|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Sağlık Bu Bölümde Sağlık Hakkında Bilgiler bulunur. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
01-05-2007, 09:32 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Nov 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 2.097
Tecrübe Puanı: 22 |
Bunu daha önce yapmış mıydınız? Zayıflama hedeflerinizi saptadınız ve kurtulmaya çalıştığınız fazla kiloları vermek için planınızı belirlediniz. Ruh halinizi zihninizde planladınız; bu kez bütün o kiloları vermek için sonuna kadar gideceksiniz! Kendinize “Hiçbir şey beni durduramaz,” diyorsunuz. Sonra, bunu bir mantığa oturtuyorsunuz… 1) Zayıflama konusundaki hedeflerinize ulaşabilmeniz için, son derece sıkı bir diyet ve düzenli olarak egzersiz yapmanız gerekir. ve/veya... 2) Sevdiğiniz yüksek kalorili bir yiyeceği yiyerek ve egzersiz saatinizi atlayarak diyetinizin ya da egzersiz düzeninizin dışına çıkarsanız, bütün planınızı mahvettiniz demektir. Kulağınıza tanıdık geliyor mu? Muhtemelen! Söz konusu fikir zinciri, zayıflama çabalarınız açısından zararlı olabilir ve bu tuzağa düşmek çok kolaydır. Bu durum, yalnızca bedeniniz için zararlı olmakla kalmaz; aslında kendinize olan saygınızın azalmasına da neden olur. Beyniniz, başarıyla zayıflamanıza yardımcı olabilir ya da sizi şişmanlatabilir. Başarıyla zayıflamak istiyorsanız, beyninizde doğru düşüncelerin olması gerekir. Bunun tersine, yanlış kavramlara sıkı sıkı tutunmak, planlarınızı tehlikeye atabilir (ve atacaktır)! Bunun yerine ne yapmanız gerektiğini aşağıda bulacaksınız… 1) “Diyet” sözcüğünü düşüncelerinizden silip atın. İlk önce, başarıyla zayıflayabilmek için, kesinlikle aşırı sıkı bir diyet yapmak zorunda olduğunuz fikrini aklınızdan çıkarın. Gerçekte, istenmeyen kilolarını vermeyi başaran pek çok insan diyet yapmaz. Yaptıkları şey, basitçe, yaşam biçimlerini değiştirmektir. Buna porsiyon kontrolü, ölçülü davranmak, kalori alımını azaltmak ve duygusal yeme nöbetlerinin önüne geçmek, örnek gösterilebilir. Odak noktanızı kilo kaybından kilo kontrolüne çevirmenin zamanı gelmiştir. Konu yalnızca zayıflamak değildir; verdiğiniz kiloları koruyabilmeniz için yaşam biçiminizi değiştirmektir. Pek çok kadının zayıflamak istediğinde “diyet” sözcüğünü nasıl kullandığına dikkat ediyor musunuz? Her tatil sezonundan sonra diyete “başlar” ya da diyeti “bırakırız”; “Pazartesi başlıyorum” der; o hafta sonu bırakıveririz. Kimse “Pazartesi yeni yaşam biçimime başlıyorum,” demez. Ama, aslında yapmamız gereken budur. Etkili bir diyet, yalnızca yılbaşı gecesi ya da çok özel bir olay için yapılmaz; tüm yaşamınız için yapılmalıdır. Salt beslenme gerekçesiyle çeşitliliğe ihtiyacımız yoktur. Çeşitlilik, kendimizi tatmin etmek ve “isteklerimizi” karşılamak için de gereklidir. Öyleyse, kendi sağlıklı yaşam biçiminizi yaratmanız lazım… İstediğiniz yaşam biçimi ve uzun vadede sürdürülebilecek bir yaşam biçimi. Bütün bir gıda grubunu yasaklayan ya da yalnızca tek tip gıdaya (örn. çorba ya da salata) dayanan rejimlerden kaçının. Nefret ettiğiniz bütün yiyecekleri yemenizi gerektiren ya da sevdiğiniz yiyecekleri tamamen yasaklayan bir diyet yaparsanız, yemek saatlerinden korkar hale gelir ve başarısızlığa mahkum olursunuz. Kilo vermeyi başarsanız bile diyeti bıraktığınız an bütün o kiloları (ve muhtemelen daha fazlasını!) geri alırsınız. 2) Sevdiğiniz yiyeceklerden vazgeçmeyin. Pek çok kadının ilk etapta yaptığı bir başka şey de gıda alımlarını ciddi oranda kısıtlamaktır. Ya da çok sevdikleri yiyecekleri tamamen keserler. Bu, asla yapmamanız gereken birşeydir. “Neden?” Böyle davranmak, sizi istek patlamalarına hazır hale getirir ve söz konusu yiyeceklere olan zaafınız kesinlikle artar. Bunun yerine, tüketiminizi yavaşça azaltmalısınız. Diyelim, her yemekten sonra tatlı yiyorsunuz. Tatlıyı tamamen kesmek yerine, porsiyonunuzu yarıya indirmekle işe başlayın. Böylece, kendinize sürekli olarak birşeyin zararlı olduğunu söylemek yerine o “kötü” şeyin tadına baktığınızda, zaafınız azalacaktır. Bir süre sonra, yeni porsiyonlara alışır ve “süper günah” yiyeceklerinizden bir lokma alarak şiddetli arzunuzu tatmin edebilirsiniz. 3) Affedin ve devam edin… Pekala, sevdiğiniz yiyecekleri rejim programınıza almaya karar verdiniz. Kendinize her gün çikolatalı kurabiye yeme hakkı tanıdınız. Ama kurabiyenin cazibesine kapıldınız ve paketin yarısını yediniz. Ertesi gün beş çayında, çikolatalı kurabiye paketinin kalan yarısını da yediniz. Hey, rejiminizi yine mi bozdunuz? Bu, fazla kilolarınızı verme fikrinden vazgeçmeniz ve eski yeme alışkanlıklarınıza geri dönmeniz anlamına mı geliyor? Aslında, kendinize hata yapmayı yasaklamanız, yapabileceğiniz en büyük hatadır. Gerçekten. Bu “ya hep, ya hiç” mantığı, kendinizi zor durumdan kurtarmanın bir yoludur. Kendiniz için yarattığınız bir kaçıştır. Zihninizde, kendinize “Pekala. Buraya kadarmış. Sanırım artık dert etmeme gerek yok. Bana kurabiyelerimi verin,” diyebilirsiniz. Şöyle bir deyiş vardır: “Zararın neresinden dönerseniz kârdır.” Dolayısıyla, sırf bugün kötü seçimler yaptınız diye yarın yeniden başlayamayacağınızı düşünmeyin. Her gün, gerçek anlamda yeni bir başlangıçtır. Yeniden başlamak için yeni bir yılı, yeni bir ayı ya da yeni bir pazartesiyi beklemek zorunda değilsiniz. Dün geceki istek patlamasını yaşamınızdan silemezsiniz; ama bugünü daha sağlıklı yaşamayı hedefleyebilirsiniz! 4) İstediğiniz yaşam biçimini yaratın. Çoğu kez, zayıflamak istediğiniz zaman, kendiniz için çok sıkı bir diyet ve egzersiz düzeni planlarsınız. Güzel… Bu planı başarıyla uygulayamama ihtimaliniz çok yüksektir. Daha da kötüsü, ondan nefret edersiniz. Neden sevdiğiniz yiyeceklerden fedakarlık etmeden sağlıklı bir yaşam biçimi yaratmayı hedeflemiyorsunuz? Gerçekçi ve uygulanabilir bir rejim oluşturmalısınız. Ne de olsa, başarısızlığı değil, nasıl başarılı olacağınızı planlamak istiyorsunuz, değil mi? Kendiniz için iyi bir plan oluşturmada zorluk çekiyor ya da planınıza sadık kalma konusunda kendinizi disiplin altına alamıyorsanız, size yardımcı olması için kişisel bir eğitmen tutmanızı öneririm. 5) Küçük zaferlerinizi kutlayın. Küçük de olsa kaydettiğiniz her ilerleme için kendinizi ödüllendirin. Ama aşırıya kaçmayın. Örneğin, egzersiz programınızın ilk haftasını tamamlamayı başardığınızda, kendinize küçük bir dondurma alabilirsiniz. Ya da verdiğiniz ilk 1,5 kilo için kendinize bir dilim kek ikram edebilirsiniz. Unutmayın, üstesinden geldiğiniz küçük zorluklar için kendinizi ödüllendirmenin sakıncası yoktur. Böylece, çabuk pes etmezsiniz. Üstesinden geldiğiniz her zorluğun, başarmayı istediğiniz birşey olmasına dikkat edin. Ödüllerinizi doğru saptadığınızda, bunlar her gün motive olmanızı sağlayacaktır ve zayıflama planlarınızı uygulamanın kolaylaştığını göreceksiniz! Bonus olarak bir tüyo daha... Strese girmeyin. Kendinizi yenilemeyi ve daha sağlıklı yaşamayı öğrenmekte olduğunuzu göz önüne alarak, kendinize karşı anlayışlı olun. Unutmayın, siz de bir insansınız… Yakında daha hafifleyecek bir insan!
__________________ SiYah&BeYaZ | ||
|
06-07-2007, 11:17 | #2 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 33 | ben şişmnlamk istiormm :H:H
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
06-07-2007, 11:33 | #4 | ||
Beş-U-ktaş Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 3.884
Tecrübe Puanı: 21 | biraz zayıflasam fena olmaz.. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |