Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Makaleler

Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform.

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 02-06-2009, 08:19   #1
 
OutKast - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
kanadımda hançerim

Düşerken kendine tutunur Beşiktaşlı yürekler Yeri gelir ateşte üşür, yeri gelir suda yanarlar! Bir düştü, bin kalktı Kara Kartal, yine sadece kendine tutundu, küllerinden doğmayı bildi.


Beşiktaş mağrur duruşuyla şanlı tarihine "ikiz kule" dikmenin onurunu ve gururunu yaşarken, doğal olarak medyanın her milimetre karesinde ayrı bir şampiyonluk hikayesi okuyacaksınız... Buna da saygımız sonsuz ama burası Fotomaç, şampiyonluk hikayesinde de farkını fark ettirmek gerek. Yüreklere hitap eden bir şampiyonluk öyküsü olmalıydı bu sanırım Click the image to open in full size.öyle de oldu.Madem yüreklere hitap edeceğiz öyleyse, önce o yürekleri, dosta düşmana bir anlatalım ki, unutan hatırlasın, bilmeyen öğrensin isyancı yüreklerin başkaldırısını.. "Beşiktaşlı olunmaz, Beşiktaşlı doğulur" denir ya, işte bu "ikiz kule hikayesi" biraz da, bunun hikayesidir... Beşiktaşlı yürekler farklıdır.. Ne Schalke'yi yaşama bağlayan maden işçilerinin ateşli sevdaları anlatabilir Beşiktaşlı'nın takımına duyduğu sevgiyi, ne de Franco'ya karşı direnişi simgeleyen Barça'lıların mağrur duruşları... İskoçya'da Protestan cemaatinin kendini ifade etme biçimi diye öne çıkan Rangers'ın veya Katolikler'in aynı yere oturttuğu Celtic'in taraftarına sunduğu kimlik de sönük kalır "Beşiktaşlı olunmaz Beşiktaşlı doğulur" diyenlerin sevdasının yanında. Yüreğinin ortasında haksızlığa isyan vardır Beşiktaşlı'nın... Yeri geldiğinde, kendi lehine verilen penaltı ya da rakibe gösterilen bir kırmızı karttan sonra dahi "Eyyamcı hakem" diye bağırabilen bir yürektir bu... Kümede kalma mücadelesi yaptığı sezonda "altın çamura düşse bile değerinden bir şey kaybetmez" dercesine, "Başın öne eğilmesin aldırma Kartalım aldırma" diye dimdik sevdasının arkasında duran Beşiktaşlı, tırnaklarıyla kazıyarak ulaşmıştır türlü zaferlere, rüzgarı arkasına alarak değil. Tıpkı bu sezon olduğu gibi.. Kıvırma payı yoktur Beşiktaşlı'nın kumaşında!.. Bırakın sahadaki futbolcuyu, yeri geldiğinde tribündeki seyirciyi bakışlarıyla yerine çivileyen Baba Hakkı duruşudur bu.. Rakipleri "En çok benim taraftarım var" diyerek ülke nüfusunu Çin'le karıştırırken, Beşiktaşlı yürekler, "En çok ben severim" diyerek en büyük gururun resmini asmaktadır gönül duvarlarına. Küllerinden doğmak, düşerken yalnız kendine tutunmak Beşiktaşlı yüreklerin, bazılarınca hiç anlaşılamayacak olan hasletlerindendir.. Her şampiyonluğu, bir başkaldırı, bir isyan, bir destandır, alın teri kokar, başka bir şey değil.. Haksızlığa karşı durmayı boyun borcu sayanların isyan ve destan günleri kutlu olsun diyerek geçelim "ikiz kulelerin" masalsı destanının detaylarına. Önceki sezon şampiyonluk yarışı son haftalarda ciddi teknik adam yanlışlarına rağmen kaybedilmesine rağmen Ertuğrul Sağlam'a güvenen başkan Demirören, "Durmak yok, yola devam" derken, yeni sezonda şampiyonluğun geleceğine çok inanıyordu.. Başkanın tam desteğiyle Avusturya kampına başlayan Sağlam, mükemmel bir ortamda yeni sezon hazırlıklarını sürdürürken, geminin iki kaptanının yanlış sulara dümen kırıp birbirine girmesi üzerine ne yapacağını şaşırıp kenara çekilirken, olayın sevk ve idaresini de menajer Sinan Engin'e bırakmış oluyordu. Çok açık ve net bir şekilde söylemeliyim ki, Sinan Engin tecrübesinde bir menajerin, daha ilk tartışma yaşandığında müdahale edip çözmesi gereken kar tanesi, üst üste yapılan hatalarla bir çığa dönüşüyordu. Delgado'nun ateşlediği fitil bir anda etrafı da tutuşturacak şekilde alev almıştı. Evet kavga edenler iki kaptan Üzülmez ve Toraman'dı ama benzine çakmağı çakan da bu olayın ardından kaptanlığa getirilecek olan Arjantinli idi... Bilineni tekrara gerek yok orası malum fakat şu detaylar, tarihe not düşmek açısından çok önemli. Bir gün önce terlikle dolaştığı için Üzülmez tarafından uyarılan Delgado, ertesi gün Toraman'ın salona terlikle indiğini görünce kaptanına dönüp "Uyarıların sadece benim için mi" diyordu. Sonrası bildik hikaye.. Üzülmez'den sert uyarı, Toraman'dan cevap ve itiş, kakış.. Buraya kadar yaşanan süreç bir anlamda hayatın akışına uygun görünse de sonrası için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil... Normalde Sinan Engin tecrübesinde bir menajer, iki futbolcunun odalarına gider, onar dakika görüşür ve klasik deyimiyle öpüştürüp barıştırırdı. Ne var ki bu olayda böyle davranmadı Engin. Tecrübeli menajerin bu olayı hafife alan tavrı, ilk tartışmanın üzerinden yaklaşık 3 saat, bir antrenman ve bir de yemek geçtikten sonra bile ikinci patlamanın yaşanmasını önlemeye yetmiyordu. Her neyse, bu bir kavgaydı her takımda olabilirdi.. Önemli olan kol kırılsa bile yenin içeride kalması ve olayın duyulmamasıydı. Öyle olmadı.. İki gazeteye yansıdı bu kavga... Böylece hatalar zinciriyle daha sezon başında Kartal'ı kanadından hançerliyordu. Ertesi gün bir gazetede manşet, diğerinde tek sütun denebilecek türden yer alan kavga haberi üzerine herkes Sinan Engin'in "Büyütülecek bir şey yok, her ailede olur böyle şeyler" türünden bir açıklama yapmasını beklerken, Engin bu beklentileri boş çıkarıyordu. Kavgada arada kalmıştı ve çok etkilenmişti. Belki bu psikolojiyle yanlış tavır takındı burası tartışılır ama bir boks maçı anlatır edasıyla konuşuyordu Engin ve bu ciddi bir yanlıştı.. Tüm detaylarıyla kavgayı anlatıyor ve "Beni yere yatırdılar, üç kişi tutamadık. 10 dakika kavga ettiler!" diyordu.. Engin, kendine göre doğru ama bu satırların yazarı dahil birçok kişiye göre yanlış bir yöntemle sorunu sevk ve idare etmiş ve istemeyerek de olsa problemin büyümesine sebep olmuştu. İki futbolcu, ilk uçaklarla, üstelik farklı havaalanlarından İstanbul'a gidecekti... Sinan Engin'in bulduğu tek çözüm buydu.. İki kaptan ayrılmış ve en hafif deyimiyle Kartal'ın kanadına daha sezon başında bir hançer daha saplanmıştı. Gerçek anlamda garip bir durumdu bu. Doğal olarak abartılı iddialar da yazılıp çiziliyor ve yeni transferler Sivok ile Zapo'ya yer açmak için savunmada adam eksiltildiği dahi ileri sürülüyordu... Allah'tan kampın geri kalan bölümünde bir tatsızlık olmadı ve yenisiyle, eskisiyle futbolcular inanılmaz şekilde kaynaşarak, hatta işi sulandırıp ben dahil gazetecileri de ıslatarak, müthiş bir arkadaşlık ortamında "Büyütülen" kavgayı unuttular ve unutturdular. Bir süre sonra olayın başından itibaren yanlış tavır takınan Sinan Engin ve Ertuğrul Sağlam biraz da baskıların etkisiyle olayın tatlıya bağlanması için çaba harcamaya başladılar. İki İbrahim'in camia ile birlikte başkan, Sağlam ve Engin'den özür dilemeleriyle kopma noktasındaki ilişkiler yeniden düzene giriyordu. Bu havada başlayan ligin ilk maçında, Antalya deplasmanında 2-0 geri düşüp kâbus gördükten sonra son dakikalarda attığı gollerle 3-2 kazanan Kartal her şeye rağmen lige de iyi başlamış oluyordu. Sonra Konya galibiyeti, Trabzon beraberliği derken, UEFA'da geçilen ilk kolay turun ardından Metalist Kharkiv hezimeti şemsiyeyi bir anda tersine çeviriyordu. Büyük umutlarla UEFA Kupası'nda yoluna devam eden ve ilk turu geçen Beşiktaş, Ukrayna temsilcisi Metalist Kharkiv'e eleneceğini aklının ucundan bile geçirmiyordu. İlk maçı kazanan Kartal rövanşta işinin çok zor olacağını düşünse de turu geçeceğine inanıyordu ancak öyle olmadı. Rakip çok koşuyordu ve Beşiktaş sahaya mutlaka savaşacak bir 11 ile çıkmalıydı. Birçok kişi böyle düşünürken Ertuğrul Sağlam sistemini çıtkırıldım Delgado'nun üzerine inşa ederek tarihi bir hata yaptı. Beşiktaş tam dört gol yiyerek Avrupa'ya yine erkenden el salladı ve ardından kıyamet koptu. Başkan maç nedeniyle zaten Ukrayna'daydı ve orada eski bir dost olduğunu hatırlaması zor değildi. Demirören anında karar verdi ve kabul etmeyeceğini bile bile Lucescu'yu aradı... Beşiktaş'ın başına geçmesini teklif etti. Lucescu tam da başkanın beklediği gibi "Gelemem!" cevabı verdi ama bu sorun değildi. Söylediğim gbi başkan buna hazırlıklıydı ve gerçek niyeti Lucescu'yu takımın başına getirmek değil onunla görüşerek gündemi değiştirmekti. Öyle de oldu. Gündem değişti ve UEFA'ya veda etmenin şoku neredeyse tamamen unutuldu. Başkanın hesabına göre birkaç gün sonra Ertuğrul Sağlam da yaşananları unutacak ve her şey eskisi gibi olacaktı... Olmadı... Ertuğrul Sağlam kendine yakışanı yaparak "Tazminat bile istemiyorum" diyerek gitmişti Hata yapma lüksü olmayan başkan Demirören, "göz önündeki" en kariyerli yerli teknik adamı gözüne kestirince Beşiktaş-Denizli aşkı başlamış oluyordu... Evet, Galatasaray, Fenerbahçe derken, Denizli renklerine aşık olduğu Beşiktaş'taydı.
__________________
Click the image to open in full size.
|'' Beşiktaş İçin Gerekirse Sahada Kanımı Bile Akıtacağım '' R.Quaresma |
OutKast Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 14:29 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580