|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
30-09-2007, 20:36 | #1 | ||
Yardımcı Admin Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 23.645
Tecrübe Puanı: 10 |
'Ertuğrul Sağlam'ın, Lincoln ve Hakan'a göre bir on bir belirlediğini, ama sabah haberlerini belki de dinlemediğini gördük..' Milliyet Gazetesi yazarı Atilla Gökçe'nin köşe yazısı: En Sağlam, en sessiz! Ertuğrul Sağlam'ın, Lincoln ve Hakan'a göre bir on bir belirlediğini, ama sabah haberlerini belki de dinlemediğini gördük Futbol tarihimizin ilk "Sessiz Derbi"si daha sabah Florya'da patlayan "bomba haber"le pek gürültülü başladı. Seyirci yok, beş haftalık ceza var. Başkanlar yok. Biri hastanede, acil şifalar diliyoruz Özhan Abi'ye... Öteki de 3 ay hak mahrumiyeti nedeniyle maçı TV'den izliyor. ...Ve günün olayı; Galatasaray'da Feldkamp, Kaptan Hakan Şükür ile Lincoln'ü kamp kadrosundan çıkarmış, maçın 18 kişilik kadrosuna almamış. İlklerin ve felsefenin Kalli için üç puandan çok daha değerli olduğunu öğreniyoruz böylece... Elbette maçın sonucuna göre bu kararı doğru ya da yanlış olarak yorumlayanlar çıkabilir. Ben, skor tabelasına bakmadan, maçtan önce düşündüğümü sizlerle paylaşayım. Kalli haklı! Olayın ayrıntılarına hiç girmeden ciddiyeti unuttuğumuzu çok ciddi biçimde hatırlattı bize Alman hoca. Maça dönersek... Ertuğrul Sağlam'ın, Lincoln ve Hakan'a göre bir on bir belirlediğini, ama sabah haberlerini belki de dinlemediğini gördük. Serdar Kurtuluş ve Koray Avcı'yı orta alanın göbeğinde görevlendirirken Diatta'ı sağ bek olarak çıkardı derbiye... Gökhan Zan da savunmanın göbeğindeydi. Kuşkusuz, bu önlemler Lincoln ve Hakan Şükür'lü Galatasaray içindi. Ama onlar yoktular. Hoca ezberini bozmadı yine de. Bozulmayan ezber Bu bozulmayan ezber, yani Delgado'nun 64. dakikaya kadar yedekte tutulması, Beşiktaş'ın bir derbi maçında, liderliği ele geçirebileceği önemli bir kapışmada göstermesi gereken kimlik kartını kaybetmesi demekti. Delgado kenarda otururken, Beşiktaş oyunun önemli bölümünde topa sahip oldu, topu Galatasaray yarı alanına, ceza alanına taşıdı, ama pozisyon yaratma anlamında eksik ve düz kaldı. Galatasaray hem Linderoth'la hem de Song ve Servet Çetin'le bu kişiliksiz atakları savunmayı pek güzel becerdi. Gol pozisyonlarına da girdiler. Barış ve Arda'nın sınırlı katkılarıyla da olsa, Ümit Karan ve Nonda sürekli tehdit ettiler. Hakan'lardan en ünlüsü tribünde Lincoln'le otururken, iki Hakan'ın (Arıkan ve Balta) ilk kornerden gelen top için kapışmasında Beşikaş kalecisi topu elinden kaçırdı. Savunma seyrederken Balta da fena vurdu. Beşiktaş'ta duruma ve sonuca razı olmayan tek adam, Tello idi. Attığı beraberlik golü kişisel isyanının örneği oldu. Selçuk Dereli'nin penaltı kararına hiç katılamıyoruz. Beşiktaşlı iki futbolcu topa müdahale ettikten sonra Arda'nın onlara takılarak kendini yere atması adil bir karar olmadı. Sağlam, oyunu toparlamak için Delgado ve Yozgatlı'ya başvurdu... Ama galiba geç kalmıştı. Nini Rosso'nun ünlü bestesi İl Silenzio'yu (Sessizlik) şimdi ona daha çok yakışıyordu. Çünkü en sessiz O'ydu!
__________________ | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |