|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Sağlık Bu Bölümde Sağlık Hakkında Bilgiler bulunur. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
25-10-2008, 13:36 | #1 | ||
Banned Üyelik tarihi: Nov 2007
Mesajlar: 9.862
Tecrübe Puanı: 0 |
TKD tarafından düzenlenen 24. Ulusal Kardiyoloji Kongresi İstanbul'da başladı. Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Başkanı Prof. Dr., tüm ölümlerin yarısına yakınının kalp-damar hastalıklarından meydana geldiğini belirterek, ''Kalp-damar hastalıklarından koruyucu tedbirler çok önemli. Halkın çocukluktan başlayarak bilinçlenmesi gerekiyor. Lütfen az yiyin, çok hareket edin'' uyarısında bulundu. 4 BİN KİŞİ KATILDI İstanbul WOW Otel'de gerçekleştirilen kongreye ilişkin basın toplantısında konuşan TKD Başkanı Prof. Dr. Çetin Erol, Türkiye'nin tıp alanındaki en büyük kongrelerinden biri olan kongreye 150'si yabancı yaklaşık 4 bin kişinin katıldığını söyledi. Kongrenin 11 yıl aradan sonra Antalya'dan İstanbul'a alındığını dile getiren Erol, böylece daha etkin bir medya desteği sağlamayı amaçladıklarını belirtti. Erol, TKD'nın bilimsel ve halka yönelik kampanya ve faaliyetler olmak üzere iki faaliyet alanı bulunduğunu, kongre vesilesiyle hem bilimsel, hem halka yönelik mesajlar vermeyi amaçladıklarını ifade etti. AZ YİYİN ÇOK HAREKET EDİN Çetin Erol, kalp ve damar hastalıklarına dikkati çekerek, ''Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kalp-damar hastalıkları ölümlerin bir numaralı nedeni. Tüm ölümlerin yarısına yakını kalp-damar hastalıklarından oluyor. Kalp-damar hastalıklarından koruyucu tedbirler çok önemli. Halkın çocukluktan başlayarak bilinçlenmesi gerekiyor. Lütfen az yiyin, çok hareket edin'' diye konuştu. Prof. Dr. Çetin Erol, 27 Ekim Pazartesi günü sona erecek kongrede, 700'e yakın bildirinin ele alınacağını, bunların yüzde 10'unun da yabancılara ait olduğunu söyledi. TKD Genel Sekreteri Prof. Dr. Ömer Kozan da derneğin misyonunun bilimsel gelişmeleri takip etmek ve halkın kalp-damar hastalıkları konusunda bilinçlenmesini sağlamak olduğunu anımsatarak, ''İstanbul bir dünya kenti, bir cazibe merkezi olduğu için İstanbul'a geldik. İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olması ve kavuştuğu kongre merkezlerinin bu kongrenin İstanbul'da düzenlenmesinde büyük payı var'' dedi. Kozan, kongrede bu yıl ilk kez uluslararası bildiri kabulüne başlanacağını ifade ederek, kongreye Bosna Hersek'in yanı sıra Kosova, Balkan ülkeleri, Orta Doğu, Kafkaslar ve Türk dünyası ülkelerinden olmak üzere çok sayıda hekimin katıldığını belirtti. AİLE HEKİMLİĞİNİN ÖNEMİ TKD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Oktay Ergene de kongrenin bilimsel kurul başkanlığını yürüttüğünü belirterek, ''Bu yıl bilimsel toplantılara ilişkin birkaç temel değişiklik yaptık. Bir tanesi kongreyi uluslararası platforma açmayı hedeflemiştik. Artık kabuğu kırmanın zamanı gelmişti. Risk aldık ama bugün itibarıyla görüyorum ki iyi ki almışız. Bilimsel programın bunda büyük etkisi oldu'' diye konuştu. Türkiye'nin önemli büyük illerinde aile hekimliği uygulamasına geçildiğini anımsatan Ergene, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kalp-damar hastalıklardan korunmada bu uygulama Türkiye'ye yarar getirecek. Türkiye'de 1800 civarında uzman kardiyolog çalışıyor. Bu büyüklükteki bir ülkenin kalp-damar hastalıklarıyla ilgili sorunlarıyla 1800 kişiyle başa çıkamazsınız. Bu savaşa kardiyoloji, kalp-damar hastasına eli değen herkesin katkıda bulunması lazım. Bunların başında iç hastalıkları uzmanları ve aile hekimliği uzmanları geliyor. Bilimsel programımızı ona göre düzenledik. 3. salon tamamen kardiyoloji, iç hastalıkları uzmanı, aile sağlığı ve aile hekimlerinin eğitimlerine ayrıldı.'' 'HAPPY' ARAŞTIRMASI TKD Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Muzaffer Değertekin de Türkiye'de kalp hastalıklarıyla ilgili birçok istatistiğin bulunduğunu ancak kalp yetmezliği konusunda istatistik bulunmadığını kaydetti. Değertekin, ''Happy'' başlığıyla gerçekleştirdikleri ve yaklaşık 500 bin dolara mal olan araştırmanın ilk sonuçlarının bu kongrede açıklanacağını söyledi. Türkiye'deki en önemli veri eksikliklerinden birinin kalp yetmezliği konusunda olduğuna işaret eden Değertekin, şunları kaydetti: ''Elimizde bu konuda veri yoktu. Hipertansiyon, şeker hastalığı konusunda var ama kalp yetmezliği konusunda yoktu. Yeni teknolojilerle kişilerin kalp krizlerine müdahale şansımız arttıkça yaşamı uzatıyoruz. Bu sefer de kalp yetmezliği ile karşı karşıya kalıyoruz. Uzun dönemde kalp yetmezliği konusundaki verilerin bilinmesi, gelecek sağlık politikalarının belirlenmesi açısından önemli. 'Happy' araştırması, ülkemizde kalp yetmezliği sıklığı ve olası nedenlerinin ortaya çıkarılması açısından büyük önem taşıyor. Bu çalışmanın ilk sonuçlarını 27 Ekim Pazartesi günü açıklayacağız. Ülkemizde uzun dönemde kalp yetmezliği gelişmiş batı ülkeleri gibi karşımızda ciddi bir problem olarak duruyor. Önlemler yakın zamanda mutlaka alınmalı.'' KADINLARDA KALP DAMAR HASTALIKLARI TKD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu da Türkiye'de kadınların kalp-damar hastalıklarından ölümlerde Avrupa'da ön sıralarda yer aldığına dikkati çekerek, hastalık bulgularının daha sinsi olması, tanının bu nedenle daha geç konulması ve hareketsizlik gibi nedenlerin kalp-damar hastalıklarının kadınları daha fazla etkilemesine yol açtığını vurguladı. TKD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mahmut Şahin de Türk Dünyası Kardiyoloji Birliğinin (TDKB) kuruluş amaçları konusunda bilgi vererek, TDKB'nin, Türk cumhuriyetleri arasında kardiyoloji alanında bilgi ve eleman değişimi yoluyla iş birliğinin artırılmasını amaçladığını bildirdi. Prof. Dr. Şahin, 7-10 Kasım 2008'de Türkmenistan'da TDKB'nin uluslararası katılımlı bir toplantı düzenleyeceğini ve bir tıp sergisinin açılacağını kaydetti. Kongre, 27 Ekim Pazartesi günü sona erecek. (AA) | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |