|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
16-01-2010, 14:33 | #1 | ||
forumun death metalcisi Üyelik tarihi: May 2009 Yaş: 38
Mesajlar: 3.542
Tecrübe Puanı: 22 |
Beşiktaş tarihindeki en iyi 10 yabancı oyuncuyu seçebilmek için duayenlerimiz Atilla Gökçe ve Güven Taner ustalarımıza danıştık... (Editör notu: Bu derlemede şu anda Beşiktaş'ta forma giymeye devam eden oyuncular yer almamaktadır) Yazı: FourFourTwo Yazı İşleri Müdürü ve Skytürk Total Futbol yorumcusu Ali Ece 107 yıllık bir tarihten 10 isim belirleme görevi bana verildiğinde, aklıma direk Beşiktaş’ın eski yıldız futbolcularından Ziya Doğan’ın teknik direktörlüğünde her yeni takımın başına geçtiğinde yaptığı değişmez açıklama geldi: “Çok zor bir görev devraldık” Zor gerçekten de; hem de çok zor, hangi 10 isme yer verip hangilerini dışarıda bırakmaya karar vermek çok çok zor… Bu yüzden olacak benden çok daha köklü iki spor yazarı ve duayen isme, yakın dönem Beşiktaş tarihiyle yaşıt iki kaleme Atilla Gökçe ve Güven Taner ustalara başvurarak işi kolaylaştırmaya çalıştım… Atilla Gökçe ve Güven Taner'e göre Beşiktaş'ın en unutulmaz 10 yabancı oyuncusu “Öncelikle şunu belirtmem lazım” diyerek söze başladı Atilla Gökçe usta, “Beşiktaş’ın kaderini belirleyen hiçbir zaman yabancı oyuncuları olmadı… Belki son yıllarda bu durum 6 + 2 kuralıyla biraz değişti ama yine de Beşiktaş’ın tarihinde hiç Alex’i olmadı mesela… Siyah-beyaz formayı ya altyapıdan yetişen yetenekli gençler ya da ucuz paralara transfer edilen Anadolu’nun kavruk gençleri yüceltti… Son 10 yılda doğan sıkıntılar da bence bu tarihsel perspektiften kaynaklanıyor. Bence bu 10 yabancı futbolcunun ismi Beşiktaş tarihinden asla silinmeyecekler, yine de Güven Taner usta benden daha iyi bilir, mutlaka onun da görüşünü almak lazım” Ben de hemen Güven Taner ustayı aradım ve tesadüf eseri her iki duayenin belirlediği 10 isimden sadece birisi farklı çıktı. Atilla Gökçe “John Carew”i seçerken, Güven Taner “sadece saha içindeki performansını göz önünde bulundurarak Pascal Nouma” dedi! Dorde Miliç: “1982’de teknik direktör olarak 14 yıl sonra Beşiktaş’a şampiyonluğu getiren isim olan Miliç, futbolculuğunda da siyah-beyaz formayı başarıyla taşıdı. O dönemde şimdiki Alex’in kalibresine en yakın isimlerden birisiydi ancak şampiyonluk yaşamak teknik direktörlüğü dönemine nasip oldu” - Atilla Gökçe “Müthiş bir devamlılığı olan, son derece yaratıcı bir oyuncuydu. Orta saha – forvet arasında şimdiki Alex’in profilinde bir yıldızdı. Tepeden tırnağa bir futbol adamıydı ki teknik direktörlüğünde de çok başarılı oldu” – Güven Taner Joe Erwin Kuzman: “Oyun tarzı fazlasıyla Batistuta’yı andıran Macar bir golcüydü. Macar hoca getirmiş, Beşiktaş’a en büyük katkısını yapmıştı. Çok ateşli, heyecan veren bir oyun tarzı vardı. Şimdilerde 50-70 yaş aralığında olan Beşiktaşlıların büyük kısmına göre halen siyah-beyazlı formayı giymiş en kudretli golcü Kuzman’dır” - Atilla Gökçe “Milliyet gazetesinde çalışırken manşet olan ilk röportajımı Kuzman’la yapmıştım. Usta bir golcü olmasının yanı sıra renkli de bir figürdü. Beşiktaş ve Türkiye’ye pek ‘yabancı’ kalmadı. Çat pat da olsa kıt bir dil bilgisiyle de olsa sürekli Türkçe konuşmaya çalışırdı. Röportajı da Türkçe olarak yapmıştık. Ama maalesef Beşiktaş’ta çok uzun süre kalmadı. Gerçekten de usta bir forvetti.” – Güven Taner Sava Paunoviç: “Ağır ama gülle gibi şutları olan Yugoslav bir forvetti. Beşiktaş’ta çok uzun süre oynamasa da jenerik şutlarıyla asla unutulmadı, unutulmayacak” - Atilla Gökçe “ Tam anlamıyla bir nokta santrfordu. Saha içinde fazla gezmeyen, sabit oynayan ama sürekli golü koklayan bir isimdi. Sürekli doğru zamanda doğru yerde olmasıyla Tanju Çolak’ı andıran bir stili vardı. Dışarıdan bakınca hantal bir görüntüsü vardı ama top ayağına geldiğinde son derece usta vuruşlara imza atıyordu ” – Güven Taner Cevdet Şekerbegoviç: “Evet, yaşlı geldi Beşiktaş’a ama zaten genç haliyle o yılların en yetenekli oyuncularına sahip Yugoslavya’nın en genç yaşta milli olmuş oyuncusuydu. Sol ayağı muhteşemdi, uzaktan şutları ve ortaları da cabası. Her ne kadar temposu düşük olsa da günümüzde bile onun kadar stil bir sol açığa rastlamak zor. Gol ustası Feyyaz Uçar da beraber oynadığı oyuncular arasında hep en güzel, en isabetli ortaların Şekerbegoviç’ten geldiğini söyler. ” - Atilla Gökçe “Sol çizgide müthiş işler yapar, çok güzel adam geçip orta yapmasının yanı sıra kanattan oyun da kurabilen bir oyuncuydu. Çok iyi şutları vardı. Maalesef o da Beşiktaş’ta çok az süre oynadı. Evli olmasına rağmen yasak bir gönül ilişkisine girdiği için Beşiktaş’tan ayrılmak zorunda kaldı. O zaman gazeteciler olayı örtbas ettiler, şimdi olsa aylarca manşette kalırdı.” – Güven Taner Mirsad Kovaçeviç: “Usta bir santrfordu. Çok yıpratıcı ya da fizik gücü üst düzey değildi ancak oyun zekası pırıl pırıldı. 1986’daki şampiyonluğun gizli kahramanlarındandı. Sonraki yıllarda Galatasaray ile Beşiktaş arasında küçük çaplı bir transfer savaşına sebep oldu. Galatasaray’ın Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı finale çıktığı yıl sarı-kırmızı formayla sezonun gizli kahramanı oldu. Tanju Çolak Avrupa gol kralı olmasında ona çok şey borçlu aslında” - Atilla Gökçe “Mirsad Kovaçeviç, Beşiktaş’a profesyonel futbolu bıraktığını söyleyerek bonservisini alıp Almanya’ya gitti, orada bir amatör takıma oynayacağını açıkladı. Ancak birden Türk vatandaşı olup ‘Mirsad Güneş’ adını alarak Galatasaray’a imza attı. Türk soyadını Güneş gazetesinin isminden aldı!” - Güven Taner Antonio Carlos Zago: “İtalyan futbolunda pişmiş bir stoper olarak çok usta bir savunma sanatçısıydı. Kesiciliğinin yanı sıra 100. yılda Beşiktaş baskı altındayken savunmanın sağından çıkardığı toplarla Lucescu’nun başarılı sisteminde kilit bir rol oynadı” - Atilla Gökçe “ Lider karakterli, her daim savunmasını toparlayan usta bir defans oyuncusuydu. Hem alan savunması hem de adam markajında aynı derecede başarılıydı.” - Güven Taner Federico Giunti: “Lucescu’nun sağlam takım savunmasında başlı başına bir kaleydi! Onu fethetmeden Beşiktaş’ı yenmek imkânsızdı” - Atilla Gökçe “Tam anlamıyla süper bir takım oyuncusuydu. 100. Yılda Beşiktaş’a çok şeyler kattı.” – Güven Taner Ronny Johnsen: “Kör kalınan yabancılardan birisidir. Bir savunma oyuncusu için tekniği üst düzeydi. Burada çok beğenilmese de Manchester United’a gidip dünyaları kazandı. Sakat değilse Ferguson’un hiç vazgeçmediği oyunculardan birisi oldu.” - Atilla Gökçe “Manchester United’da başardıkları ortada!” – Güven Taner Oscar Cordoba: “Arjantin’in yaşayan futbol efsanesi Riquelme’den tüm zamanların en iyi Boca Juniors 11’ini yapmasını istemişler. O da ‘Kesinlikle Cordoba’yla başlamak lazım, onun kadar iyi bir kaleci daha yok’ cevabını vermiş. Çok da haksız değil, keşke Cordoba buraya dönüp Türk kalecileri eğitse, onları çalıştırsa, Türk futbolu çok şey kazanır.” - Atilla Gökçe “Kesinlikle şu ana kadar siyah-beyaz formayı giymiş en iyi yabancı kaleci. Aynı zamanda gizli oyun kurucu.” - Güven Taner Stefan Kuntz: "Müthiş bir profesyoneldi. Beşiktaş'a Alman liginin en golcü oyuncularından birisi olarak geldi ancak Daum onu solbek, oyun kurucu hatta stoper bile oynattı, adam gıkını bile çıkarmadan her yerde aynı başarıyla görev yaptı." - Atilla Gökçe "Beşiktaş'tan ayrılacağının gündeme geldiği günlerde Euro 96'da Almanya formasıyla yarı finalde İngiltere'ye karşı sahanın en iyilerindendi. Şimdilerde yetişip yıldızlaştığı takıma başkanlık yapıyor. Keşke Beşiktaş'a daha istikrarlı bir zamanında gelseydi. Çok daha büyük işlere imza atardı" - Güven Taner John Carew: Atilla Gökçe’nin tercihi “Son 10 yılda siyah-beyazlı formayı giyen en değerli oyunculardan birisi. Sanırım son 10 yılda Beşiktaş forması giyen yabancı oyunculardan sadece Carew, transfer edildiği fiyatın üstüne bir değerde satıldı. Halen Premier Lig’de iş yapan, paylaşılamayan bir oyuncu olması da değerini fazlasıyla gösteriyor” - Atilla Gökçe Pascal Nouma: Güven Taner’in Atilla Gökçe’den farklı tercihi “Carew’in yerine Nouma’yı sadece futbolcu yanıyla seçtim. Yoksa saha dışında yaptığı bazı şeyleri kesinlikle hiç tasvip etmediğimi belirtmem gerek. Hatta Nouma’nın Beşiktaş’ı biraz istismar ettiğini bile söyleyebilirim! Ancak sadece saha içi özellikleriyle şu anda Beşiktaş’ın ihtiyacı olduğu santrfor tipi halen Nouma tipinde bir oyuncudur. Futbol artık bir show business ise Nouma’nın katkısını kimse yok sayamaz. Ancak son Beşiktaş reklamında büyük bir çelişki var. Nasıl oluyor da zamanında ahlaki gerekçelerle kulüpten yollanan bir oyuncu o reklamda Beşiktaş’ı temsil ediyor, bu nasıl bir çelişkidir bir türlü anlayamadım! ” - Güven Taner Ali Ece'ye göre Beşiktaş forması giymiş en iyi 10 yabancı oyuncu Not: Her şeyden önce şunu belirtiyim: Benim ilk 10’umda sadece izleme şansına eriştiğim oyuncular var. Listeye şu anda forma giyen oyuncular, her ne kadar çoğu çok iyi oyuncular olsa da henüz tarihe geçecek kadar uzun süre forma giymedikleri ve halen oynamaya devam ettikleri için dâhil değiller! Pascal Nouma: “Beşiktaş taraftarıyla kurduğu bağ Robbie Fowler’ın Liverpool taraftarıyla kurduğu duygusal, empatik bağın İnönü versiyonudur. Son 10 yılın futbol dünyasında ondan başka kavga edip oyundan atılmasına rağmen alkışlanan çok az oyuncu var. Yetenekleri olağanüstü olmasa da izlemesi son derece zevk veren ve her maç sahaya her şeyini veren bir santrfordu. Bobo gibi sadece gol atmıyor ya da Nobre gibi sadece elinden geldiği kadar savaşmakla yetinmiyordu. Nouma kadar yetenekli bir forvetin, takım savunmasına bu kadar yardım etmesi onun içine sığmayan ateşinden, forma aşkından kaynaklanıyordu. Bu yüzden siyah-beyaz formayı giyen en yetenekli yabancı olmasa da en unutulmazı hep o kalacak gibi!” Daniel Amokachi: “Sergen Yalçın’la beraber top ayağına geldiğinde İnönü’nün tamamını ayağa kaldırmayı başaran müthiş bir yetenekti. Zaten gol vuruşları da driplingleri ve çalımları kadar iyi olsa, bir de gerçek anlamda disiplinli bir profesyonel olsa kesinlikle Barcelona ya da Manchester United’da oynardı. Beşiktaş’a Everton’dan gelmişti, asla yeteneklerini istikrarlı bir şekilde sahaya yansıtamadı ama top ayağına geldiğinde siyah-beyazlı taraftara yaşattığı o eşsiz anlar hiçbir zaman unutulmayacak. Onu Türkiye’ye transfer ettiren Rasim Kara’ya daima müteşekkir olmalıyız!” Ronny Johnsen: “Dün gibi hatırlıyorum; o zaman seviyesi iyice yerlerde sürünen Türk skor basınının dünyanın başka bir yerindeki herhangi bir spor kanalında çaycı olarak bile iş bulamayacak bilgi fakiri ulemalarının Norveçli savunmacıyla ilgili sözlerini: ‘Çalım atamıyor, adam geçemiyor; böylesi biz de çok var… Sıradan bir oyuncu yani’ Ama dünyada son 20 yılın açık ara en başarılı teknik adamı olan Alex Ferguson başka türlü düşünüyordu, Ronny Johnsen’i hemen transfer etti. 1999’daki efsanevi Şampiyonlar Ligi finalinde sahanın en iyilerinden biriydi. Cantona’yla, Beckham’la, Giggs’le oynadı, yanlarında hiç sırıtmadı; aksine takıma büyük katkılar yaptı. Manchester United ile dünyaları kazandı. Yıllar boyu ahlar vahlarla elimizden nasıl kayıp gittiğine yanarak uzaktan izledik durduk. Çok da iyi bir insandır kendisi, halen göçmenler hayrına bir tiyatro kumpanyasının peşinde dünyayı dolaşıyor. Keşke buralara da yolu düşse de aslında ona ne kadar değer verdiğimizi bir gösterebilsek.” Marjan Mrmiç: “Rasim Kara döneminde Beşiktaş’ın Avrupa kupalarında şeytanın bacağını kırıp üst üste turları geçtiği 1996-97 sezonunda yaptığı jenerik kurtarışlarla taraftarın gönlünde taht kurmuştu. Gerçekten de kediye benzeyen ve kedilerle aşık atacak reflekslere sahip olan Hırvat kalecinin neden, hangi akla hizmet gönderildiğini anlamak imkansız. Mrmiç halen Hırvatistan Milli Takımı’nın kaleci antrenörü.” Antonio Carlos Zago: “Ronaldo da çok iyi bir savunmacıydı. Ancak kendisini tam anlamıyla Zago ile beraber oynarken buldu. Lucescu’nun geriden oyun kurmaya dayalı ayağa kısa pas sisteminde büyük katkı sağladı. Müthiş kademe ve pozisyon anlayışıyla Ronaldo’nun sarkık liberoya geçmesinin yolunu açtı. 100. yılda çok büyük işlere imza attı. Bazen sinirleri bozulunca yaptığı aşırı sert hareketler ona yakışmadı ama Beşiktaş’a geldiğinde yaşı zaten ilerlemiş ve temposu biraz düşmüştü, o hareketler de bunun kaçınılmaz sonucu oldu. Halen yeri doldurulamadı bence. Keşke İbrahim Toraman biraz Zago’nun maçlarını izlese de kendini gerektiği kadar geliştirebilse!” Oscar Cordoba: “Şike yapan, maç satan kesinlikle o değildi. Zaman zaman kendine aşırı güveninden hatalar yapsa da geriden oyun kurması hatta Chelsea maçındaki gibi direkt asist yapmasıyla hatalarını fazlasıyla telafi eden bir isimdi. Atilla Gökçe’nin de altını çizdiği gibi Türk kalecilerinin ondan öğreneceği çok şeyler var.” Marcus Münch: “Daum onu yollarken şöyle demişti: ‘İbrahim Üzülmez varken Münch’e pek gerek yok!’ Sırf bu yüzden Daum’un oyuncu potansiyeli değerlendirmesine asla itimadım yoktur. Asıl İbrahim Üzülmez, Münch’le beraber oynayınca gerçekten de çok iyiydi (bakınız 2000 yazındaki Beşiktaş – Barcelona maçı). Üzülmez daha çok ruhuyla oynayan bir görev adamıyken, Alman solak Münch ustalığı ve tekniğiyle onu tamamlayan oyuncuydu. Sadece 1.5 sezonda Üzülmez’in 9 yılda yapamadığı kadar asist yaptı. Nouma’nın ilk sezonundaki gollerin neredeyse hepsinde onun usta işi sol ayağı vardı. Münch’ün yokluğunda, İbrahim Üzülmez’in sırtına yeteneğinden çok daha büyük bir yük bindirildi ve uzun yıllar tek başına sol kanadı taşımaya çalıştı. Bu yüzden de zaman zaman çok eleştirildi. Halbuki hata tamamen Beşiktaş’a ikinci gelişinde uzun vadeli düşünmeyen, günü kurtarmaya çalışan yönetim zihniyetsizliğindeydi. Karhan’la beraber Münch’ün yollanıp yerine Baya, Veit gibi saç baş yolduran vasat yabancıların transfer edilmesi, tamamen bir yıl önce Süleyman Seba – Şevket Belgin ikilisinin Bilgili’lere miras bıraktığı paranın Erman, Ümit, Fazlı gibi 3. sınıf yerli oyuncuların bonservislerine ödenen fahiş rakamlarla çarçur edilmesindendi. Yazık oldu, o harika sol ayağa doyamadan buradan ayrıldı.” John Carew: “Aslında kariyerindeki en kötü performansı Beşiktaş formasıyla sergiledi. Ancak yine de ölüsü bile gönlümüzde yer etmesine yetti. Golcülüğünden çok rakip savunmaları ölümüne yıpratmasıyla sivrilen bir oyuncu. Halen Premier Lig’in aranan isimlerinden olması ne kadar parlak bir yetenek olduğunun ispatı” Federico Giunti: “Beşiktaş’tan anlamsız ötesi bir şekilde yollandığı günden Fabian Ernst gelene kadar siyah-beyazlı orta sahada eksikliği hep hissedildi. Uzun yıllar Milan’da oynamasının tecrübesi ve oyunu adeta bir Dante kitabı gibi okumasıyla Beşiktaş’a çok şeyler kattı. Müthiş soğukkanlı, her türlü baskı altında topu en iyi şekilde kullanmayı başaran, başlı başına bir teknik harikaydı. Onun sayesinde Sergen Yalçın 100. yılda bu kadar rahat ve etkili oynadı.” Les Ferdinand: “Evet, Beşiktaş’ta çok kısa oynadı, doğru! Ancak o zamanların yarı toprak yarı çim sahalarında yeteneğiyle çocuk gözlerime bambaşka bir futbol rüyası izletti. Kupa maçında Fenerbahçe’ye attığı olağanüstü golden sonra dünya futbol efsanesi kaleci Schumacher’in Ferdinand’ı tebrik ettiği sahne Türk futbol sahalarında iki yabancı oyuncunun bize yaşattığı en güzel sahnelerden birisidir. Kısa süre oynamasına rağmen ‘Müjde müjde size, Ferdinand’dan müjde size!’, ‘Haydi Ferdi, zamanı geldi’ gibi unutulmaz tribün bestelerine ilham olması onun siyah-beyaz futbol gönüllerinde ne kadar önemli bir yer tuttuğunun en güzel kanıtıdır. Bir kuşak, Ferdinand Premier Lig’de hangi takıma gitse o takımı tuttu. Beşiktaş’tan sonra en çok da siyah-beyaz Newcastle United formasını yakıştırdık ona! Sonsöz: Kuntz, Karhan, Ronaldo ve Yankov da çok iyi oyunculardı ancak 10 isim seçmem gerektiği için onları listeye alamadım. Yoksa onların da gönlümde asla silinmeyecek yerleri var. | ||
|
16-01-2010, 15:35 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 | Federico Giunti , Antonio Zago , Daniel Amokachi , Pascal Nouma , John Carew , Oscar Cordoba , Fabian Ernst , Da Silva BoBo , Matteo Ferrari , Tomas Sivok . Eski Nesil Ve Yeni Nesil Futbolcularından Hayatım Boyunca İsminin Tek Bir hecesini Unutmayacağım Futbolculardır . | ||
16-01-2010, 17:23 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 13.850
Tecrübe Puanı: 51 | Ne güzel Açıklamış bee.
__________________ Besiktasforum.NET KayıpKentinYakışıklısı. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |