Oooooooo Tello, Bobo, Holosko!(Güven Taner) | | Futbol asla yalnızca futbol olmadığı için, içinde ‘küfür de’ var! Ve bu varlığın maliyeti yüksek! Dünkü tribün sessizliğinin gerekçesi, orada edilen sürekli küfürlerdi. O tribünlerde yaptıkları tezahüratın ses yüksekliğinin 132 desibel varması ile övünenlerin, aynı zamanda küfürleriyle maçı seyircisiz oynattıklarını ve bununla kulüplerini önemli zararlara uğrattıklarını düşünerek yanı sıra dövünmeleri gerektiğini bilmeleri gerekir.
Holosko, Bobo, Delgado... ‘Oooo!’, demeyi akla getirecek denli çok ‘o’ var adlarında. Ama dün akşam ‘Ooooo’ dedirten gol vuruşlarıyla Tello idi... Adam toplara öylesine vuruyor ki... Hani yakınımızdan benzetme yapalım, Alex-Carlos karışımı. Hem ustaca hem sert...
Holosko tek başına ortaya çıkıp sivrilmiyor ama katkısı oldu Beşiktaş’a. Çünkü iyi geziyor, topsuzken de oyunda var ve en önemlisi topla çabuk oynuyor. Evelemiyor, gevelemiyor.
Maçta gördük ki Beşiktaş yalnızca yeni adamlarla sorununu çözemeyecek. Yanı sıra oyun yapısını da geliştirmesi gerek. Bunun özet ifadesi, çabuklaşmak. Beşiktaş topu gole çok dolambaçlı yollardan hazırlamaya kalkışıyor. Kestirmeden gittiğinde, kazanır kazanmaz topu az pasla hücuma yönlendirdiğinde ve takımca topu önde kullanmaya hazır hale hemen geçtiğinde etkili oluyor. İlk yarıda bunu üç kez yaptılar üç gol pozisyonu ürettiler. Beşiktaş ikinci yarıda rakibin risk alarak açıldığı zamanlarda da bu olanağı sıkça yakaladı ama bu kez Bobo’dan Holosko’dan vuruş beceriksizlikleri izledik. Nerede Tello, nerede onlar!
Ancak şu da gerçek ki Holosko-Bobo ikilisi açılan takımları iki dışarı bir içeri atarak bile perişan edebilirler. Yeter ki takımdan destek alabilsinler.
Hücum işlerinde Delgado’nun ortalama notu düşük. Zira iyi yanlarını topla gereksiz oyalanmalarıyla yaptığı kayıplar götürüyor.
Savunmada rakibe şut olanağı verme yüzdesi hálá yüksek. Bu da Ertuğrul Sağlam’ın çözmeye çalışması gereken bir sorun. |