Gürümek Bile Yetti Gülengül Altınsay

[HandaN]

Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü’ adıyla 1910’un 13 Ocağında tescil edilen ilk spor kulübü olan Beşiktaş JK, ‘Osmanlı’ sözcüğüyle farklı etnik köken ve farklı inançtan olan insanların tümünü kucaklıyordu.

Ve o günden itibaren de büyüklüğünü gösteriyordu. Buna karşın rakibi Siroki Brijek yaklaşık 100 yıl sonra bile dini ayırımcılık kıskacından kendini kurtaramamış.

Kapısını sadece ve sadece Hırvat ve katolik oyunculara açıyor çünkü. Peki nerde kaldı “Spor barış ve kardeşliktir” şiarımız. Üstelik çok yakın bir tarihte ırk ve din ayrımından en fazla acıyı çekmiş insanlardı bunlar.

Sevindirici olan bu tabloya rağmen korkulan hiç bir şey yaşanmamasıydı. Ne aşırı bir düşmanlık ne de aşırı bir sertlik. Normal bir UEFA ön eleme karşılaşması izledik yani. Her ne kadar inanılmaz tempo yoksunu bir karşılaşma da olsa. Beşiktaş adeta yürüyerek başladı maça yürüyerek de bitirdi. Zayıf rakibi karşısında koşmaya bile gerek duymadan daha 16. dakika bile dolmadan gol bulmakta hiç zorlanmadı. Sonra da o golün üstüne yatıverdi.

Yine de Ertuğrul Hoca olası en iyi kadrosunu çıkarmıştı sahaya. İlginç olan defansa yapılan onca transferin ardından sadece Sivok’un geri dörtlüde kendine yer bulabilmesiydi. Sivok da giydiği formanın hakkını verdi. Kritik sayılabilecek müdahaleler yaptı. Göbekte, en kritik bölgede görevli Cisse’nin Uğur’la takviye edilmesi ve Kartal’ın 4-2-3-1 dizilişine geçmesi bile orta alanda olumlu fark yaratmış.

Tüm o, yana , geriye paslara rağmen. Çünkü Kartal’ın asıl sorunu sanılanın aksine defansta değil orta alanındaydı.

Ayrıca Ertuğrul Hoca’nın illa da çift santrafor arzusundan vazgeçmesi tek santrafor Bobo’nun arkasına Delgado’yu yerleştirmesi de hem orta alanda bir fazla adama yer açmış, hem de Delgado’dan daha fazla verim alınmasına. Orta alan deyince geçtiğimiz sezonun en önemli kazancı genç Aydın, bıraktığı yerden devam ediyor. Aferin ona. Arkasındaki Tello ile birlikte Siyah-Beyazlıların en etkili akınları sol kanattan geldi böylece. Ne diyelim darısı sağ kanada.

Evet, Kartal, üstünde Siroki Brijeg yazan kapalı kutuyu açtı. İçinden bir şey çıkmadı. Rahatladı ve UEFA’ya “Merhaba” dedi bile. 2-0’ı bulduktan sonra farkı bire indiren o golü yemesine rağmen...