|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
21-05-2014, 15:41 | #1 | ||
Moderator Üyelik tarihi: Aug 2006 Yaş: 38
Mesajlar: 6.655
Tecrübe Puanı: 24 |
“Sahip olmak” kelimesi bile itici geliyor kulağa. Lakin bir ‘sahibi’ hikayesidir gidiyor. ‘Beşiktaş’ın sahibi şudur’ diyenler bağırırken Diğerleri ‘Hayır budur’ diye racon kesiyor. Bütün bunlar olurken Hiç kimse de çıkıp “Beşiktaş’a sahip mi olunurmuş ‘Tövbe deyin’ demiyor.” Endüstriyel futbolun bütün maneviyatı bitirdiği şu günlerde Ve bütün kamuoyuna ithafen size bir sistem genellemesi yapacağım. Bir para arayışıdır, gitmektedir. Parayı nereden çıkarılacağının, peşine düşülmüştür. Para için Stadın ismi Formanın sırtı, göğsü, ensesi Şortun yanı, dibi Kramponun rengi pazarlanır Hepsi para karşılığındadır. Futbolcunun vücudunu saran bütün giysilere ‘Parayı veren reklamı yapar’ mantığında öncelik tanınması Reklamı verenin de kendini haliyle “Sahibi” hissetmesiyle direk bağlantılıdır. Hemen bir örnek vereyim. İnönü Stadı’nın eski açık tarafına ‘McDonald’s’ reklam vermişti. Ve dükkan açmıştı. Orijinal logosuyla hem de Yani sarı-kırmızı ‘Mabed’ dediğimiz yere sarı-kırmızı bir renk hakim düşünebiliyor musunuz? Çok uğraşlar sonucu McDonald’s’ın tarihinde ilktir herhalde. O logo siyah-beyaz oldu. McDonald’s ancak öyle kalabildi orada. Genellikle emek verenden çok Para verenin borusu ötmeye başlar. Sonra emek verenler homurdanmaya, Kazan kaldırmaya, Ve söz hakkı aramaya başlarlar. Ve bence haklıdırlar da… Ahan da işte tam burada! Benim sorularım esas duruşa geçer. Adam kongre üyesidir. Aidatlarını düzenli olarak her yıl yatırır. Kombinesini almıştır ve her hafta maça düzenli gelir. Kulübünü öylesine sever ki; Bir nebze de olsa yardımı olsun diye Bütün lisanslı ürünlerden almaya çalışır. Ama iş karar verme kısmına gelince Bir Allah’ın kulu ona fikrini sormaz. Sponsorların önerdiği futbolcular alınır, Menajerlerin getirdikleri kapışılır. Taraftar olup biteni görür Konuşmaya meyillenir, Yol göstermeye çalışır, Bir ışık… I-ıh! ‘Hoooopp!’ derler. Mukaveleden falan bahsederler. Saçma sapan bahanelerle geçiştirmeye çalışırlar. Seni adam yerine bile koymazlar. Halbuki Ürün pazarlamaya çalışırken, Kombine satmaya uğraşırken, Forma satarken Gözler hep senin cebindedir. Seni yıldırana kadar telefon açarlar. Çünkü endüstriyel futbol bunu emreder. Ve sistem böyle çalışır… İşlerine gelince müşterisindir. Stada gidince taraftar. İşlerine gelince yere göğe sığdıramazlar, Güçlerine gidince 3-5 çapulcusundur. Siz başarı ve şampiyonluk beklerken, Sistem ‘cebinizdeki parayı nasıl alırım’ onu hedefler. Siz her şeye rağmen takımınızın peşindesinizdir. Satılığa çıkar adınız. Bir bakmışsınız camda ‘Kiralık’ yazar. Anında satarlar. Siz yine de hiçbir şeye aldırmazsınız. Kah tekeri patlamış otobüsle deplasmana gidersiniz. Kah cebi delinmiş pantolonla aç gezer maça girersiniz. Ve sonra kendi kendinize sorarsınız. ‘Kulübün sahibi kongre üyeleri midir?’ Yoksa ‘Taraftarlar mıdır?’ Ya da ‘Eşek ölüsü gibi para veriyorum’ deyip Sahibiymiş gibi davranan sponsorlar mıdır? Hangisidir. Yoksa, ‘Gönül verdiğin takıma sahip mi olunurmuş, Öyle bir düşünce kimin haddine, Yalnızca bizim de söz hakkımız olsun, Fikir fikiri doğurur’ diye düşünen bizim gibiler mi? Hadi bakalım; Ne diyorsunuz? BİZ NORMANDİYA SPORLU MUYUZ Pedro Franco’nun oynamadığı dönemlerde bir yazı karalamıştım “Bu adam oynamayacaksa niye aldınız” diye Sayın Önder Özen bir basın toplantısında “Franco’yu ileriye dönük düşündüklerini Kâr amaçlı yatırım yaptıklarını” söyledi O bölgede, Toraman sürgünde Ersan, Cemal Abdül ‘Nasır’la dost Sivok sakat Escude sırıtıyordu Dany ise kaderin ördüğü ağlardan sıyrılmış Beşiktaş’a doğru ilerliyordu Burası “Borsa İstanbul” değil “Beşiktaş” diye cevap verdim Bana neydi ki Franco’nun kazandıracağı paradan Ben onunla kazanılan puanlara bakarım Hemen Önder Özen’i korumaya kalktılar Kimi kimden koruyorlar diki Sanki biz Normadiya sporluyuz da Sadece onlar Beşiktaşlı Niyeyse derdimizi anlatamadık bir türlü Sonra, Franco’nun iyi topçu olduğu anlaşıldı Adam 11’in değişmez elemanı oldu iyi mi Aynı Fernandes gibi O da Guti’nin varlığında adamdan sayılmıyordu “18 milyon euro”luk bu ıskartayı keşfettiler Şimdi de Kerim Frei Bir baktık ki 34. haftada forma şansı bulan bu arkadaşın sahada yaptığı işler güzel Top ayağına yakışıyor Rahmetli Vedat abinin dediği gibi “Kumaşı güzel” Onlarca sakatın Bir o kadar formsuz adamın olduğu yerde 5 milyon kayme sayılan bu genç kardeşimiz kimsenin aklına gelmemiş mi? Bunca zamandır Sevgili Bilic mi bakıyor bu işe Sayın Önder Özen mi bilemiyorum Kimse kim? Birileri bir şeyler açıklayabilir mi acaba?
__________________ '' BİR DERDİM VAR. BİN DERMANA DEĞİŞMEM ASLA !!! '' | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |