Turgay DEMİR:Belalı Nobre | | Beşiktaş dört stoper ve Tello'yu da sayarsak yedi savunmacıyla çıktı sahaya, hücum gücü sadece üç futbolcunun Delgado, Tello ve Holosko'nun üzerindeydi. Yanımdaki İlker Ateş'e "Ertuğrul hoca beraberlik takımı kurmuş. Bu kadro ancak beraberlik alır" dedim. O da bana "Bu maç 2-1'lik Liverpool maçına benzeyebilir" diye karşılık verdi. Açıkçası pek ihtimal vermedim. Kadroya bakıyorum, Holosko'ya pas atabilecek iki kişi var; biri Delgado, diğeri Tello. 'Galatasaray onlara tedbir alırsa Beşiktaş'ın ortası ile forveti arasındaki hatlar kopar' diye düşündüm. Maçtan önce yazdığım satırları tamamladığım anda başlama düdüğü çaldı. İlk dakikalarda beklentime uygun bir görüntü vardı sahada. Beşiktaş iyi savunma yapıyor, top kazanıyor ama o topları forvet hattına doğru düzgün gönderemiyordu. Tek kelimeyle sahada rakibi bozan fakat kendi oyun kuramayan bir takım vardı. Beşiktaş'ın gol atma ihtimali duran toplara ve karambollere kalıyordu. Buna karşılık Galatasaray savunmasını kalabalık tutarken aynı şekilde çok adamla ortada basıyor ve daha iyi top kullanıyordu. Arda sürekli yer değiştirerek markajdan kurtulurken sağ kanattan Barış etkili bindirmeler yaptı. Mehmet Topal örümcek adam gibi ortadaki tüm topları kaparken, Beşiktaş'ın savunması ile forveti arasındaki mesafe 40-50 metreye kadar çıkıyordu. Koca 45 dakika Baki'nin hatalı pasıyla Hakan Şükür'ün karşı karşıya kaldığı pozisyon dışında kalecileri korkutacak bir şey olmadan tamamlandı. Özgüveni geri geldi İkinci yarının ilk dakikalarında Galatasaray yüklenmeye başlayınca Beşiktaş sadece savunma yaparak zafer kazanamayacağının farkına vardı. 10 dakikalık bir korner enflasyonu yaşandı. Bu dakikalarda Galatasaray savunması yerden kalkmaya bile fırsat bulamazken, Beşiktaş'ın golü adeta 'geliyorum' diyordu. Delgado'nun kullandığı son kornerde Galatasaray'ın belalısı Nobre bir kez daha sahneye çıkıp topu filelere buluşturdu. Öne geçen Kartal daha bir özgüvenle oynarken, Galatasaray savunma güvenliğini bile riske edip yüklenmeye çalıştı. Bu tam da Beşiktaş'ın istediği manzaraydı. Kartal savunmacılarıyla topu kapıyor, bir şekilde Holosko'ya ulaştırıyor ve Slovak oyuncu da Galatasaray savunmasını peşine takıp hırpaladıkça hırpalıyordu. Aynı şekilde Nobre, sarı-kırmızılı defansı silkelerken, Beşiktaş farkı artırabileceği net pozisyonları da buldu. Son vuruşlardaki panik, tabelanın bir daha değişmesine izin vermedi. Zaten Galatasaray'ın ikinci yarı yaptığı tek şey de farklı yenilgiden kurtulabilmek oldu. Böylece Beşiktaş 137 maç sonra ligin zirvesine kurulurken şampiyonluk için iddiasını 'Sağlam' şekilde ortaya koyuyordu. |