|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
01-02-2007, 04:33 | #1 | ||
Yardımcı Admin Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 23.645
Tecrübe Puanı: 10 |
İngiliz bilim adamları, dişleri uzun süre ve sert şekilde fırçalayarak daha çok bakteri öldürüldüğü inancının yanlış, dişleri bu şekilde fırçalamanın zararlı olduğunu bildirdiler. Newcastle Üniversitesi'nde görevli bilim adamı Peter Heasman ve ekibinin gönüllüler üzerinde 4 hafta süreyle yaptığı araştırmada, 2 dakikayı aşan fırçalamanın daha çok bakteri öldürmediği tespit edildi. Dişlerin sert şekilde fırçalanmasının diş minesine ve etine zarar verebileceğini belirten Heasman, bakterilerin belirli bir süre içinde öldüğünü, dişlerin bu süreden daha uzun ve sert şekilde fırçalanmasının olumlu etkisinin bulunmadığını, hatta zararlı olabileceğini kaydetti. Araştırmada 16 değişik diş fırçalama kombinasyonunun etkisi incelendi. 30, 60, 120 ve 180 saniye ile 75, 150, 225 ve 300 gramlık basınçları kombine eden bilim adamları, gönüllülerin basınç ve süreyi ölçmek için bilgisayara bağlı diş fırçaları kullandığını belirttiler. Her uygulamadan sonra diş plağının ne kadar temizlendiği ölçüldü. Araştırma sonucunda, ideal sürenin 2 dakika ve dişlere uygulanan en uygun basıncın 150 gram olduğu ortaya çıktı. Sürenin kolaylıkla ölçülebileceğini kaydeden bilim adamları, basınç konusunda emin olmayan kişilere en uygun tekniği diş hekimlerinden öğrenmeyi, dişleri çok sert fırçalamamayı, diş ipi kullanmayı ve dişleri günde en az bir kez fırçalamayı önerdi. Bilim adamları, deneyin elektrikli diş fırçalarıyla yapıldığını, fakat sonucun normal diş fırçaları için de geçerli olduğunu söylediler
__________________ | ||
|
01-02-2007, 04:34 | #2 | ||
Yardımcı Admin Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 23.645
Tecrübe Puanı: 10 | Türkiye’de yetişkinlere göre diş ve ağız sağlığı konusunda daha duyarlı olduğu saptanan genç kuşağın, klasiklerden daha üstün olması nedeniyle yeni teknoloji ile geliştirilen ürünleri tercih ettikleri belirtildi. Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Esen, yapılan araştırmaya göre, öncelikle el becerisi yetersizliği olan hastalar için imal edilen pilli ya da elektrikli diş fırçası kullanımının, standart fırçalardan daha üstün diş temizleme kapasitesine sahip olduğunun belirlendiğini söyledi. Teknolojik diş fırçaları kullanımının bu nedenle bütün bireylere önerilebileceğini belirten Esen, bakım sırasında uygulanan yöntemlerin ise değişmediğini ifade etti. Esen, gerekli bakım yapılmaması halinde dişlerin çürüyebileceğini, bunun beraberinde farklı sorunlara yol açabileceğini belirterek, öncelikli olarak ağır kokusu açısından rahatsızlık yaratacağını ve neden olduğu enfeksiyonun köklerdeki damar yoluyla kana karışarak ateşli romatizmal hastalıklara yol açabileceğini kaydetti. Dişlere gereken önemin verilmesi halinde, sorunların büyümeden engellenebileceğini ifade eden Esen, şöyle konuştu: “Yaptığımız araştırmada, 8-12 yaş arasında 2 bin 458 çocuk, 22-76yaş arasında 4 bin 701 erişkin olmak üzere toplam 7 bin 159 kişinin diş temizliği alışkanlığı sorgulandı. Araştırma sonucuna göre, 8-12 yaş arası çocukların yüzde 55’inde, diş fırçalama alışkanlığının günde iki kez, yüzde 20’sinde günde bir kez ve yüzde 25’inde ise bir kezden de az olduğu ortaya çıktı. Erişkinlerde ise bu oranın sırasıyla yüzde 35, yüzde 30 ve yüzde 35 seviyesinde kaldığı belirlendi. Diş macunu kullanımı oranı da erişkinlerde yüzde 88, çocuklarda yüzde 92 olarak belirlendi.” Esen, araştırmada, diş ipi kullanma oranının çocuklarda yüzde 6’da kaldığını, erişkinlerde ise bunun yüzde 8’e ulaştığının saptandığını kaydetti. ÖNERİLER Esen, diş fırçaları ve elektriklilerde ise fırça uçlarının 3 ayda bir değiştirilmesi gerektiğini hatırlattı. Bu süreden önce fırça kıllarında meydana gelecek şekil bozukluğunun yanlış uygulamadan kaynaklanabileceğini ifade eden Esen, şöyle konuştu: “Süre ve doğru yöntem, fırçalamanın etkinliği bakımından çok önemlidir. Önerilen fırçalama süresi 3 dakikadır. Gün en az iki kez, sabah kahvaltısından sonra ve gece yatmadan önce dişler fırçalanmalıdır. Diş fırçası diş etinden dişe doğru süpürme hareketiyle uygulanmalıve özellikle diş etinin diş ile birleştiği bölge temizlenmelidir. Gece fırçalama işleminden önce dişlerin birbirine bakan yüzeylerinin temizliği için diş ipi kullanılmalı, köprülerin altı fırçayla temizlenmelidir. Takılıp çıkarılabilen diş protezleri de yatmadan önce mutlaka çıkartılıp fırçalanarak temizlenmeli ve suda bekletilmelidir
__________________ | ||
01-02-2007, 04:34 | #3 | ||
Yardımcı Admin Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 23.645
Tecrübe Puanı: 10 | Kayıp dişler konuşmayı olumsuz etkiliyor Samsunlu diş hekimi Saadet Güçlü, düzgün konuşmanın eksiksiz diş yapısıyla mümkün olduğunu belirterek, kayıp dişlerin konuşmayı olumsuz etkilediğini belirtti. Eksik dişlerin giderilmemesinin ağız ve diş sağlığını bozduğunu, her bir dişin bir diğerini tamamlayacak şekilde tasarlandığını ifade eden Güçlü, "Bir diş kaybedildiğinde, diğer dişler kayıp dişin oluşturduğu boşluğa doğru zaman içinde hareket eder veya eğilir. Karşı çenedeki diş de boşluğa uzar. Bu alışılmadık diş hareketleri, hem dişte hem de dişetinde gerilimlere yol açar. Bütün bunlara ilaveten, dişeti ve kemik dokularda tahribat meydana gelir. Normal-doğal diş temasları bozulduğu için, dolayısıyla fizyolojik temizlik de engellendiğinden, dişler çürümeye eğilimli hale gelir" dedi. Kayıp dişlerin çiğneme ve konuşmayı olumsuz yönde etkilediğine de işaret eden Güçlü, konuşurken bir çok sesi çıkarmaya yardımcı oldukları için düzgün konuşmanın eksiksiz bir diş yapısıyla mümkün olduğuna değindi. Güçlü, ayrıca tek taraflı çiğnemenin eklemlere patolojik bir yük bindirdiğini vurguladı. Ağız sağlığının bir bütün olduğunu dile getiren Saadet Güçlü, "Ağız sağlığı; görünüm, diş sağlığı, diş ve çene işlevleri için gereklidir. Bir azı dişinin kaybı, yüzün olduğundan daha yaşlı ve yıpranmış görünmesine sebep olabilir. Bütün bu nedenlerle bu kayıp yapılacak tedaviyle giderilmelidir. Kayıp dişe uygulanacak köprü tedavisi yüzün doğal şeklinin korunmasına ve dudak-yanağın desteklenmesine de yardımcı olabilir" diye konuştu
__________________ | ||
01-02-2007, 04:34 | #4 | ||
Yardımcı Admin Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 23.645
Tecrübe Puanı: 10 | Sert fırça dayakçı kocaya benzer! Diş macunu değil önemli olan fırça Dişleriniz dört boyutludur. Ön, arka, yan ve çiğneyici yüzleri vardır. Mikrop plağı tüm yüzlere, özellikle girintili çıkıntılı yerlere yapışır. Ama insanlar genellikle sanki dişlerin sadece ön yüzleri kirlenirmiş gibi sadece oraları fırçalar. Fırçalanmayan yerlerde ise; özellikle arka dişlerin çiğneme yüzleri ve dişlerin ara yüzlerinde plak faaliyetleri bütün hızıyla devam eder. Bu nedenle yumuşak bir diş fırçası kullanılmalıdır. Pahalı ve çeşit çeşit diş macunlarının herhangi bir etkisi yoktur. Önemli olan fırçadır. Ben de en pahalı diş macunu ve en ucuz fırçayı değil, en ucuz diş macunu ve en pahalı fırçayı kullanıyorum. AĞIZ TEMİZLİĞİ NASIL OLUR? Diş ve dişeti hastalıklarının nedeni daha önce de belirtildiği gibi ağızda -özellikle dişlerde- biriken mikrop plağıdır. Öncelikle bu sebebi ortadan kaldırmamız gerektiğini de artık biliyoruz. Ama nasıl? Önce savaş silahlarını tanıyalım: * Diş fırçası (2 adet kaliteli, soft-yumuşak), * Diş ipi ya da özel diş kürdanı, * Ara yüz fırçası, * Diş macunu (flor içeren, tadını sevdiğiniz herhangi bir diş macunu), * Dil temizleme aparatı, * Plak kontrol tabletleri. HER GÜN BİR TOKAT YİYEBİLİRSİNİZ Daha temiz olacağına inandığınız için dişlerinizi sert bir fırçayla fırçalıyor olabilirsiniz. Bunu, 'seviyorum' bahanesiyle eşinden her gün dayak yiyen kadına benzetiyorum. Sert fırça dişinize her gün bir tokat atar. Dişeti bu travma karşısında geri çekilir, diş kökleri açığa çıkar. Mine tabakası da aşınır ve buralarda çürükler oluşur. ÇEKİM KABA KUVVET GEREKTİRMEZ Hekimin cinsiyeti önemli değildir. Diş çekimi sanıldığı gibi kaba kuvvet gerektirmez. Kaba kuvvet sadece dişin kırılmasına yol açar. Diş çekimi beceri, teknik ve kaliteli aletler gerektirir. Kendinizi hangi cinsiyette hekimle rahat hissediyorsanız onu seçin. Bayanlar daha titiz çalışır, detaycıdır. Erkekler ise uzun süre çalışmaya daha yatkındır. Geç saatlere kadar ya da hafta sonları erkek diş hekimine ulaşmak daha kolaydır. Bunların dışında ciddi bir fark yoktur. SAHTE DİŞ HEKİMİ NASIL ANLAŞILIR? Duvardaki diplomada olan resim ile size müdahale eden, kendini hekim diye tanıtan kişi aynı olmalıdır. Diplomadaki resim sarışın, mavi gözlü narin bir bayan, sizi muayene edense bıyıklı, kara kaşlı, kara gözlü yağız bir delikanlı ise dikkatli olun. Kendisindeki bu başkalaşımın nedenini öğrenin. Mantıklı bir açıklaması varsa tedavinizi yaptırın. Yoksa arkanıza bakmadan oradan kaçın. Yüzde 90 korsanla karşı karşıyasınız. DİŞİN DÜŞMANI ŞEKERLİ ÇAY-KAHVE Çürük ve diş taşlarında boş yere sigarayı suçlayan bazı hastalar, şekerli çay ve kahveyi göz ardı ederler. Şeker, çay kaşığının ucuyla bile atılsa, içim sürecince ağız ortamını (PH) asidik düzeyini çürüme ve mikroplar için en uygun seviyede tutar. Sadece şekersiz çay içerek çürükten korunursunuz. Şekeri aniden kesecek ve bir hafta dayanacaksınız. Bir hafta sonra çayın, kahvenin gerçek tadını alacak, bunca yıl nasıl şekerli içtiğinize şaşıracaksınız. DİŞ İPİ VE DENTAL KÜRDAN KULLANIN Dental kürdanı evde ya da kebapçıda kullandığınız sıradan kürdanla karıştırmayın. Dental kürdan; kızılcık ağacından yapılmış, üçgen kesitinde, ucu sivri ve özel kutusunda satılan kürdandır. Ülkemizde henüz çok kolay bulunamıyor. Yurtdışından arkadaşlarınıza 12 kutuluk bir sipariş verirseniz, bir yıl rahatça kullanabilirsiniz. Bulamazsanız diş ipi alın, ama kürdanın diş ipine göre kullanımı daha kolaydır. ORUÇLUYKEN DİŞ ÇEKTİREBİLİRSİNİZ Bazı hastalar, protez yapımı aşamasında özellikle dolgu ve sabit -yapıştırılan- protezlerde abdestlerin kabul edilip edilmeyeceği hususunda rahatsızlık duyar. Diyanet İşleri Başkanlığı'na göre dolgu ve protez bir tedavi şeklidir. Bu konuda herhangi bir kısıtlama yoktur. Tedavi her halükarda yapılabilir. Bir diğer sorun da; oruç ile ilgilidir. Diyanet İşleri'nin verdiği bilgiye göre; oruçluyken anestezik iğne yaptırabilir, dişinizi çektirebilirsiniz. Fakat çekim sonrası kanamaya izin verilmemeli, kan yutulmadan kanamanın durdurulması sağlanmalıdır. DİŞ BAKIMI BEŞİKTE BAŞLAR İlk dişler göründüğü andan itibaren bebeğinizin ağız bakımı başlar. Hatta dişler görünmeden damak bakımının başlaması gerektiğini de söyleyebiliriz. Süt dişleri çıkarken bebekte huzursuzluk ve ateş olabilir. Genelde ağrı kesici, ateş düşürücü bir şurup verilerek bu durumu atlatması beklenir. Damaklara dişinol sürülebilir. Bu durum uzun sürerse ve şurup bebeği rahatlatmıyorsa bir doktora gösterilmelidir. Doktor tarafından başka bir hastalığı olup olmadığı araştırılmalıdır. SÜTE VE MAMAYA ŞEKER KOYMAYIN Biberona koyacağınız süte, mamaya şeker eklemeyin. Bebeğinizin sütüne, mamasına attığınız toz şeker, bal, reçel ilerde diş çürüğü ve kilo olarak geri döner. Bebeği besledikten sonra (emzirme dahil) gazlı bez ve tülbent gibi pamuklu temiz bir bez yardımıyla bebeğinizin dişlerini silmelisiniz. Büyüklerde olduğu gibi bebeklerde de çürüğe neden olacak plak, mutlaka diş yüzeyinden uzaklaştırılmalıdır. Bu silme işlemi; çocuk yaklaşık iki yaşına gelene kadar sürmelidir
__________________ | ||
01-02-2007, 04:34 | #5 | ||
Yardımcı Admin Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 23.645
Tecrübe Puanı: 10 | ''Diş gıcırdatması sinirlilikten kaynaklanıyor'' Bruksuzim olarak bilinen ve genelde psikolojik bozukluk ve sinirlilikten kaynaklanan, diş gıcırdatması, diş kayıplarına, diş eti hastalıklarına neden olurken, baş ve yüz ağrılarını da beraberinde getiriyor. Selçuk Üniversitesi Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ercan Durmuş, diş gıcırdatmasının, ağız içindeki kasların, alışılmışın dışında hareket etmesiyle ortaya çıktını söyledi. Durmuş, ''Bruksizm, gece boyunca da görülebilir. Daha yaygın olanı, genelde kasların dinlenmeye geçtiği uyku döneminde olanıdır. Ağız çevresinde bulunan ve gece dinlenmesi gereken kaslar, ritmik hareketlerle birbirine temas ederek, gece boyunca diş gıcırdamasına neden oluyor'' dedi. Dişlerin yapısında ciddi anlamda aşınmalara ve madde kaybına neden olan diş gıcırdatmasının, diş eti ve çevresindeki dokularda problemlere, çenenin eklem bölgesinde hastalıklara yol açtığını dile getiren Durmuş, bu alışkanlığın, özellikle şakak ve yanak bölgesindeki kasların aşırı çalışması nedeniyle yüz ve baş bölgesinde de ağrılara neden olduğunu belirtti. Durmuş, şunları kaydetti: ''Genelde psikolojik bozukluk ve sinirlilik, bruksizme neden oluyor. Bazen kaslardaki rahatsızlık da bruksizme neden olabiliyor. Hastalık kolaylıkla tedavi edilebiliyor. Nedenini bildiğimizde tedavi kolaylaşıyor. Dişlerdeki mevcut rahatsızlığın tedavisi yapılırken bu duruma neden olan etkenlerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Dişlerin bir kapanış şekli var. Alt ve üst çene arasına bir plak yerleştirerek geçici de olsa hastadaki sıkıntıyı bir süre ortadan kaldırıyoruz. Durumu ortaya çıkaran neden, psikiyatri servisini ilgilendiriyorsa oraya yönlendiriyoruz.''
__________________ | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |