ALLAH AŞKINA SUS CELAL20.07.2008 10:37
Beşiktaş’ın geçen sezon kısa bir süre futbol şubesi sorumluluğunu yapan Celal Kolot benim 25 yıllık arkadaşım, dostum. Beraber yedik içtik, beraber gezdik. Beraber halı sahada top oynadık, beraber seyahate gittik. Celal olsun olmasın canım güzel yemek yemek istedi mi Celal’in evinin kapısını çalar, Didem’e (eşi) ‘benim karnım aç’ der, yer, içer giderim. Ayıptır söylemesi Didem’in yaptığı yemekler de yenmeyecek gibi değil. Özellikle zeytinyağlılarını en lüks restaurantlarda bile yiyemezsiniz. Neyse şunu anlatmak istiyorum. Celal benim böylesine yakın ve candan arkdaşım ve dostum.
Yazmayayım yazmayayım dedim, ama artık dayanamadım. Hangi gazeteyi okusam, hangi radyoyu veya televizyonu açsam Celal’in muhakkak bir açıklamasın okur, konuşmasını duyarsınız. Bence çok fazla konuşuyor. Bir dostu, arkadaşı olarak söylüyorum, antipatik oluyor. Gazetecilerin canına minnet. Televizyoncuların canına minnet. Haber bulamadıklarında Celal’i arıyorlar, zaten sevgili kardeşim de onlar sormadan konuşmaya başlıyor. Allah aşkına sus artık Celal. Allah aşkına konuşma. Celal’in Beşiktaş’ı canı kadar sevdiğini bilmesem o zaman diyeceğim ki bu Celal Beşiktaş’ı karıştırmak istiyor. Ama Celal gerçekten Beşiktaş’ı çok seviyor. İnsan sevdiği bir kişiye zarar verir mi? İşte Celal canından çok sevdiği Beşiktaş’a her dakika konuşmakla zarar veriyor. Diyor ki Beşiktaş kötü yönetiliyor. Celal haksız mı? Yüzde yüz haklı. Beşiktaş’ın iyi yönetilmediğini herkes biliyor. Celal konuşmakla bu sorunu çözeceğini sanıyor. Orada Celal’den önce konuşması gereken, başkanı, yönetimi yerden yere vurması gereken çok daha eski Beşiktaşlılar var. Kim mi, işte bir İhsan Kalkavan, Bir Metin Keçeli, bir Murat Aksu, Bir Tevfik Yamantürk, bir Zafer Yıldırım. Yani bunlar işin farkında değil mi. Ama konuşmuyorlar. Her şeyin bir yeri ve zamanı var. Zamanı gelince elbette konuşacaklar. Belki de icraata geçecekler. Ama Celalciğim, sen o kadar çok, o kadar yersiz ve zamansız konuşuyorsun ki... Böyle konuşmaya devam edersen herkes yeter artık der ve konuştuklarını ciddiye alıyorlarsa bile almamaya başlar. Diyelim ki başkan, yönetim ve menajer gitti ve sen geldin. Sanıyor musun ki onlar seni
rahat bırakacaklar. Bu eleştirilerini, vurmalarını karşılıksız bırakacaklar. Eee, ne olacak yani bu Beşiktaşlılar birbirilerini vurmaya devam mı edecekler. Ben senin arkadaşın ve dostunum Celal. İstersem sana telefon açar ben de diğer gazeteciler televizyoncular gibi röportaj yapar gazetem Akşam ve televizyonum Lig TV’de çatır çatır yayınlardım. Ama bunlar hem sana hem de Beşiktaş’a zarar verir. Otur salim kafayla düşün. Ömer Güvenç doğru mu yoksa yanlış mı söylüyor diye.