Hayat devam ediyor... Atıf Keçeci | | Süper Lig'de sezon bitiminde şampiyonluk, Avrupa kupalarına katılım sevinci, diğer tarafta ise küme düşmenin hüznü bir arada yaşandı.
Şimdi büyükler için Avrupa'da üst turlara çıkmanın mücadelesi yaşanacak. Düşenler de tekrar eski yerlerine dönmeyi yeni hedefleri olarak belirleyecek. Bu bilinçle hareket eden takımlarımız, eksik gördükleri bölgelere takviye amaçlı yeni isim arayışı içerisindeler. Ancak hareketlilik daha çok gazete sayfalarında ve televizyonlardaki spor haberlerinde! Atılmış tek imza Beşiktaş'tan. Gençlerbirliği'nin kalması için teklifte bulunmadığı Tuna Üzümcü kadroya dahil edildi. Ne fayda sağlar, eldeki futbolculardan daha mı iyi? Bekleyip göreceğiz.
Siyah-Beyazlı kulübün transfer politikasına baktığımızda başkanın 'komite' anlayışının 'Başkan-menajer' ikilisi olduğu şeklinde. Yöneticiler bile olup biteni medyadan takip ediyor. Böylesi daha mı iyi, bunu mutlaka tercihi yapanlar değerlendirmişlerdir ve/veya değerlendireceklerdir.
Bence öncelikle geçmişte yapılan yanlışların muhasebesi masaya yatırılmalıdır. Geçen sezonunun acı faturası ortadadır. Çuvalla verilen Euro'ların dönüşü hüsrandır. Diatta, Higuain ve Gordon'da yaşananlardan dersler çıkarılmalıdır. Holosko'nun ucuza alındığı söyleminin ne kadar gerçekçi olduğu da tartışılır. Çünkü Slovak futbolcuya karşılık paranın yanı sıra verilen Burak Yılmaz için şimdi Manisaspor Kulübü, 2,5 milyon Euro bonservis bedeli istemektedir.
Sezon içerisindeki konuşmaların tekrar edilmemesi için bir not defteri tutulmalıdır. Sinan Engin'in 'taraftarın istemediği futbolcuları kadroda tutamayız' sözlerine Baki Mercimek'in 'Başkanı ve menajeri de taraftar istemiyor' karşılığına kimin itirazı olabilir? Durum böyle olunca sözlerin sahibi kendi ifadelerinin altında ezilir.
Futbolumuzun unutulmazları Kocaelispor, Antalyaspor ve Eskişehirspor tekrar Süper Lig'de mücadele edecekler. Temennimiz, burada kalıcı olmaları. Seyrettiğim kadarıyla üç takımımız da kadrolarını zenginleştirmek zorunda. Play-off maçlarında izlediğim 4 takımın içerisinde en iyisi olan Boluspor, biraz daha şanslı olsaydı, bugün taraftarı üzüntü yerine mutluluk yaşayacaktı. Sporun içerisinde bunlar hep vardır ve de olacaktır. Ancak onlar bile Süper Lig'de yer alsaydı kadroda takviyeye gitmediği takdirde işleri çok zor olurdu. İnönü Stadı'nda bir şölen havasında geçen Eskişehirspor-Boluspor final maçı, öncesi ve sonrasıyla hatıralarımız içerisinde önemli bir yer tutacaktır. Bizlere böylesine güzellikleri yaşatan Bank Asya ve iletişim sorumluları İnonava şirketi mensuplarını bir futbolsever olarak kutluyorum. Çok hoş bir iş çıkardılar, bundan sonrası için de örnek teşkil edeceklerdir. 1983 yılında Eskişehirspor'u 2-1 ile geçip Beşiktaş'ın şampiyonluğunu görevim dolayısıyla saha içerisinde kutlayan biri olarak 'Es-Es- Es-Ki -Ki-Ki' tezahüratını özlediğimi hissettim. Eskişehirspor'un destekçilerinden Lokantacı Ekrem kardeşimizle tekrar sportif anlamlı görüşeceğimiz için sevinçliyim. İşte sporun güzellikleri, unutulmayan dostluklar. Onun için 'İyi ki varsın futbol' sloganını çok seviyorum.
__________________ |