSMH; kayıt dışılıkla bir ülkede gerçekleştirilen üretimlerin ve elde edilen gelirlerin, yapılan tüketim ve yatırım miktarlarının tamamen kapsanamaması ve kaynakların çeşitli kesimler ile sektörle arasında nasıl dağıldığının doğru belirlenememesi sorunuyla karşılaşırız. Böyle bir durumda da milli gelir rakamları eksik ifade edilmiş olacak ve ülkenin refah düzeyi ile verimlilik göstergeleri olduğundan düşük görünecektir.

b) İSTİHDAM; kayıt dışılık ülkede gerçekte gelir getirici bir faaliyette bulunduğu halde, istihdamla ilgili göstergelerde işsiz kapsamında veya işgücü dışındakiler kapsamında gösterilen bir kesimin olması, istihdam ve işgücüne katılım rakamlarının mutlak ve oransal olarak düşük, işsizlik rakamlarının da yüksek görünmesine yol açar.

c) FİYATLAR; sadece kayıtlı üretimlerin maliyetleri ve satış fiyatları dikkate alınarak hazırlanan fiyat göstergeleri, kayıt dışı üretimlerin, kayıt dışılık dolayısıyla kayıtlı kesime nazaran oldukça yüksek ek maliyetlere katlanmadan gerçekleştirilmesi dolayısıyla sağlanan düşük maliyet ve satış fiyatları kapsanamadan hazırlandığında, piyasa genel fiyatla düzeyini olduğundan yüksek gösterir.

d) BÜYÜME; eğer kayıt dışı ekonominin büyüme hızı kayıtlı ekonomiden daha yüksek ise, resmi büyüme rakamları da kayıtlı ve kayıt dışı ekonomi toplamından oluşan ekonominin bütününün büyüme hızından düşük belirlenir.

e) GELİR DAĞIMI; Gelirin bir kısmının veya tamamının otoritelerden gizlenmesi dolayısıyla, kayıt dışı ekonomiden en fazla kimlerin pay aldığına bağlı olarak gelir dağılımı rakamları, düşük veya yüksek gelirli kesim lehine sapmalı olarak belirlenir.

f) DIŞ TİCARET; kayıt dışı ithalat ve ihracat sebebiyle gerçek dış ticaret dengelerinin hatalı tespit edilmesi, ülkede kayıt dışı altın ve döviz bulunması sebebiyle de döviz ve altın mevcutlarının eksik belirlenmesine neden olur.

Temel göstergelerin kayıt dışılık sebebiyle doğru olarak tespit edilememesi, sorunların yanlış teşhisine ve teşhis yanlış olunca da etkin ve doğru politikalar ile tedbirlerin alınıp uygulanamamasına, uygulamaların başarısızlığına, kaynakların yanlış yönlendirilmesine ve istenmeyen sonuçların ortaya çıkmasına yol açar.

Özellikle ülkemiz gibi planlı kalkınma çabasındaki ülkelerde, ülke kaynaklarının ve mevcut ekonomik durumun, ulaşılması ve düşünülen hedeflerin ve bu hedeflere ulaştıracak politika araçlarının doğru tespit edilmemesinin yol açacağı sonuçlar, kayıt dışılığın önemini daha da arttırmaktadır.

Belge ve kayıt düzenine uymamaktan, vergi ve sosyal güvenlik primi gibi mali yükümlülükleri yerine getirmemekten kaynaklanan kayıt dışılığın ekonomik etkilerini ise şu şekilde özetleyebiliriz,

- Kayıt dışı faaliyetlerin genel olarak arzulanmayan faaliyetler olduğu, emek yoğun ve gelişmiş olmayan teknolojiler kullanan alanlarda yoğunlaştığı dikkate alınırsa, kayıt dışı ekonominin kaynak dağılımında etkinliği bozduğu ve kaynakları verimsiz olanlara yönelttiği sonucu çıkmaktadır. Kayıt dışı ekonomide ödemelerin daha çok nakdi ödeme ve takas gibi yöntemlerde gerçekleştirilmesi ise işlem etkinliğini azaltan hususlardır.

- Faaliyetlerini kayıt dışı olarak yürütenler, faaliyetlerini kayıtlı olarak yürütenlerin kayıtlı olmaktan dolayı katlandıkları oldukça yüksek ek maliyetlere katlanmadıklarından, haksız şekilde rekabet avantajı elde ederler. Sonuçta, rekabetçi piyasanın etkin kaynak tahsisini gerçekleştirme fonksiyonu kaybolur.

- Aşırı harcamalar yanında, vergi ile sosyal güvenlik primi gibi mali yükümlülüklerin yerin getirilmemesinin yol açtığı ekonomik sorunlar, kayıt dışılığın dolaylı olarak yol açtığı önemli sonuçlardandır.

- Kayıt dışılığın en önemli sebeplerinden birisinin yüksek vergi oranları olduğu düşünülürse, kayıtlı vergi yükünün daha da artırılması, bu kesimin, bu kesim aleyhine olan adaletsizliği daha da artırır. Sonuçta kayıt dışı ekonomiye kaçış hızlanır veya kaynaklar daha az vergilenen ama daha çok rant getiren verimsiz alanlara kayar.

- Kayıt dışı ekonomide ödemelerin daha çok nakit para kullanılarak gerçekleştiriliyor olması, fiyat istikrarının olmadığı durumlarda, kayıtlı ekonomi yanında kayıt dışı ekonomide de istikrarlı bir para birimi arayışına ve dolar ve Euro gibi nispeten istikrarlı para birimlerinin ekonomide yaygın olarak kullanılmasına yani “dolarizasyona” yol açar.

imparator 02-03-2007 12:05

4.2.Kamu Maliyesi ile İlgili Sonuçlar: Vergi kayıpları ve bunların sebep olduğu bütçe açıkları, kayıt dışılığın en önemli mali sonucudur. Kamunun asli gelir kaynağı olan vergiler yeterince toplanamayınca da büyüyen kamu açıkları sorunu ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucu da kamusal hizmetlerin zamanında ve etkin olarak gerçekleştirilmesi zorlaşmaktadır. Bu da yaşam kalitesinde ve refah düzeyinde düşme anlamına gelir.

4.3.Sosyal Sonuçlar: Kayıt dışılığın boyutlarının, özellikle yasadışı – kayıt dışı faaliyetlerinin genişlemesi, toplumun moral ve ahlaki değerlerinin bozulmasına ve anti – sosyal davranışların yayılmasına sebep olmaktadır.

Kayıt dışı faaliyette bulunanların geniş bir kesim oluşturması, idare edenler ile edilenler arasında bir kopukluk yaratır ve güvensizlik ortamı oluşturur. Kayıtlı faaliyette bulunanlar, yaygın kayıt dışılığı gördükçe devlet otoritesine olan güvenlerini kaybederler. Rüşvet ve suiistimal yaygınlaşır ve mafya olarak adlandırılan yasadışı örgütler oluşabilir. Ülkemizde son yıllarda basında çek – senet mafyası olarak çokça bahsedilen olayı bu gelişmelere örnek verebiliriz.

Kayıt dışı ekonomik faaliyetler çoğu zaman çevre ile ilgili düzenlemelere uyulmadan gerçekleştirildiğinden, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerden dolayı doğal kaynakların tahribi ve sürdürülebilir kalkınma amacının gerçekleştirilmemesi söz konusudur.

4.4.Çalışma Hayatı ile İlgili Sonuçlar: Çalışma hayatı ile ilgili olumsuz sonuçlar büyük ölçüde kayıt dışı istihdamdan kaynaklanmaktadır. Kayıt dışı istihdam, her şeyden önce sosyal güvenlik sisteminin etkinliğini bozmaktadır. Kayıt dışı istihdamla, çalışan nüfus sosyal güvenlik şemsiyesi altında kapsanamamakta, yeterli prim toplanamamakta, sosyal güvenlik kuruluşları da, başka finansman zorlukları olmak üzere çeşitli zorluklarla karşılaşmakta ve kendilerinden beklenen hizmetleri etkin olarak yerine getirememektedir. Kayıt dışı istihdamın bir diğer yönü de, kayıt dışı çalışanların sendikal haklardan yoksun olmasıdır.

4.5.Teknolojik Sonuçlar: Kayıt dışılığın yaygın kullanıldığı küçük işletmeler teknoloji geliştirme ve etkin ar–ge faaliyetlerinde bulunamazlar.

4.6.Kayıt Dışı Ekonominin Olumlu Olarak Değerlendirilen Sonuçları:

- Kayıt dışı ekonomininülkeninkarşılaştığı ekonomik krizleri aşmasında, işsiz kitlelere istihdam ve gelir imkanı sağlayarak ve mal ve hizmet arzını arttırarak yardımcı olduğu ve bir çeşit “sosyal güvenlik supabı” olduğu görüşü.

- Vergi ve sosyal güvenlik primleri gibi kamusal yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sonucu elde edilen maliyet düşüşlerinin iç ve dış pazarlarda rekabet gücü kazandırdığı.

- Vergi gelirlerinin devlet tarafından etkin kullanılmaması dolayısıyla, özel kezim tarafından devletten kaçırılan kaynakların daha etkin kullanıldığı.

- Kayıt dışı ekonominin gelir dağılımını dengeleyerek yoksulluğu önleyici rol oynadığı.

- Kayıt dışı ekonominin kayıtlı ekonomiye talep yaratması.

- Kayıt dışı ekonomide yaratılan gelirlerin, borsa ve banklar kanalıyla kayıtlı sektöre arttırılarak kayıtlı ekonomiye kaynak sağladığı.

- Kayıt dışı ekonominin enflasyon vergisinin en büyük mükellefi olduğu gibi yaklaşımlarla da, kayıt dışı ekonominin olumlu yönlerinin olduğu ileri sürülmektedir.

imparator 02-03-2007 12:06

5.KAYIT DIŞI EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ

Kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü tespit etmek oldukça güçtür. Bunun temel nedeni, kayıt dışı ekonomi faaliyetlerinin gizlilik içerisinde olması ve bu faaliyetler tespit edildiğinde cezalandırma ihtimalinin olmasıdır. Kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü ölçmek için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemler; doğrudan ölçme ve dolaylı ölçme yöntemleri olarak iki ana gruba ayrılır.

A)DOLAYLI YÖNTEMLER: Kayıt dışı ekonomiyi ölçmede genellikle dolaylı ölçme yöntemleri kullanılır. Bu yöntemde kayıt dışı ekonominin büyüklüğünün ölçülmesinde çeşitli yaklaşımlar uygulanmaktadır. Bunlar, GSMH yaklaşımı, vergi incelemeleri yoluyla ölçme yaklaşımı, istihdam yaklaşımı ve parasalcı yaklaşımdır. Bu yaklaşımları kısaca açıklarsak;

1)Parasal Yöntemler: Bu yaklaşımda, parasal istatistikler kullanılarak kayıt dışı ekonominin büyüklüğü tahmin edilmeye çalışılır. Parasalcı yaklaşım, parasal oran yaklaşımı, işlem hacmi ve ekonometrik yaklaşım üç grupta incelenir.

a)Parasal Oran Yaklaşımı: Bu yaklaşımda, kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü belirlemek için para piyasalarında hareketler izlenmekte ve kayıt dışı ekonomik faaliyetlerde ödemelerin genellikle peşin para ile yapıldığı, çek ve senet gibi ödeme araçlarının kullanılmadığı varsayılmaktadır. Ayrıca, ekonomide kayıt dışı ekonomi olmadığı dönemlerde emisyon hacminin mevduata oranının sabit kalacağı var sayılmakta ve bu oranın zaman içinde artması paraya olan talebin arttığını göstermektedir. Bu yaklaşımın en önemli eksikliği, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerde ödeme aracının peşin para olduğunu kabul etmesidir. Oysa kayıt dışı ekonomide çek ve senet ile ödeme de yaygındır ve ayrıca paranın dolaşım hızı kayıtlı ekonomiye göre daha yüksektir.

b)İşlem Hacmi Yaklaşımı: Bu yaklaşıma göre, Fisher’in miktar teorisi eşitliği kullanılarak işlem hacminin milli gelire oranındaki değişikliklerden kayıt dışı ekonominin büyüklüğü tahmin edilmeye çalışılmaktadır. Bu yaklaşımın emisyon hacmi yaklaşımına göre avantajı, kayıt dışı ekonomide peşin para yanında çek ve senet ile ödeme araçlarını da dikkate almasıdır. Bu yaklaşımın eksikliği ise, paranın dolaşım hızının kayıtlı ve kayıt dışı ekonomide aynı olduğu varsayımı ve işlem hacmi miktarının hesaplanmasının güç olmasıdır.

c)Ekonometrik Parasal Tahmin Yaklaşımı: Bu yaklaşımda, nakit para talebinin ekonometrik bir denklem ile tahmin edilerek kayıt dışı ekonominin büyüklüğü tahmin edilmeye çalışılmaktadır. Bu yaklaşıma göre, kayıt dışı ekonominin en önemli nedeni yüksek vergi oranlarıdır. Bu yaklaşımda da kayıt dışı ekonomide ödeme aracının peşin para olduğu ve paranın dolaşım hızının kayıtlı ve kayıt dışı ekonomilerde aynı olduğu varsayılmaktadır. Ayrıca, nakit para talepleri, verginin uygulandığı ve uygulanmadığı durumlarda ayrı ayrı hesaplanmakta ve bu rakamlar arasındaki fark kayıt dışı ekonomi ile ilgili nakit para seviyesi tespit edilmektedir. Paranın dolaşım hızı da analize dahil edilerek kayıt dışı ekonominin büyüklüğü tahmin edilmektedir.

2)Vergisel Yöntemler: Vergi incelemeleri yoluylamükellefleri beyan etmediği gelirler tespit edilerek kayıt dışı ekonominin büyüklüğü tahmin edilmeye çalışılmaktadır. Çağdaş vergi sistemlerinin en önemli özelliği mükelleflerin vergiye tabi gelirlerinin vergi idarelerine kendilerinin beyan etmeleridir. Bazen mükellefler, kazançlarını bilerek veya bilmeyerek olduğundan daha aza beyan ederler. Vergi incelemelerinde mükelleflerin beyan ettikleri kazançlar incelenir, eksiklik varsa matrah farkları bulunur. Bu yaklaşıma göre, bulunan matrah farkları esas alınarak kayıt dışı ekonominin büyüklüğü tahmin edilmeye çalışılır. Ancak bu yaklaşımla kayıt dışı ekonomi değil, vergilendirilmeyen ekonominin büyüklüğü tespit edilmiş olur. Bu yaklaşımın en önemli eksikliği, kayıt dışı ekonomi yerine vergilendirilmeyen ekonominin büyüklüğünü tahmin etmesidir. Bazı faaliyetlerin, vergilendirilmediği halde milli gelir büyüklüğü içerisinde yer alması, kayıt dışı ekonominin vergilendirilmeyen ekonomiden daha büyük olduğunu gösterir.

imparator 02-03-2007 12:06

3)Farklılık Yöntemler:

a)Milli Gelir Farklılıkları: GSMH’nin hesaplanmasında genellikle üretim, gelir ve harcama yöntemleri olmak üzere üç farklı yöntem kullanılır. Bu yöntemlerden hangisi kullanılırsa kullanılsın GSMH rakamlarının eşit çıkması gerekir. Ekonomide kayıt dışı ekonomi nedeniyle, farklı yöntemler ile hesaplanan GSMH rakamları da farklı çıkmakta; gelir yöntemi ile bulunan rakam en düşük, harcama yöntemi ile bulunan rakam ise en büyük GSMH değerini vermektedir. Bu yaklaşıma göre, harcama yöntemi ile bulunan GSMH ile gelir yöntemiyle bulunan GSMH rakamları arasındaki fark, kayıt dışı ekonominin büyüklüğü hakkında bilgi verir. Ancak döviz, altın gibi tasarruf araçlarına yatırım eğiliminin yüksek olduğu dönemlerde ve yurtdışına transferin varlığında bu yaklaşımda sağlıklı bir sonuç vermeyebilir. Bu yaklaşım ile hesaplanan kayıt dışı ekonominin büyüklüğü genellikle diğer yaklaşımlara göre hesaplananlardan düşük çıkmaktadır.

b)İstihdam Farklılıkları: Bu yaklaşımda, nüfusun, sivil işgücü arzının ve istihdamın zamanı içinde gelişimi incelenerek kayıt dışı ekonominin büyüklüğü tahmin edilmeye çalışılmaktadır. Sivil işgücü arzının toplam nüfusa oranı ile istihdamın toplam nüfusa oranının zaman içinde benzer gelişme göstermesi beklenir. Sivil işgücünün toplam nüfusa oranı belirli seviyede kalırken, istihdamın toplam nüfusa oranının düşmesi, toplam istihdam içinde kayıt dışı ekonomideki istihdamın payının artmasını ifade eder ki bu da kayıt dışı ekonominin büyüklüğü hakkında bilgi verir. Bu yaklaşımın en önemli eksikliği, hesaplamanın yapıldığı dönemin sosyal gelişmelerini ve ikinci işte çalışanları dikkate almamasıdır. Sosyal gelişmelerden bir kısmı istihdamın toplam nüfusa oranını yükseltirken bir kısmı da sivil işgücünün toplam nüfusa oranını düşürerek sanki kayıt dışı ekonominin küçüldüğü izlenimini verdiğinden bu yöntemin güvenirliliğini olumsuz yönde etkilemektedir.

B)DOĞRUDAN YÖNTEMLER: Doğrudan ölçme yönteminin esası, anket çalışması yardımıyla kayıt dışı ekonominin tahmin edilmesidir. Bu yaklaşımla kayıt dışı ekonomi konusunda ayrıntılı bilgi alınabilmekte ve faaliyetlerin yapısal özellikleri tespit edilebilmektedir.

Yapılan anketlerde, kişi ve kuruluşlara kayıt dışı faaliyette bulunup, bulunmadıkları, yada faaliyetlerinin ne kadarını kayıtlara yansıtmadıkları sorularak kayıt dışı ekonominin büyüklüğünün hesaplanabilmesi için gerekli veriler toplanır. Anket çalışması sonuçlarının gerçeğe yakın çıkması için, anket sorularının titizlikle hazırlanması ve anketin uygulanacağı kişi ve kuruluşların anketin güvenirliğini sağlayacak sayıda ve rasgele belirlenmesi, ankete katılanların isimlerinin ankette yer almaması gerekir. Ancak, kayıt dışı faaliyetlerin önemli bir kısmı yasalara aykırı olması, kişi ve kuruluşların bu tür faaliyetleri ile ilgili bilgileri gizleme eğiliminde olması bu yöntemin güvenirliğini zayıflatır.·

imparator 02-03-2007 12:06

6.TÜRKİYE’DE VERGİ POTANSİYELİ VE VERGİ KAYIPLARI

Türkiye’de ekonomik faaliyetlerin büyük bir bölümünün kayıt altına alınamaması sonucu ortaya çıkan vergi kayıplarının elimizdeki verilerden yapılacak hesaplamalarla açıkça görebilmekteyiz. Bu hesaplamalar temelde ülkemizdeki vergi potansiyelinin boyutlarını göstermektedir.



Mal ve Hizmetlerden Alına Vergilerdeki Kayıplar:


Mal ve hizmetler üzerindeki vergiler kapsamında en önemli vergi türü, dahilde alınan KDV’dir. İstanbul Sanayi Odası her yıl 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Anketi uygulayıp, Türkiye’nin 500 Büyük Firmasını yayımlamaktadır. Bu çalışma kapsamında 500 Büyük Firmanın ekonomiye katkısı da hesaplanmaktadır. Firmaların yarattıkları katma değerleri hesaplamak için de firmaların ödedikleri faktör gelirleri olan maaş ve ücretler, faiz, kira, kar, yıl içinde ayrılan amortismanlar, ödedikleri dolaylı vergiler ve devletten aldıkları mali yardımlarla (sübvansiyonlar) ilgili bilgiler derlenmektedir. Dolaylı vergilere ait bilgiler alınırken firmaların maliyeye ödedikleri KDV büyüklükleri de elde edilmektedir.

İSO500 KDV Ödemelerinden Hareketle Hesaplanan KDV Kayıpları:


Ödenmesi gereken KDV miktarının belirlenmesinde KDV mükellefi olan ve KDV oranları %15 ile %20 arasında değişen faaliyet kollarından sanayi, ticaret, ulaştırma ve hizmetler sektörleri için 500 Büyük firmanın ortalaması olan %12,9 ortalama KDV oranı alınmıştır. Bu nedenle katma değer vergisi oranı tarım ve inşaat sektörleri hariç diğer sektörler için %12,9 düzeyindedir.

Tarım ve inşaat sektörleri için ise KDV potansiyelinin hesaplanmasında %1 KDV oranı kullanılmıştır. Sektör bazında ödenen KDV büyüklükleri elde olmadığından hangi sektörde daha fazla kayıp olduğunu belirlemek ise mümkün olmamıştır.




Harcama Bazında Yapılan GSYIH’ye Göre KDV Kayıpları:


MG hem üretim bazında hem de harcama bazında tahmin edilmektedir. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, bir yerde nihai mal ve hizmetler üretiminin parasal değeridir. Nihai talep safhasında nihai cari tüketim harcamaları, yatırım harcamaları ve net mal ve hizmet ihracatı yer almaktadır. İşte nihai mal ve hizmetler ve yatırım harcamaları üzerindeki KDV paylarının tutarı, dahide alınacak KDV’nin kendisidir. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta ihracat nedeni ile o güne kadar mallar üzerinde bulunan KDV’nin bulunan toplamdan düşülmesi ile kalan kısmın, dahilde alınması gereken potansiyel KDV büyüklüğünü vermelidir.

imparator 02-03-2007 12:06

Türkiye ve AB Ülkeleri KDV, GSYİH Oranlarının Kararlaştırılması Yoluyla Hesaplanan KDV Kayıpları:


Verilen iki farklı yaklaşım dışında KDV potansiyel büyüklüğünü hesaplamada yararlanılabilecek verilerden bir diğeri ise diğer ülkelerdeki uygulamalardır.

Yunanistan’da normal oranın %18,0, temel gıda maddeleri tarım ürünleri için düşük oran olarak %8,0, kitap ve yayınlar için oranın %4,0 olarak uygulandığı görülmektedir. İtalya’da normal oran %19,0, zaruri gıda maddeleri ve ihtiyaç maddelerinde %4,0 ve bazı tarım ürünlerinde ise %13’tür.

İspanya’da normal KDV oranı %15,0, indirimli oran %6,0 ve %3,0’tür. Son uygulamalarda AB’de %15,0 yüksek oran ve %5,0 indirilmiş oran olarak kabul görmüştür. Türkiye’nin AB ülkeleri ile çok farklı bir uygulaması olmadığı görülmektedir. Söz konusu ülkelerde ve Türkiye’de uygulanan KDV oranlarına bakıldığında önemli farklar görülmemektedir. Ancak KDV/GSYİH oranlarında ise çok büyük farklar ortaya çıkmaktadır.

Türkiye’de ekonominin kayıt altına alınması ve bugünkü geçerli oranların uygulanması durumunda söz konusu ülkelerde olduğu gibi Türkiye için de KDV/GSYİH oranının %8,0 civarında olması olasıdır.




Gelirden Alınan Vergilerdeki Kayıplar:


Vasıtalı vergilerde olduğu gibi vasıtasız vergiler de Türkiye’nin AB ülkeleri ile vasıtasız vergi/GSYİH oranlarında önemli farklar bulunmaktadır.

Toplam Vergi Kaybı:

Toplanan bu bütün vergi büyüklüklerine bir de enformal sektör dediğimiz kesimde resmi kayıtlar dışında ücretli çalışanların, ödemedikleri gelir vergilerini de hesaplayıp katmak gerekmektedir. Enformal sektör tarafından istihdam edilen büyüklüğün 1990’larda toplam istihdam içinde %30-32 olduğu hesaplanmıştır. Vergi gelirleri toplamının en az %80’ini teşkil eden büyüklükte bir vergi kaybı söz konusudur.

Kayıt dışı faaliyetler ve vergi kaybına yol açan uygulamalara ilişkin örneklerden ilginç birisi ise konut fonu uygulamasıdır. Konut fonu uygulaması 1986 yılı başında, tasarrufu teşvik yasası ise, Nisan 1988’de başlamış ve uygulama on ve daha fazla çalışanı olan işyerinde olmuştur. İstihdamı olumsuz yönde etkileyen ve daha fazla istihdam yaratan işletmeleri cezalandıran bu uygulama sonuçları oldukça dikkat çekicidir. Sistem dışı uygulamaların ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini göstermesi açısından da ilginç bir örnektir.

Çalışan sayısı aşısından getirilen yükümlülükler sonucu bu sınırlara yakın çalışanı olan firmaların bir kısmı uygulama dışında kalmak için çalışan sayılarını düşürmüşlerdir.

DİE’nin yıllık imalat sanayi anket sonuçlarına göre 10 – 24 arasında ücretle çalışanı olan işyerleri ve çalışanlar sayısı giderek azalmaktadır.

Görüldüğü gibi işyeri nezdinde bir vergi uygulaması niteliğinde olan konut fonu ve tasarrufu teşvik yasası, işyerlerinin bu tür ekstra vergiyi vermemek için çalışan sayılarını azaltmasına yada çalışanlarının bir bölümünü mecburen kayıt dışına itip, yasaya uyum sağlamalarına neden olmuştur. Bu bulgular adil olmayan uygulamalar ile devletin sınırlı vergi geliri sağlarken daha büyük ölçüde vergi kaybıyla karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Bu tür düzenlemelerin uygulamaya konmaması durumunda büyük olasılıkla, ekonominin gelişmesi ile birlikte 10 – 24 kişi çalıştıran işyerlerinin kayıt altındaki sayısı artacak ve daha fazla vergi ödemeleri söz konusu olacaktı. Bu örnek vergi oranları ile vergi esnekliği arasında sıkı bir münasebet olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Devletin yanlış vergi politikası uygulaması nedeni ile vergi verimliliğinin zedelendiği de bu örnekte görülmektedir.

imparator 02-03-2007 12:06

7.KAYIT DIŞI EKONOMİ VE ENFLASYON


Kamu Açıklarının Enflasyon Üzerindeki Etkisi:

Kayıt dışı ekonominin denetim altına alınamaması nedeniyle vergi potansiyelinden yeterince yararlanılamamakta ve yüksek vergi oranlarına karşın vergi gelirlerini çok düşük düzeylerde gerçekleşmektedir. Bu olgu ise kamu harcamalarının giderek daha büyük bir bölümünün borçlanma yoluyla karşılanması zorunluluğunu getirmekte bu nedenle kamu harcamaları içindeki transfer harcamalarının payı çok yüksek düzeylere erişirken yüksek kamu açıkları da kapatılamamaktadır.

Kamu açıklarının ekonomik istikrarsızlığın en önemli nedenlerinden birisi olduğu düşünüldüğünde bu açıkların kapatılmasında borçlanma yerine vergi potansiyelinden yararlanılarak vergi gelirlerinin arttırılması gereği açıktır. 1995 yılına ilişkin yapılan hesaplamalar kayıt dışı ekonominin denetim altına alınması durumunda bu ekonomiden elde edilebilecek vergi gelirlerinin mevcut tahakkuk eden vergi gelirlerinin %80’i düzeyinde olduğunu ve bu tutarın kamu açıklarının yaklaşık 3,3 katına yakın olduğunu göstermektedir.

Ekonomik istikrarsızlığın en önemli göstergelerinden birisi olan enflasyon ile tasarruf – yatırım farkı arasındaki ilişkiye bakıldığında kamu açıklarını kapatacak nitelikteki söz konusu potansiyel vergi gelirlerine olan acil ihtiyaç daha açık görülmektedir.

Kamunun boyutunun göstermek amacıyla daha önce birçok çalışmada araştırıldığı gibi enflasyon ile kamu tasarruf – yatırım farkları arasındaki ilişki 1972-1996 ve 1983-1996 verileri kullanılarak hesaplanmıştır.

1972-1996 yıllarına ilişkin TEFE oranları bağımlı değişken olarak alınırken, aynı yıllara ilişkin tasarruf – yatırım farkları bulunmuş ve bu değerlerin GSMH’ye oranları ise bağımsız değişken olarak analize dahil edilmiştir. Söz konusu değişkenler için iki farklı yaklaşım kullanılmıştır. Birinci yaklaşımda aynı yıldaki tasarruf – yatırım farklarının GSMH’ye oranlarıyla enflasyon oranları arasındaki ilişkiye bakılırken ikinci yaklaşımda ise bağımsız değişken olan tasarruf – yatırım farklarının GSMH’ye oranlarıyla bir sonraki yılın enflasyon oranları arasındaki ilişki araştırılmıştır.

Ekonominin %70, %75, %80’inin kayıt altına alınması durumunda ise enflasyonla mücadelede erişilebilecek başarılar dikkat çekicidir.

Ekonominin Farklı Oranlarda Kayıt Altına Alınması Varsayımına Dayalı Senaryolar:

Kamu açıklarının MG içindeki payı ile enflasyon arasındaki ilişkiler sadece regresyon analizinin sonuçları ile sınırlı değildir. Regresyon sonuçları sadece tasarruf – yatırım fonları ile enflasyon arasındaki olası doğrudan ilişkiler konusunda bir fikir vermeye yöneliktir. Ancak açıkların önlenmesi halinde makro dengeler üzerinde etkili olacak çeşitli süreçlerin başlaması ise bir gerçektir.

Her şeyden önce kamu açıklarının giderilmesi ile birlikte makro dengeler üzerinde son derece etkili olduğu bilinen enflasyon bekleyişleri kırılma sürecine girecektir. Azalan kamu açıkları ile birlikte fiyat hareketlerinin yön değiştireceği piyasalarca hemen algılanacak, karar alıcılar geçmişe göre çok farklı tepkiler vermeye başlayacaktır.

Piyasalarda farklı tepkilerin ortaya çıkması her şeyden önce finansal piyasalarda etkisini gösterecek, enflasyonun gerileyeceği beklentisi ile faizler düşmeye başlayacaktır. Bu gelişme de bütçeyi rahatlatacak önemli kazanımlar ortaya çıkacaktır. Diğer taraftan bütçe açıkları ile ödemeler dengesinin cari işlemleri arasında güçlü ilişkiler olduğu bilinmektedir. Şöyle ki azalan kamu açıkları, cari işlemler dengesi açıklarının kapatılması anlamına gelecektir. Bu durumda kurlar üzerindeki baskılar önemli ölçüde azalmış olacaktır. Böylece kamu kesimi dış borç ödemeleri, yükselen kurların külfetinden kurtulurken kamu kesiminin rahatlaması ile birlikte uzun süredir ihmal edilmiş olan altyapı yatırımlarının finansmanı için gerekli kaynaklar sağlanmış olacaktır.

imparator 02-03-2007 12:06

Bilindiği üzere altyapı yatırımları, dolaysız biçimde ekonomiyi uyarıcı, ekonomiyi canlandırıcı etkiler içermektedir. Ayrıca altyapı yatırımlarının dolaylı biçimde ortaya çıkan ve ekonomiyi uyarıcı etkileri günümüzde çık önemsenmektedir.

Kamu açıklarının kapatılması özel sektör açısından da önemli kazanımları beraberinde getirecektir. Her şeyden önce istikrarlı kur ve faizler özel kesimin önünü görebilmesini sağlayacak, uzun vadeli yatırımlar için gerekli zemin hazırlanmış olacaktır.

Kamu kesimi mali dengesi, vergi gelirlerindeki artışlarla sağlanınca, devlet fon piyasalarından çekilmeye başlayacak böylece toplam fon takbi, özel kesimin fon ihtiyacı ile sınırlı kalacak ve faiz oranları düşmeye başlayacaktır. Ekonomik istikrar programı piyasalarda risk faktörünü azaltacağı için daha ılımlı fiyat politikalarına zemin hazırlayacaktır.

Ekonomik istikrarsızlığın ticari ahlakı zayıflattığı bilinmektedir. Ekonomik istikrarsızlık sivil ekonomiyi tahrip etmektedir. Ekonomik istikrarın bu noktada sağlayacağı kazanımları görmemek mümkün değildir. Görüldüğü üzere vergi konusunda yapılacak iyileştirmelerin ve düzenlemelerin ölçülebilen ve ölçülemeyen çeşitli faydaları bulunmaktadır. Artık bu sorunun çözülmesi bir zorunluluktur.

Bu gelişmeler ile birlikte yüksek vergi oranlarının düşürülmesi de olasıdır. Kayıt dışı ekonominin denetim altına alınması için sistemde yapılabilecek düzenlemelerle birlikte vergiden kaçışa neden olan yüksek vergi oranlarının düşürülmesi işleminin de uygulamaya konması bu süreci hızlandıracaktır.

Kayıt dışı ekonomide elde edilebilecek vergi gelirlerinin kamu açıklarını büyük ölçüde kapatabileceği yada kamu fazlası yaratabileceği düşünüldüğünde ekonomik istikrarın sağlanabilmesi için yönetimlerin bu konuda yararlı adımlar atması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Söz konusu potansiyel gelirden yararlanılması durumunda giderek kaynak yetersizliği nedeniyle yapılamayan altyapı yatırımlarının da hızlandırılması mümkün olacaktır.

imparator 02-03-2007 12:07

8.KAYIT DIŞI EKONOMİ VE YETERLİ VERGİ ORANLARI

Ekonominin belirli bir bölümünün kayıt altına alınması durumunda mevcut vergi gelirlerinin çok daha düşük vergi oranlarıyla elde edilmesi olasıdır. Mevcut vergi gelirlerinin düzeyi korunarak ekonominin muhtelif oranlarda kayıt altına alındığı varsayımına dayalı hesaplanan vergi oranları açısından da çarpıcı sonuçlar ortaya koymaktadır.

Söz konusu varsayımdan hareketle KDV ve gelir vergisi oranlarını ayrı ayrı hesaplamak olasıdır.

Ekonominin %70, %75 ve 80 oranında kayıt altına alınması durumunda KDV matrahı çeşitli KDV oranına tabi harcama büyüklüklerinin %70, 75, 80’i olacaktır.

Ekonominin kayıt altına alınması durumunda vergi oranlarının düşürülebileceğini açıkça göstermektedir. Vergi oranlarının düşürülmesinin kayıt dışı işlemleri de kayıt altına almayı kolaylaştıracağı açıktır. Vergi oranlarındaki düşüş nedeni ile ekonomideki işletmelerin büyük kısmı yeni kaynağa kavuşacaklar ve üretimleri artacaktır. Sonuçta vergiye matrah olan büyüklükler de artacak ve ekonomideki büyüme nedeniyle vergi gelirlerinde, oranlar değiştirilmeden reel artış sağlanacaktır.

Verilen tüm örnekler ve hesaplamalar ülkenin vergi potansiyel büyüklüğünü gösterirken, çarpıkları de ortaya koymaktadır.

Vergi gelirlerindeki büyük kayıplar nedeni ile devlet gelir – gider dengesini kuramamakta, harcamalarını borçlanma yoluyla kapatmakta, devletin yapması gerekli hizmetleri de tam olarak yerine getirememektedir. Net borçlanmanın, toplam harcamalar içindeki payı %30-40 düzeylerine erişmektedir.


TOPLAM VERGİ KAYBI:

Toplanan bu bütün vergi büyüklüklerine birde enformal sektör dediğimiz kesimde resmi kayıtlar dışında ücretli çalışanların, ödemedikleri gelir vergilerini de hesaplayıp katmak gerekmektedir. Enformal sektör tarafından istihdam edilenlerin büyüklüğünün 1990’lı yıllarda toplam istihdam içinde %30-%32 olduğu hesaplanmıştır. Vergi gelirlerinin toplamının en az %80 ‘ini teşkil eden büyüklükte bir vergi kaybı söz konusudur.

Kayıt dışı faaliyetler ve vergi kaybına yol açan uygulamalara ilişkin örneklerden ilginç birisi ise konut fonu uygulamasıdır.konut fonu uygulaması 1986 yılı başında, tasarrufu teşvik yasası ile başlamış ve uygulama 10 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde olmuştur. İstihdamı olumsuz yönde etkileyen ve daha fazla istihdam yaratan işletmeleri cezalandıran bu uygulama sonuçları oldukça ilgi çekicidir. Sistem dışı uygulamaların ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini göstermeleri açısından da ilgi çekici bir örnektir.

Çalışan sayısı açısından getirilen yükümlülükler sonucu bu sınırlara yakın çalışanı olan firmaların bir kısmı uygulama dışında kalmak için çalışan sayılarını düşürmüşlerdir.

DİE’nin yıllık imalat sanayi anket sonuçlarına göre 10-24 arasında ücretle çalışanı olan işyerleri ve çalışanlar sayısı giderek azalmaktadır.

Görüldüğü gibi işyerleri nezninde bir vergi uygulaması niteliğinde olan konut fonu ve tasarrufu teşvik yasası, işyerlerinin bu tür ekstra vergiyi vermemek için çalışan sayısını azaltmasına yada çalışanlarının bir bölümünü mecburen kayıt dışına itip, yasaya uyum sağlamalarına neden olmuştur. Bu bulgular adil olmayan uygulamalar ile devletin sınırlı vergi geliri sağlarken daha büyük ölçüde vergi kaybıyla karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Bu tür düzenlemelerin uygulamaya konmaması durumunda büyük olasılıkla, ekonominin gelişimi ile birlikte 10-24 kişi çalıştıran işyerlerinin kayıt altındaki sayısı artacak ve daha fazla vergi ödemeleri söz konusu olacaktı.

Bu örnek vergi oranları ilk vergi esnekliği arasında sıkı bir münasebet olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Devletin yanlış vergi politikası uygulaması ile vergi verimliliğin zedelendiği de bu örnekte görülmektedir.

imparator 02-03-2007 12:07

9.KAYIT DIŞI EKONOMİ VE ENFLASYON


Kamu Açıklarının Enflasyon Üzerindeki Etkisi:

Kayıt dışı ekonominin denetim altına alınamaması nedeniyle vergi potansiyelinden yeterince yararlanılamamakta ve yüksek vergi oranlarına karşın vergi gelirleri çok düşük düzeylerde gerçekleşebilmektedir. Bu olgu ise kamu harcamaları içindeki transfer harcamalarının payı çok yüksek düzeylere erişirken yüksek kamu açıkları da kapatılamamaktadır.

Kamu açıklarının ekonomik istikrarsızlığın en önemli nedenlerinden birisi oluğu düşünüldüğünde bu açıkların kapatılmasında borçlanma yerine vergi potansiyelinden yararlanılarak vergi gelirlerinin artırılması gereği açıktır.1995 yılına ilişkin yapılan hesaplamalar kayıt dışı ekonominin denetim altına alınması durumunda bu ekonomiden elde edilecek vergi gelirlerinin mevcut tahakkuk eden vergi gelirlerinin %80’i düzeyinde olduğunu ve bu tutarın kamu açıklarının yaklaşık 3.3 katına yakın olduğunu göstermektedir.

Ekonomik istikrarsızlığın en önemli göstergelerinden birisi olan enflasyon ile tasarruf – yatırım farkı arasındaki ilişkiye bakıldığında kamu açıklarını kapatacak nitelikteki söz konusu potansiyel vergi gelirlerine olan acil ihtiyaç daha açık görülmektedir.

Kamunun boyutunu göstermek amacıyla daha önce birçok çalışmada araştırıldığı gibi enflasyon ile kamu tasarruf yatırım farkları arsındaki ilişki 1972-1996 ve 1983-1996 verileri kullanarak hesaplanmıştır.

1972-1996 yıllarına ilişkin TEFE oranları bağımlı değişken olarak alınırken, aynı yıllara ilişkin tasarruf-yatırım farkları bulunmuş ve bu değerlerin GSMH’ya oranları ise bağımsız değişken olarak analize edilmiştir. Söz konusu değişkenler için iki farklı yaklaşım kullanılmıştır. Birinci yaklaşım da aynı yıldaki tasarruf yatırım farklarının GSMH’ya oranları arsındaki ilişkiye bakılırken 2. yaklaşımda ise bağımsız değişken olan tasarruf-yatırım farklarının GSMH’ya oranları bir sonraki yılın enflasyon oranları arasındaki ilişki araştırtmıştır.

10.EKONOMİNİN FARKLI ORANLARDA KAYIT ALTINA ALINMASI VARSAYIMINA DAYALI SENARYOLAR:


Kamu açıklarının MG içindeki payı ile enflasyon arasındaki ilişkiler sadece regrasyon analizinin sonuçları ile sınırlı değildir. Regrasyon sonuçları sadece tasarruf- yatırım farkları ile enflasyon arsında olası doğrudan ilişkiler konusunda bir fikir vermeye yöneliktir. Ancak açıkların önlenmesi halinde makro dengeler üzerinde etkili olacak süreçlerin başlaması ise bir gerçektir.

Her şeyden önce kamu açıklarını giderilmesi ile birlikte makro dengeler üzerindeki son derece etkili olduğu bilinen enflasyon bekleyişleri kırılma sürecine girecektir. Azalan kamu açıkları ile birlikte fiyat hareketlerinin yön değiştireceği piyasalarca hemen algılanacak, karar alıcılar geçmişe göre çok farklı tepkiler vermeye başlayacaktır.

Piyasalarda farklı ortaya çıkması her şeyden önce finanssal piyasalarda etkisini gösterecek, enflasyonun gerileyeceği beklentisi ile faizler düşmeye başlayacaktır. Bu gelişme bütçeyi rahatlatacak önemli kazanımlar ortaya çıkacaktır. Diğer taraftan bütçe açıkları ilk ödemeler dengesinin cari işlemleri arsında güçlü ilişkiler olduğu bilinmektedir. Şöyleler azalan kamu açıkları, cari işlemler dengesi açıklarının kapatılması anlamına gelecektir. Bu durumda kurlar üzerindeki baskılar önemli ölçüde azalmış olacaktır. Böylece kamu kesimi dış borç ödemeleri, yükselen kurların kütlesinden kurtulurken kamu kesiminin rahatlatılması ile birlikte uzun süredir ihmal edilmiş olan alt yapı yatırımlarının finansmanı için gerekli kaynaklar sağlanmış olacaktır.

Bilindiği üzere alt yapı yatırımları, dolaysız biçimde ekonomiyi uyarıcı, ekonomiyi canlandırıcı etkiler içermektedir. Ayrıca alt yapı yatırımlarının dolaylı biçimde ortaya çıkan ve ekonomiyi uyarıcı etkileri günümüzde çok önemsenmektedir.

Kamu açıklarının kapatılması özel sektör açısından da önemli kazanımları beraberinde getirecektir. Her şeyden önce istikrarlı kısır ve faizler özel kesimin önünü görebilmesini sağlayacak, uzun vadeli yatırımlar için gerekli zemin hazırlanmış olacaktır.

Kamu kesimini mali dengesi, vergi gelirlerindeki artışlarla sağlanınca, devlet fon piyasalarından çekilmeye başlayacak böylece toplam fon talebi, özel kesimin fon ihtiyacı ile sınırlı kalacak ve faiz oranları düşmeye başlayacaktır. Ekonomik istikrara programı piyasalarda risk faktörünü azaltacağı için daha ılımlı fiyat politikalarına zemin hazırlayacaktır.

Ekonomik istikrarsızlığın ticari ahlakı zayıflattığı bilinmektedir. Ekonomik istikrarsızlık sivil ekonomiyi tahrip etmektedir. Ekonomik istikrarın bu noktada sağlayacağı kazanımları görmemek mümkün değildir. Görüldüğü üzere vergi konusunda yapılacak iyileştirmenin ve düzenlemelerin ölçülebilen ve ölçülemeyen çeşitli faydaları bulunmaktadır. Artık bu sorunun çözülmesi bir zorunluluktur.

imparator 02-03-2007 12:07

Bu gelişmeler ile birlikte yüksek vergi oranlarının düşürülmesi de olasıdır. Kayıt dışı ekonominin denetim altına alınması için sistemde yapılabilecek düzenlemelerle birlikte vergiden kaçışa eden olan yüksek vergi oranlarının düşürülmesi işleminin de eşanlı bir biçimde uygulanmaya konması bu süreci hızlandıracaktır.

Kayıt dışı ekonomiden elde edilebilecek vergi gelirlerinin kamu açıklarını büyük ölçüde kapatabileceği ya da kamu fazlası yaratabileceği düşünüldüğünde ekonomik istikrarın sağlanabilmesi için yönetimlerin bu konuda kararlı adımlar atması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Söz konusu potansiyel gelirden yararlanılması durumunda giderek kaynak yetersizliği nedeniyle yapılamayan alt yapı yatırımlarının da hızlandırılması mümkün olacaktır.

11.KAYIT DIŞI EKONOMİ VE YETERLİ VERGİ ORANLARI



Ekonominin belirli bir bölümünün kayıt altına alınması durumunda mevcut vergi gelirlerinin çok daha düşük vergi oranlarıyla elde edilmesi mümkün olacaktır. Mevcut vergi gelirlerinin düzeyi korunarak ekonominin muhtelif oranlarda kayıt altına alındığı varsayımına dayalı hesaplamalar vergi oranları açısından da çarpıcı sonuçlar ortaya koymaktadır.

Söz konusu varsayımdan hareketle KDV ve gelir vergisi oranlarını ayrı ayrı hesaplamak olasıdır.

Ekonominin %70, 75 ve 80 oranında kayıt altına alınması durumunda KDV matrahı çeşitli KDV oranına tabi harcama büyüklüklerinin %70,75,80’i olacaktır.

Ekonominin kayıt altına alınması durumunda vergi oranlarının düşürülebileceğini açıkça göstermektedir. Vergi oranlarının düşürülmesinin kayıt dışı işlemleri de kayıt altına almayı kolaylaştıracağı açıktır. Vergi oranlarındaki düşüş nedeni ile ekonomideki işletmelerin büyük kısmı yeni kaynağa kavuşacaklar ve üretimleri artacaktır. Sonuçta vergiye matrah olan büyükler de artacak ve ekonomideki büyüme nedeniyle vergi gelirlerinde, oranlar değiştirilmeden reel artış sağlanacaktır.

Verilen tüm örnekler ve hesaplamalar ülkenin vergi potansiyel büyüklüğünü gösterirken, çarpıklıkları da ortaya koymaktadır.

Vergi gelirlerindeki büyük kayıplar nedeni ile devlet gelir gider dengesini kuramamakta, harcamalarını borçlanma yoluyla kapatmakta, devletin yapması gerekli hizmetleri de tam olarak yerine getirememektedir. Net borçlanmanın, toplam harcamalar içindeki payı %30-40 düzeylerine erişmektedir.


imparator 02-03-2007 12:07

12.KAYIT DIŞI EKONOMİ


Vergiler devletin önemli bir gelir kaynağı olmakla birlikte beyan edilmeleri mecburidir. Beyan esası, verginin ödeme gücüne göre alınmasının sağlar ve vergilendirme adaletinin gerçekleşmesinde etkilidir. Bu yöntem iyi bir denetim mekanizmasıyla desteklenmezse kayıt dışı ekonomi ortaya çıkar.

Kayıt dışı ekonomi, kamu idarelerinin denetimi dışında kalan her türlü ekonomik işlem ve faaliyettir.

12.1.KAYIT DIŞI EKONOMİNİN UNSURLARI


1) Yeraltı Ekonomisi: Toplumun zararlı ve ahlak dışı olarak gördüğü kanunen yasaklanmış faaliyetlerdir.
2) Yarı Kayıtlı Ekonomi: faaliyetleri yasal olup faaliyetlerden elde edilen gelirlerin büyük kısmı kayıt dışında kalan kişilerin faaliyetleridir.
3) Hiç Kayıtlara Girmeyen Ekonomi: Faaliyetlerini aktif olarak yürüttükleri halde vergi idaresinin bilgisi dışında faaliyet gösterirler.

12.2.TÜRKİYE’DE KAYIT DIŞI EKONOMİNİN BOYUTLARI


Son yıllarda, Türkiye’de yaşanan kronik enflasyon spekülatif kazançların yoğun olması gelir dağılımındaki aşırı adaletsizlikler ve ekonomik faaliyetlerin denetim dışında kalması kayıt dışı ekonominin boyutunu genişletmiştir. Tarımın niteliği bu faaliyetin denetim altına alınmasını güçleştirir. Dolayısıyla tarıma dayalı hammadde kullanan sektörlerde kayıt dışı ekonomi büyüktür. Ülkemizde kayıt dışı ekonominin büyüklüğü konusunda bir kesin rakam vermek zordur fakat son yıllarda ülkemizde kayıt dışılığın milli gelire oranı %50’nin üzerine çıktığı tahmin edilmektedir.

12.3.TÜRKİYE’DE KAYIT DIŞI EKONOMİYİ DOĞURAN FAALİYETLER


- İnsanları gelirlerini arttırmak istemeleri: Gelirlerini arttırmak isteyen kişiler faaliyetlerinin bir kısmını yada tamamını kayıt dışı sürdürür. Ayrıca bu faaliyetlerden kazançlarına vergi ödemeyerek gelirlerini arttırır.
- Türkiye’de ücretlilerin ödediği vergi ve diğer kesintilerin çok yüksek olması da kayıt dışılığı arttırmaktadır.
- İşgücü üzerindeki vergi, sigorta ve benzeri yükümlülükler kayıt dışı ekonomiye geçişi hızlandırmaktadır.
- Vergi bürokrasisinin yoğun olması mükelleflerin bazı kazançlarını kayıt altında tutmalarına neden olmaktadır.
- Ayrıca ülkemizde ard arda yaşanan ekonomik krizler kayıt dışı faaliyetlerin artmasına neden olmuştur.




imparator 02-03-2007 12:08

12.4.KAYIT DIŞI EKONOMİK FAALİYETLERİN ETKİLERİ


a)Olumsuz Etkiler

- Devletin temel gelir kaynağı olan vergi gelirlerinin azaltması
- Bütçe açıkları nedeniyle borçlanmaya yol açması
- Kayıt dışılık yüzünden vergi ödemeyenlerle, vergisini ödeyenler arasında adaletsiz bir ortam yaratması.
- Dürüst vergi mükellefleri açısından haksız rekabet ortamı ortaya çıkması.
- Kayıt dışı ekonomi resmi kayıtlara geçmediği için ekonomik göstergelerde gerçekte olduğundan farklı sonuçlar ortaya çıkarması.
- Toplumun ahlaki değerlerinin bozulmasına neden olması

b)Olumlu Etkiler

- Kayıt dışı ekonomik faaliyette bulunan bazı kişiler daha az vergi ödedikleri için yatırıma yönlendirecek fonları artar.
- Kayıtlı ekonominin herkese iş yaratma imkanı yoktur. Bu işsiz kalan kısma kayıt dışı ekonomi iş olanağı sağlar.
Kayıt dışı ekonomi iç ve dış piyasalarda rekabet gücünü arttırır.
Kayıt dışı ekonomi, iktisadi bir sonuç yarattığı halde kayıtlarda yer almayan olayları ifade etmekte ve ekonominin denetiminde ve yönlendirilmesinde ciddi belirsizlikler oluşturmaktadır.

KDE, oluşumu birbirine ekli bir zincir gibi neden – sonuç ilişkisine bağlıdır. Mesela, uzun dönemli kalkınma anlayışının yanlışlıkları sonucu bölgesel dengesizliklerin oluşumu, bunun gelir dağılımı bozukluklarına neden olarak yoğun göç yaratması, iç göçün çarpık kentleşmeye neden olması. Kayıt dışı ekonominin artmasında ise, vergi sisteminin, idari ve bürokratik yapının, çıkarcılık anlayışının toplumda yoğunlaşmasının büyük önemi vardır.

KDE’yi Savunmayı Olanaklı Kılan Durumlar:

1) Normalde işsiz kalan kişiler KDE sayesinde istihdam edilmiş olmaktadır. KDE “mutlak” yoksulluğun azalmasında etkilidir.
2) Yapılmamasında devlet bürokrasisinin önemli olduğu işler yapılmış olmaktadır.
3) Kamu personeline ek gelir olanağı sağlanmış olmaktadır.
4) Vergi ve sosyal güvenlik prim ödemeleri yapılmadığı için önemli bir maliyet avantajı doğurur. Bu durumda iç ve dış piyasalarda rekabet avantajı sağlayabilir.

KDE İncelenirken Bazı Belirlemeler:


1) KDE’de genellikle bir iktisadi mal ve hizmet üretimi söz konusudur.
2) KDE’nin faaliyet alanları ve KDE’ye girenler çok çeşitlidir.
3) KDE’deki faaliyetler yasadışı olabilir.
4) KDE pekala “piyasa – dışı” olabilmektedir.

imparator 02-03-2007 12:08

KDE’yi Özendiren Durumlar:

1) Vergiye karşı direnç ve vergiden kurtulma faaliyetlerinin gizli olması vergi ödemelerinden kurtulmayı sağlıyor.

Bürokrasiden Kurtulma: Bürokrasinin yarattığı işleri zorlaştırma ve zaman kaybına yol açma durumları ortadan kalkıyor.

2) Yardım Programlarından Yararlanma: Faaliyetler gizli olduğu için yardım programlarına layık olduğu izlenimi verilmektedir.
3) Devlete Meydan Okuma: Yasadışı yapılan faaliyetlerle devlete karşı makyavelist bir karizma ortaya konmuş olmaktadır.


Kayıt Dışı Ekonomi Kavramı:


KDE’nin amacına bağlı olarak çeşitli biçimlerde adlandırılması;

1) Faaliyetin gizliliği vurgulanmak istendiğinde = yeraltı, gizli, kara, alacakaranlık ekonomi kavramları.
2) Faaliyetin yasa dışılığı vurgulanmak istendiğinde = kara, gri, yasadışı.
3) Faaliyetlerin devletin dışında tutulduğu vurgulanmak istendiğinde = resmi olmayan, enformal, kayıt dışı.
4) Faaliyetlerin göreceli olarak önemsizliği vurgulanmak istendiğinde = marjinal ve ikincil ekonomi kavramları kullanılır.

· Yapılan analizlerde kullanılan sıfatla kastedilen kapsam ve içerik arasında uyum olmalıdır.

Kayıt Dışı Ekonominin Üvey Boyutu = Dışsal Ekonomi(ler)

Dışsal Ekonomi: Bir iktisadi üretim ve tüketim faaliyetinin, başka bir üretim veya tüketim faaliyeti üzerinde olumlu yada olumsuz etkide bulunmasıdır. Bu etkiler çoğunlukla tarafların bilgisi, arzusu veya amacı dışında gerçekleşmektedir. Bu dışsallık tanımı KDE ile özdeşleşmektedir. Dışsallık reel bir olgudur. Burada birileri bir şeyler yaparak başkalarını reel anlamda etkilemektedir. Bu durumda da etkilenenlerin iktisadi kararları etkilenecektir. Bu etkilenmelerden hayata geçmesi gerekenler KDE olarak nitelendirilecektir.







Türkiye`de Saat: 12:04 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580