Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Madencilik

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 06-02-2007, 12:18   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Orta Asya Boru Hattı Sorunu

A. GİRİŞ

Enerji kaynakları ve özellikle petrolün bulunduğu bölgeler, üretilmesi, piyasalara arzı, fiyatları gibi konular devletlerarası politikaların oluşmasında son derece önemli rol oynamaktadırlar.[1] Dünyada nüfus ve gelişen teknolojinin sunduğu olanaklar çerçevesinde enerji işlemi sürekli artmaktadır. Günümüzde bu ihtiyaçlar kömür ve petrol gibi fosil kaynaklarından sağlanmaktadır. Güneş, rüzgar, deniz dalgaları gibi konvensiyonel olmayan enerji elde etme biçimleri henüz pek etkin değildir. Bununla birlikte nükleer enerji alanında karşılaşılan teknolojik sorunlar ve çevresel felaket tehditleri de bu kaynağı kapatmaktadır. Bütün bunlara dayarı olarak, dünyamızın daha 50-60 yıl petrole bağımlı enerjiye ihtiyaç duyacağı açıktır.[2]
Tüm bu açıklamalar ışığı altında, Hazar Bölgesindeki, toplam 520 milyondan üretilebilir petrol rezervleri ile 105 milyar m3 olduğu tahmin edilen doğalgaz rezervleri hesaplamaları bu bölgeyi son derece önemli kılmaktadır. Özellikle 1991’den sonra bu bölgelerdeki devletlerin bağımsızlıklarını kazanmalarıyla, bu rezervlerin işletilmesi ve nakli tüm dünyanın dikkatini çekmiştir.
Bu gelişmeler çerçevesinde, bu çalışmamda; Bölgedeki mevcut rezervleri, bu rezervlerin nakliyle ilgili mevcut ve plan dahilindeki projeleri aktarmaya çalışacağım. Ayrıca Türkiye açısından önemi sebebiyle Bakü-Ceyhan Boru Hattı’nı ayrı bir başlık altında, bu başlık içinde de diğer projeleri değerlendirerek anlatmaya çalışacağım.
B. ORTA ASYA’DAKİ MEVCUT PETROL VE GAZ REZERVLERİ

Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasıyla Avrupa ile Asya arasında AVRASYA adıyla yeni bir strateji dengesi kurulmaya başlanmıştır. Bu strateji dengesinde Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri’ne büyük rol düşmektedir.
Petrol son yüzyıllık tarihin oluşmasında önemli bir rol oynamıştı ve ilerleyen yıllarda da bu önemin devam edeceği tahmin edilmektedir. Petrole endüstriyel çağın güç aşısı denebilir. Bu yüzden ona sahip olmak güç sahibi olmaktır. Dünyanın petrol dolu bölgeleri, petrolün keşfi nedeniyle son derece çekici yerler olmuşlardır.”[3]
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2007, 12:18   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu açıdan Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle bağımsızlığını kazanan cumhuriyetlerdeki petrol kaynakları diğer büyük devletlerin bu bölgeye gözlerini dikmelerine neden olmuştur. Bu konuda özellikle, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’daki petrol ve gaz yatakları ilgi çekmiştir.
Büyük devletler ve çeşitli petrol şirketleri bu bölgeye önem verdiklerine göre bu bölgelerdeki rezervler nelerdir? Gerçekten mücadeleye değecek derecede geniş kaynaklara sahip midir? Bu konuda öncelikle dünyadaki mevcut rezervlere bakacak olursak; “1997 yılı itibarıyla dünya kanıtlanmış petrol rezervlerinin bölgelere göre dağılımı şöyledir;
Orta Doğu
%65
Orta ve Güney Amerika
%9
Afrika
%7
Eski SSCB Ülkeleri
%6
Asya ve Okyanusya
%4
Avrupa
%2


Yine 1997 yıl itibariyle kanıtlanmış dünya gaz rezervleri ise şöyledir;”[1]
Eski SSCB Ülkeleri
%39
Orta Doğu
%34
Afrika
%7
Kuzey Amerika
%6
Asya ve Okyanusya
%6
Orta ve Güney Amerika
%4
Avrupa
%4

  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2007, 12:18   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Hazar Bölgesindeki rezervler ise; “İspatlanmış petrol rezervleri 30 milyar ton, doğalgaz rezervleri ise tahmini olarak 7-10 trilyon m3 ‘tür (1998 rakamlarıyla). Bu miktarlar 22 milyar varillik ABD ve 17 milyar varillik Kuzey Denizi rezervleri ile ve yine 8-5 trilyon m3 ‘lük Kuzey Amerika rezervleri ile karşılaştırıldığında petrol şirketleri ve büyük devletlerin neden bu bölgelerde bu kadar çok ilgilendikleri kolayca anlaşılmaktadır.”[1]
Hazar bölgesinde bulunan petrolün neredeyse %40’ı sular altında yatmaktadır. Hazar Denizinin statüsü hakkında kesin bir görüş birliği bulunmakta ve çevre devletler zengin bir petrol yatağı olan bu deniz konusunda kendi menfaatlerine gelen politikalar ileri sürmektedirler. Bu bölge konusunda göl, iç deniz, deniz, okyanus statüsünün hangisinin uygulanması gerektiği konusunda karar verilememiştir.
1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre Hazar, bir göl, deniz, yarı kapalı veya kapalı bir deniz olarak tanımlanabilir. Bir göl veya deniz olarak tanımlamak her şeyden önce Hazar’ın zengin petrol ve gaz rezervlerinin sahiplerini ve suların sınırını belirleyeceğinden önemlidir.
“Hazar bir deniz, yarı-deniz veya kapalı bir deniz olarak tanımlanırsa 1982 sözleşmesi uygulanabilir. Sözleşme uygulandığı zamanda Deniz, karasularına, bitişik bölgelere, münhasır ekonomik bölgelerine ve kıta sahanlığına her iki kıyı devletinin kendi bölgesindeki doğal kaynaklarını işleme hakkıyla beraber bölünebilir. Bu durumda hazar Denizi’nin bütünü beş ulusal sektöre bölünebilir. Eğer Hazar bir göl olarak tanımlanırsa, uluslar arası sınır gölü statüsünü kazanır ve 1982 sözleşmesinin yetki alanına girmez. Sınır gölleri için belirlenmiş uluslar arası hudut belirleme yöntemi yoktur. Bu durumda hukuka örnekler kaynaklık edecektir. Sınır gölleri bütün kıyı devletlerinin sahillerinden eşit uzaklıkta çizilen bir dikey hatla ulusal sektörlere bölünebilir. Sonra da devletlerin sınırları göl üzerindeki sınır çizgisi boyunca devletlerin topraklarına ilgili bölümlerin eklenmesiyle geçer. Devletlerin bu bölgeler üzerindeki doğal kaynakları çıkarma hakları sınır çizgisine kadar olan göl sularını kapsar.”[2]
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2007, 12:19   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Hazar bir göl olarak kabul edildiği takdirde; göl yatağı ve su alanları sahili olan devletler arasında eşit olarak bölünür.
“Bir başka görüşe göre Hazar kendine özgü jeolojik şartlarda meydana gelmiş geniş bir su havzasıdır. Bu takdirde kıyı devletler uygun ve yeni bir hukuki mekanizmayla bu bölgeyi ortak kullanmalıdırlar.”[1]
“Hazar Denizinin statüsü hakkında Rusya-İran ikilisi, kendi kıyılarındaki petrolün yeterli olmaması nedeniyle, her beş devletin kıyıdan 45 mil kadar ötesine egemen olmasını, bu uzunlukların ortasında kalan alanın ise ortak bölge sayılması tezinde ısrar etmişlerdir. Buna Azerbaycan ve Kazakistan kesinlikle karşı çıkmış ve uyuşmazlık devam etmiştir. Ancak 1998 Nisan ayında Yeltsin Kazakistan’ın görüşünü kabul etmiş, İran ise tepki göstermeyi sürdürmüştür.”[2]
C. AVRASYA PETROLÜNÜN VE GAZININ AVRUPA’YA SEVKİ SORUNU

1991 yılından önce dünya piyasası ile istedikleri gibi serbestçe bağlantıları olmayan Hazar ve orta Asya ülkeleri, Sovyetlerin dağılışından sonra kendilerini dışarıya bağlayan yollar, kapılar, köprüler aramaktadırlar.
“Hazar Denizi çevresindeki ülkeler artık bağımsız olduklarından kendi kaderlerini tayin edebileceklerdir: batılı ülkeler artık Rusya’nın buyurgan bürokrasisi ile uğraşmak zorunda değillerdir. Bu bölgeler aynı zamanda Batı’nın kendi yerli sanayilerine katılımına da açıktırlar. Batılı şirketler bu rezervlerin ortaklaşa işletilmesine olanak verecek düzenlemeler peşindeyken ortaya çıkan önemli bir soru: Hazar petrolünün dünya pazarlarına nasıl getirileceğidir? Asıl sorun, Avrasya petrolünün ve gazının, hasım, rakip ve istikrarsız durumdaki devletlerce kapatılmış olan bu bölgeye oldukça uzak mesafedeki uluslar arası pazara ulaştırılmasıdır. Kaynakların işletilmesinin ve diğer endüstriyel faaliyetlerin kaderi petrol ve gazın dünya piyasalarında satılmak üzere limanlara ulaşımını sağlayabilecek güvenli ve etkin boru hatlarının geliştirilmesine bağlıdır. bu tür boru hatları devreye sokulmadığı sürece bu kadar zengin rezervlere sahip olan bu bölgeden hiçbir yarar sağlanamayacaktır.”[3]
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2007, 12:19   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İspatlanmış rakamların çok üstünde olduğu tahmin edilen rezervlere ve 2015 yılında 120 milyon tona varacak üretim hedeflerine sahip olacağı düşünülen bu ülkeler kapalı bir havza içerisindedir. Boru hatları olmaksızın bu üretimin hiçbir anlam ve faydası yoktur. Bölgedeki mevcut çıkış yolu Rusya Federasyonu kontrolündeki eski boru hattı sistemidir. Rusya Federasyonu, bu sistemden ancak Bağımsız Devletler Topluluğu’na ihraca olanak tanımakta, onlarda ekonomik sistemleri henüz oturmadıkları için borçlarını ödeyememekte ve yeterli Pazar alanı olamamaktadır.
“Bugün ülkelere beş ayrı coğrafi bölgeye petrolü çekebilmek için yarışmaktadırlar. Bu bölgeler; Karadeniz, Akdeniz, Basra Körfezi, Hint Okyanusu ve Çin Denizi’dir. Bu bölgeler içerisinde Karadeniz ve Akdeniz ön plandadır. Akdeniz’i Hazar Denizi’nin Azeri petrolleri, Karadeniz’i ise Hazar Denizi’nin doğusundaki Kazak petrolleri ön plana çıkarmaktadır. Ancak Karadeniz, dünyaya açılan bir çıkış noktası değil, bir ara bölge ve bir geçiş yoludur. Ulaşılması istenen deniz, dünya petrollerinin 1/6’sını taşıyan Akdeniz’dir. Petrolü üretecek kuruluşlarca petrolün Akdeniz’e indirilmesi konusunda uzlaşmaya varılmış gibi görünmektedir.”[1]
Bu konudaki esas tartışılan şey; Akdeniz’e inecek petrolün Türkiye’nin doğusundan boru hatları ile mi, yoksa Karadeniz’den ve Türk Boğazlarından tanker taşımacılığı ile mi ulaştırılacağı konusudur. Rusya Federasyonu, Kafkasya ve Orta Asya petrolünün önce boru hattı ile Karadeniz’e, buradan tankerle Türk Boğazları’nı geçerek Akdeniz’e taşınmasını isterken; Türkiye ise boru hatları ile doğrudan Akdeniz’e ulaştırılmasını arzu etmektedir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2007, 12:19   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1. Mevcut Ulaştırma Hatları[1]

1. a. Bakü – Novorossisk Boru Hattı

Bu hat Bakü’den başlar, Hazar kıyısını takip ederek Dağıstan üzerinden Tikhorest’ten Novorossisk’e uzanan 1340 km. uzunluğunda ve 28 inç çapındadır. Bu hattın kapasitesi yılda 5 milyon tondur. Aynı hat Tikhorest’ten itibaren Tuopse’ye 20 inçlik hatla bağlanmaktadır. Novorossisk limanı, yılda 20-30 milyon ton kapasitelidir.

1. b. Bakü – supsa Boru Hattı

Bu hat Bakü-Tiflis demiryolunu takiben Supsa’ya uzanmakta ve oradan da Batum’a inmektedir.
1. c. Kazakistan – Bakü Boru Hattı:

Kazakistan’ın Tengiz Bölgesinden gelen 40 inçlik boru hattı, Grozni Bölgesinde Bakü-Novorossisk boru hattına bağlanmaktadır.
Rusya Federasyonu’nun boru hattı şebekeleri oldukça eskidir. Giderek eskimesi ve onarılamaması hem Rusya’nın ihracat imkanlarını kısıtlamakta hem de şebekeye ve çevreye zarar veren kazalara neden olmaktadır. Karadeniz’e çıkan petrolün ortalama 30 milyon tonu Türk Boğazları’ndan taşınmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2007, 12:19   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

2. Ülkelerin Boru Hatları Alternatiflerini değerlendirmeleri, Bu Yöndeki İstekleri

Üretilen petrolün hangi güzergahtan taşınacağı konusundaki tartışmalarda, Rusya; Bakü ile Novorossisk limanı arasında zaten bir boru hattı bulunduğunu, bu hattın hem ucuz hem de hızlı bir biçimde gerçekleştirilebilecek tek alternatif olduğunu ileri sürmüştür. Rusya, bundan başka, hattın Çeçenistan’dan geçecek olması dolayısıyla Çeçenistan’la da anlaşmaya varmıştır. Rusya’nın bu isteğine göre; petrol Bakü’den Rusya’nın Novorossisk limanına pompalanacak, borudan da petrol tankerlere yüklenerek, boğazlardan geçerek dünya pazarlarına ulaşacaktır.[1]
Türkiye ise bu isteğe; boğazlardaki tanker trafiğinin artması nedeniyle ortaya çıkacak sıkıntıların çevresel ve stratejik gerçeklerle kabul edilmez olduğunu belirterek, Kazak ve Azeri petrolünün Karadeniz’e verilmesi planına karşı çıkmıştır.[2]
Bu gelişmeler üzerine Rusya,boğazların önemini azaltmak için yeni bir girişimde bulunmuştur. Rusya, Bulgaristan ve Yunanistan ile, Bulgaristan’ın Burgaz limanından, Yunanistan’ın Alexandrapolis limanına kadar uzanan 350 km’lik boru hattı çekilmesi konusunda 1994 yılında bir protokol imzalanmıştır.
Rusya izlediği siyasetle,bu bölgelerde, devletlerin bağımsızlıklarını kazanmalarından önceki durumu devam ettirmek istemektedir. Hep kendi kozunu kullanabileceği boru hattı alternatiflerini savunmaktadır. Bu yüzden Türk alternatifine karşı politikalar oynamaktadır. Rusya’nın ayrılıkçı Çeçenistan’a karşı katliama benzeyen savaşı da Moskova’nın petrol boru hattı kenarındaki manevrası sayılabilir. Yine Rusya, Türk boru hattı alternatifini engellemek için Türkiye’nin doğusundaki Kürt ayrılıkçılara verdiği desteği artırmıştır. Türkiye seçeneğini engellemek için Rusya 1996’nın başında Gürcistan’la Azeri petrolünü Gürcistan’ın ayrılıkçı bölgesi Ahbazya üzerinden Novorossisk’e taşıyacak bir boru hattının inşasıyla ilgili gizli görüşmeler yapmıştır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2007, 12:19   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ABD bu konuda açıkça Türkiye seçeneğini yani Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı’nı desteklemektedir. ABD’nin bölgeye genel olarak bakışını değerlendirecek olursak; “20. asrın ilk yıllarında Batı gözlerini bu bölgeye, zengin petrol yataklarına çevirmişti. Petrol çağına giren dünya, kömür-çelik çağını artık geride bırakıyordu. Yeni dönemde bir devletin ekonomik ve askeri gücü, petrol kaynaklarını kontrol etmeye v ebu kaynaklardan kesintisiz yararlanmaya dayanıyordu. Bu nedenle Rus petrol sanayiine yapılan önemli yatırımların yarısından fazlası yabancı sermaye ile gerçekleştirildi. Bu alanda başı İngiltere çekerek, dış kaynakların %60’ını elinde tutuyordu.
20. asır sona ererken ise; Batı’nın gözleri yine bu bölgededir. Bu kez Amerika önde gelen bir rol oynamak istemektedir. Bunun nedeni de, Hazar Denizi havzasındaki petrol servetinin dünyanın en zengin kaynaklarına sahip olan Basra Körfezi rezervlerine yakın düzeyde olmasıdır.
Bu konuyla ilgili olarak 24.10.1997’de ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Ekonomik İşler bakan yardımcısı Stuart Eizenstat, Kongre’de yaptığı konuşmada, Amerika’nın Hazar Bölgesine yönelik dış politikasını şu beş hedefi güttüğünü izah etmiştir.
a. Kafkasya’daki devletlerin bağımsız ve egemenliklerinin korunması ile demokrasilerinin ve ekonomilerinin gelişmesi.
b. Bu devletler arasındaki ihtilaflara çözüm bulmaya yönelik çalışmaların hızlandırılması.
c. Dünya enerji ihtiyacının karşılanması için bölgedeki kaynakların üretime açılması.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2007, 12:20   #9
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

a. Bölgeye yatırım yapan ABD firmalarına destek sağlanması.
b. İran’a yönelik baskı politikasının sürdürülmesi.”[1]
Bu politikalardan da anlaşıldığı gibi ABD’nin bölgeye yönelik politikası değişikliğe uğramıştır. ABD önceleri Azerbaycan’a karşı Ermenistan’ı desteklerken şimdi tamamen Azerbaycan’ın yanındadır. Bunun nedeni de tabii ki zengin petrol kaynaklarıdır.
Son olarak Bakü’den erken üretim petrolünün uluslar arası piyasalara pazarlanması için iki güzergah belirlenmiştir. Bunlardan biri, Bakü’den Rusya’nın Novorossisk limanına kadar uzanan Kuzey boru Hattı, diğeri ise Bakü’den Gürcistan’ın Supsa limanına varan Batı Boru Hattı’dır. Günümüzde erken üretim petrolünün kuzey boru hattı vasıtasıyla taşınmasına başlanmıştır. Boru hattıyla Bakü’den Rusya’nın Novorossisk Limanı’na akıtılan petrol,buradan tankerlerle dünya pazarlarına taşınmaktadır. Buraya kadar hiçbir sıkıntı olmamakla beraber asıl sıkıntı; 2003 yılında günlük 700 bin varil petrol üretilmesinin (7 varil 1 ton sayılmaktadır) planlanmasıyla ortaya çıkmaktadır. Mevcut boru hatlarıyla günlük taşıma kapasitesi toplam 100 bin varil olduğuna göre geriye kalan 600 bin varil petrol nasıl taşınacaktır.[2]
Ana petrolün taşınması için mevcut olan Bakü-Novorossisk ve Bakü-Supsa boru hatlarının dışında başta Bakü-Ceyhan olmak üzere Bakü-Basra ve Bakü-Pakistan olmak üzere üç alternatif düşünülmektedir. Bakü-Ceyhan’ın Türkiye açısından önemi dolayısıyla bu başlık altında tasarlanan projeleri değerlendirelim:
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2007, 12:20   #10
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

3. Bakü-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi

Hazar Bölgesindeki petrol üretiminin 2010 yılında günlük 700 bin varile ulaşması beklenmektedir ve bu petrolün inşa edilecek Bakü-Ceyhan Boru Hattı ile Akdeniz’e indirilmesi Türkiye’nin tercihidir. Bunun gerçekleşmesi Kazakistan’ın Tengiz Petrollerinin de aynı yoldan taşınması için bir kolaylık sağlayacaktır.[1]
Bakü-Ceyhan ya da Hazar-Akdeniz Ham Petrol Boru Hattı Projesi; Türkiye’nin 1990’lı yıllardan bu yana özellikle Azeri ve Kazak petrolünün, Türkiye üzerinden Ceyhan Terminali’nde uluslar arası pazara arzını hedefleyen projesidir. Proje yılda 25 milyon ton Azeri, 20 milyon ton Kazak petrolünü (yılda toplam 45 milyon ton) taşımayı hedeflemektedir. Türkiye bu petrolün önemli kısmını satın almaya da önermektedir.[2]
Projeye ilişkin genel bilgiler şöyledir:[3]
Bu projeye göre öncelikle Kazakistan’daki Uzex’da toplanan 20 milyon ton/yıl ham petrol iki alternatif rota üzerinden Bakü’ye ulaştırılacaktır.:
i. Uzex – Karaboğaz Gölü batısı - Kianly – Hazar Denizi – Bakü (660 km) .
ii. Uzex – Acıkuyu – Hazar Denizi – Bakü (540 km)
Projeye göre Kazakistan’dan Bakü’ye getirilecek olan 20 milyon ton/yıl Kazak ham petrolü, bu noktada 25 milyon ton/yıl Azeri petrolü ile birleştirilerek, toplam 45 milyon/ton/yıl ham petrol olarak Türkiye topraklarından Ceyhan Limanında Akdeniz’e ulaştırılacaktır. Bakü – Ceyhan arasında iki ayrı rota olabileceği düşünülmektedir.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 02:45 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580