|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
13-07-2006, 15:16 | #1 | ||
B J K Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 863
Tecrübe Puanı: 20 |
Sevgili dostlar, Biliyorum bazılarınız bana sitemkar olabilirsiniz. "Hep mi kötü şeyler oluyor, iyi olan şeyler yok mu?" dediğinizi duyar gibiyim ama duyduklarım karşısında küçük dilimi yutacak gibi oluyorum. Bu kulüp kimlerin eline kalmış diye iç geçiriyorum. Bugün size dün gece gördüğüm bir rüyayı anlatacağım. Bu aslında rüya değil kabus! Bugüne kadar kan emicileri çekinmeden, korkmadan yazdım. Buradaki tek amacım artık bu kişilerin kulüpten elini ayağını çekmesini sağlamak. Birçok insan elini, kolunu sallaya sallaya kulübe zarar vermeye devam ediyor. Bu insanları çoğu zaman siz sevgili okuyucularıma şikayet ettim. Bilin ki, kan emicileri çok sevidiğiniz bu takıma nasıl zarar veriyor. Şimdi gelelim benim kabusuma... Rüyamda bu kan emicileri, kongre simsarlarının yeni hedefi basketbol takımı. Kartal gibi başarıdan başarıya uçan bu takımı bitirmek için ellerine bıçak alıp soğan gibi doğramaya çalışıyorlardı. Hani şu iki sezondur taraftarın kalbinde taht kurmayı başaran oynadığı birçok derbi maçtan alnının akıyla çıkan takımı. Rüyamda bu kişilerin soğancının etrafında toplandıklarını gördüm. Soğancının etrafında toplanıyorlar çünkü bu soğancı bildiğiniz soğancılardan değil. Beşiktaşlı dostları(!) sayesinde kulüpte paranın başına geçen kişi... Hatta geçen sezon takımın çok ihtiyacı olmasına rağmen Amerikalı bir oyuncu almayarak takıma darbe vuran şahsiyet... Bu kişi öylesine kulübü ele geçirmiş ki oğlunu bile basketbol takımına sokmuş. "Antrenörler oğlumu oynatmıyor. Bunun hesabını verecekler!" diye sağda solda terör estirecek kadar da güç gösterisinde bulunmayı seven bir uzman! Soğancının en büyük hedeflerinden biri de bizim siteyi susturmak. Sitemizi mahkemeye vererek "Kongreye kadar bu siteyi kapatırsak zafer yine bizim olur" diye müritlerini örgütlüyormuş. Bu soğancının etrafında toplanan pazar halkı şimdiden basketbol takımını paylaşmak istiyordu. Çünkü antrenör camia içinde oluyan rant kavgasının içine atılmaya çalışılıyordu. Hatta rüyamda antrenörünün ciddi ciddi istifa etmeyi bile dünündüğünü gördüm. Hoca, hırslı ve disiplinli birisi. Her şeyden önce de Beşiktaşlı ama kendisine yapılan bu dalevelerden iyice sıkılmış. Soğancının en büyük gücü başkan ve vekilleri.. Çünkü soğancının arkası sağlam... Soğancı demek pazarcıları oyunu toplamak demek, oy toplamak demek de kongreyi kazanmak gibi şey! Bu yüzden Beşiktaş'ı rant kapısı haline getiren dernek ve grupların internet sitelerine girerseniz soğancı hakkında övgü dolu yazılar görürsünüz. Çünkü rant büyük, hedef çok büyük dostlar! Kulüp son iki yılda borç batağına girmesine rağmen, hesapların birbirine girmesine rağmen başkan diyor ki, "Soğancı ve arkadaşları bizim için bir şans" Tabii bu kavgada ilginç bir boyut yaşanıyor. Antrenörün oğlunun menajer olması yanında dumanı hep tüten bir yardımcı olması istemesi soğancı arkadaşlarını tedirgin etmiş. Şimdi Didin'i bunaltma ve istifa ettirme harekatı başlatmışlar. Hoca bugün yarın işini bırakırsa hiç şaşırmam. Tabii bu olanlara futbol takımına oyuncu hediye eden kurumun iletişim sorumlusu doğan gibi işadamı el koymuş. Hocaya tam destek vermiş. Soğancı, oğlu ve pazarcılar şimdilik mücadeleyi kaybetmişler. Ama oyun devam ediyormuş. Hatta takımın Avrupa'da mücadele etmesi için organizasyona yatırması gereken para yatırılmıyor hatta takımın 3.'lüğünün bile tescil olmaması için çalışmalar yapıyorlar. Benim rüyamda iyice abarttı olayı. Bu kadar da rezillik olmaz değil mi? Bu kadar kin tohumları soğan ekilir gibi tarlaya ekilmez ki? İlginç olan Mr. Bolton'da soğancı ve arkadaşlarına tam destek veriyormuş. Mr. Bolton'a basketbolcular benim aracılığımla bir hatırlatma yapıyor; "kazanılan büyük maçlardan sonra prim sözü vermiştin. Hani nerede Mr. Bolton bizim primler?" Şimdi gelelim ilginç bir olaya daha... Sizlere defalarca yazdım Çilekli'de neler oluyor? İnönü ihaleleri kime verildi? Bu ihaleler hangi şartlara göre yapılıyor. Beşiktaş gibi halka içık şirketlerde bu rantı yüksek yerler nasıl dağıtılıyor? Son olarak Beşiktaş Koleji... Beşiktaş Koleji daha önce Erol Kaynar'ın elindeydi. Kaynar belki az para veriyordu ama Kolej'i büyüttü ve Türkiye'nin saygın kurumları arasına Beşiktaş Koleji'nin de yer almasını sağladı. Şimdi sıkı durun... Bu kolejin bir gazete grubuna ihalesiz verildiği dilden dile dolaşılıyor. Amaç bu gazete grubunun da yönetime tam destek vermesi. Biliyorsunuz Doğan grubunda bu yönetime karşı yazmak yasak gibi bir şey. Sürekli yönetimi pompalayan haberler. Hatta eleştiri yapanlar bile sertçe uyarıldığı biliniyor. Sabah Grubu'nda ise Turgay Ciner mali kongrede yönetime yardımcı olsa bile gazete ve televizyonlarda çıkan yorumlara karışmıyor. Kim kaldı geriye? Son yıllarda yıldızı parlayan medya kuruluşu Vatan... Ona da kolej peşkeş çekilirse yönetim medyadan sıkıntı yaşamaz. Nasıl taktik ama! sadece ben yazıyorum gerekirse vurun beni... İhalesiz neyi kime peşkeş çekiyorsunuz beyler! Şimdi sizlere sevindirici bir haber vereceğim. Hani zaman zaman yazdım, kulübe bir hayli borçlanan bir kulüp çalışanı vardı. Kulübün parasını alan ardından "Bu parayı ödemiyorum" diyen bu eski çalışan istifa edip bir daaha kulübe uğramaz olmuştu. Bu kişi, İstanbul'un Bağdat Caddesi'nde nefis bir beyaz eşya dükkanı açtı. Bu tok(!) arkadaşa en büyük destek başkandan gelmiş. Hangi başkandan mı? İşte o sırada ben uyandım. Kabus görmenin etkisinde kan ter içinde kalmışım. Gördüğünüz gibi bu rüya değil bir kabus! İyi ki, rüyamda gördüklerim gerçek değil! Gerçi benim rüyalarım bazen doğru çıkar. Umarım bu gördüklerim kabustur! Kabustur kabus bu kadarı da olmaz! Not: Yazımdaki kişi ve kuruluşların gerçekle bir ilgilisi yoktur. Bu sadece gördüğüm kabustur. Kaynak : www.kartalhaber.com | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |