|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
09-12-2009, 12:33 | #1 | ||
forumun death metalcisi Üyelik tarihi: May 2009 Yaş: 38
Mesajlar: 3.542
Tecrübe Puanı: 22 |
Geçen hafta Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı İnan Kıraç Atatürk Galatasaray’lı dedi… Atatürk Cumhuriyeti kurduğu zaman yanında 23 tane Galatasaraylı varmış… Kitap çıkartacaklarmış… Bekliyoruz! Mantıklı fikirlere ve tarihe saygımız var… Peki, asıl soru Atatürk’ün tuttuğu takım mı olmak? Yoksa Atatürk’ün yolundan giden bir takım mı olmak? Hangisi daha önemli? Kurtuluş mücadelesi devam ederken, kulüpler milli mücadeleye destek amaçlı kuruldular… Sportif alanda alınacak başarılar ile milletimizin yüzünü güldüreceklerdi? Buna kuşkusuz şüphemiz yok… Atatürk’ün, böyle bir dönem de kulüplerimize yakınlığı ortada, her takımda bundan kendine pay çıkartıyor… Bize göre Atatürk Beşiktaşlı… Kimine göre Fenerbahçeli, Galatasaraylı… Buna rağmen yüz yıl oldu halen tartışıyoruz… Kanıtlar sınırlı olduğu gibi Atatürk tarafından dile getirilmiş bir açıklama da yok… Şimdi… Günümüz de, Atatürk’ün takımı sıfatına uyan takım veya takımlar kim? Önemli olan budur! Dün CSKA maçında, sergilenen duruş ve verilen mesajlar Türkiye’nin aynasıdır… Ve Beşiktaş, Atatürk’ün takımıdır… Bir değerlendirme yapılacaksa, sergilenen duruş ile yapılsın… Lafta kalmasın, icraat görelim… Yoksa biz sizin Başbakanlarınıza açtığınız pankartları da biliyoruz! ** Diğer mesele, başlıkta belirttiğim ‘ama’? Beşiktaş Türkiye’dir ama futbolu ile henüz Avrupalı değildir… Maalesef… Elimize geçen büyük fırsatı teptik. Hatta o fırsatı kullanmaya çalışmadık… Sahaya çıkan 1 kaleci, 4 stoper(Ferrari, Sivok, İbrahim Toraman, İbrahim Kaş, 2 bek(Ekrem, İbrahim Üzülmez), 2 defansif orta saha(Ernst, Fink), biraz Tello ve Bobo… Beşiktaş’ın kazanması için yetmez… Yetmedi de, Tello o golü atsaydı… Hiç bir şey olmazdı. Önemli olan zihniyet… “Nasıl olsa bir tane atarız” demek ile sahaya tamamen rakibini sahadan silmek için çıkmak çok farklıdır… O farkı da dün gördük… CSKA maçın 1. dakikasından itibaren kazanmak için oynadı… Son saniyede de olsa golü buldu ve kazandı… Biz ise atacağımız bir gol için sabırlı oynayalım dedik… Gol attık ama kalemizde 2 tane gördük… Hiçbir anlamı olmayan tek bir gol! ** Deplasmanda Lucescu’dan sonra elde edilen en iyi performans. 4 puan… Hayal etsek, bu kadar olurdu… İçerde oynadığımız 3 maçta ise 0 çektik… Hayal etsek, bu kadar olmazdı! Beşiktaş’ın tarihinde yok… Chelsea ile Almanya’da oynadığımız maçı da dâhil edersek, en kötü 3 maçta 1 galibiyet aldık… Yine üzüntü veren Wolfsburg ve CSKA gibi takımlardan toplamda 1 puan alabilmemiz… Gerçekten can sıkıcı ve acı veren bir tablo… Neresinden bakarsak bakalım, büyük hayal kırıklığı yaşadık… ManU galibiyeti mükemmeldi. Fakat dudaklarımıza sürülmüş bir parmak bal tadında kaldı… Ders almamız lazım, hem de büyük ders… CSKA bizden aldığı 6 puan ile 2. olarak gruptan çıkabiliyorsa, biz neden yapamıyoruz çok iyi değerlendirmeliyiz… Artık Avrupalı bir takım imajı sergilememiz gerekiyor… Şimdi önümüzde geçen sene elde ettiğimiz 2 kupa kaldı… Geçmişle yaşamadan, ders alarak yolumuza devam etmek zorundayız… Yoksa Avrupa’da her sene aynı senaryoyu yaşamaya devam ederiz! | ||
|
09-12-2009, 12:52 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2009 Yaş: 35
Mesajlar: 541
Tecrübe Puanı: 15 | çok doğru bi yazı | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |