Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Madencilik

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 05-02-2007, 20:32   #11
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Yukarıda çerçevesi çizilen demokratik bir düzen içerisinde üretken ve aydınlık bir Türkiye'nin yapılandırılması gerektiğine inanan Maden Mühendisleri Odası bu amaç doğrultusunda "Demokrasi Mücadelesini" sürdürmektedir.
CUMHURİYET ÖNCESİ MADENCİLİK
Dünyada ilk madencilik faaliyetleri Anadolu’da yapılmıştır. Antalya civarındaki Karain mağarası ve Beldibi kaya sığınağında bulunan çakmaktaşı, okr kalıntıları, yontma ve orta taş devrinde (M.Ö. 10000) yaşayan insanların madencilik faaliyetlerini kanıtlamaktadır. M.Ö. 7000 yıllarında Çatalhöyük’de yapılan silis madenciliği ve aynı yıllardaki çömlekçilik faaliyetleri, ilk çömlek atölyelerinin Anadolu’da kurulduğunu göstermektedir. Bakır madenciliği ilk olarak Ergani yöresinde yaşayanlar (M.Ö. 6000) tarafından yapılmıştır. Etiler devrinde madencilik daha da gelişmiş ve demir çağına gelinmiştir. İlk madencilik ruhsatı Etiler’e ait olup, Ulukışla Gümüşköy’de bir kayaya oyulmuştur. Etiler devrinde kurşun madenciliği de yapılmıştır. İlk altın para Kroisos (M.Ö. 560) zamanında Sart’da basılmıştır.
Anadolu madenciliği Romalılar devrinde doruğuna ulaşmıştır. Romalılar madenlerin bulunması ve işletmeciliğinde özellikle de, kurşun, bakır, demir, altın, gümüş, pandermit ve yapı taşlarının üretilip işlenmesinde çok büyük atılımlar yapmışlardır. Romalılardan kalan anıtsal mermer kentler; Anadolu uygarlığının günümüze ve geleceğe uzanan köprüleridir.
Selçuklular döneminde, seramik hammaddeleri işletmeciliği çok ilerlemiş, çini ve mozaik sanatının zirvesine çıkılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki madencilik faaliyetleri 17. yüzyıla kadar özellikle savaş sanayiine yönelik olarak devam etmiş ancak daha sonra Avrupa’daki atılımlara ayak uyduramayarak gerilemiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 20:32   #12
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Evliya Çelebi (1646), Seyahatnamesi’nde Gümüşhane’de 70 Ocaktan gümüş, Bulgaristan’daki Somakof madeninden de demir üretildiğini, ayrıca her iki madende de izabe yapıldığını belirtmektedir.
Osmanlılar, maden kaynaklarını kamusal varlık sayarak devlet gereksinimlerine tahsis etmişler, özel mülkiyet konusu yapmamışlardır. Üretim biçimi olarak “kürecilik” denilen bir yöntem uygulamışlardır. Yükümlüler, bazı vergi ve yükümlülüklerden muaf tutulur ve kendilerine ücret olarak ürünün beşte biri verilirdi. Bu yöntem çeşitli aksaklık ve olumsuzluklarla 19. Yüzyıla kadar devam etmiştir.
Osmanlı, madenlerini ağırlıklı olarak ordusuna silah ve cephane, hazinesine de sikke(para) temini amacıyla işletmiştir. Cevherleri mamul maddeye dönüştürme ve daha çok kar elde etme düşüncesi olmamıştır.
19. yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı sermayesi ve sanayiine açıldığı yıllardır. Bu dönemde, Batılılar birçok ruhsatlar alarak üretime başlamışlardır. 1820’li yıllarda bulunan Ereğli Kömür Havzası’nda “Madenciyan” denilen kişiler ocaklar açmışlardır. 1858 yılında çıkarılan Arazi Kanunu ile ilk kez yasal kurallar konulmuştur. 1906 yılına kadar, çıkarılan çeşitli nizamnamelerle madenciliğe yön verilmeye çalışılmıştır. 1906’da yürürlüğe giren Maden Nizamnamesi,1954 yılında çıkarılan Maden Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak Taşocakları nizamnamesi hala yürürlüktedir. Osmanlı döneminde Batılılar (Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya) bakır, krom, kurşun, bor ve kömür madenleri ile ilgilenmişler ve küçük işletmeler kurmuşlardır. Örneğin, Susurluk’da pandermit ve Murgul Bakır Madeni işletmesi İngilizler, Balıkesir yöresi Boraks madenleri, Fethiye yöresinde krom madeni, Balya’da Kurşun-Çinko madeninin Fransızlar , Kuvarshan bakır madeni Almanlar tarafından işletilmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 20:32   #13
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

19. yüzyılın ilk çeyreğinde bulunan Zonguldak Maden Kömürü Havzası, 1860’lı yıllarda buhar makinelerinin gemilerde kullanılmasına başlamasından ötürü stratejik bir öneme sahip olmuştur.
Osmanlı Devleti de savaş gemilerinde buhar makinesi kullanmaya yönelmişti. Buhar makinelerinde **** kullanmanın elverişli olmaması ve İngiltere’den kömür ithal edilmesi pahalıya mal olmakta ve savaş gemilerinde kullanılan kömürde dışa bağımlı olmak, yetkilileri düşündürmekteydi. Zonguldak Taş Kömürü Havzası’nın bulunuş tarihi 1829 olarak kabul edilmektedir. 1848 yılında bir fen heyeti Ereğli’ye giderek Havza’nın sınırlarını belirlemiş ve saha, 1848 yılında, Padişahın (Abdülmecit) kişisel mallarının hazinesi olan Hazine-i Hassa’ya bağlı Emlak-ı Şahane arasına alınmıştır. Bu Ferman Ereğli Kömür Havzasının işletme tarihinin 1848 olduğunu belgelemektedir.
1848’den 1940 yılına kadar Havzanın yönetimi ;aşağıda görüldüğü gibi gerçekleşmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 20:32   #14
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

· Hazine-i Hassa idaresi (1848-1865)
· Bahriye (Donanma) dönemi (1865-1908)
· Havzada Nafia Dönemi (1908-1909)
· Ziraat Ticaret ve Orman Nezareti Dönemi (1909-1921)
· Milli Mücadele Dönemi (1921-1923)
· Cumhuriyetin ilk 17 yılı (1923-1940)
Bu dönemlerde Havza’da üretim; İngiliz, Fransız, Alman ve İtalyanların himayelerinde, ağırlıklı olarak bu devletlerin çıkarları ve yönlendirmeleri doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Üretim 1923 yılında 597 bin ton iken, bu rakam 1936 yılında 2 milyon 299 bin tona ve 1940 yılında 3 milyon tona çıkmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra Havza’nın ulusal çıkarlara hizmet edecek biçimde değerlendirilmesine önem verilmiştir ve “Maadin ve Sanayi Mekteb-i Alisi” kurulmuştur. 1924 yılında kurulan ve 1932 yılında kapanan okuldan yaklaşık 70 civarında maden mühendisi mezun olmuştur. Bu yıllarda Zonguldak Maden Mühendisi Mektebinden ve yurt dışından mezun olanlarla birlikte toplam maden mühendisi sayısı 100 ün altındadır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 20:32   #15
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1924 yılında Türkiye İş Bankası’nın kurulmasıyla madencilik alanına yeni yatırımlar yapılmış ve Havza’da 4 şirket faaliyete geçmiştir. Havza’da üç lavvarla, Kozlu’da 10 MW. lık bir elektrik santral işletmeye alınmıştır. 1940’- larda Çatalağzı Termik Santrali ile Sömi-kok ve biriket fabrikaları kurulmuştur. Havza 3467 sayılı Füziyon Kanunu ile Etibank’a devredilmiştir
Bor, elementer olarak son yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. Ancak bileşenleri daha eski zamanlardan beri bilinmektedir. Yurdumuzda ilk bor tuzu yatağı 1815 yılında Balıkesir ili Susurluk ilçesinde bulunmuştur. 1865-1917 yılları arasında Türk,Fransız,İngiliz ve İtalyan girişimcilerin ruhsat aldıkları görülmektedir. Daha sonra dünya çapında bir kartel kuran İngiliz Borax Consolidated Ltd. Şirketi tarafından birer birer ele geçirilmiştir.
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Türkiye’nin maden zenginliklerinin nasıl sömürülüğünün anlaşılması bakımından, 1865 yılında Sultançayırı imtiyazının Dasmasurez şirketi tarafından alınıp işletilmesi önemli örnektir.
Bebek’te mermer işleri ile uğraşan Polonyalı mülteci, eski ortağı Fransız Decmezures’e alçı taşından yapılmış heykeller hediye eder. Heykellerde yüksek oranda boraks olduğunu anlayan Fransız, Türkiye’ye gelir ve Sultançayırın’da pandermit üretimine başlarlar ve Paris civarında bir boraks rafine tesisi kurarlar. Ancak üretilen cevheri alçıtaşı adı altında yıllarca ucuz değer ve harçlar ödeyerek yurt dışına sevk ederler. Üretime başlamalarından 17 yıl sonra hile ortaya çıkarılır ve faaliyet durdurulur. Şirket bazı hileli yollarla bir süre daha cevher sevkine devam eder.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 20:33   #16
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu olay, Batı’nın Anadolu’daki hammadde kaynaklarına nasıl baktığı, hammaddeyi götürerek sanayi tesislerini kendi ülkelerine kurdukları, bunun yanında hileli yollarla doğal kaynaklarımızı nasıl ucuza kapattıkları ve genel zihniyetlerini yansıtması açısından düşündürücüdür.
1923-1950 MADENCİLİK SEKTÖRÜ
Lozan Barış Görüşmeleri sırasında gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat – 4 Mart 1923), Cumhuriyet döneminde izlenecek ekonomik politikayı saptıyordu. Bu kongrede özel sektör öncülüğünde liberal bir politika benimsenmiştir. İzmir İktisat Kongresi’nin “Sanayi ve sorunları” bölümünde Sanayi Bankalarının kurulmasından söz edilmektedir. Bu doğrultuda, 1924 yılında İş Bankası ve 1925 yılında maden işletme ve kredi sağlama amacıyla Sanayi ve Maadin Bankası kurulmuştur. Kongrede, yabancı sermayenin Türk yasalarına uyma koşuluyla faaliyet gösterebilecekleri benimsenmiştir
İzmir İktisat Kongresi’nde kabul edilen kalkınma ve sanayileşme politikaları doğrultusunda yabancı sermaye, kömür, bakır ve krom maden işletmeciliği başta olmak üzere, bu sektöre ortaklıklar şeklinde girmiştir. Bu dönemde Devlet, özel sektörün gelişmesini teşvik etmek amacıyla, 28 Mayıs 1927’de, 1055 Sayılı Teşvik Yasası’nı çıkarmıştır.
1923 yılında başlayan bu model istenen başarıyı sağlayamamıştır. Ve 1932 yılında yeni bir değerlendirme ile Devletçilik Politikaları benimsenmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 20:33   #17
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1932 yılı maden üretimleri şöyle gerçekleşmiştir. Taşkömürü 1.178.255 ton, linyit 14 000 ton ve kromit 55 000 ton dur. Bu rakamlar sanayileşme iddiasında olan bir ülke için yeterli düzeyde değildir.
1930’lu yıllara kadar, gerek Osmanlı Dönemi ve gerekse cumhuriyet döneminde, ülkenin doğal kaynaklarının tespitine yönelik bilimsel çalışmalar yapıldığını söylemek mümkün değildir. Bu belirsizliğin ortadan kaldırılması amacıyla maden aramalarına başlanması gerektiği bilinciyle 14 Haziran 1935 yılında Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü kurulmuştur (MTA). Bu kuruluşun bütün giderleri ile yatırımlarının her yıl Devlet Bütçesinden karşılanması prensibi ile;
Memleketimizde işletilmeye elverişli maden yatağının bulunup bulunmadığını,
İşletilen maden ve taşocaklarının da daha faydalı surette işletilmelerinin neleri gerektirdiğini; araştırmak, fenni ve jeolojik tetkikler, kimyasal tahliller yapmak, proje ve raporlar hazırlamak, verimlilik hesapları yapmak, bütün alma sorumluluğundan muaf tutulmuştur.
Aynı gün (14 Haziran 1935) MTA ile birlikte 2805 sayılı yasa ile, “Madencilik, Enerji Üretimi ve Dağıtımı alanlarında faaliyet göstermek üzere” ETİBANK kurulmuştur.
Etibank’a, kuruluş kanununun 5. Maddesinde “MTA’nın araştırmaları sonucunda verimliliği ve işletilebilirliği tespit olunan sahalarda Bakanlığın onayı ile işletmeler kurup, üretimi gerçekleştirmek görevleri verilmiştir. MTA, ekonomik değere haiz sahaları ilgili Bakanlık kanalıyla Etibank’a devretmeye, ETİBANK da, bu kaynakları işletmeye zorunlu kılınmışlardır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 20:33   #18
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Aynı zamanda Etibank ruhsat alabilir, ruhsat devir alabilir ve elde ettiği hakları ya da hisseleri başkalarına satabilir, devir edebilir. Her türlü cevheri ve hammaddeyi alıp satabilme yetkileri bu kanunla Etibank’a verilmiştir.
2804 ve 2805 sayılı yasalarla oluşturulan bu iki kuruluş, madencilik sektörüne yeni bir anlayış, yeni bir yaklaşım ve sağlıklı bir değerlendirme getirmiştir. Bu çalışmalar, dönemin yönetim kadrolarının, madenciliğin, ülkenin geleceğindeki yeri ve önemini sağlıklı biçimde değerlendirdiklerinin göstergesidir.
24 Haziran 1935’de 2819 sayılı kanunla Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİEİ), ülkemizin elektrik enerjisine yönelik potansiyelinin saptanması amacıyla kurulmuştur. Bu kuruluşun faaliyetleri de Devlet Hizmeti olarak benimsenmiştir.
Sümerbank, MTA, Etibank ve EİEİ’nin kurulmasıyla devletin sanayi alanındaki kurumsal altyapısı tamamlanmıştır.
Atatürk’ün 1935 yılı TBMM açılış nutkunda madencilikle ilgili görüşleri şöyledir:
“Maden İşleri yeni bir açılma devresindedir. Maden Mühendislerimizi ihtiyaca yeter sayı ve değerde yetiştirmeye önem vermek gerekir”.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 20:33   #19
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

“Kömür Havzasının rasyonel işletilmesi için tedbirler aramak da lazımdır”
“Maden İşletilmesi inkisaf (gelişme) halindedir. Madenlerimiz bizim başlıca döviz kaynağımız olduğu için de yüksek dikkatinizi celbe (çekmeğe) değerlidir”.
“MTA’nın çalışmalarına azami inkisaf vermesini ve bulunan madenlerin planlı şekilde hemen işletmeye alınması lazımdır. Elde bulunan madenler için üç yıllık bir plan yapılmalıdır”.
EİEİ, enerji potansiyelinin saptanması, ülkenin enerji ihtiyacının karşılanması,kömüre dayalı termik santrallerin hayata geçirilmesi ile görevlendirilen Etibank ve linyit potansiyelinin saptanması hususunda MTA, 1935 yılından sonra önemli projeler üzerinde çalışmalara hemen başlamışlardır. Seyitömer, Soma ve Tavşanlı bölgelerinde arama ve üretim çalışmaları için gerekli yatırım kararları alınmıştır. Bu dönemlerde ülkemizin toplam linyit üretimi 150 bin ton civarındadır.
Etibank, ülkenin sanayi alanında yapacağı gelişmelerin enerji ile desteklenmesi bilinciyle, kömüre dayalı santrallerin ve yakacak kömür ihtiyacının karşılanması için çalışmalara başlamıştır. Kömür rezervlerinin artırılması için aramalara hız verilmiştir. 1930 yılında 9 bin ton olan linyit üretimi 1939 yılında 185 bin tona ulaşmıştır. 1940’lı ve 50’li yıllarda linyite yapılan yatırımlar sonucu (Değirmisaz, Soma, Tunçbilek, Seyitömer) üretimde artış sağlanmıştır. 1946 yılında toplam linyit üretimi 460 bin ton düzeyindedir. 1957 yılında bu rakam 1.712.000 tona yükselmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 20:33   #20
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sanayileşme hedefine ulaşılabilmesi için demir ve çelik üretiminin gerçekleşmesi gerekir. 1937 yılında temeli atılan Karabük Demir Çelik Fabrikaları 1939 yılında üretime geçmiştir. Hammadde ihtiyacının karşılanması amacıyla demir aramalarına başlanmış ve Divriği A Kafa Demir Yatağı 1938 yılında işletilmeye alınmıştır.
Dönem içerisinde, ülkenin petrol rezervlerinin saptanması ve işletilmesi, krom, bakır, manyezit, çinko ve kurşun başta olmak üzere birçok madenin aranması ve üretimiyle ilgili projelendirme çalışmalarının yürütüldüğünü görmekteyiz. Genel bir bilgi vermesi açısından 1938 yılı krom üretimi 280 bin ton, ihracatı ise 200 bin tondur. Bilister bakır üretimi 65 ton dur. 1940 yılında 3600 ton kurşun, 845 ton da manyezit üretilmiştir.
Ülkemizin bor yatakları, Milli Mücadele’den sonra da, uzun yıllar Avrupa’nın asit borik üretimi için değerli hammadde kaynağı olmaya devam eder. Borax Consolidated Ltd., Amerikalı kartel ortağı ile Türkiye’deki üretimi, dünyanın başka yerlerindeki yatakların kullanılma durumuna göre, çıkarlarına uygun, fiyat ve satış politikaları ile yönlendirmeye çalışmışlardır. Bu her iki kartel Türkiye’de hiçbir zaman rafine tesis kurmayı istememiş ve düşünmemiştir. Bu iki kartel, 1950’li yılarda da Türkiye’yi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye devam ederler. (1950 yılında bor ihracatı 11.700 ton)
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın

« - | 1973 Petrol Krizi »

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 03:44 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580