İkisi de geç kaldı Güven Taner | | Ligin bu zamanında böyle canlı maçlara pek rastlanmaz. Durgunluğu kimi bahar yorgunluğuna yorar kimi futbola olan bıkkınlığa... Ligde tutunma derdi olan Rize de, ilk üçte yer tutma hedefini kovalayan Beşiktaş da canlı, inançlı ve istekli idiler. Çünkü itici güçleri vardı.
Beşiktaş’ın 32 puan gerisindeki Rize’deki dirilik daha ilgi çekiciydi. Düşme korkusu yaşayan takımda tedirginlik de olur. Bu yoktu Rize’de. Hem de çeşitli nedenlerle eksik bir takımla savaşım veriyorlardı. Buna karşın inançlı, özgüvenli ve girişken idiler.
Cesurdular. C esaretin tam tanımını gösteriyorlardı. Cesaret, korkmamak değildir, korkuyu yenmektir. Korkularını yenmiş, Beşiktaş’ı daha önce Kupa’da devirdikleri gibi yenmenin arayışına girişmişlerdi. 15.dakikada Beşiktaş’ın arka direk kontrolünü unutmasından yararlanıp golü de buldular. Ve durmadılar, ikinci golü aradılar!
Bu dönemde Beşiktaş’ın vites yükselttiğini gördük. Bu kez baskılı oynayan, ama karşı atak yiyen takım Beşiktaş’tı. Ne var ki pozisyonlara da girdi. Üç kaçırdı, dördüncüyü filelere gönderdi Kartal ve devreyi berabere kapattı.
İkinci yarıda ilk yarıdaki gözü kara oyunu iki taraf da terk etti ve daha mantık egemen mücadeleye giriştiler. Rize Kontrataklarını sürdürebildi; ama Beşiktaş ilk yarıdakinden daha özenli savunma ve kontrollü hücumlar düzenledi. Geçen zaman Rize’nin umudunu kırdı. Bu durum sinirlilik de yarattı. Beşiktaş’ın en iyi yanı böyle zamanda disiplinini bozmadan, gerginleşmeden işini yapmayı sürdürmesiydi. Aydın’ın yerine ikinci yarıya başlayan Delgado’nun Holosko ile girdiği verkaç sonunda yaptığı usta vuruşu Beşiktaş’ı öne geçerdi. Ve Kartal burada durmak istercesine maçın sonunu getirdi.
Beşiktaş’ın işi artık kalan üç maçını kazanmanın çabasını göstermek. Alacağı 9 puan, önündeki üç takımın yitirecekleri puanlara göre Beşiktaş’a bir yer gösterecek zirvede!
__________________ |