Beşiktaş İnönü Stadı, gündüz maçında Sivasspor'un Gaziantepspor'a mağlup olmasıyla şampiyonluk kutlaması yapılacak kıvama gelmişti. Taraftar görüldü ki karşılaşmaya takımdan daha iyi konsantre olmuş. Mustafa Denizli'nin tek eksiği Nobre'ydi. Luis Aragones ise özellikle defans bloğunun göbeğindeki önemli oyuncularından mahrum bir kadroya sahipti. Beşiktaş geri dörtlüsü yerli iken diğer bölgelerde yabancılar görev yaptı. Başlama düdüğünden sonra anlaşıldı ki lider Sivasspor'un puan kaybetmesi Beşiktaşlı futbolcuları strese sokmuş. İlk yarı boyunca Ekrem Dağ ve Ernst'ten başkası 'yalan dünya'yı söyler gibiydiler. Oysa beklenen, yakalanan avantajı kullanmak adına Siyah-Beyazlı futbolcuların mücadeleye fırtına gibi başlayacaklarıydı.
Büyük olarak anılmanın gereği olarak Fenerbahçeli futbolcuların prestijlerini koruma adına sahada ortaya koyacakları, doğru düşünenlerin teziydi. İlk 45 dakikada Beşiktaş her şeyi halletmiş, formalite maçı oynar gibiydi. Rüştü tecrübe ve yeteneğini ortaya koymasa ilk yarı sonucu daha farklı olabilirdi. Sarı-Lacivertliler 33'te sıkça yaptıkları kontraatakların birini gerçekleştirdi. İkili mücadelede faul kararını hakem yerine Gökhan Zan verince ve de Güiza düdük sesi duymayınca Rüştü'nün üzerinden takımını öne geçiren sayıyı skorborda yazdırdı. Burada yapılan itirazların hiçbir anlamı yokken bir de Gökhan 'a gösterilen sarı kart işin tuzu biberi oldu.
Mustafa Denizli'nin defans bloğunu kalesinden uzakta kademelendirmesi ve Sivok'un ileri çıkışlarına kısıtlama getirmesi, 'işi sağlama'almak anlamını taşıyordu. Kötü futbolu, geçmiş maçlarda 60'tan sonra yaşanan üstünlük getirme beklentisi örtbas ediyordu. İkinci yarıda sahada Gökhan Zan ve Delgado'nun yerine Cisse ve Yusuf vardı. Sivok defans, Yusuf orta sahada yer aldı. Beklentileri doğrular anlamda ikinci devrede daha hareketli bir Beşiktaş seyredildi. Ancak 54'te, kenarda 2-3 dakika topla oyalanan Ali Bilgin'e müdahale edilmedi. Onun kestiği topla kafasını buluşturan Semih takımını iki farka taşıyan golü atmakta zorlanmadı.
İleride doğru dürüst pas alamayan Holosko, hırsını adalelerine yansıtınca yarı sahasından aldığı topla gidip 18 çizgisi üzerinden attığı sert şutla Volkan'ı mağlup etti. Gol, sahadan çok tribünleri harekete geçirdi. Şampiyonluk yolunda yakalanan şansı, kötü futbolla değerlendirmek zordu. Mustafa Denizli için söylenen 'şans' ve onun sarfettiği 'hayatlarında bir baltaya sap olmayanlar' hikayeleri ve de dedikodular havada kaldı.
Atıf Keçeci