|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
25-03-2015, 08:59 | #1 | ||
Moderator Üyelik tarihi: Aug 2006 Yaş: 38
Mesajlar: 6.655
Tecrübe Puanı: 24 |
Tolga kardeşime iki kelam etmek istiyorum İster ağabeyi olarak kabul etsin beni ister bir taraftar İsterse de bir köşe yazarı Kendisine bırakıyorum *** 80’li yılların başında Necdet diye bir adam vardı Beşiktaş’ta. Hala ara sıra mektupları gelir!!! Her Fener ve Galatasaray maçlarında tabelaya direk etki ederdi. Top ayağına geldi mi Hizasına geldiği tribün Meksika Dalgası gibi ayaklanır Heyecan ve heves tavan yapardı. Bir maç kötü oynadı diye çocuğa yapmadıklarını bırakmadılar. ‘Hep Kapalı’nın gölgesinde duruyor, sahanın güneşli yanına çıkmıyor’ mu demediler ‘Saçı bozulmasın diye top kafa vurmuyor’ diye dedikodu mu yapmadılar. İnan Tolga Ağzını açtığını hatırlamam Gollerini sıralar, işine bakardı. *** Ya İbrahim Üzülmez Sol çizgide başına gelenleri anlatmaya gerek yok her halde. Her yapamadığı ortaya tribünden uğultu yükselirdi. Oyundan çıkarken bir ‘el’ etti diye Denmeyen kalmadı çocuğa Sonra basın önüne çıkıp Beşiktaş taraftarından özür diledi Anlayacağın Tolga, Beşiktaş etiği bunu gerektiriyordu *** Hassasiyetini anlıyorum Tolga Kimsenin insanların anasına babasına küfür etme hakkı yok. Ve tasvip etmiyorum Lakin maçın akışında hele de heyecanı yüksek maçlarda Bazı taraftarlar kendinden geçer Münferit ve istemeden küfür çıkabilir insanların ağzından Bunu sorun yapmak ve bunların arkasına sığınmak Hiçbir profesyonel işçiye yakışmaz İnsanların ne şartlarda maça geldiklerini düşün istersen Anneciğin rahmetli olduğunda bu tribünler sana flama açtı. Seninle beraber üzüldü Tolga Bence bu tip durumlarda sana düşen Boynunu önüne eğip, hatalarını kabul etmektir Gazete gazete, mikrofon mikrofon demeç vermek değildir makul olan Makul olan, ‘niye bu kadar sıklıkta sakatlanıyorum’ diye kendine sormandır Tolga Bu işte bir iş var deyip özel hayatına Ya da genel hayatına çeki düzen vermen gerekiyor Tolga *** Daha İstanbul’a gelir gelmez sana Beşiktaş kaptanlığı verildi. Buna göre yaşaman gerekiyordu Bence yaşamadın Tolga *** Ertuğrul Sağlam’dan, Oktay Derelioğlu’na kadar Ferdinand’tan Sergen’e kadar neler yaşandı bilir misin Tolga! Oktay’ın sinirden soyunma odasının camlarını kırdığını bilirim. Yaşananları anlatmak için Genel yayın yönetmenim bana gazeteyi verse ‘Yaz’ diye inan sığdıramam Tolga Eleştirmeyi ve laf üretmeyi bırakıp Herkes işini yapmalıdır. Tabii ki annelerimiz, hepimiz için kutsaldır Saygı duyuyorum Lakin hepimiz için kutsal olan bir şey daha vardır ki O da Beşiktaş taraftarıdır Kardeşimin yanaklarından öperekten. ************** Dingo’nun ahırı Belözoğlu’nun sokak kabadayısı gibi Önüne gelene iş koymasına Hadi onu geçtim Beşiktaş’ın Hocası’na ikinci keredir küfür etmesine Seyirci kalmak ne demektir? Metrekare olarak Emre’ye en yakın vatandaş olan Gökhan Töre’nin Hocasına küfür edildiğini duyduğu halde Emre’yi yatıştırmaya çalışması ne alakadır? Beşiktaş Hocası’na edilen her menfi hareket Camianın tümüne edilmiş hakaret olduğunu bilmesi gerekmektedir Gökhan’ın. Ne tutuyorsun adamı! Bırak ne yapıyorsa yapsın ‘Dingonun ahırı yaptınız sahanın içini” deyip kırmızıyı yapıştıran hakem elbet bir gün çıkacaktır. ********** Adını ‘Fırat’ koydum Adından ilham alınıp Yeni doğmuş bebelere çırılçıplak bir hevesle verirler Boyun eğmez, emir almaz oluşudur adını kıymetli kılan Delikanlılığı, hoyrat yaşamasınadır saygı duyulan Ve adını Fırat koyarlar çocukların Sert ve net bakışları Taviz vermez oluşu, etkilenemez duruşu umutlandırırdı bizi. Yazık oğlu yazık… Cami avlusuna bırakılmış bir bebek gibi Bu vatandaşın Beşiktaşlılığını spor camiasının orta yerine koyanlar Bakalım şimdi neyi sorgulayacaklar? Evren Dölek de Cem Papila da Beşiktaşlı’ydı hesapta hatırladınız mı? Bunu sen de unutma Fırat Aydınus… Bir gün gelecek sen de onlar gibi bir kenara bırakılacaksın Ve yalnızca eyyamların kalacak akıllarda. ******* Her şey beceride saklı!!! Ha Liverpool maçıydı Ha Galatasaray derbisiydi Ha Brugge’u eliyoruz Ha Kadıköy’e gidiyoruz derken Başbaşa kaldık ‘Herkes gitti yalnız kaldık meyhanede’ derler ya O hesap Hataları söylerken incinirsiniz, moraliniz bozulur diye düşündüğümüzden Fazla da zülf-ü yare dokunmadık bu bahsettiğim süreçte. Ama şimdi el elde baş başta Ve 9 hafta kala lig yeniden başlıyor *** Bence bu da bir şans Nasıl ki Balıkesir maçının son dakikasındaki topla Sivas maçının son dakikasındaki top Kol kola girip direkten döndüyse Ve biz puanlar aldıysak o maçlardan Nasıl ki Bilic 65. dakikada 9 kişi kalan Rize’ye karşı Doğru dürüst bir taktik üretememesine rağmen maçı kazanabildiysek Derbilerde bir gol bile atamadığımız halde 9 hafta kala puanların eşit olması hakikaten bir şanstır. Profesyonel anlamda bütün pozisyonlara söylüyorum. Bundan sonra her şey beceriye kalıyor. Dikkat!!!
__________________ '' BİR DERDİM VAR. BİN DERMANA DEĞİŞMEM ASLA !!! '' | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |