Ligin zirvesindeki iki takımın mücadelesinde üç puan çıkaran takım olmadı. Peki ortadaki iki puan kimin için kayıp; bence Sivasspor için. Tersi olsa ve maç yine berabere bitseydi bu sefer iki puanı kaybeden takım Beşiktaş olduğunu söylerdim..
Öncelikle her iki takımı da oynadıkları çok iyi futboldan değil ama yaptıkları mücadeleden dolayı kutlamak gerekir. Futbol kuralları içinde, Fair Play'in dışına çıkmadan, kıran kırana bir maç oldu. Denizli, maça sürpriz bir kadroyla başladı. Çok beğendiği ve çok tuttuğu Nobre ve Delgado'yu kulübede oturtmuş onların yerine Yusuf ve Holosko'yu sahaya sürmüştü. Maçtan önce birisi bana Delgado ve Nobre'siz Beşiktaş on birini söyleseydi bu on bir yanlış derdim. Çünkü tanıdığım Denizli, Degado ve Nobre'den sakat ve cazalı olması dışında asla vazgeçmez.
Mücadele genellikle orta sahada geçti. Her iki takımın da çok net gol pozisyonu yok denecek kadar azdı. Kaleci Rüştü ve Petkoviç'e nerdeyse iş düşmedi. Zapo, İbrahim Üzülmez ve özellikle İbrahim Toraman, Tum'a attırdıkları golün dışında çok iyi oynadılar. Ekrem'i geçen haftaki performansından uzak gördüm. Herhalde bunun nedeni karşısında Murat Erdoğan gibi çok kolay adam eksilten bir oyuncunun olmasıydı. Ekrem ileri gidersem Murat Erdoğan'ın ne yapacağı belli olmaz düşüncesinde olacak ki hücuma da pek fazla çıkmadı.
Beşiktaş'ın golü Sivasspor'un attığı golden hemen sonra gelmese, Beşiktaş belki de oradan bir puan bile zor bulacaktı. Kartal'ın attığı golde Tello'nun gol vuruşu kadar Yusuf'un al da at dercesine pası da güzeldi.
Her iki teknik adam da kaybetmemek için değil, kazanmak için hamleler yaptı. Ancak bu hamleler ne çok pozisyon, nede goller getirdi.
Özetle; Beşiktaş, Sivas gibi çok zor bir deplasmandan, iyi mücadele eden bir takıma yenilmeden dönmesini bildi. Maçın hakemi Kamil Abitoğlu da pozisyonlara çok yakındı, çok kararlıydı, futbolcularla diyaloğu çok iyiydi. Taraftardan ise hiç mi hiç etkilenmedi. Bravo hocam! Aynı gazla devam..
Ömer Güvenç