|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Sağlık Bu Bölümde Sağlık Hakkında Bilgiler bulunur. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
20-09-2007, 10:49 | #1 | ||
Administrator Üyelik tarihi: Apr 2007 Yaş: 40
Mesajlar: 669
Tecrübe Puanı: 10 |
Bitkiler aleminin kralı kim? Hepimiz arslanı hayvanlar aleminin kralı olarak biliriz. Bitkiler aleminde kral olarak hangi bitkiyi nitelendirirdiniz diye sorsanız, ben hiç düşünmeden "Ginseng" derim. Tabii sağlığa yararı açısından bir değerlendirme. Ancak etkili olduğu hastalıkların sayısına baktığınızda bana "kral" ünvanı da biraz haksızlık gibi geliyor, belki "imparator" daha uygun. Tanrı doğada bazı bitkileri taçlandırmış. İlaç olarak çok önemli etkili bileşenlere sahip "Haşhaş" meyvesinin tepesinde bulunan taç bu bitkinin önemi ile uyumlu. Son zamanların popüler meyvesi Nar'ın da tepesinde tacı var; yapılan bilimsel çalışmalar da bu unvana layık olduğunu ortaya koyuyor. Ancak tanrı tarafından bir taçla ödüllendirilmemesine rağmen Ginseng bitkiler aleminin gerçek "Taçsız kralı". GERÇEK GINSENG Mİ? Yüksek tedavi değeri nedeniyle Ginseng'in çok sık olarak başka bitki veya türler ile katıştırıldığı görülmektedir. Gerçek Ginseng, Panax ginseng ve Panax quinquefolius bitkisinin köklerinden elde edilir; ana kalın gövdesi, yan kökleri ile birlikte. Bitki yavaş gelişir ve tedavide en az 6 yıllık bitkilerin kökü kullanılır. Bu nedenle, bitki Güney Kore, Kuzey-doğu Çin, Rusya ve Japonya'da ikliminin uygun olduğu dağlık bölgelerde yetiştirilmektedir. İklim olarak, yazın güneş görmemesi ve havanın nemli ve ılıman olması gerekir. Eğer bu süreç içerisinde güneş çıkacak olursa tarlaların üzeri siyah perde ile örtülür. Güneşin etkili madde bileşimini değiştirerek etki kaybına, dolayısıyla tedavi değerinin azalmasına yol açtığı belirlenmiş. Zaten gerçek Ginseng'in pahalı olmasının nedenlerinden biri de budur. Yetiştirmek oldukça zahmetli. Bu bakımdan Güney Kore'de yetiştirilen bitkilerin en yüksek kaliteye sahip olduğu bilinir. Birkaç hafta önce gazetelerde bir haber gözüme ilişti: Doğu Karadeniz'de Ginseng yetiştirmeyi planlıyorlarmış, ederi yüksek olduğu için. Peki tarlaların üzerini perde ile örtmeyi göze alıyorlar mı? Ederinin yüksek olmasının en önemli nedenlerinden biri yetiştirirken gereken ihtimam ve maliyet. Japonya'da çay pahalıdır. En lezzetli ve değerli çay da iklim bakımından uygun olan Kyoto'nun Otsu Gölü'ne doğru olan kısımlarında yetiştirilmektedir. Tarlaların kenarında duran siyah perdeleri gördüğümde hayrete düşmüştüm. Bunun nedenini sorduğumda, güneşin çayın lezzeti üzerinde (tanen biyosentezi) olumsuz etkisi nedeniyle toplama dönemlerinde güneş çıkarsa tarlaların üzerinin siyah perde ile örtüldüğünü söylediler. Bizde Doğu Karadeniz bölgesinde çay da yetiştiriliyor ve hiç bu şekilde bir uygulamaya rastladınız mı? SAHTE GINSENG'LER Yüksek değeri nedeniyle piyasada birçok taklit, katıştırılmış ürün de "Ginseng" adı altında satılıyor. Eğer kök olarak satın almaya kalkarsanız, Adamotu (Mandragora officinarum) veya Rauwolfia türlerinin kökünü Ginseng diye pazarlayabilirler. Her ikisi de taşıdığı alkaloitler (atropin, rezerpin, vd.) nedeniyle kullanımı riskli, miktara bağlı olarak zehirlenmeye yol açar. Bazen de pazarlardaki tezgahlarda ucuz Ginseng preparatlarını görüp "kelepir" olarak satın alıyoruz. Bu tip ürünler, herhangi belirgin bir yararı bulunmayan diğer Panax türlerinden hazırlanıyor. Yani ucuz ama boşa yapılmış bir harcama. Bir de Ginseng'in unvanından yararlanarak pazar kapmaya çalışan ürünler bulunuyor. Hani "Rusya'nın Tarkanı" filan gibi yakıştırmalar yapılır ya! Sibirya Ginsengi, Hint Ginsengi, vd. gibi. Sibi rya Ginsengi, farklı bir bitkiden elde ediliyor: Eleut erococcus senticosus bitkinin bilimsel adı. Köklerin bileşimi Gerçek Ginseng'ten tamamen farklı; lignanlar taşıyor. Yapılan bazı deneysel ve klinik çalışmalar fiziksel kapasiteyi artırdığını destekliyor, ancak Gerçek Ginseng kadar etkili değil. Ayrıca "yüksek tansiyona" yol açtığı da biliniyor. Bu bakımdan dikkatli olunmalı. Hint Ginsengi'nin ise Ginseng ile hiçbir ilgisi bulunmuyor. Latince bilimsel adı "Withania somnifera" bitkisinin köklerinden elde ediliyor. Fiziksel gücü arttırdığına dair deneysel olarak ortaya konulmuş bir etkinliği de bulunmuyor. Aksine hafif yatıştırıcı etkisi var. Ginseng'in yan etkileri, zararları Gerçek Ginseng'in yüzyıllardır tedavide kullanılmasına rağmen, uygun miktarlarda (doz) ve süreçlerde (kullanım süresi) alındığında hiç bir ciddi yan etkisi veya zararlı etkisi bildirilmemiştir. Bazı kayıtlarda Ginseng'e atfedilen bazı yan etkiler yer almaktaysa da, bunlar "sahte Ginseng" kullanımı veya ilave edilen "katkı maddelerinden" ileri gelmektedir. KATKI MADDELER Gerçek Ginseng'in belirtilen fizyolojik etkilerinin görülebilmesi için en az 2-3 hafta yeterli doz seviyesinde kullanılması gerekir. Ancak ilaçların hızla etki göstermesine alışmış kişiler, birkaç gün ilacı kullandıktan sonra "etkisiz" düşüncesi ile kullanmaktan vazgeçebiliyor. Mesela, fiziksel kapasiteyi arttırması, zindelik vermesi için Ginseng kullanan bir kişi, bir haftadır kullandığı halde hiç bir yararını göremediği için ilacı kullanmaktan vazgeçebiliyor. İşte bu önyargıyı giderebilmek için üreticiler Ginseng formülasyonlarının içerisine hemen canlılık veren "kafein" veya kafein taşıyan "Kola ekstresi" vb. karışımlar ilave ediyorlar. Bu tip ürünler Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa da dahil diğer ülkelerde kalite kontrolü yapılma zorunluğu bulunmadığından, "ambalajın üzerinde bu katkı maddelerini bildirmeye de gerek görmüyorlar". Dolayısıyla bu "Katkılı Ginseng" formülasyonunu alan kişi daha ilk günden itibaren canlılık hissederek bu formülasyonu sürekli kullanmaya başlıyor. Ancak bu durumda da, sürekli kafein alınmasına bağlı olarak kişinin vücudunda "kafein entoksikasyonunun" tipik yan etkileri ortaya çıkıyor; ajitasyonlar, mide asiditesinin artışına bağlı olarak, özelikle gastrit, ülser vd. hastalarında mide-bağırsak sistemi şikayetleri, uykusuzluk, başağrısı, migren krizleri vd. ortaya çıkabiliyor. Ginseng kullanımı ile bildirilen tüm bu yan etkiler aslında kişinin haberi olmadan aldığı kafeine bağlı. Bu katıştırmanın bir diğer olumsuz tarafı hastamızın yüksek tansiyon hastası olması ve çay, kahve, meşrubat gibi kafeinli içeceklerden uzak durması gerekmesi durumunda ortaya çıkar. Bu nedenle "yüksek tansiyonlularda Ginseng kullanılmamalı" şeklinde yanlış bir kanı yaygınlaşmış durumda. Aslında gerçek Ginseng'in "tansiyonu düzenleyici" diğer bir deyişle "normalleştirici" etkisi var. Yani düşük tansiyonlularda tansiyonu yükseltirken, yüksek tansiyonlu hastalarda tansiyonu düşürmekte, normal değerlerine getirmektedir. Ancak Sibirya Ginsengi'nin gerçek Ginseng'ten farklı olarak yüksek tansiyonlularda kullanılmaması şeklinde uyarılar bulunmaktadır. Bu nedenle, kullandığınız Ginseng preparatının hangi birkiden elde edildiği, daha doğrusu kalitesi ve güvenilirliği son derece önemlidir. NE KADAR KULLANMALI Öncelikle ben ilaçların sürekli kullanımına karşı olduğumu çeşitli defalar belirtmişimdir (aman dikkat! bağışıklık sistemi baskılayıcılar ve bazı kalp ilaçlarının sürekli kullanılması gerekir). Bu nedenle, sürekli Ginseng kullanımı yerine, yıl içerisinde belirli aralıklarla "tedavi süreçlerinin" uygulanması bence en doğru şeklidir. Bu aralıkları kişinin kendisinin belirlemesi ve verilen aralar ile vücudun kendini toparlaması için fırsat verilmesi doğru olacaktır diye düşünüyorum. Normal olarak önerilen günlük doz 300-400 mg kök tozunu taşıyan tablet, kapsül veya benzeri ilaç şeklidir. Ancak vitamin mineraller ile desteklenmiş formülasyonlarda çok daha düşük miktarlarda kullanılabilmektedir. Aldığınız ürünün "kök tozu" mu yoksa "kök ekstresi" mi olduğu da önemli. Eğer kök ekstresi ise 80 mg dozlar yeterli, aksi takdirde çok yüksek doz kullanımına bağlı olumsuz etkiler görülebilir. Ginseng'in bilhassa "cinsel gücü artırıcı" olarak çok yüksek dozlarda önerilmesi ve kullanılması durumunda dikkatli olunmalıdır. Ginseng'in yan etkisi az dedik ama yüksek dozlarda kullanılması riskli. | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |