Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > islam

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 19-02-2008, 10:14   #1
 
tekaşkımbjk_03 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Icon4 Cennetin Arzuladığı Sahabi:Ammar Bin Yaser

Ammâr bin Yâser, ilk Müslümanların otuzuncusudur. Süheyb-i Rûmî ile birlikte, Dâr-ül Erkam'da aynı vakitte Müslüman olmuşlardı. O zaman Peygamber efendimiz Dâr-ül Erkam'da bulunuyordu. Ammâr bunu şöyle anlatıyor:

Bir gün Hz. Erkam'ın evinin önünde Hz. Süheyb bin Sinan'a rastladım. Ona dedim ki:

- Burada ne yapıyorsun?

- Sen ne yapıyorsun?

- Ben içeri gireceğim ve Hz. Muhammed'in sözlerini dinleyip bildirdiği dîne gireceğim. Müslüman olacağım.

- Ben de aynı maksatla buraya geldim.


İçeri beraber girdik

Böylece ikimiz beraber içeri girdik. O sırada Peygamber efendimiz de orada bulunuyordu. Beraber Müslüman olduk, akşama kadar orada kaldık. Akşamdan sonra evimize döndük.

İmâm-ı Mücâhid buyurdu ki:

- Mekke'de Müslüman olduğunu ilk açıklayan, önce Resûlullah sonra da Ebû Bekir, Bilâl, Habbâb, Süheyb, Ammâr ve annesi Sümeyye hanımdır.

Peygamber efendimiz halkı açıktan îmâna çağırmaya başlayınca, müşrikler, kimsesiz Müslümanlara ezâ ve cefâ etmeye başladılar. Ebû Tâlib hayatta iken, putperestler. Resûl-i ekreme kötülükte bulunamazlardı. Eshâbdan tanınmış kimselere de kavimlerinin himâyesi ve aşîretlerinin kalabalık oluşu sebebiyle, istedikleri gibi ezâ ve cefâ edemezlerdi.

Ancak Müslümanların kimsesizlerini ve fakirlerini bulup, bunlara çeşit çeşit azâb ile eziyet edip, türlü cefâlar ederlerdi. Bunların içinde en çok eziyet görenler, Bilâl, Süheyb, Habbâb ve Ammâr bin Yâser'dir.

Müşrikler Ammâr'ı yalnız yakaladıkları zaman Ramda mevkiine, Mekke kayalıklarına götürürler, elbiselerini çıkarıp, demir gömlek giydirirler, günün sıcağında kızmış taşlarla dağlarlar, ba'zan da sırtını ateşle dağlar, kızgın güneş altında aç ve susuz bırakıp derlerdi ki:

- Muhammed'in dîninden dön, Lat ve Uzzâya tap kurtul!

Ba'zan da kuyuya daldırıp boğmak isterlerdi. Onlar, bu dayanılmaz cefâlara sabredip,

- Rabbim Allah, Peygamberim Muhammed aleyhisselâmdır, diyerek İslâm dîninden dönmezlerdi.

Ebû Huzeyfe bin Mugîre, Ammâr'ın babası Yâser'in dostu olduğu ve sözleşme gereğince yardım etmesi lâzım geldiği hâlde, o da müşriklerle bir olup, o Müslüman âileye, arkalarına ateş yapıştırmak sûretiyle işkence yapıyordu.


Dilim dilim doğrasanız

Benî Mahzûm kabîlesinin ileri gelenleri, Ammâr bin Yâser'in babasına ve vâlidesi Sümeyye'ye işkenceye devâm edip, sıcak günde kuma gömerler ve üzerinde et pişecek kadar sıcak taşları, gövdesine dizerlerdi. Sonra derlerdi ki:

- Lât ve Uzzâ, Muhammed'in dîninden iyidir deyin!

Bunun üzerine onlar da şöyle cevap verirlerdi:

- Derimizi yüzseniz, etimizi dilim dilim doğrasanız sizi dinlemeyiz. Allahtan başka ilâh yoktur. Muhammed aleyhisselâm O'nun kulu ve Peygamberidir.

Yine bir gün, Resûlullah efendimiz Bathâ denilen yerden geçerken, Yâser âilesine işkence yapıldığını görüp çok üzüldüler. Hz. Yâser suâl etti:

- Yâ Resûlallah! Zamanımız hep böyle işkence ile mi geçecek?

Peygamber efendimiz de buyurdu ki:

- Sabrediniz ey Yâser âilesi! Sevininiz ey Ammâr âilesi! Hiç şüphesiz, sizin mükâfât yeriniz Cennettir.

Ammâr bin Yâser'in, Kureyşli müşriklerden gördüğü işkence, dillere destân olacak şekildedir. Bir defasında Ammâr Resûlullah efendimize gelerek hâlini arz etti:

- Yâ Resûlallah! Müşriklerin bize yaptığı işkenceler son haddine vardı.

Resûlullah efendimiz onların bu hâlini biliyor ve onlar için üzülüyordu. Buyurdu ki:

- Sabrediniz ey Yakzân'ın babası!

Sonra da şöyle duâ ettiler:

- Yâ Rabbî! Ammâr âilesinden hiç kimseye Cehennem azâbını tattırma.

Ey ateş, serin ol

Yine bir gün Mekke müşrikleri Ammâr'a ateşle eziyet ve işkence ediyorlardı. Resûlullah efendimiz orayı teşrif ettiler. Buyurdular ki:

- Ey ateş! İbrâhim'e (aleyhisselâm) olduğun gibi, Ammâr'a da serin ve selâmet ol.

Daha sonra Ammâr, sırtını açtığında ateşin izi görünüyordu. Bu iz Resûlullah efendimizin duâsından önce idi.

Yine güneşin çok yakıcı olduğu bir gündü. Güneş sanki bütün Mekke'yi yakmak istiyordu. Toprağın üstünde ve altındaki bitkiler kavrulmuştu. Çöl ve taşlık bölgeler, kızgın bir ekmek fırınını andırıyordu. Kureyşli Mahzumoğulları, daha da kızgındılar!

Yâser ve hanımı Sümeyye'ye, yapmadık işkence bırakmadılar. Fakat bu Yemenli Müslümanlar, onların bunca işkencelerine rağmen onların isteklerini yerine getirmedi. Nihayet Yâser'i kızgın taşlar üzerine yatırdılar. Üzerindeki kısa çöl elbisesini yırttılar.

Burası, Mekke'nin baştan başa taşlık ve çorak bir semtiydi. Hiç su bulunmadığı için zalimler, burayı seçmişlerdi. Güneş en fazla bir saatte, her insanı pişirebilirdi. Ama yere yatırılan Yemenli Müslüman, gülüyordu! Putperest Mahzumoğulları, hırslarından çatlıyacak gibiydiler. Hepsi kıpkırmızı olmuşlardı. Nihayet Yâser'in bir koluna, bir deve; öbür koluna, başka bir deve bağladılar. Ayaklarına da, aynı şeyi yaptılar.

Sonra içlerinden, en dinsizi bağırdı:

- Hemen şimdi, İslâm dînini inkâr edeceksin!

Hz. Yâser:

- Allah birdir, O'ndan başka tapılacak ilâh yoktur. Muhammed aleyhisselâm, Allahın Resûlüdür, diye haykırdı. Hâin müşrik, şiddetle üzerine doğru eğildi:

- O hâlde, hiç görülmedik şekilde, can vermeye hazırlan!

İşte o zaman, gerçekten, dünyada pek görülmemiş bir vahşet emri verildi.

Dağlar taşlar tekrarladı

4 gaddar cellât, 4 deveyi aynı anda; ellerindeki yanmış ağaçlarla dağladılar. Can havliyle, dört bir yana koşuşan develer; Hz. Yâser'i, doğru Cennete uçurdular. Dağlar taşlar, kurtlar kuşlar, yerlerdeki ve göklerdeki Melekler; aynı ilâhi kelimeyi tekrarlıyorlardı:

- Lâ ilâhe illallah. Muhammedün Resûlullah.

Bu manzaraya, insan yüreği dayanır mı? Fakat Sümeyye Hâtun dayandı. Çünkü kat'î olarak biliyordu ki; sevgili kocası Yâser şu anda, Cennet-i âlâdadır.

Bize doğru yolu gösterdi

Yâser âilesinin ezâya ve bir musîbete uğramadığı gün, hemen hemen yok gibiydi. Hz. Yâser'i ve oğlu Abdullah'ı, görülmedik şiddetli bir işkence ile şehîd ettikten sonra, Sümeyye Hâtun İslâmın en büyük düşmanıyla karşılaştı. Ebû Cehil sırıtarak dedi ki:

- İnandığın Allah, kocanı ölümden kurtaramadı!

Sümeyye Hâtun sükûnetle cevap verdi:

- Allah O'nu, Cennetine aldı. Kocamı; sizin gibi putlara, paraya ve dünyaya tapınmaktan kurtardı. Allahü teâlânın Resûlü O'na ve bize doğru yolu gösterdi. Ey Allah ve Resûlullah düşmanı! Sen git, kendi ahmaklığınla yaşa! Kocaman kafanı, vücûdundan kopardıkları gün; içinde beyin olmadığı anlaşılacaktır. Ama o zaman, ne fayda!

Ebû Cehil'in hakikaten, kocaman olan kafası kızdı ve bağırdı:

- Sus, ey Ebû Huzeyfe'nin kölesi! Benim gibi bir efendiye, bunları nasıl söyliyebilirsin?

- Sen, köpekten de aşağılıksın! Çünkü kuduz köpekler bile; sizin yaptığınız şekilde insan öldürmezler.

Ebû Cehil, elindeki kısa mızrakla oynuyordu. Birden onu, kadıncağıza fırlattı. Sümeyye Hâtun oracıkta şehîd oldu. İslâm'da ilk şehîd olan bunlardır. Ya'nî kadınlardan Sümeyye Hâtun, erkeklerden Hz. Yâser idi.

Hz. Ammâr'a da Mugireoğulları, böyle işkenceler yapmışlardı. Müşrikler yine suya batırarak işkence yapmış oldukları bir sırada, Peygamberimiz Ammâr bin Yâser'e rastlamıştı. Ammâr ağlıyordu. Kâinâtın efendisi mübârek elini, onun gözlerinin üzerine sürdü ve buyurdu ki:

- Bir daha kâfirler seni yakalayıp suya batırırlar ve sana, şöyle şöyle söyle, derler ve bu işkenceyi tekrarlarsa, onların söyletmek istediklerini söyleyiver, işkenceden kurtul!

Mugireoğulları Ammâr'ı bir gün yakaladılar. Meymun kuyusunun içine batırdılar.

- Sen Muhammed'i inkâr edip, putlarımıza dönünceye kadar seni bırakmıyacağız, dediler.

Hz. Ammâr da, kâfirlerin dediklerini, kalbiyle kabûl etmediği hâlde diliyle söyledi.

Îmân ile doludur

Resûl-i ekreme, "Ammâr kâfir oldu" diye haber verildi. Resûlullah efendimiz buyurdu ki:

- Hâşâ! O kâfir olmaz. Baştan ayağa kadar îmândır ve eti ile derisi arası îmân ile doludur.

Ammâr, küffâr elinden kurtulup, Resûlullahın yanına geldi. Kâfirlerin ezâ ve cefâsından ağladı. Resûlullah efendimiz iki mübârek eliyle gözünün yaşını sildi ve teselli buyurdu.

Bu hâdise üzerine, Nahl sûresinin; Kim Allaha küfrederse, onlara şiddetli bir azâb vardır. Ancak kalbine îmân yerleşmiş olduğu hâlde küfür kelimesini söylemeye zorlanıp, sâdece diliyle söyliyenler müstesnâ, meâlindeki 106. âyet-i kerîmesi nâzil oldu.

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem de Hz. Ammâr'a buyurdu ki:

- Müşrikler eziyet ederlerse yine böyle söyle.

Ammâr bin Yâser hazretleri, Mekke devrinde gördüğü işkenceler karşısında Habeşistan'a hicret edenler arasında bulunmuştur. Bilâhare tekrar Mekke'ye dönmüş, bir müddet orada kaldıktan sonra Medîne'ye göç ederek, Hz. Münzir bin Abdülmübeşşir'in misâfiri olmuştur. Daha sonra Peygamber efendimiz onu, Ensârdan Huzeyfe bin Yemân ile din kardeşi yapmıştır.

Hz. Ammâr, Medîne-i münevvereye gelince, Resûlullah için bir ibâdet ve istirâhat yerinin gerekli olduğunu söyledi. İslâmda mescid yapılmasına ilk teşebbüs eden o idi ve bu sâyede Kubâ mescidi yapıldı.

Çift kerpiç taşıyordu

Ammâr bin Yâser, Mescid-i Nebevî'nin de yapımında bulundu. Mescid-i Nebevî'nin temeli atıldığında, duvar yapılmak üzere kerpiç kestirilmişti. Kuruyan kerpiçler, bulundukları yerden mescid arsasına Eshâb-ı kirâmın sırtlarında taşınıyordu. Herkes birer birer taşırken, Hz. Ammâr büyük fedâkârlık gösterip;

- Biri kendim, biri Resûlullah için, diye iki kerpiç getiriyordu ve diliyle de;

- Biz Müslümanlar mescidler inşâ ederiz, diyordu.

Peygamber efendimiz Ammâr'ın yanına geldi ve mübârek eliyle arkasını sığadı ve buyurdu ki:

- Ey Sümeyye'nin oğlu! Senin iki ecrin, sevâbın, başkalarının bir ecri var. Senin, dünyada en son azığın, rızkın da bir içim süttür.

Hz. Ebû Sa'îd Hudrî der ki:

- Biz kerpici birer birer taşırdık. Ammâr ise, ikişer ikişer taşırdı. Resûlullah efendimiz, Ammâr'ı böyle üzeri toz toprak içinde görünce, onun üzerindeki tozları silkeleyerek:

- Vah Ammâr! Vah Ammâr! Onu bâgîler öldürecektir, diye haber verdi.

Ammâr bin Yâser, Bedir başta olmak üzere, Uhud, Hendek ve Tebük gazâsı dâhil, Resûlullah efendimizin bütün gazâlarına katıldı. Her savaşta şecâat ve cesâretiyle tanındı. Resûlullahın yanından hiç ayrılmadı.

Bedir günü, hâin Ebû Cehil'in koca kafası; iki mücâhîd tarafından kesildi. O zaman Sevgili Peygamberimiz, Hz. Ammâr'a buyurdu ki:

- Allah teâlâ, anacığının katilini öldürdü.

Cennet ilerde!..

Resûlullah efendimizin vefâtından sonra, Hz. Ebû Bekir devrinde yapılan savaşlarda da aynı şecâat ve cesâretle döğüştü. Abdullah bin Ömer der ki:

- Yemâme'de mürtedlere karşı saldıran eşsiz bir yiğit gördüm. Düşman saflarını yerle bir ediyor, bir taraftan kılıç sallıyor, diğer yandan söyle söylüyordu:

"Bizim Peygamberimiz, Muhammed-ül Emîn'dir. Peygamberlerin sonuncusudur. Ondan sonra, Peygamber gelmiyecektir. Aksini söyliyenlerin hepsi, yalancı sahtekârdırlar."

Bu sözleri, Müseylemet-ül Kezzab taraftarlarını bile ikna ediyordu. Tam sırada, hızlı bir kılıç darbesi, başucunda vızıldadı. Keskin demir, bir kulağını kesti. Akan kanları, eliyle durdurmaya çalışıyordu. Bir yandan da "Cennet ilerde!.. Cennet ilerde!" diye haykırıyor, mücâhidleri aşka getiriyordu. Sanki, şehîd ana ve babasını görüyor gibi, savaşıyordu. Yalancı Müseyleme de, yalancılar ordusu da kısa zamanda; darmadağın oldular.

Ammâr bin Yâser, Hz. Ömer devrinde Kûfe vâliliğine tâyin olundu. Halîfe, tâyin emrinde Kûfelilere şöyle yazdı:

- Size Ammâr bin Yâser'i vâli, İbni Mes'ûd'u öğretmen ve yardımcı olarak ta'yin ettim. Bunların ikisi de Eshâb-ı kirâmın seçilmişlerindendir. İkisi de Bedir harbinde bulunmuşlardır. Onları dinleyip, itâat ediniz.

Sevinmedim ki üzüleyim
Hz. Ammâr, Kûfe'yi bir sene dokuz ay mükemmel bir şekilde idâre etti. Halîfe Hz. Ömer, Ammâr'ı Medîne'ye çağırdığında, ona sordu:

- Üzüldün mü?

- Vâliliğe ta'yin olunduğumda sevinmedim ki, alındığım zaman üzüleyim.

Hz. Osman devrinde, fitne ve karışıklıklar başladığında, halîfe bunun sebebini öğrenmek için Ammâr'ı, Mısır'a gönderdi. Bu büyük sahâbî, fitne ve fesâdı ortadan kaldırmak için çok gayret etti.

Daha sonra Sıffîn muhârebesine katıldı. Savaş esnasında yanındakilere sordu:

- İçecek, bir şeyimiz var mı?

Kırmızı halkalı kap içinde, süt getirdiler. Bunu gören, Ammâr bin Yâser dedi ki:

- Allah Resûlünü, tasdik ederim, doğrularım! Yıllarca önce bize, böyle bir kaptan içeceğim sütün, benim dünyadaki son rızkım olacağını buyurmuştu.

Sonra sütü, Besmeleyle son damlasına kadar içti. Allaha hamd etti.

Ammâr bu savaşta 94 yaşında şehîd oldu. Hz. Ali, Ammâr bin Yâser'in şehîd olduğunu öğrenince, çok üzüldü buyurdu ki:

- Allahü teâlâ Ammâr'a rahmet eylesin. O, Resûlullahın etrafında birkaç kişi varken Müslüman olmuştu. Kendisi hiç şüphesiz magfirete kavuşacaktır. Çünkü Allahü teâlânın Resûlü, Ammâr âilesini Allahın magfiretiyle müjdelemişti.

Cenâze namazını bizzat kendisi kıldırdı ve elbisesiyle, yıkanmadan Kûfe kabristanlığına defnedildi.

Ammâr bin Yâser, ahlâken yüksek bir zâttı. Az konuşur, çok kerre hüzünlü ve kederli olurdu. Son derece doğru ve hakka riâyetkâr idi. Zühd ve takvâ sahibi olup sâde yaşardı. Gâyet belîğ (açık) ve veciz bir hitâbete sahipti. Namazına çok dikkat ederdi.

Ammâr bin Yâser, hadîs-i şerîfleri en doğru bilenler arasında sayılmaktadır. Şöhretini; dünyaya düşkün olmamasına ve harâmlardan sakınmasına, insanlar üzerinde bıraktığı i'timâda, da'vâsına sadâkatle bağlılığına borçludur.

Cennet üç kişiyi arzû eder
Hz. Ammâr hadîs-i şerîflerle medholundu:

"Cennet üç kişiyi şiddetle arzû eder. Bunlar; Ali, Ammâr ve Selmân'dır."

"Ammâr'a düşman olana, Allahü teâlâ düşman olur. Ona buğzedene, Allahü teâlâ buğzeder."

Ebû Vâil şöyle anlattı:

Ammâr bin Yâser bize kısa bir hutbe okudu. Hutbeyi okuyup, indikten sonra kendisine; hutbeyi gâyet kısa okuduğunu söyledik. Bunun üzerine şöyle dedi:

- Resûlullah efendimizin, "Bir kimsenin namazının uzun, hutbenin kısa olması, onun fıkıh bildiğine alâmettir. Namazı uzun, hutbeyi kısa yapınız" buyurduğunu duydum.
__________________
Click the image to open in full size.
tekaşkımbjk_03 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 24-03-2008, 22:40   #2
 
Sessizz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Teşekkürler,Allah razı olsun...
__________________
Bir hayat çizdim kendime...
Hapsettim kendimi içime
Sessizdi hayata haykırışlarım,
Oysa bu gürültü niye...
Sessizz Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 23:01 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580