|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
09-06-2008, 12:26 | #1 | ||
hüngürella Üyelik tarihi: May 2007 Yaş: 41
Mesajlar: 5.146
Tecrübe Puanı: 23 |
Beşiktaş'ın Udinese'den aldığı Tomas Sivok'un bonservis bedeli 9 trilyon. Kendisine ödenecekleri de hesaba katıldığında ortaya çıkan rakam 15 trilyon. 3 yıl önce ayağı kırılan bir futbolcuya böyle bir para ödemek, Beşiktaş'ın klasik transfer hovardalığından başka nedir ki! Ya Seric olayı? Sinan Engin ne güzel bir kıyaslama yaptı. "Seric, bizdeki Gordon'un yanında Maradona kalır!" Gordon'un transferinde kulüp menajeri kim? Sinan Engin! Gordon'u hesaptan düşmekle, artıya geçmek mümkün mü? Evet, geçen yıl hakemlerden yana en çok canı yanan takım Beşiktaş'tı. Sezon sonunda "şampiyonluğumuz çalındı" diye bas bas bağırıp, isim veremeyenler aslında kendi suçlarını teşhir etmekten mi korktu? Açılmamış mektuplarda ne yazdığını, mektubu yazan bilir. Sinan Engin de kendini biliyor. Yıldırım Demirören de... Kendi eserleri Gordon'u transfer garibi olarak göstermek yerine, kendi hatalarını dile getirseler... Beşiktaş'a hizmette ilk kez kusur etmemiş olurlardı. Del Bosque davası emsalsiz bir dava.. Şimdi de Tigana'yı bekleyin. Yıldırım Demirören'in, Beşiktaş'ın geleceğini ipotek altına alan harcamaları, transfer yanlışlarında toz olup gitmiştir. Hesap ortada... Aslında harcanan Beşiktaş'ın geleceğidir de... Konuşması gerektiği yerde susanlar, ya da susturulanlar, hangi mevsimde gerçekleri haykıracaklardır. Aldanarak, yüreğini rahatlatanlar... Aslında en çok Yıldırım Demirören ve Sinan Engin'i rahatlatıyor. Haberleri olsun. | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |