|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
21-01-2010, 23:17 | #1 | ||
forumun death metalcisi Üyelik tarihi: May 2009 Yaş: 38
Mesajlar: 3.542
Tecrübe Puanı: 22 |
Murat Aksu ve ekibine değinmeden Yıldırım Demirören ile başlayalım. Geçen gece Murat Aksu ve ekibinin daveti üzerine bir otelde yapılan seçim öncesi tanıtım toplantısına katıldım. Beşiktaşımızın şu anki başkanı Yıldırım Demirören’in Beşiktaş aşkını ve sevgisini her fırsatta dile getirirken, yönetim olarak yaptıkları inanılmaz hataları da her seferinde söylemekten geri kalmadık. Demirören’in kendisine bile 10 üzerinden 7 verdiği bir ortamda acaba Beşiktaşımızı yönetecek 10 üzerinden 8-9 veya 10’luk bir yönetimi alternatifi çıkar mı diye de her gün düşündük. Artık seçime günler kala Yıldırım Demirören’in karşısına çıkma cesaretini gösteren tek ekip Murat Aksu’nun “Değişim Şimdi” adını verdiği ekibi olarak gözüküyor. Murat Aksu ve ekibine değinmeden başkan Yıldırım Demirören ile başlayalım. “Yaptığımız hatalar oldu ama bunlardan ders aldık.” demek kesinlikle bir olgunluk ifadesidir ama karşınıza biri çıkar da “Burası Beşiktaş başkanlığı kimsenin staj yapma yeri değil.” derse de eliniz kolunuz bağlanır. Yıldırım Demirören’in seçim için çıkış noktası fedakarlık üzerine kurulu gibi gözüküyor. Eğer kendisinin fedakarlıktan bahsettiği nokta Beşiktaş’a ayırdığı zaman ve verdiği emekler ise o kutsal koltuğa aday olan veya orada oturan herkes bunu zaten yapmaya her zaman hazırdır. Eğer fedakarlık noktasındaki ifade maddi konularda cebinden harcadığı ciddi rakamlar ise, evet bu konuda aslında herkesten bir adım önde gibi gözüküyor ama işin kilit noktası işte burada. Siz çıkıp “Ben bu koyduğum paraları seçimi kaybettiğim gün kulüpten geri alırım.” derseniz ki bunu da resmi olmasa da rakiplerinizi sindirmek için açık açık söylüyorsanız, o zaman ortada bir fedakarlık kalmıyor. Tam tersi, oturduğunuz o koltuk sayesinde bakanların bile aylar öncesinden randevu alarak görüşebildiği Başbakanın veya Cumhurbaşkanının kapısını istediğiniz zaman çalabiliyorsanız, sizin ve şirketlerinizin adını 10 yaşında çocuklar bile ezbere biliyorsa, tüm bunları elde edebilmek için değil bu harcadığınız rakamları bunun onlarca katını reklam gideri olarak harcasanız bile burada kazandığınızın gücün ve forsun yarısını bile yakalayamazsınız. Sizin adınıza oluşan bu borcun ciddi bir kısmının siz ve yönetim kurulunuzun neden olduğu tazminatlar ve ciddi transfer yanlışları oluşturuyor ise burada durmanız gerekir. Tabii ki her ne olursa olsun, o yatırdığınız paralar sizindir ve geri isteme hakkınız vardır ama siz bu borcu seçimi kaybedersem hemen alırım derseniz, mahalle arasında top benim ben de oynarsam topumu size veririm diyen ağabeyleri ile maç yapmak isteyen ufak çocuklara benzersiniz. Beni takip ederler bilirler, Beşiktaş tribünleri sadece koltuk ile beton ve onları maçtan maça dolduran insan yığınından ibaret değil diye defalarda söylemişimdir. Beşiktaş tribünleri canlıdır, nefes alır, nefes verir, ağlar, sevinir, tepki verir, düşünür. Sayın Demirören belki kastettiğiniz bu değildi ama “gerekirse tüm tribünleri temizlerim” demeciniz ile geri dönüşü olmayan çıkmaz bir sokağa girdiniz. Evet, Beşiktaş başkanını Beşiktaş kongre üyeleri belirler ama o tribünler de bu üyelerin ete kemiğe bürünmüş yansımasıdır. Gelelim Murat Aksu ve ekibine; Öncelikle Beşiktaş’ın maddi olarak bir çıkmaza girdiği bu dönemde Yıldırım Demirören’in karşısına aday olarak çıkma cesaretini gösterdiği için ona ve ekibine teşekkür borçluyuz. Çünkü attıkları zaman mangalda kül bırakmayan birçok Beşiktaşlı adeta kayıplara karıştılar. Kulübün başkana ve dışarı ciddi bir borç batağında olduğu bu dönemde çıkıp ben bu borçlara da talibim ve üstesinde gelirim diyebilmek bir cesaret ve aşk işidir. Murat Aksu öncelikle bunu başarmıştır, bunu derken bu borcun üstesinden gelebilir mi bilinmez ama en azından ellerini taşın altına koymaya hazırlar. Verilen davetten de kısaca bahsedecek olursak; 2000’e yakın bir kongre üyesinin oluşturduğu ve içinde şakşakların ve grupların olmadığı bir kalabalıktan bahsediyorum. Kongre üyeleri ile yaptığım kısa sohbetlerde kimse körü körüne Murat Aksu’cuyum demedi ama “Demirören’e alternatif arıyoruz, o yüzden buradayız” dediler. Bu Murat Aksu’nun en büyük artısı. Genel olarak kimse Demirören ve ekibinden memnun değil ama sadece bu Murat Aksu’ya seçim kazandırmaz, mutlaka kendinden bir şeyler katması gerekiyor. Gece için hazırlanan ortam gayet abartısız ve yeterli idi, yönetim kurulunu sunarken yaşanan aksaklıklar yeni yönetimin tecrübesizliğinden kaynaklanıyordu. Üyelerin tanıtılmasından sonra Murat Aksu kısa bir konuşma yaptı. Heyecanlı olduğunu gözlediğim Murat Aksu’nun hitabet yönü fazla yüksek değil, konuşma temposu oldukça durgun ve heyecansızdı. Benim asıl merak ettiğim yönü ise sıkı bir yarışa girdiği Demirören hakkında yapacağı açıklamalardı. Acaba rakibinin şu an Beşiktaş başkanı sıfatına sahip olduğunu unutup, bel atından saldırı düzenleyecek mi diye düşünürken, tam bir centilmen edası ile hem rakibini eleştirdi hem de Beşiktaşlı duruşundan ödün vermedi. Hitabet yönüne kırık not verdiğim Murat Aksu, Beşiktaş başkanını eleştirirken takındığı beyefendi tavrı ile benden tam not aldı. Bugüne kadar yazılarımla direkt olarak ismini vererek yönetime girmesini istediğim tek kişi Hüsnü Güreli olmuştur. Hatta söylemlerimi bir adım ileri götürerek kendisinin içinde bulanacağı bir oluşuma gözüm kapalı oyumu atacağımı da söylemiştim. Murat Aksu belki ekibine Hüsnü Güreli’yi alamamış ama Güreli tercihimdeki en temel noktam olan finans ve yönetim gücü yüksek Merdan Araz, Emre Berkin ve Dr. Murat Akdoğan gibi isimleri ekibine katmış. Saydığım isimlerin yanında Ali Baransel ve Gülengül Altınsay gibi toplumda öne çıkmış isimler de eklenmiş. Bunlarında yanında eski dönemlerde yöneticilik yapan bir iki isim ile beraber güçlü gözüken bir ekip oluşturulmuş. Murat Aksu ve ekibi Beşiktaş’ı yönetebilecek potansiyele sahip bir ekip oluşturmuşlar. Hem Aksu ile hem de ekibi ile yaptığımız kısa sohbetlerde üzerinde özellikle durdukları nokta yönetimin altında oluşturacakları profesyonel bir ekip oldu. Bu şekilde geçmiş dönemlerde yaşanan yönetici faciaları ile karşılaşma olasılığı da düşmüş gibi gözüküyor. Tüm bunların yanında her ne kadar başarısız ve bol hatalı diye isimlendirsek de Yıldırım Demirören ve ekibinin Aksu ekibine karşı çok ciddi bir tecrübe artısı var. Unutmamak gerekir ki bazen tecrübeli bir sıradan satış elemanı o şirkete ve sektöre yeni girmiş üst düzey bir yöneticiden çok daha doğru kararlar verebilir. Evet, tecrübe konusu çok önemli ama her şey de değil! Toplamamız gerekirse Beşiktaşımızı çok önemli bir seçim dönemi bekliyor. Futbol takımının ve teknik ekibin de seçime kitlenmiş gibi görüldüğü bu dönem inşallah Beşiktaşımız için en hayırlı en doğru sonucu getirir. 31 Ocak günü ben de gidip oyumu kullanacağım. Umarız ki Beşiktaşımıza yakışan bir seçim olsun. Siyah Beyaz Aydınlık Günlerde Görüşmek Üzere... Eray Erdal | ||
|
22-01-2010, 00:06 | #2 | ||
Savaşçı Kartal Üyelik tarihi: Jul 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 9.555
Tecrübe Puanı: 46 | Güzel bir şekilde kaleme alınmış bir yazı. Hüsnü Güreli konusunda ise açıkcası öyle bir ismi kadrosuna katabilmiş olsaydı ciddi bir avantaj sağlayabilirdi ama listesine aldığı isimlerde boş insanlar değil tabii ki. Ha arada ki tek fark Hüsnü Gürelinin kongrede oluşturacağı hava çok daha yüksek olurdu..
__________________ Beşiktaşlı olmayanlara sesleniyorum. Birgün bu takımı sevmeyeceksiniz ona tapıcaksınız. profeminizm hareketi engellenemez !!! milliyet blog yazıları sayfam... | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |