Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Makaleler

Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform.

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 27-03-2008, 17:19   #1
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Yarım Kartal... Sanlı Sarıalioğlu

Beşiktaş'ın, Büyükşehir Belediye maçı için Ümraniye'den uğurlanışı dört dörtlüktü. Tüyleri diken diken eden bir tablo vardı. Sanki ufak çaplı şampiyonluk şöleni provasıydı. “Biz inanıyoruz, siz de inanın” mesajı veriliyordu. Olimpiyat Stadı'na gidiş muhteşemdi. Dönüş kahredici oldu. Beşiktaş'ın büyük bir avantaj yitirdiği apaçık ortada. Şampiyon olup olamayacağını bilemeyiz. Ancak gözümüzün önünde duran koskoca bir gerçek var; Beşiktaş taraftarı, çok daha kaliteli bir takımı hak ediyor. Kadronun yarısı iyi, yarısı kötü. Bazı bölgeler alternatifsiz. Bunun yanı sıra, Serdar Özkan, Cisse, Tello dışında ofansif ve defansif görevleri birlikte yapacak oyuncu yok. Takımın yarısı kalesini korumaya çalışıyor, bunu da yeterince beceremiyor. Diğer yarısı da gol için oynuyor. Kendi kalesine göz ucuyla bakıyor.
Takım, kendi içinde ikiye bölünürse, işte böyle sıkıntılar ortaya çıkar. O nedenle de ben diyorum ki; gelecek sezon için kollar şimdiden sıvanmalı. Özellikle de defans baştan aşağı yenilenmeli. Ali Tandoğan, Üzülmez, Gökhan Zan ve Toraman alternatif oyuncular olarak düşünülmeli. Böyle kötü oynarsa Gordon postalanmalı. Orta alanın sağına bir kanat oyuncusu, göbeğe de çok yönlü biri düşünülmeli. Araştırmaya hemen şimdi başlanmalı. Bazı gerçekler üzüntü verir. Durum ne yazık ki aynen böyle.

O şimdi başkan
Borçların tavan yaptığı, mali portrenin can sıkıcı boyutlara ulaştığı bir ortamda, kolları sıvamak, “Ben varım” demek öyle kolay iş değildir. Adnan Polat'ı özellikle bu nedenle kutluyorum. Elini taşın değil, dağın altına soktu.
Yönetimi nedir, ne değildir, kim kimdir bilemem. Ancaak! Sayın Polat'a iki çift laf etmek isterim. Futbol şube sorumluluğu başkadır, başkanlık bambaşkadır. O koltuk ağırdır, taşımak kolay değildir. Hafif kilolarla orada oturulmaz.
Zirveye çıkmak zordur, orada tutunmak daha da zordur. Liderlik, omuzlara büyük yük getirir. Diğer takımlara kılçık atmak, o koltukta otururken söz konusu değildir. Dikkatli çok dikkatli olmak gerekir.
Özhan Canaydın dönemi çeşitli şekilde eleştirilebilir. Ancak Canaydın'ın saygınlığına tek laf edilebilir mi? Canaydın liderdi. Bakalım Polat, o unvanı devam ettirebilecek mi? Bakalım o apolet Polat'ta nasıl duracak?

Ben kör müyüm?
Bobo'nun Büyükşehir Belediye maçındaki hareketine büyük çoğunluk “kırmızı” dedi. Bobo yumruk atmış! Söylenen de böyle, yazılan da. Duyduk duymadık demeyin, yumruk deniyor, yumruk. Peki yumruk nedir? Elin sıkılmış şeklidir... Ve bu şekilde bir hedefe karşı yapılan sert darbedir.
Ben mi körüm yoksa 'yumruk' diyenler hayal mi görüyorlar? Olmayan bir şeyi insanlar nasıl iddia ederler? Aynen Ankara- spor-Beşiktaş maçının son saniyesinde yan hakemin, “Nobre golü eliyle attı” demesi ve canım golün, dolayısla iki puanın güme gitmesi gibi. Yan hakem o gün olmayan bir eli yoktan var etti. Bu kez de insanlar havada karada hiçbir şekilde görmedikleri bir yumruktan söz ediyorlar.
Olay, tam yardımcı hakemin kucağında. O, böyle bir şeyi görse orta hakemi uyaracak. Yardımcı hakemde tık yok. Fanatik Gazetesi'nde Bobo'nun yumrukla değil, açık eliyle rakibini ittiği net bir biçimde fotoğraflanmış. Büyük üstatlar fotoğrafa, televizyona, yardımcı hakeme aldırış ederler mi? Onlar için tek geçerli olan kendi yorumlarıdır. Buna da saygımız var, ancak görmedikleri, tespit edemedikleri bir olayda, bu denli ısrarcı olmaları doğrusu fazla tuhaf.
Televizyon kanallarını Pazar akşamı zaplarken, yakaladığım kadarıyla Osman Tanburacı, Vedat Okyar, Selim Soydan aynen benim gibi “kırmızı değil sarı” dediler. Aslında kimin ne dediğini hiç umursamıyorum. Bir milyon kişi karşıma çıkıp “kırmızı” dese, hepsine “hadi canım sen de” derim. Lafı uzatmayalım, Beşiktaş bir kez daha hakem kurbanı olmuştur.

Akıllar Chelsea'deymiş!
Neymiş, Fenerbahçe Beşiktaş'a karşı oynarken, dört gün sonraki Chelsea maçını düşüneceğinden maça tam anlamıyla motive olamazmış... Ve de bu, Beşiktaş için büyük avantajmış.
Bir kez daha vurgulayayım, futbolun ruhunu yakalayabilmek çok ama çok önemlidir. Ne acıdır ki bunu çok az kimse biliyor.
Bakın beyler, her maç ayrı ayrı değerlendirilir. Futbolcu sahaya çıktımı, sadece o anı yaşar. Bir gün, iki gün , dört gün sonrası hiç ama hiç aklına takılmaz. Hele hele Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinde böyle basit hesap hiç yapılmaz.
Efendim, işin bir de fizik yönü varmış. Futbolcu, Chelsea maçında yorgun düşmemek için, Beşiktaş karşısında işi idare edermiş. Yani fazla koşmazmış. Bu arada sakatlanmamayı da düşünürmüş. Ayağını, kafasını her yere sokmazmış.
Yapmayın, lütfen yapmayın. Bırakın bu saçma sapan söylemleri. Yok böyle bir şey, olmaz böyle bir şey. Dört günde yorgunluğu atamamak söz konusu değildir. 48 saat sonra futbolcu sapasağlam, dimdik ayaktadır. En ufak bir yorgunluk duymaz, yaşamaz.
Sakatlıktan korunma adına bir önlem paketi de şu ana kadar yeryüzünde bulunamamıştır. Futbolcu sahadayken, aklının kenarından, “Ay aman saklatmayayım” diye bir düşünce kesinlikle geçmez. Ne olur bu gerçekleri bilelim ve yapay gündemlerle insanların kafasını karıştırmayalım.

Albayrak'ın gözyaşları!
Abdurrahim Albayrak ile bir kez karşı karşıya geldim. Bunun dışında hiç yakınlığım olmadı. Kendisini gazetelerden, televizyonlardan takip ederim. Sevecenliği, sıcaklığı beni mest eder. Bir insan bu kadar candan olur.
G.Saray'dan söz ederken, o coşkusu, pozitif elektriği sizi de sarıp sarmalar. İşte dersiniz, “tam bir gönül adamı”. Tanımadan seversiniz.
Yönetim kurulu listesinden son anda çıkarılmasına öyle üzülmüş ki, o gece uyuyamamış. Ertesi sabah Eyüp Sultan'a gidip, hem dua etmiş hem de hüngür hüngür ağlamış. Şu söylediklerine de bir bakın hele: “Bana kıymayacaklardı. Beni canlı canlı toprağa koymayacaklardı. Her şeye karşın oyum yine Polat'a”.
İçtenliğin böylesine de pes doğrusu. Öfke yok, nefret yok, intikam duygusu yok. Ne kadar da saf ve temiz duygular.
Şimdi işin diğer yönünü tartışalım... Albayrak'ın, futbol şubesinin başına geçmemesi acaba Galatasaray için büyük bir kayıp mı?
İşte bu noktada frene dibine kadar basmamız gerekiyor. Profesyonel futbolcuların arasında, amatör yöneticinin ne işi var? Futbolcu dili apayrıdır. O dilden yalnızca uzman profesyoneller anlar. Sevgili Albayrak, herkes bildiği işi yapacak. Futbolcuların içine girmeden yönetici olmanıza en ufak itirazım olmaz. Ancak sizin istediğiniz şekle, kusura bakmayın ben de “Hayır' derim. Futbol ciddi bir oyundur, lütfen bunu gözardı etmeyelim.
__________________
Click the image to open in full size.
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 13:30 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580