|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
01-04-2009, 09:44 | #1 | ||
Gogo Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 5.649
Tecrübe Puanı: 41 |
Açıkça söylemek gerekirse Mustafa Denizli, Beşiktaş’ın başına geçtiğinde insanın aklında bazı şüpheler oluşmuyor değildi. Her ne kadar son 20-25 yılın en önemli Türk teknik adamlarından biri göreve gelmiş olsa da bir tereddüt sözkonusuydu. Çünkü yükleneceği misyon daha önceki tecrübelerinden belki çok daha zordu ve bunu sağlayabilecek enerjiye, dinanizme sahip miydi, içindeki futbol ateşi hala yanıyor muydu, bilinmezdi. Deneyimi en büyük silahtı ama Manisa ve İran macerasını bir kenara koyarsak 7 yıl uzak kaldığı zorlu bir şampiyonada yarışmacı ruhu takımına aşılayabilir miydi? Bu da büyük bir soru işaretiydi... Ancak Denizli bu takımı kendi yapmamıştı. Oyuncuları transfer eden de o değildi. Sadece devre arasındaki takviyelerde söz sahibi oldu. Mustafa hocanın şu ana kadar sergilediği performans zaman zaman sekteye uğrasa da tatmin edici olmaya başladı. Kafamızdaki soru işaretleri de bir bir silinmeye yüz tuttu. Şampiyonluk mücadelesi veren diğer takımların kulübelerine baktığınızda Mustafa Denizli faktörünün Beşiktaş adına bir avantaj oluşturduğu görülebilir. Sadece Luis Aragones kariyer olarak, Mustafa hocadan daha ileride bir isimdir, ama onun da Fenerbahçe ile kimyasının tutmadığı son yaşananlar ile ortaya çıktı. Tabi bu arada şu günlerde İspanya ile futbolda çok haşır-neşiriz. İnsan ister istemez şöyle geçmişe bakıp, bir düşünüyor. Vicente del Bosque’yi gönderme kararının belki de Beşiktaş’ın bu kadar geri düşmesine önayak olduğunu bir kez daha anımsıyor. Ligdeki şampiyonluk mücadelesi puanlara bakıldığında çok heyecan veriyor. Ancak futbol kısır ve zevksiz. Ama belli bir noktadan sonra takımlar da haliyle iyi futbol oynayıp, kazanmak yerine sadece 3 puana odaklanıyorlar. Bu da belki kaliteyi iyice düşürüyor. Bu nedenle taraftarlar özellikle zirve için yarışan takımlar düşünüldüğünde bu faktörü de göz önüne almalılar. Milli takım için verilen ara takımlar için mini bir devre arası olarak değerlendirilebilir. Ligdeki her ekip belki de bu tatilden yeni bir kimlikle dönecektir. Kalan fikstüre bakıldığında iki derbiyi sahasında oynayacak Beşiktaş’ın işinin hiç de kolay olmadığını görebiliriz. Zaten ligin ilk yarısının bu periyodu Siyah-Beyazlılar açısından kâbus gibi geçmişti. İşte bu noktada iş Mustafa Denizli’ye düşüyor. Deneyimli çalıştırıcının son 9 maçtaki yapacakları onun farkını gerçek anlamda ortaya çıkaracak. Kaan Bora | ||
|
01-04-2009, 09:55 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 | çok güzel yazmış bu 9 hafta bizim kaderimizi belirleyecek | ||
01-04-2009, 13:10 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 32
Mesajlar: 2.678
Tecrübe Puanı: 19 | " Kalan fikstüre bakıldığında iki derbiyi sahasında oynayacak Beşiktaş’ın işinin hiç de kolay olmadığını görebiliriz. " Bence burası saçma olmuş...Bu sene şampiyonluğu derbiler değil,Anadolu takımları ile oynanan maçlar belirleyecektir bana göre ...
__________________ Göklerden daha mavi denizlerden daha derin topraktan güzel kokan ne ola Rüzgardan daha serin başaklardan daha nazlı ay ışığından ılık ne ola Ahu gibi gözleri baktıkça yürek yakan yar ola Cennet bahçesi kokan göğsünde çiçek açan yar ola | ||
01-04-2009, 13:14 | #4 | ||
zɐʎaq ɥɐʎis Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 42
Mesajlar: 11.401
Tecrübe Puanı: 40 | Evet ası önemli olan son 8-9 maç tabiki. Kaldıki en önemli ve zor takımlar da bu haftalarda. Bir zafer kazanmak istiyorsak çok az sayıda puan kaybetmek zorundayız.
__________________ Emre - 1981 - Yeşilköy - Arh + | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |