05-04-2009, 09:32
|
#1 |
Gogo
Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 5.649
| Bir dönüm noktası, bir kırılma noktası, bir tutunma noktası, bir başlangıç noktasıydı bu maç Beşiktaş için. Ligin ilk yarısında da Kayseri mücadelesine değin lider gelmişti Beşiktaş. Ondan sonraki 9 maçta 27 puanın 14’ünü yitirmek gibi çok çok kötü bir yarış çıkarmıştı. İşte buradan gelen endişeyi kırmaktı ilk hedef. Kazanmak yalnızca üç puanı değil yanı sıra güveni, inancı, yarışma gücünü getirecekti, pekiştirecekti.
Kayseri ligin en az gol yiyen takımıydı. Ancak şu da vardı: Bu gol sevmez takım 17 golün 9’unu son 8 maçta yemişti! Son 8 maçın rakamları ve form grafiği káğıt üzerinde Beşiktaş’ı şanslı gösteriyordu. İlk yarının akışı da Beşiktaş’ı öne çıkardı. Ne var ki Beşiktaş, pozisyon üretmede ne denli yeterli ise son vuruşlarda o denli yetersiz kaldı.
Orta alandaki savaşım gücü Beşiktaş’ın daha üstün görünmesine neden olan ağırlıklı faktördü. Beşiktaş’ın hücum etkinliğini artıran önemli faktörlerden biri de Yusuf’un verim gücü oldu. Ancak mücadelenin akışına giderek hakem Özkalfa’nın sarı kart ölçümleri de damga vurdu. Toraman’a daha başlangıçta gösterdiği sarı kart da, Ali Turan’ı sahadan çıkaran ikinci sarı da kolay gösterilecek kartlar değildi. Özkalfa’nın bir de korner atışı yapan oyuncunun topla 2 kez oynamasını göremeyişi var ki...
Beşiktaş rakibine kendini kabul ettirmesinin yanı sıra 32. dakikada bir kişi fazla oynama avantajını yakaladı. Gol olanaklarını değerlendiremediği gibi eksik oynadığı halde açılarak gol arayan rakibinin yapısını da değerlendiremedi Beşiktaş. Giderek tempo yitirdi. Denizli, maçtaki tek olumlu hareketi gol pası vermesi olan Özkan’ı alıp, milli maç ve yol yorgunu saydığı Holosko’yu sahaya sürdü. Sonra öteki yorgun Tello sahaya girdi. Ne var ki Beşiktaş tutukluğunu atamadı.
Sanırım yarışın gerginliği Beşiktaş’ı olumsuz etkiliyor. Bu hali başına dert açabilir. Güven Taner |
| |