|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
13-05-2006, 08:16 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 280
Tecrübe Puanı: 19 |
And the Oscar goes to... Feridun Düzağaç 13/05/2006 (159 kişi okudu) Tümer'in enfes vuruşu Mondi'nin yemek sepetiyle buluştuğu an stattaki Beşiktaşlıların neredeyse tamamı telefona sarılıp en çok sevdikleri Fenerli dostlarını aradı sanırım; ben öyle yaptım. En son kızım doğduğunda buna benzer bir duygu yaşamıştım. Tarifsizdir; yormayacağım sizi anlatmaya çabalayarak. En sert ve en sesli harflerle de konuşsanız anlatamazsınız bazen. İki dakika sonrasında direkte patlayan topa bilsek daha çok üzülürdük. "Beşiktaş'a yakışan da budur kardeşim" demişti Hakanım. Fener maçı varken Hiko'yu arayanı Allah çarpar. Maç sonu birlikte kutlama yapmak üzere kapattık telefonları. Her Beşiktaşlı bir elinde telefon gözbebeklerinde onurla iç döküyordu. İçli insanlarızdır biz. Kendisini Beşiktaş kulübünün başkanı zanneden beyefendi o lafı ettikten sonra zan altında kalmak boyun borcu oldu. Sonuç; başkanın kuyuya attığı taş Oscar Cordoba'nın başına düştü; Tümer kolundan çekip kurtarabilirdi, yapmadı; onu taşın yönüne itti. Beşiktaş başkanı kadar tehlikeli bir 'rakip forvet' tanımıyorum; dilerim tez vakitte Gökhan Zan ile hava topuna çıka, zan altında kala! Kamu hükmü verilmiştir; başkan uğurlar ola! * * * Yüksek ateş, halsizlik, hastayım kısaca ama 'bu onur akşamında' orada olmalıydım; maç skoru tişörtlerine karşıyım ama bu 'Oradaydım'ı almalıydım bilet için Hayati'yi beklersem biliyorum, ilk 10 dakikayı kaçıracağız; bu kez ben gidiyorum; gidince görüyorum ki Kazan'daki herkes bir yandan konduramamakla beraber şüphenin kusursuz cazibesine de yenildi yenilecek durumdalar; başkan bizi cadı kazanına attı. '32. Gün'de Beşiktaş bilirkişisi olarak boy göstermişliğimle pek bir ilgi görüyorum. TV çok tehlikeli hadise. Program ile ilgili hayal kırıklığımı ifade etmek isterim. Kazım bey hepimizi Ahmet Çakar sandı,konuşturtsa söyleyecektim; Alen kardeşin büyük harf ve kalın çizgilerle verdiği mesajı yadırgadım; işçi bayramını, çevreciliği, emek savunmayı siyasi bir omurgaya oturtup dışlamak ve susuz sabunsuz apolitik bir profil tanımlamak çok doğru olmadı. Zaten 'sağ, sol' çocukluğumuzun tekerlemesinde kalmadı mı; 'sağ sol penaltı gol'. 'Emek'e ve 'hak edilmiş kazanç'a bağlılığı Beşiktaş ve Beşiktaşlının ne mutlu ki yaşıyor hâlâ; forzabesiktas.com'un açılış sayfası uzun zaman sonra gözlerimi yaşarttı. GS maçından sonra Tümer'in adres gösterdiği, ertesi günkü yazısında Kazım Kanat ağabeyimizin teslim ettiği 'linç'e Forza 'Dur' diyor ve güleryüzlü bir fotoğrafı eşliğinde Cordoba'ya 'Seni hep seveceğiz' yazıyor. Emeğe saygı ve vefa; umarım bundan haberi olarak gider Oscar. Siteyi bir an önce ziyaret etmesi gereken diğer bir şahsiyet Yıldırım bey olmalıdır. * * * Radikal Spor Servisi'ne yeni sezonda kendi yerime Athena Gökhan'ı öneriyorum. Son albümlerinin kapağı çok hoş olmuş. Siyah üzerine beyaz 'İt' yazıyor, İngilizce hesaaabı. 'Köpek' diye de Nirvana kavır'ı varmış, ondanmış; Gökhan süper çocuktur, feci Fenerlidir, maçları kaçırmaz; 'İtaat et'i duymamış görmemiş olamaz dahası katılmış bile olabilir; kapağı anlamlı kılacak bir veri yoksa da elimde ben onların tribüne oynadığını sanmıyorum. Yerime ilk adayımdır; ne kibirliyim yahu yerime adam seçiyorum. Oysa nereden bakarsanız bakın 'yer'imde yeller esiyor; ben eski ben değilim, Beşiktaşım da öyle, Beşiktaşlı da ama asıl büyük kaybı sevgili servisimin hiç şüphe yok ki İbrahim Altınsay olacaktır; o ne kadar 'Beşiktaş başkanlığı talep edilmez' dese de ve haklı da olsa, adres kendileridir, bu belirli bir grubun iyi dileği ya da düşü değildir. Kısmen bildiğim ve heyecanlandığım 'manifesto'sunu anlatmaya davet ediyorum kendilerini. Bana da görev verirse vazgeçerim her şeyden, zira kızım ve Beşiktaşımdan başka nem kaldı. Ağlarım gözlerim kupkuru fikrimde nem kaldı. Siyahı simsiyah, beyazı 'bembeyaz' formalar çizer, gökyüzünü boyarım her sabah. 'Tüm renkler hızla kirleniyordu birinciliği beyaza verdiler.'(*) BJK Tivi'de çalışır, müzenin tozunu alırım. Stat önündeki trafik ışıklarını düzenlerim; sayın sürücüler kısa yanan yeşillerde en öndeyseniz lütfen uyanık olunuz. Bende uzun yanar yalnızlığa yeşil. Ben hiç bulamadım ama mutluluğun manifestosu iki doğru gerektirir; zaman ve insan. İbrahim ağabey, anlıyorsun değil mi, eyvah Uğur Vardan arıyor... Leon'un çiçeğini sevdiği gibi sevebilir miyim seni... (*) Özdemir Asaf'ın 'Beyaz' şiiridir. | ||
|
13-05-2006, 09:02 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 40
Mesajlar: 1.472
Tecrübe Puanı: 20 | bu adam gerçekten süper yazıyor yaaa,ama bırakmasa bari yazmayı,athena gökhanın kaset kapağını gerçekten bende gördüm ama hiç bu açıdan düşünmemiştim ne yalan söyliyim,ama eziklerin kafa cin gibi dewamlı çalışıo normaldir,nereden ne soksam diye düşünüorlar,işleri güçler biz olmuşuz bizimle yatıp bizimle kalkıyorlar,..biz onlara belki her gün yetmioruz ama onlar bize sağolsun senede iki kere iyi geliyorlar..
__________________ Bazı ölümler uzun, Bütün hayatlar ÇARŞI'ymış!!!! | ||
13-05-2006, 15:51 | #6 | ||
Banned Üyelik tarihi: Apr 2006 Yaş: 43
Mesajlar: 536
Tecrübe Puanı: 0 | feridun un nadas şarkısı gibi oldu hayatımız nadasa çekildi beşiktaşa ait yureğim..bırakıp gitmeyen tek aşkım... BEŞİKTAŞIM.. Sensizlik nadasında toprağım; Birazcık dinlensin, büyüsün yeşersin... Gelmeyişin Hiç bi şey diyen bir cümlenin Ortasına terkedilmiş bir kelimeyim; Öznesiz... Zamansız.. Zarfsız... Mektupsuz... Adressiz... Seni arar durur bir körebeyim Çık ortaya nolur, yaralarım iyileşsin Çok zaman geçti... çok zaman geçti, Haber vermeden gelme, zor olur; Ürker tenhalığım, kıskanır ağlar belki Ama ben ağlayamazsam gücenme n'olur; Gözlerim bitti, Dört yanım hasret Unutulmuş bir ada gibiyim; Açıklarımda batmış yüzbinlerce gemi Limanım yorgun yastan...
__________________ FOREVER & BEŞİKTAŞ | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |