Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Makaleler

Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform.

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13-03-2008, 09:32   #1
 
bjk_bjk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kartallar yüksek uçar (Sanlı Sarıalioğlu)

Kartallar yüksek uçar

Futbolda, “Havasını buldu, havaya girdi' şeklinde deyimler vardır. Ankara'daki Beşiktaş için bu deyimi kullanabiliriz. Şimdi diyebilirsiniz ki, “Maçtan sonraki yorumunda Beşiktaş'ı sadece 15 dakika iyi bulmuştun. Bugün havadan, tavadan söz ediyorsun. Çelişkiye düşmüyor musun?' Hayır düşmüyorum. Havanın, iyi futbolla kötü futbolla ilgisi yoktur. O, duygudur, coşkudur... O, bir davanın etrafında bütünleşmedir, kararlılıktır. Ankara'daki Beşiktaş'ta işte bunları gördüm. Kanıtlar aşağıda:
1- Taraftar, stadın yarısını İnönü'ye çevirmişti. Oyun, ilk yarıda çok kötü olmasına karşın, desteklerini bir an olsun çekmediler. Bunu son dakikaya kadar da devam ettirdiler. Maçtan sonra belli bir süre stadı terk etmemeleri ve şampiyonluk şarkıları söylemeleri önemli bir hava raporuydu.
2- İbrahim Toraman'ın attığı golün sonrasını şöyle bir gözünüzün önüne getirin. Gökhan Zan'ın, Toraman'ın taraftarın önüne gelerek, “Bravo haydi, haydi' diye bağırışları, o inanılmaz sevinç yumağı gerçekten görülmeye değerdi.
3- Yedikleri golde üzüntünün, futbolcular ve taraftar tarafından birlikte hissedilmesi net bir biçimde gözlemlendi. Hüzün, siyah beyazlıları tümüyle kapladı..
4- 1-1'den sonra skora karşı geliş, başkaldırış, bireysel çabalarla da olsa golü arayış, sorumluluk üstlenme ve rakibe yüklenme dört dörtlüktü...
5- Yardımcı hakemin penaltı uyarısında, tüm oyuncuların orta hakeme tepkisi, isyanı... Rüştü'nün neredeyse orta sahaya kadar gelip olaya sahip çıkışı... Her şeye karşın bilincin yitirilmemesi, kırmızı kart sınırında frene basılması, örnek davranışlardı...
6- 90+4'te bile inancın kaybolmaması, gol isteğinin doruk noktaya çıkması ve golden sonra kulübedekilerin, sahadakilerin ve tribündekilerin tek yumruk oluşu... Toraman'ın, tribünlerin önüne gelerek, “Şampiyon olacağız' haykırışı ve kabına sığmayan coşku, diğer göstergelerdi... Hava dediğim işte bu... Kartallar yüksek uçar...

Polat sallıyor
Adnan Polat'ın dili kemiksiz. Sözlerinin nereye varacağını hiç düşünmüyor. Laflar ağzından patır patır dökülüyor. Bu haftaki incileri şöyle: “Beşiktaş, +90 dakikalarda çok maç kazandı. Bakalım şansları daha ne kadar yaver gidecek?'
Beğenilen yönetici tipi bu mu? Polat, böyle mi düşünüyor? İğneleyecek, kışkırtacak, sözüm ona huzursuz edecek. Bu şekilde demeçler vererek ne kazandığını, ne kazanacağını zannediyor? Herkesin gülüp geçtiğini, kendisinin son derece antipatik olduğunu farkedemiyor mu?
Polat, geçmişe dönüp bakma gereğini de duymuyor. Desteksiz sallıyor. İki sene önce Galatasaray'ın, son dakika golleriyle kaç maç kazandığını ve bunun sonucunda şampiyon olduğunu nasıl unutuyor? Hatta Beşiktaş'ı da uzatmada attıkları golle yenmişlerdi. Polat, işine geldiği zaman hafıza kaybına uğruyor.
Futbolda ilk dakika, son dakika yoktur. Geçerli olan, hakemin bitiş düdüğünde skor tabelasındaki rakamlardır. Son dakika gollerine on binlerce örnek gösterilir. Futbolun güzelliği de özellikle işte bundan dolayıdır.
Polat, “Son dakika golleri' diyor. Peki, hakemlerin Beşiktaş maçlarındaki performanslarından neden söz etmiyor? Bu sezon Beşiktaş'ın hakemler tarafından katledilen kaç puanı var? Ankaraspor maçında resmen attıkları golün iptalini bir tarafa bırakalım, Ali Sami Yen'deki ilk Galatasaray-Beşiktaş maçındaki hakem hataları, G.Saray'ın iki golü acaba Polat'ın aklına neden gelmiyor?
Özhan Canaydın, 6 yıldır görevde. Camia şu anda başkanına, “Ne olur gitme kal' diyor. Ne güzel bir tablo. Allah herkese nasip etsin. Demek ki hak edene kucak açılıyor. Canaydın'ın, konuşmalarıyla ilgili bir eleştiri aldığını hiç hatırlamıyorum. Varsa bile bende iz bırakmamış. Polat öyle mi? Susmuyor, susmuyor. Her gün değişik şekillerde gündemin ilk maddelerinde. Başkan adayı sayın Polat, hiç değilse bundan sonra Canaydın'ı kendisine örnek alsa acaba nasıl olur?

O şimdi kahraman
Zico, Sevilla maçında, penaltılardan önce Volkan'a şunları demiş: 'Bugün iki büyük hata yaptın. Şimdi, kahraman mı olacaksın, yoksa hayatın boyunca bu utançla mı yaşayacaksın?'
Zico'nun bu sözlerinin nedeni, elbette kalecisinin motivasyonunu yükseltmek için. Ancak günümüz futbolunda artık böyle abartılı yaklaşımlar yok. Dünyanın en iyi kalecileri de bu tür goller yiyebiliyorlar... Ve de bu, bir utanç vesilesi değil. Nedir yani, Volkan yüz kızartıcı bir suç mu işledi? Zico'nun bu olayda en büyük artısı, yediği iki golden sonra Volkan'ı oyundan çıkartmaması. Uygulamalar daima sözlerden önemlidir. Zico, Volkan'ı oyundan almayarak oyuncusuna şu mesajı verdi: 'Ben sana güveniyorum, moralini bozma. Seninle devam edeceğim. Haydi bunu telafi et.' Zico, Volkan'ı kalede bırakarak onu tekrar hayata döndürdü. Volkan da bunun karşılığını penaltılardaki kurtarışlarıyla verdi. O, şimdi kahraman.

Gökhan şen şakrak!
Futbolcunun tek konuşacağı yer sahadır. Çıkacak takır takır futbolunu oynayacak. Performansıyla konuşacak, daha doğrusu konuşturacak. Gökhan Ünal, teknik direktörünün kendisini oyundan almasına sinirlenip, dır dır ediyordu. G.Saray maçında yine durmadan konuştu, futbol olarak da hiçbirşey yapmadı ve sonunda oyundan alındı. Benden söylemesi, böyle oynamaya devam ederse, kulübe mahkumu olur. Talipleri de teker teker geri çekilirler. Kayseri- spor devre arasında “Parayı basan Gökhan'ı alır' dediğinde şaşırmıştım. Demek ki haklılık payları varmış. Demek ki Gökhan'ın ayakları durmuş, çenesi işlemeye başlamış. Bunu G.Saray karşısında da gösterdi.
Bu maçta garibime giden bir başka olay, devre arasında Gökhan'ın, G.Saraylı oyuncularla şen şakrak şakalaşmasıydı. Oh ne güzel, takımı iki farkla geride, Gökhan kah kah, kih kih! Bilemiyorum yoksa ben çok eskilerde mi kaldım.

Gördün mü Servet'i?
O ne güç, o ne hırs, o ne azim... Tek başına takım derler ya, işte aynen öyle. Elbette Servet'ten söz ediyorum. G.Saray defansını tek başına sırtlıyor. Allah nazardan saklasın. Her maçta hazır kuvvet. Ufak tefek sakatlıklara aldırış etmiyor. İğneyi yiyor yine görevinin başına geçiyor. Bayrağı elinden hiç bırakmıyor. Bu istikrar, bu performans öyle dışarıdan göründüğü gibi kolay elde edilecek bir iş değildir. Özel hayata inanılmaz dikkati ve antrenmanları hiç ama hiç kaytarmamayı gerektirir. Yani “Ben bu işi adam gibi yapacağım' demezsen yaya kalırsın. Servet gerçekten örnek alınacak, dört dörtlük bir sporcu. “Demiştim' demek için değil, sinirlendiğim için bir kez daha yazacağım. Geçen sezonun devre arasında Servet'i bin kez Beşiktaş'a önermiştim. Defalarca yazdım, söyledim. Beyler uygun görmediler. Beşiktaş'ın şu anda en büyük sıkıntısı Servet gibi bir stoperinin olmayışı. Ne yapalım sözümüzü dinletemiyoruz. Onlar çok biliyorlar ya!

Barusso deneniyor!
Feldkamp, Kayseri maçı sonrası Barusso için şunları söyledi: 'Bu oyuncu hazır değil. 3 ay gözlemlemek ve bize uygun olup olmadığını anlamak için transfer ettik.' Kulüplerimizin paraları işte böyle savruluyor. Beşiktaş da, Fenerbahçe de, diğer kulüplerimiz de benzer hatalar yapıyorlar. Ezbere, bilinmeden oyuncu mu transfer edilir? Barusso'yu deneyeceklermiş! İyi mi, kötü mü bakacaklarmış! Vah vah vah! Skandalın da ötesi.

I love you Zico...

Hey gidi kavanoz dipli dünya hey! “Stajyer, talebe, yetersiz, vizyonsuz' denirken, ibre birden bire yön değiştirdi... “I love you Zico' türküleri tribünlerden dalga dalga yayılmaya başladı. Brezilyalı teknik direktör, şimdi el bebek, gül bebek. Övgüler yağmur gibi. Mukavelesi yine uzatılmak isteniyor.
Futbol böyle bir oyun işte. Kazandığın zaman her şey güllük gülistanlık. Teknik Direktör başkomutan, futbolcular kahraman, başkan ve yönetim en büyük. Herkes omuzlarda.
Zico, geçen yıl kılpayı kulüpte kaldı. “Gitsin' diyenler çoğunluktaydı. Aziz Yıldırım, bu seslere boyun eğseydi, şu anda Zico çoktan unutulmuştu. Başkan “istikrar' dedi ve kazandı. Sık sık teknik direktör değiştirenlerin durumunu görüyoruz. İşin kötü tarafı, antrenör değiştirmekle her şey bitmiyor. Yeni antrenör, yeni oyuncular istiyor. Kadroda geniş operasyonlar yapılıyor.
Zico, beyefendi biri. İyi bir psikolog. Futbolcularıyla diyaloğu üst düzeyde. Başka takımlarla ilgilenmiyor, onlara dil uzatmıyor. Hakemlere fazla sataşmıyor. Taktik değişiklikleri sevmiyor. Zico'nun 11'leri ve yerine girecek oyuncular belli. Taşlarla oynamak istemiyor. Takım olgusu zaten böyle gerçekleşti. Oyuncular birbirini ezberledi. Özgüven arttı. En önemlisi de futbolcular, Zico'ya saygı duymaya, inanmaya başladılar. Başarıyı getiren temel faktörler de bunlar oldu.
bjk_bjk Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 01:33 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580