Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Makaleler

Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform.

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 11-07-2009, 11:51   #1
 
Mehmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
fb Topuz'u 3.Kupa Sandı

Bu Bir Haber1903 Röportajıdır..

---Sanat hayatına atılan kişilerin sanatla buluşmalarının ilginç hikayeleri vardır? Siz kendi serüveninizi anlatır mısınız?
Benim oyunculuk mesleğini seçmemdeki en büyük etken zaten ortaokuldaki öğretmenim oldu. O yönlendirdi beni. Sonra ailemden oyuncu olmam konusunda çok büyük destek gördüm. Genelde aileler pek çocuklarının oyunculuk yapmasını istemezler. Boşver ya onlar macera ne işin var öyle işlerde derler ama bizde tam tersi oldu. Belki biraz da o dönem Harp Okulu imtihanlarına girmeyi de kafama koymuştum. Yani pilot olmak istiyordum. O zamanki prosedür de öyleydi. Türk Hava Yolları"nda bir yolcu uçağı kullanabilmeniz için Hava Kuvvetleri"nde belli bir saat, hatta birkaç bin saat uçuş tecrübeniz olması gerekiyordu. Ordan emekli olma hakkına sahip olunca, Türk Hava Yolları"na geçiş yapabiliyordunuz. Ben o ideal üzerine acaba böyle bir şey yapabilir miyim diye düşünmüştüm. Sonra annem falan evhamlandı. Aman havacılığı boşver oğlum, sen tiyatrocu ol. Sonra da ailemin yönlendirmesiyle bu mesleğe girdim. Pişman değilim iyiki de yönlendirmişler.

---Birçok ünlü duayenle çalıştınız? Sanatçı kendi yolunu çizer ama size yön veren kişiler mutlaka olur? Sanatını örnek aldığınız birisi varmı?Click the image to open in full size.
Bizim meslekten duayen olarak tabir edeceğimiz daha doğrusu duayen sözcüğünü de burada açmak açıklamak lazım. Duayen bir mesleği icra eden en yaşlı kişi en tepedeki kişi demek. Yani zirvedeki artık. Mesela dünyada beyin cerrahı dediğiniz zaman duayen Gazi Yaşargil. O en yaşlı ve işini en iyi yapan doktor. Bizde de meslek duayen olarak, benim hocam olmasından her zaman onur duyduğum Cüneyt Gökçer"dir. Kendisi Konservatuar"da hocamdı. Müşvik Kenter"i kendime çok örnek aldım. Benim için Cumhuriyet Türkiyesi"nin yetiştirdiği en büyük iki aktörden biri. Allah ikisine de uzun ömür versin. Onun dışında çok çok deneyimli oyuncularla da çalıştım. Rahmetli Yalın Tolga. Genç kuşak belki bşlmez ama olağanüstü bir aktördü. Anthony Hopkins gibi oyuncuydu. Baykal Saran, Macit Flordun -Tardu Flordun"un babası- rahmetli. O da çok büyük bir aktördü. Onlarla birlikte çalıştığınız zaman insan ister istemez o meslek büyüklerinden etkileniyor.
---Her tiyatrocunun hayalidir farklı rolleri oynamak. Zafer Algöz her rolün adamı dersek yanlış olmaz. Bir rol ile insanları kahkahalara boğarken ustaca kullandığı mimikleri ile birden dünyanın en ciddi adamı olmayı başarabiliyor. Bunun için özel bir çaba sarfediyor musunuz?
Özel bir çaba sarfediyorum tabii. Çünkü belli bir kalıbın oyuncusu olmak istemiyorum. Bir adam bir rolle başlıyor, sonra hayatının sonuna kadar o adam olarak tanınıyor. İş tabii ilerleyen zamanlarda daha zor bir aşamaya geliyor. Kendinizi yenilemek zorundasınız. Yaa bu adam da yıllardır hep aynı şeyi oynuyor dememeleri lazım. Bu anlamda oyunculukta hep jöne soyundurulmuş ya da jöne yönlendirilmiş oyuncular kendilerini tekrarlar, hep aynı şeyi oynarlar. Onlardan hep bunu beklerler.
Benim hayatım boyunca jön olmak gibi bir imkanım olmadığı için, benim değişik, enteresan, farklı, zor-çıkarması zor rollerin adamı olmayı tercih etmeliydim. Çünkü benim kendi tercihim olduğu için.
Zagadakiler bir tipti. Bir TV programında araya eklenmiş tiplerdi. Çoğu benim yarattığım, doğaçlama olarak bir tekrarda çekilmiş bölümlerdi. Genelde konuyu seçip üstüne doğaçlama olarak ekliyorduk. Bazılarında gülüp dağılıyorduk. Ama hiçbir zaman orada yarattığım tiplerin arasına yerleşip kalmak istemedim. İstedim ki oyunculuk yolculuğunda farklı farklı mecralardada olayım. Kötü adamda oynadım, yeri geldi özürlü birini, yeri geldi komik birini oynadım. Oyunculuk serüvenimde benim karakterimin dışındaki oyunları oynamayı tercih ettim.
--- Her rolün adamı olmaktan bahsettik. Dram ya da komedyen oyunculuğu hakkında ne söylemek istersiniz?
Bizde komedyen ya da dram oyuncusu diye bir ayırım var. Oysa böyle bir ayrım yok. Komedyen Fransız kökenli bir sözcük ve herşeyi oynayan aktör demek.O yüzdende dünyanın en büyük oyuncuları herşeyi oynayan aktörlerdir. Robert De Niro"da benim için çok büyük komedyendir. AlPacino"da çok büyük komedyendir. Robbie Williams"da öyledir. Ama bu dediğim gibi bizdeki gibi sadece insanları güldüren filmlerde değil, insanları hem güldüren hem hüzünlendiren farklı rollerde görebileceğimiz oyuncular. Onlar da kendi tarzlarının dışında farklı işlere soyundukları için, dünyada değerleri hiçbir zaman kolay kolay kayblup gitmiyor. Ben inanıyorum ki bu insanlara yılda 50 tane senaryo geliyor. Ama onların ancak 2 senaryodan haberleri oluyordur. Çünkü o da artık bir star olduğu için, etrafında ondan para kazanan bir mecra var. Bağlı olduğu birimler var. Onlar senaryoları değerlendirip, sanatçının oynamadığı rolleri seçiyorlar.
Benim için oyunculuğun piri Charlie Chaplin"dir. En büyük imparator O"dur. Hele sessiz sinemada bunları yapabiliyorsa o dönemim şartlarına göre. Çünkü bir filmi bütünüyle yönetmek (oynamak, castingini yapmak, müziklerini bestelemek, montajını yapmak, pazarlamak vs.) on numara marifet.
--- Sizce komedinin tarzı nasıl olmalı? (Recep İvedik gibi mi? Cem Yılmaz gibi mi? Bir de inkar edemeyeceğimiz Kemal Sunal gerçeği var!)
Şimdi bizde komedyen dediğimiz zaman bu mecrada çok farklı oyuncular var. Yani yaşayanlar var, rahmetli olmuş olanalar var. Mesela Öztürk Serengil"de benim için çok önemli bir komedyendir. Vahi Öz"de öyleydi. Sadri Alışık"ta öyleydi. Sadri Alışık çok olağanüstü bir aktördü. Çünkü herşeyi oynayan adamdı Sadri Abi. Günümüzde de komedyen olarak görebileceğimiz bende dahil olmak üzere belki 100-150 tane adam var. Ama şimdi bir tatlı reyonuna baktığınız zaman su muhallebisi de tatlı olarak geçiyor, Antep usülü bir havuçta tatlı olarak geçiyor. Bu beğeniye ve insanın aldığı lezzete bağlı olan birşey. Ben bu mecra içerisinde herkesin yaptığı işe saygı duymakla beraber belli bir zekaya hitap ettiği için, ucuz ve belden aşağı vurmadığı için, seviyesizliğe prim vermediği için Cem Yılmaz"ı her zaman bir numara gördüm. Her zaman yeteneklerine hayran olduğum, on parmağında on marfet olan, birçok insanın bilmediği yeteneklere de sahip olan biridir. Bence onun yaptığı komedi Türkiye"de birinci sınıftır. Reklamlar"da da etkili oluyor, başarılı. Yazıyor herşeyi ile uğraşıyor. Hatta Kristal Elma"da kendi yapmış olduğu Cingle müziği ile en iyi reklam cingle ödülünü aldı.
--- Cem Yılmaz"la ortak projeleriniz var mı Arog"daki gibi?
Cem"le Arog"ta beraber çalıştık. Şimdi"de Temmuz ayı ortalarına doğru kovboy filmine başlayacağız. Orda"da oynayacağım. Vahşi Batı ismi. Kadro mükemmel. Arog"daki kadrodan 4 kişi kemik olarak devam ediyor. Cem Yılmaz, Ozan Güven, Özkan Uğur ve ben. Onun dışında konu olarak bildik kovboy filminde olan olan herşey var. Ama olaya Türk usülü bir komedi, kovboy filmi olarak bakmak yanlış olur. Çünkü evrensel ve çok güzel bir hikaye var. Cem öyle eneteresanki, onun kafasında devamlı 2-3 film senaryosu olur. Neşelendiği anda abi bak seneye şöyle bir film yapacağız deyip, baştan sona o filmi sana anlatır. Aslında bu filmle ilgili de büyük bir sürpriz bekliyorum. Bunu da çalmışlar diye birileri çıkar ortaya. Kovboy filmlerinden çalmışlar. Neyi çalmışlar? Burda da bar var! Kovboy filmi işte, ne bekliyorsunuz. Bizde başarılı olduğun zaman seni mutlaka cezalandırırlar. Elin oğlu geldiğinde baştacı olur. Bizden biri başarılı olduğu zaman hemen hasetlenirler. Hemen arkasından çamur atarlar. Ne zaman ki adam ölür. Öldükten sonra kıymeti bilinir.
Şimdi mesela güncel birşey söyleyeceğim. Beşiktaş yeni bir transfer yaptı. İspanya"dan yabancı bir oyuncuyu -4 yılda 85 tane gol atan bir oyuncuyu- transfer ediyor deseydik, şu anda emin ol havaalanının önünde 15km kuyruk olurdu. Bütün TV, basın yayın oraya giderdi. Ama o dört yılda 85 gol atmış çocuk Nihat Kahveci bizim evladımız olduğu için eee ya diyoruz. Kendisi benim için Türk futbol tarihinde yurtdışına gidipte başarısını en zirveye taşımış tek oyuncudur. Dünya"nın en pahalı Ligi"ne gideceksin. Orada 4 sezon top oynayacaksın, 85 tane gol atacaksın. Hele Real Madrid"i ve Barcelona"yı hiç boş geçmeyeceksin. Dünyanın başka yerinde adamın heykelini dikerler.
Geçtiğimiz sene sakatlık geçirdi fakat bu sene Beşiktaş seyircisinin o muhteşem nefesiyle oynar. Uçurur o Beşiktaş"ı. Euro 2008"de üst üste attığı 2 golde kalbim duruyordu. Biz o zaman Arog çekimleri için Afyonda idik. O maçı otelin TV salonunda bütün ekip dev ekranda otel müşterileriyele birlikte, kalabalık bir ekip olarak seyrediyorduk. Maç 2-0"a gelince tansiyon yükseldi. Maç o skordan 3-2"ye geldiğinde otelde masa, sandalye, bardak, tabak hiçbirşey kalmadı. Herşeyi havaya attılar. İnanılmaz bir coşkuydu. Nihat kardeşim inşallah, aynı mutluluğu Beşiktaş"a da yaşatır.
--- Türk sinema sektörünü nerede görüyorsunuz. Bu endüstri Türkiye"ye birşeyler verebiliyor mu?
Click the image to open in full size.Dünya"da Amerikan sinemasının mağlup olduğu tek gişe, Türk gişeleri oldu. İş öyle bir hale geldi ki Amerikan filmleri Türkiye"deki vizyon tarihlerine bakarak seçim yapıyorlar. Mesela aman bizim filmi Cem"in filminin çıktığı haftaya koymayın diyerek tedbir alıyorlar. Recep İvedik"in, Muro"nun karşısına çıkmayalım diyorlar. Öyle olması çok güzel. Diğer taraftan gişeye dönük olmayan sanatsal anlamda da güzel şeylere imza atıyoruz. Nuri Bilge Ceylan çok iyi bir yere geldi mesela. Ben filmlerini ağır buluyordum ama Üç Maymun filmi iyi olmuş. Kendisinin mükemmel bir gözü var. Çok iyi bir fotoğraf sanatçısı olduğunu biliyorum. Bulunduğu yerden ilerilere gitmeye layık biri. Ha keza Fatih Akın, Ferzan Özpetek, Selim Demirdelen, Zeki Demirkubuz, Berkun Oya. Bizim alt kuşaktanda çok iyi ismler gelmeye başladı. üniversite gençliği emin adımlarla geliyor. Gişe anlamında başarı Eşkiya ile geldi. Sınırlı kopya ile çıkmasına rağmen büyük ses getşirdi. Sinema o filmle kendi özdeğerlerine dönmeye başladı. Bize ait samimi insan hikayeleri yaparsak, bu insanlar gelip gişede o filmleri izliyorlar. Buna yatırım yapılır duygusu oluştu. Ağır Roman yapıldı. İstanbul Kanatlarımın Altında çekildi. Uğur Yücel"in de büyük katkıları oldu sinemaya mesela. Yazı Tura filmi de çok güzel bir filmdi. Biz Yahşi Batı için gişeye gireceği tarihte ne var diye baktık. Yabancı filmlere yer yok. O zaman sektörde biz bir canlılık yakalamışız. Önemli olan bu sektörü yaşatmak ve ileriye taşımak.
--- Beşiktaş"ın yaşamınızdaki yeri nedir?
Beşiktaş Kara Sevdam. Vallahi Kara Sevdam. Hakikaten tarifi imkansız birşey. Sadece şunu anlatayım. Birgün Harem"den araba vapuruna binip karşıya geçerken bir pazar gecesi.. Boğaz"da müthiş bir uğultu duymaya başladım (Lay lay lay layyyyyy ooo Beşiktaş). Müthiş bir tezahürat geliyor. Yaa diyorum, arabada beklerken biri radoyu mu açtı dedim. Bir anda aklıma geldi. İnönü Stadyumu"nun sesi Harem"de yankılanıyordu. Dedim ki Alllah"ım iyi ki Beşiktaşlıyım. Gurur duyuyorum.
Beşiktaş bizi hep ağlattı ya. Mutluluktan da ağlatttı, üzüntüden de ağlattı. Siyah ve Beyaz yani. Bir Beşiktaşlı"da olan bir vasıf var ki, dünyadaki hiçbir takımda belki de yoktur. Beşiktaş"lı olmanın olmazsa olmaz özelliği ADİL olmaktır, ADALETLİ olmaktır. İşte ben o yüzden Beşiktaş aşığıyım. Beşiktaş taraftarı haketmediği bir başarı ile sevinmek istemez. İsim vermiyim, başka takım taraftarı arkadaşlarım bunla gurur duyuyorlar.Biz para veririz, alırız, bağlarız diyorlar. beşiktaş taraftarı insanlar arasında din, dil, ırk, soy ayrımı yapmaz. Onun için önemli olan pasaport Beşiktaş"lı olması.
--- Beşiktaş taraftarını nasıl buluyorsunuz?
Türkiye"nin değil, Dünya"nın da gündemini takip eden ki o da Beşiktaş takım profilinden, takım kimliğinden kaynaklanıyor. Aklı başında okuryazar insanlar. Ben iddia adiyorum Türkiye"de futbolu bilen tek takım taraftarıdır Beşiktaş Taraftarı. Eto"yu İspanya"da maymun diye ıslıkladılar. Adam maçı terketmeye kalktı. Beşiktaş taraftarı 3 gün sonra hepimiz Eto"yuz diye pankart açtı. Beşiktaş taraftarı adil omayan herşeye kendine de karşı yani. Özü de o"dur zaten. Üstelik bunu biz söylemiyoruz. Yurtdışından gelen arkadaşlarımız dostlarımız var. Mesela Fransa"dan Döni diye bir arkadaşımız vardı. Türkiye"de 2 sene kaldı. fanatik Auxerre taraftarıydı. Futboluda iyi biliyor. Bulunduğu sürede birçok takımın maçına gitti (Beşiktaş, F.Bahçe, G.Saray). Sonra dedi ki: "Ben Beşiktaşlıyım". "Ben dünyada böyle taraftar görmedim" dedi. Dünyanın en büyük madigal korosu. Ve daha sonra Fransa"ya gitti. Gidince bile Sergen"i sordu. Mösyö Sergen ne yapıyor diyor. Yine oynuyor mu sakat mı? Kendi takip ediyor. Hayranıydı Sergen"in. Sonra İtalyan La Republica Gazetesi"nin Dış İlişkiler Müdürü var. Adı Carlo. O"da arkadaşım. Karısı Türk olduğu için O"da Türkiye"ye gelip gidiyor. Sampdoria taraftarı. O"nu da bir defa maçımıza getirdik. O da aşık oldu. "Zaten söylemiştin gelmeden önce Bak bu taraftarı görünce aşık olursun diye. Haklıymışsın" dedi.
---Alen Markaryan ile iyi dost olduğunuzu duyduk. Çarşı grubuyla o muhteşem coşkuyu bir arada yaşama fırsatı buldunuz mu?
Çok sevdiğim bir arkadaşım. Arada beraber giderim maçlara. Ben Çarşı tribününde maç seyredemiyorum ne yazıkki. Çünkü ben orada oturursam, bağırıp çağırmak durumunda kalıyorum. Bu sefer ertesi gün oyununuz oluyor, çekiminiz oluyor. Ses deforme olunca olmuyor. O zaman karşı taraftan Kapalı tribünü görecek bir yere oturuyorum. Hayranlık içerisinde onları izliyorum. Bazen yabancı maçlarda hakemin ve oynayan oyuncuların, o tezahürattan korktuğunu görüyorum gözlerimle. Ürküyor adamlar.
Stefan Gerard Liverpool"u yendiğimiz 2-1"lik maçtan sonra demişki: "Ben böyle atmosferde top oynamadım." Bunu Liverpool"un kaptanı söylüyor. Liverpool"un efsane Cup tribünü bile ellerini kovuşturup 90 dakika bizim taraftarı seyretti. Ses çıkaramadılar. Bizimkiler susmadı ki hiç. Demiş ki İngilterede de, bu çok güzel bir deyim ya: "Kendimi kaynayan bir volkanın çukurunda top oynuyorum sandım. insanlar bağırdıkça sanki biraz sonra aşağı doğru akacaklar hissine kapıldım." Hakikaten maçtan sonra bizim taraftarı alkışlamıştı. Ama ne kadar centilmen. Maçtan sonra bizim takımın taraftarını parmağıyla gösterdi ve büyüksünüz dedi.
---Beşiktaş bu sene şampiyon oldu ve kupayı aldı. Takımla iligli düşünceleriniz nelerdir? Gelecek sene ne yaparlar sizce?Click the image to open in full size.
Bu sene şampiyon olduk diye herşeyi unutalım, boşverin bunları konuşmayalım noktasında değilim. Çünkü Beşiktaş"ın uzun yıllardır hakemler tarafından bilinçli bir şekilde engellendiğini iddia eden biriyim. Maçı gidip stadyumda seyrediyorsunuz. Stat"ta gözlerinizle gördüğünüz olay başka, televizyonda size gösterilen başka. Televizyonda sadece topun olduğu alanı gösteriyorlar. Oysa geniş bir alanda ben nelerin olduğunu görebiliyorum. Şimdi bir hakem, oyuncular hep taç atışı atarken, 2 metre kar ederler ve bunu görürler. Senin oyuncun 2 metre yürüdü diye taç atışını karşı tarafa veriyorsan, karşı rakip atarken de ona ses çıkarmıyorsan, o zaman Beşiktaş taraftarı çıldırıyor. Diyor ki; niye çifte standart yapıyorsun. Ya da adamı üçe üç yakalamışsın, kontra atağa çıkmışsın. O arada biri sana faul yapıyor, devam ettirse gol olacak (avantaj uygulasa). Hemen düdük çalıyor. O zaman kart göster. Zaten eyyamcı hakem ya da senin üstüne oynayan hakem hemen davranışlarından belli oluyor. Bu senede bazı maçlarda hakemlerin ince operasyonlarını gördüm. Herşeye rağmen Beşiktaş"ın kazandı diyebileceğim birçok maçı var.
Burada Beşiktaş yönetimin yaptığı en akıllı iş, Mustafa Denizli gibi Türkiye"nin en soğukkanlı teknik direktörü getirmeleriydi takımın başına. Mustafa Abi"yle de bir dostluğumuz vardır bizim. O"nun abisini daha da iyi tanırdım. Bir kere gerçek bir Beşiktaşlıdır zaten Mustafa Denizli. Hakikaten çok soğukkanlı bir adam. Sakin, sabırlı, İstediğini alan bir hocadır. O yüzden Beşiktaş yönetimi çok doğru bir tercih yaptı. Birde çok iyi ve doğru yerlere transfer yaptılar. Ernst ve Yusuf takıma çok iyi katkı yaptı. Yusuf takımda adeta bir orkestra şefi vazifesi gördü. İbrahim Toraman"da müthiş özverili oldu. Aslında neyi başardılar,takım olmayı başardılar. Ligin bitimine 9-10 hafta varken biz daha gerilerdeydik. Arkadaşlara biz şampiyon oluruz dedim. Sende bizi dolduruyorsun dediler. Nerden çıkardın dediler. Bir maçta; "Bak dedim maç berabere. Maçın bitmesine 30 dakika var. Bizimkiler öne geçti ve takımın hepsi yedek kulübesinde ayakta. Herkes birşeyler söylüyor arakadaşlarına. O zaman yedeklerde senle aynı heyecanı paylaşıyorsa, sen takım olmuşundur artık" dedim. Şimdi Ş.Ligi"ne direk katılarak dişimize göre takımlarla mücadele edeceğiz. Ordan birinci ya da ikincide çıkabilirsin. İyi transferler yapmamız lazım. Nihat bence doğru transfer.
--- Gökhan Zan"ın gitmesine ne diyorsunuz? Mehmet Topuz transferi hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Ben Gökhan"ın gitmesine sevindim şahsen. Ertuğrul zamanında top Gökhan ve Baki"ye geldiği zaman benim ödüm kopuyordu. Her an bir hata yaparlar diyordum ve yapıyorlardı. Gökhan"ın gidişi sansasyon yaratmadı, canlı bomba gibiydi çünkü. 10 maç yoksun bir maç varsın. Futbol istikrar oyunu. İbrahim Toraman takımın ihtiyacı olduğu anda sakat sakat oynadı, takımın böyle oyunculara ihtiyacı var.
Mehmet Topuz konusunda, Beşiktaş iki kupayı alarak şampiyon oldu neticede O yüzden F.Bahçe M. Topuz"u üçüncü kupa olarak gördü. İki kupayı almış rakibim. Üçüncü kupayı ben kaptırmayayım dedi. Hayırlı olsun. Ben söylüyorum Ali Bilgin gibi Kulübe Kaptanı olur Fenerbahçe"de. Çünkü F.Bahçe taraftarı yerli oyuncuya hayatta tahammül etmez. Yabancı oyuncuya tahammül eder, yerliyi affetmez.
Ben Tunca"yı eski takımlarındayken seyrettim. Yılmaz Vural Hocaya"da söyledim. O zaman Diyarbakırda"ydı. Sakarya"da bir çocuk var. Rüzgar"ın oğlu. Alsana dedim. Araştırdı. Adam genç ama çok para istiyorlar dedi. Bu oyunucuyu büyük takım alırsa ancak büyür dedi. Fener"li arakadaşlar bana sorarlardı. Neyini beğeniyorsun diye. Kırmızı yanaklarıyla sağa sola Dağlar Kızı Reyhan gibi koşturup duruyor. Yurt dışında oynasın görürsün dedim. ve zaman beni haklı çıkardı. Bir Beşiktaş"lı olarak onunla gurur duydum, beni haklı çıkardığı için. Takımında yılın oyuncusu seçildi. Düdük bitmeden bırakmıyor maçı. Böyle oyuncuya canım kurban.
-Click the image to open in full size.--Beşiktaş ile ilgili yapmak istediğiniz bir projeniz var mı?
Beşiktaş"ın bana göre oyun karakteri İngiliz karakteri olmalı. İngilizler"in futboluna bayılıyorum. Çünkü orada futbol erkek gibi oynanıyor. Kimse hakemle uğraşmıyor. Kimse numara yapmıyor. Adam 2-1 önde. Kalecisi atışı geciktirdi diye, kendi seyircisi kaleciyi ıslıklıyor. Biz spor görmek istiyoruz diyorlar ve çabuk oynuyorlar. Bizim İngiltere"de bir takımla kardeş kulüp olmamız lazım. Mesela Tottenham"la. Pilot takımlar kurup, karma takımlar yaratmalıyız. O zaman bir ekol, bir sistem yaratmış oluruz. Bizim sistemimiz oyun yapımız Portekiz"i andırıyor. Sende teknik, sürat var. Çabuk oyunu öğrenmemiz lazım, İngilizler gibi. Çocuk gidip neler oluyor orada görecek.

Ben ayrıca oyuncularla teknik heyet arasında köprü görevi görmek isterim. Yabancı gelen bir transferin uyumu için çalışmak isterim. Öncelilkle eşleriyle iyi iletişim kurmak gerektiğini düşünüyorum. Mesela Delgado Basel"deki ortamından çok farklı. Daha iyi koşullara geldi ama verimli olamıyor. Bir kere ona Sergen ve Şifo Mehmet"den oluşan bir CD vermek lazım. Evde oturup seyredecek. Beşiktaş"ta 10 numara nasıl olurmuş görecek. Bu şekilde oynayacaksan kal, yok yapamam diyorsan güle güle diyeceksin. Bu adam antrenmada çok iyi oynuyor, maçta düşüyor. Sergen"de ilginçtir, idmanda oynamıyordu ama maçta harikalar yaratıyordu. Bir Messi"yi görüyoruz mesela harika. Bir Arshavin var mesela. Sinan Engin Ertuğrul"la yeni başladığında Arshavin"i gördüm dedim. Mükemmel dedim. O zaman gidip istediler ama çok para istedi takımı. Sonra o oyuncu Hollanda"yı Eurpo 2008 de ne yaptı gördünüz. Bu tür oyuncuları bulmamız lazım.
---Batuhan"da Beşiktaş"ta çok yetenekli bir oyuncu. O"nun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Batuhan iyi bir oyuncu ama onun en büyük hatası, "Yeteneğinin Farkında Olması". Çünkü kendi yaşıtlarının üstünde top oynadığının farkında. Bu durum onu ukala biri hale getirmiş. Zaman zaman, gençliğinde verdiği etkiyle, saçma sapan konuşup gereksiz ifadeler veriyor. Nasıl olsa ben yetenekliyim. Onların yapamadığını ben yapıyorum diyor. Sen böyle yaparsan takımın içinde işin olmaz. Bireysel top cambazlığı yap o zaman sirkte. Futbol başka birşey, 11 kişiyle oynanıyor. O ailenin içine adapte olman lazım. Onlarla beraber heyecanlanman, mutlu olman lazım. O"nun bir psikolojik danışmana ihtiyacı var. Ben olsam onu 6 ayda dam ederim. Bir kere birini ona şunu söylemesi lazım: Şov dünyasında bizim dünyamızda herkesin bvir alternatifi vardır. Ve sevdiğim bir sözdür "Mezarlıklar kendini vazgeçilmez sananlarla doludur". Sergen"i örnek al birkere. Babam derki ben Metin Oktay"ı Can Bartu"yu, Yusuf"u seyretim. Ama Sergen"den büyük oyuncu şu anda Türkiye"de yok. Şimdi yeni star Arda. Sergen"in klasında bir oyuncu. İnşallah seneye Avrupa"ya gider. Sergen gitmedi. O köy muhtarı olmayı tercih etti. Burası benim memleketim dedi. Zamanında Bayern Münich İstedi. Belki orada kafa yapısı değişirdi. insan birazda kendi kaderini kendi yönlendiriyor.
---Kurtlar Vadisi"nde takım şampiyonluğa giderken güzel bir replik yaşandı. Bu bir jest miydi?
Neco abinin durumu, senaristlerin jestinden kaynaklandı. O"nun hasta bir Beşiktaş"lı olduğunu biliyorlar. Kendisi eski Basın Sözcüsüdür biliyorsunuz. 6 senedir maçlara gitmez. Çıldırıyor çünkü. Maçları evde seyreder. Son şampiyonluk maçınıda beraber seyretmiştik. O bölümde ona jest olsun diye birşey yazmışlardı.
---Bir sinema filminde, dizide ya da tiyatro oyununda, başka bir takımın taraftarını canlandırır mıydınız?Click the image to open in full size.
Ben böyle bir rolde oynamam. Biz Beşiktaş"lı olarak biliniyoruz. Ha Trabzon"a sempatim var. O başka.
Kurtlar Vadisi"nde eski karatkterlerden Nevzat vardı. Ölenlerden biri. Nevzat hasta F.bahçe"li . Herkeste biliyor onun F.Bahçe"li olduğunu. Bir bölümde Memati buna diyor ki: "Bu sene şampiyon kim olur. O da: "G.Saray olur abi" diyor. "Sen hani Fenerliydin" Nevzat. O da "Yok abi sen nereden çıkardın, benim kanımı akıtsan sarı kırmızı akar. Saçmalama abi benim kombine kartım bile var" deyip cüzdanından birde kart çıkartıyor. Sonrası malum. Nevzat"ı arayan arayana ... Bunu Fener"li Nevzat"a yapıyorlar!.. (Bizim senaristlerin Nevzat"a oyunu)
---Camiamıza söylemek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Bir kere Beşiktaş camiasına söylemek istediğim şu var. Beşiktaş sadece Futbol Kulübü"nden ibaret değil. Diğer spor dallarınada Beşiktaş"ın yatırım yapması lazım.
Hentbol takımı çok iyi mesela. Hentbolun genç takımında arkadaşlarımın çocukları var. Bu çocuklar benim takımımın formasını giyiyorlar. Beşiktaş"ı temsil ediyorlar. Onlarla gurur duyuyorum. Ama deplasmana gidiyorlar. Kendi ceplerinden paralarını veriyorlar. Bunlara önem vermek lazım. Mağdur etmememiz lazım. Beşiktaş"ı temsil eden kişilere bunları yaşatmamamız lazım.
Neden Türkiye"nin en iyi Jimnastik Kulübü bizde değil. Bizim ismimizde Jimnastik geçiyor bir kere. Bizim ordan Türkiye, Balkan Şampiyonu çıkarmamız lazım. Uzun vadede yatırım yapmamız lazım.
Ş.Ligi"nde de sağlam atılımlar için yerinde transferler yapmamız lazım. Yıldız oyuncu almak sorunu çözmüyor. Geçtiğimiz gün Del Bosque, Real Madrid"in transfer politikasını eleştiriyor.Kendisi Real Madrid"in altyapısında yetişmiş biri. "En pahalı transferleri yapmak önemli değil, önemli olan takım olabilmek" diyebiliyor. Generallerin olduğu bir yerde savaşacak adam bulamazsın. Takım olmak başka birşey. Bizim de takım ruhuna yakışır oyuncular almamız gerek diye düşünüyorum. Bizim taraftarımız da bunu istiyor. Mesela taraftarlar 0-0 biten maçı hayatta alkışlamaz ama 3-3 bitir alkışlar. Çünkü gol görmek ister, mücadele görmek ister.

Sayın Zafer Algöz"e bu hoş sohbetten dolayı teşekkür eder, kendisine sanat hayatında ve yaşamında başarılar dileriz.

Murat Şah AKDOĞAN / HABER1903
__________________
Besiktasforum.NET

KayıpKentinYakışıklısı.
Mehmet Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-07-2009, 12:34   #2
Ruhlar Alemindeyim
 
AsiRuh17 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çok güzel bir röportaj...
__________________
Click the image to open in full size.
AsiRuh17 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 00:48 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580