Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/)
-   Sağlık (http://besiktasforum.net/forum/saglik/)
-   -   Yiyecekler & İçecekler & Sağlığımız (http://besiktasforum.net/forum/saglik/24578-yiyecekler-and-icecekler-and-sagligimiz/)

xarizma 01-03-2007 06:01

Yiyecekler & İçecekler & Sağlığımız
 
Dünyanın en faydalı içeceği: Süt

Bir “yaşam mucizesi” diye nitelenebilecek kadar büyük besin değerine sahip olan sütün, insan yaşamındaki yeri insanlık tarihi kadar eski.

Süt içerdiği bol miktarda kalsiyum ve vitaminlerle birçok hastalığı önler, hatta tedavi eder. Bu yüzden uzmanlar, sağlık açısından mutlaka süt tüketimine önem verilmesi gerektiğinin altını çiziyorlar.

Süt binlerce yıldır insan vücudunun en fazla ihtiyaç duyduğu içecek olmayı sürdürüyor.

Bebeklik ve çocukluk döneminde süt tüketimi
Dünyanın en yararlı içeceği süt, insanların doğumlarından itibaren aldıkları ilk besin. İlk günlerinde annelerinin sütüyle beslenen bebeklere, daha sonraları hem anne sütü hem de hayvan sütleri verilir. Süt, bebeklerin narin vücutlarını sağlamlaştırır, güçlendirir.
Çocukluk döneminin ilk birkaç yılı, bir çocuğun gelecekteki sağlıklılığı üzerinde hayati bir önem taşır. Gıdalar ve gıdaların önemli besin öğeleri, kuvvetli kemik ve diş, sıkı kas ve sağlıklı doku oluşturmaya yardım eden maddelerdir.
Süt, memeden kesilen çocuğun gıdasının önemli bir parçası olmaya devam eder. İki yaşın altındaki çocuklara tam yağlı süt verilmesi gerekir. Çünkü sütteki yağın sağlayacağı enerji ve vitamin A’ya ihtiyaçları vardır. 2 yaşından sonra daha çeşitli gıdalarla beslenmeye başladıklarından diyetlerine yavaş yavaş yarım yağlı süt girebilir.
Ergenlik çağında besinlere ihtiyaç oldukça yüksektir. 12-15 yaşları arasında erkek çocukları daha hızlı büyür ve yılda 10 cm’ye kadar uzayabilir. Büyüme hızı kızlarda biraz daha azdır.

Gençlerde süt tüketimi
Gençler için sağlıklı bir beslenme düzeni, mümkün olduğunca besleyici değeri yüksek olan çeşitli gıdaları içermelidir. Kemiklerin büyüme ve gelişmesine bağlı olarak ergenlik çağında kalsiyum ihtiyacı artar.
Günde 500 ml. süt veya eşdeğer miktarda peynir-yoğurt, gençlerin kalsiyum ihtiyacını karşılar. Küçük bir kâse yoğurt veya küçük bir parça peynir, bir bardak sütün yerine geçebilir.
Süt aynı zamanda, enerji, protein ve çeşitli vitaminleri de sağlar ve yemek arası içecek olarak dişleri de korur.

Yaşlılık döneminde süt tüketimi
Süt ve süt ürünlerini uyumluluğu, çeşitliliği ve besleyici olması bu ürünü yaşlılar içinde değerli kılar.
Yaşlı kimselerin besin ihtiyaçları genellikle daha genç yetişkinlerin ihtiyaçları ile benzer ve vitamin D dışında 65 yaşın üzerindeki kişiler için spesifik bir tavsiye yoktur. Enerji alımı azaldığında, diğer besinlerin alımı da düşer ve yetersiz beslenme riski artar. Çeşitli besinleri baz alan dengeli bir diyet önem taşır.
Süt ve süt ürünleri gıdalara ilgisini kaybeden kişiler için özellikle önemlidir. Süt çeşitli gıdalarda çeşitli pişirme şekilleri ile kullanılabilir. Soslarda, puddinglerde, kahvaltılarda veya soğuk ve sıcak içeceklerde kullanılabilir. Süt ve peynir besleyiciliği arttırmak için diğer gıdalara eklenebilir (çorbalar, püreler gibi).

Yararları
Kemik erimesini önler.
Mikrobik enfeksiyonlara karşı etkilidir.;
İshali tedavi eder
Mide rahatsızlıklarını giderir.
Sindirim sistemini düzene sokar.
Ülseri önler.
Beyine enerji verir.
Diş çürüklerini önler.
Kronik bronşiti önler.
Tansiyonu düşürür.
Yağsız süt, kolestrolü düşürür.
Kanserin önlenmesine yardımcı olur.

21 Mayıs Dünya Süt Günü
--------------------------------------------------------------------------------
Kaynak: Sütaş

xarizma 01-03-2007 06:01

Domates suyu prostat kanserine karşı

Araştırmalar domates suyunun prostat kanseri riskini azalttığını gösteriyor.

Likopen açısından zengin bir besin olan domatesin, prostat kanseri riskini azalttığı öne sürülüyor. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sevinç Yücecan, Domatesin bu yararlı etkisinin, içerdiği çeşitli karotenoidlerin, C vitamininin, polifenolik bileşiklerin kompleks etkileşimlerinin sonucu olabileceğini vurguluyor.

Amerikan Journal of Nutritional Science dergisinde yayımlanan araştırmanın sonuçlarına göre, domateste bulunan Likopen, prostat kanseri riskini önemli ölçüde azaltıyor.

Yaklaşık 47 bin yetişkin erkek üzerinde yapılan araştırmada, haftada 2-4 porsiyon taze domates tüketenlerde prostat kanseri riskinin, hiç tüketmeyenlere oranla % 26 oranında azaldığı gözlemlendi. Araştırma sonuçlarına göre haftada 10 porsiyondan fazla domates ve domates suyu tüketenlerde prostat kanseri riski, haftada 1,5 porsiyon tüketenlere oranla %35 oranında azalıyor. Bol miktarda likopen alan erkeklerde, düşük dozda alanlara kıyasla prostat kanser riski % 21 oranında düşüyor. Bir su bardağı domates suyu 53 kkal, 23,377 mcg likopen ve 2009 mcg beta karoten içeriyor. Domates, likopenin yanı sıra, C vitamini, folik asit, alfa tokoferol, potasyum gibi besin öğelerini, diğer karotenoidleri ve polifenolik bileşikleri de içeriyor.

SAĞLIKLI BİR YAŞAMIN ANAHTARI SEBZE, MEYVE VE MEYVE SUYU
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sevinç Yücecan, bol domates ve domates suyu tüketmenin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerine değinerek şunları söyledi:

“Domates, karotenoidlerden özellikle Likopen açısından çok zengin. Araştırma sonuçları Likopen’in antioksidan etkisinin çok kuvvetli olduğuna işaret ediyor. Bu nedenle Likopen açısından zengin bir besin olan domatesin, prostat kanseri riskini azalttığı öne sürülüyor. Domatesin bu yararlı etkisi, içerdiği çeşitli karotenoidlerin, C vitamininin, polifenolik bileşiklerin kompleks etkileşimlerinin sonucu da olabilir. Beslenme sırasında alınan antioksidan vitaminler ve antioksidan özellikler gösteren bileşiklerin en iyi kaynakları sebze ve meyveler. Farklı sebze ve meyveler farklı besin bileşenlerinden zengin oldukları için, sebze, meyve ve bunlardan elde edilen sebze ve meyve sularının tüketiminde çeşitlilik sağlanması önemli.”

xarizma 01-03-2007 06:02

Haftada iki kez dondurma serbest

Beslenme uzmanları haftada iki kez dondurma tüketimini öneriyor, özellikle çocuklarda kalsiyum ihtiyacının karşılanmasınında tavsiye edilen dondurmanın seçiminde üretim esnasında yapılanlar büyük önem taşıyor.

Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Seçil Kenar, dondurmanın faydalarını, ne kadar tüketilmesi gerektiğini ve seçiminde dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı...

DONDURMAYI NE SIKLIKLA TÜKETMELİSİNİZ?
Yaz aylarının vazgeçilmez tatlarından biri de rengarenk dondurmalar! Fakat yemeden önce genellikle “Acaba kilo alır mıyım?”, “Diyetimi bozar mı?”, “İçeriğindeki katkı maddeleri sağlığa zararlı mı?” gibi birçok soru akılları karıştırır. Dyt. Seçil Kenar dondurma yemeden önce kafanızı karıştıran bu soruların yanıtını verdi:
“Dondurmanın yapımında süt ve süt ürünlerinin yanı sıra şeker, glikoz şurubu gibi tatlılık verici maddeler, bitkisel yağ ve/veya süt yağı, çeşidine göre çikolata, kakao, meyve, fındık/fıstık, karamel gibi besinler, sahlep, kıvam verici, doğal ve doğala özdeş aromalar bulunur. Yüksek miktarda süt içermesinden dolayı besin değerleri açısından zengindir. Dondurmada protein, karbonhidrat ve yağın yanı sıra A, B, C, D ve E grubu vitaminlerle birlikte kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir ve çinko gibi mineraller de bulunuyor. Kilonuzu etkilemesi, günlük tüketilen kalori miktarı ve harcanan enerji miktarı ile ilişkilidir. Dondurmanın kalori değeri diğer baklava, pasta gibi hamurlu tatlılara oranla çok daha düşüktür. Eğer sağlıklı ve dengeli besleniyorsanız ve egzersizinizi yapıyorsanız dondurma tükenmenizde hiçbir sorun yoktur”

HAFTADA 1-2 KEZ ÖNERİLİR
“Sağlıklı ve dengeli bir beslenme programında haftada 1-2 kez dondurma tüketimi önerilebilir. Önemli olan besinlerin tüketim sıklığı ve miktarının ayarlanarak beslenme programına konmasıdır” diyen Dyt. Kenar, özellikle çocuklarda fazla olan kalsiyum ihtiyacının karşılanmasında ve enerji açığı olan çocuklarda dondurma tüketimini önerdiklerini belirtti.

DONDURMA SEÇİMİNE DİKKAT!
Dondurma seçiminde ve tüketiminde dikkat edilmesi gereken noktaları Dyt. Seçil Kenar şöyle anlattı:
“Süt mikroorganizmaların kısa sürede üreyebileceği ve bireyde ciddi sağlık problemlerine sebep olabilecek bir besin öğesi olmasından dolayı dondurmanın mutlaka pastörize sütten yapılmış olması gerekiyor. Üretim esnasında gıda maddeleri tüzüğüne uygun olan katkı ve renk vericilerin kullanılması, uygun paketleme ve etiketlemenin yapılmış olması, üretim sonrası dağıtımının soğuk zincire uygun yapılması büyük önem taşıyor”


--------------------------------------------------------------------------------

DONDURMANIN TARİHİ
Dondurma ilk olarak 3000 yıl kadar önce, Çinliler tarafından üretilmiş. 1777 yılında ABD´ye sıçrayan dondurma üretimi, 19. yüzyılın ortalarına kadar sadece evlerde üretilen bir yiyecek olmuş. Modern dondurmacılığın temelleri 1851 yılında, Jacob Fussell´in Baltimore´da kurmuş olduğu ticari dondurma tesisiyle atılmış. Bu tarihten sonra dondurma sektöründe hızlı bir gelişme gözlenmiş. Bu gelişme o kadar hızlı ve güçlü olmuş ki, bazı beslenme uzmanlarınca 20. yüzyılın ikinci yarısı “Dondurma Çağı” olarak adlandırılmış.

İkinci Dünya Savaşı´nın sona ermesiyle, dondurma üretimi çok daha uygun ortamlarda gerçekleştirilmeye başlayınca, günde yaklaşık yüz ton dondurma işleyebilecek kapasitede dev tesisler çıkmış ortaya. Çeşitlilikte büyük artış kaydedilip, maliyetin de aşağı çekilmesiyle, önceleri lüks bir tüketim maddesi olarak nitelendirilen dondurma, her mevsim, her yerde tüketilen bir damak tadına dönüşmüş.


--------------------------------------------------------------------------------

TÜRKİYE’DE HALA AZ TÜKETİLİYOR
Dondurmanın Türkiye’de bir sektöre dönüşmesi ise son 25 yıla dayanıyor. Yapılan istatistikler, Türkiye´de dondurma tüketiminin hala çok düşük olduğunu gösteriyor. Yıllık dondurma tüketimi, Avrupa´da yaklaşık olarak 17 litre iken, Türkiye´de bu rakam 1 litreyle sınırlı kalıyor.

xarizma 01-03-2007 06:02

Kekik, birçok derde iyi geliyor

Uzmanlar, kekik otunun yapısında bulunan minerallerinden dolayı birçok sağlık probleminin çözümünde etkili olduğunu belirtiyor.

Kolesterol düşürülmesinden, sara krizini önlemeye ve ağrıların tedavisine kadar bir çok işe yarayan kekik, baharat özelliğiyle de yemeklerde kullanılıyor.

Yaygın olarak lezzet arttırıcı baharat olarak sofralarda kullanılan kekik otunun, birçok sağlık problemine iyi geldiği bildirildi. Halk arasında “tahtacı otu”, “güvey otu” ve “pervane otu” olarak adlandırılan kekiğin; kolesterolü düşürdüğü, sara krizin önlediği, mide, karın ve başağrılarında etkili olduğu, ani spazmları çözdüğü ve ergenlik sivilcelerinin tedavisinde etkin rol oynadığı belirtildi. Uzmanlar, kekik otunun ve kekik otundan yapılan çay ve
yağların dikkatli ve ölçülü kullanılması halinde, birçok sağlık problemini kendiliğinden çözdüğünü vurguladı.

İşte kekik otuyla yapılabilecekler ve çeşitleri:

Kekik çayı:
Kekik çayı sindirim sistemi üzerinde son derece etkilidir. Sindirimi kolaylaştırma, mide rahatsızlıklarına iyi gelme, iştah açma özelliğiyle öne çıkan kekik çayı, ayrıca adet kanamalarını dengeler, kramplı adet ağrılarına iyi gelir, organizmayı güçlendirir ve ergenlik sivilcelerini engeller.

Kekik yağı:
Sızma zeytinyağı ile birlikte kullanılan kekik yağı, ağrının olduğu bölgeye masajla birlikte uygulanırsa acıyı dindirir ve ağrının yayılmasını engeller.

Kekik suyu:
Bağırsaklardaki parazitlerin düşmesini sağlar. Yatıştırıcı özelliği vardır. Spazm çözücüdür, organizmanın düzenli çalışmasını sağlar. Mide için son derece faydalıdır. Kolesterolü düşürür. Böbrek ve kum taşlarında iyi sonuç verir. Ağız, diş ve boğaz iltihaplarında gargara yapılırsa iyileştirici etki sağlar. Sara krizini önler. Vücuttaki fazla yağların yakımında etkilidir. Mide, karın ve baş ağrılarında etkilidir.

Kaynaklar: www.HaberSaglik.com
www.maksimum.com

xarizma 01-03-2007 06:03

Bir salkım üzümle gelen sağlık

Bir kilogram üzümün, içerdiği besin değerleri açısından, 1.150 litre süte, 390 gram ete ya da 1.2 kilogram patatese eşdeğer olduğu belirtildi.

Kanser oluşumunu önleyen, kalp krizi riskini azaltan üzüm, güneş ışınları, stres ve sigara nedeniyle bozulan cildin güçlenmesini de sağlıyor.

Selçuk Üniveversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Kara, kalori değeri yüksek olan üzümün, kalsiyum, potasyum, sodyum ve demir yönünden zengin olduğu gibi, A, B1, B2, ve C vitaminleri açısından da önemli bir besin kaynağı olduğunu belirtti.
Bazı karaciğer hastalıkları ile kansızlığın tedavisinde etkili olan üzümün, yüksek tansiyonu kontrol altında tuttuğunu ifade eden Kara, “İçerdiği meyve asitleri ve lifli yapısı ile mideye zarar vermeden, böbrek ve bağırsak sisteminin çalışmasını düzenler. Kanın temizlenmesine yardımcı olan bu şifa kaynığı meyve, doğum kontrol hapının yan etkilerini azaltır” dedi.
Kara, yüksek kalori içeriğine karşın, çok düşük miktarlarda yağ ve protein içerdiği için ideal bir diyet besini olan üzümün yağların erimesine yardımcı olduğunu anlattı.
Bir kilogram üzümün, içerdiği besin değerleri açısından, “1.150 litre süt, 390 gram et ya da 1.2 kilogram patatese eşdeğer olduğunu” dile getiren Kara, şunları söyledi:
“Bir salkım üzüm, beyin hücrelerini zinde tutar. Üzümün, özellikle de renkli üzümlerin kabuğunda bulunan resveratrol isimli madde, hücre yenileyicidir. Bu madde tümör oluşumuna izin verebilecek hücre içi molekülleri etkileyerek kanser oluşumunu engeller. Kanser oluşumunu önleyen, kalp krizi riskini azaltan üzüm, güneş ışınları, stres ve sigara nedeniyle bozulan cildin güçlenmesini sağlıyor. Üzüm, ciltteki yaşlılık lekelerini ve kahverengi lekeleri de azaltır.”

VİRÜSLERE KARŞI DİRENÇLİ YAPIYOR
Vücudu virüslere karşı dirençli hale getiren, alerji ve kireçlenmelerde iltihabı önleyen üzümün, kozmetikte yaygın olarak kullanıldığını belirten Kara, “Üzümün hücreleri koruyan zengin maddeler içerdiğini keşfeden kozmetik dünyası, içinde üzüm özü bulunan yüz ve vücut kremleri, dudak koruyucuları ile hem cildimizi koruyan hem de güzelliğimizi besleyen ürünler üretiyor. Üzümde ve üzüm çekirdeği yağında bulunan cildi kuvvetlendiren güçlü nem tutucular, cildi besliyor” dedi.
Amino asitler, B vitaminleri, mineraller, potasyum, magnezyum ve demir içerdiği için bağışıklık sistemini kuvvetlendiren üzümün, içerdiği doğal fruktoz sayesinde vücudun harcadığı enerjinin kısa sürede depolanmasına yardımcı olduğunu anlatan Kara, içeriğindeki magnezyumun, vücuttaki asit-baz dengesini sağlaması nedeniyle iş verimliliğini de artırdığına dikkati çekti.

xarizma 01-03-2007 06:03

Yumurta alerjisine dikkat!
Besin alerjilerinin yüzde 30’unun yumurtadan kaynaklandığı, alerji belirtisi görülmesi halinde acilen doktora başvurulması gerektiği bildirildi.

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim ÜyesiYrd. Doç. Dr. İskender Yıldırım, insan sağlığını tehdit eden etkenlerden birinin de çeşitli nedenlerdenkaynaklanabilecek besin alerjileri olduğunu belirtti.

Besin alerjilerinin kusma, kaşıntı, döküntü, egzama ve hırıltılı solunum gibi belirtilerle ortaya çıktığını kaydeden Yıldırım, alerji konusunda özellikle yumurtaya dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

“Yumurtanın özellikle akı, küçük ve yetişkin insanlar için besin alerjisine neden olabilmektedir. Yumurta, besin alerjilerinin yüzde 30’luk bir oranla en yaygın sebeplerinden biridir. Yumurtaya karşı alerjik reaksiyonların görülme sıklığı çocuklarda erginlere göre daha fazladır.”

Yıldırım besin alerjisinin gerekli önlemlerin alınmaması durumundaciddi hastalıklara hatta ölümlere bile neden olabileceğini belirterek,”Tedavisi yapılmadığı takdirde ölümlere dahi neden olabilen besin ale

xarizma 01-03-2007 06:04

Yaban çileği vitamin deposu

Doğada kendiliğinden yetişen ve normal çileğe oranla daha küçük olan yaban çileğinin vitamin deposu olduğu bildirildi.

Uzmanlara göre yaban çileği, bağışıklığı güçlendiren besin değeri yüksek bir meyve. Çocuk felci, ağız ve deri yaralarını oluşturan bazı virüsler için öldürücü etki taşıyor. Halk arasında dağ çileği olarak da bilinen yaban çileği, C vitamini açısından oldukça zengin bir meyve.


Çileğin, aynı zamanda ishale yol açan bazı mikroorganizmaları durdurma özelliğine de sahip olduğunu belirten uzmanlar, "Yaban çileğinin besleyici ve vücuda zarar verecek bazı kimyasal maddelere karşı savaş veriyor. Sigaranın yarattığı damar tahrip edici özelliği azaltabiliyor. C vitamini açısından zengin olan ve besleyici özelliği bulunan yaban çileği, vücuttaki serbest radikalleri, bir şekilde vücuttan atmaya yönelik bir fonksiyon içeriyor. Kırmızı meyvelerde mevcut olan; ancak yaban çileğinde yoğun miktarda bulunan antosiyanin pigmenti sayesinde, vücuttaki zararlı etkenlerle savaşan yaban çileği, aynı zamanda damar tıkanmalarını önleyici özelliğe sahip. Ciltteki sivilce ve aknelere iyi geliyor. Kansere karşı koruyucu ve ilerlemesini önleyici özellikler içerir. İdrar söktürücü, romatizma ağrılarını azaltıcı etkisi vardır. Sinirleri kuvvetlendirip, bağırsak kurtlarını döker ve ateş düşürür. Çok güçlü bir besin olduğu için bazen alerjiye neden olabilir" dedi.

xarizma 01-03-2007 06:04

Karpuzun beyaz tarafı faydalı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden Doç.Dr. Funda Elmacıoğlu sağlık yönünden birçok faydası bulunan karpuzun sıcak günlerde daha da fazla tüketilmesi gerektiğini söyledi

Uzmanlar, yaz aylarının en ideal meyvesi olan karpuzun kabuğunun altındaki beyaz bölümün birçok yararı olduğunu belirtti.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Funda Elmacıoğlu yaptığı açıklamada, sağlık yönünden birçok faydası bulunan karpuzun sıcak günlerde daha da fazla tüketilmesi gerektiğini söyledi.

Karpuzun, yaz sıcaklarında en lezzetli serinleme yollarından biri olduğunu belirten uzman, karpuzun yüzde 95'inin su olduğunu ve vücudu temizleyici özelliği bulunduğunu vurguladı.

Elmacıoğlu, ''karpuzun besin değeri diğer birçok besinde olduğu gibi kabuğunda saklı. Bu nedenle, olabildiğince kabuğun altındaki beyaz kısım tüketilmeli'' dedi.

Kalp ve böbrek için yararlı

Karpuzun böbrekleri çalıştırdığını belirten Elmacıoğlu ''karpuz idrar söktürüyor, böbreklerdeki üre ve ürat tuzlarını temizliyor. Kum ve taştan yakınanların da tercih etmeleri gerekiyor. Antioksidan özelliğiyle çeşitli kanser türlerine karşı etkili olan bu meyve kalp, böbrek fonksiyonlarının ve kan basıncının düzenlenmesine de yardımcı olur" dedi.

Karpuz rejiminin, kısa sürede kilo vermek için ideal yöntem olduğunu söyleyen Elmacıoğlu, "karpuz, bol miktarda su, şeker barındırması ve boşaltımı hızlandırması gibi özellikleri nedeniyle kilo vermeyi sağlayabiliyor" diye konuştu.

xarizma 01-03-2007 06:04

Vitaminler!!!

A, C ve E vitaminlerinin bağışıklık sistemi açısından büyük bir önemi var. Vitamin tabletlerini doktora danışmadan kullanmanın yanlış olduğunu söyleyen uzmanlar, bu vitaminlerin mutlaka doğal yollardan alınması gerektiğini ifade ediyor: Bol bol balık, fındık ve ceviz tüketin

memorial Hastanesi Beslenme Diyet Bölümü'nden Dyt. Seçil Kenar bir yandan hastalıklardan korunurken bir yandan da kilo vermenin yollarını anlattı:

* Bağışıklı sistemini güçlendirmek için hangi besin gruplarını tüketmeliyiz? Bağışıklık sisteminde vitamin ve minerallerin önemi büyüktür. Son yıllarda yapılan araştırmalar, antioksidan vitaminlerin (A, C, E vitaminleri) bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve hücre zararı ile doku hasarına yol açan serbest radikalleri vücuttan uzaklaştırdığını göstermiştir. Yumurta, süt, balık, ıspanak, havuç, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini güçlü bir antioksidandır. Vücutta savunma sisteminde görev alır, lenfosit yapımı ve antikor oluşumunu arttırır. Böylece enfeksiyonlara karşı vücudu korur. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için koyu yeşil yapraklı sebzeler sık tüketilmeli, her gün 3-4 adet kuru kayısı yenilmeli, haftada 1-2 kez yumurta tüketilmeli ve aynı zamanda kaliteli protein içeriğinden dolayı düzenli süt ürünleri ve süt tüketilmelidir.

* C vitaminini doğal yollardan almak için hangi besinleri tüketmeliyiz? Önemli antioksidanlardan bir diğeri de C vitaminidir. C vitamini virüs engelleyicidir, vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlar, vücudu bakteri toksinlerinden korur, savunma sistemini güçlendirir. Yeşil biber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kuşburnu gibi besinler bol miktarda C vitamini içerir.

* E vitaminini ne kadar tüketmeliyiz? Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar, kurubaklagiller ve tahin gibi besinlerde bulunan diğer bir antioksidan da E vitaminidir. E vitamini de güçlü bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminde görevlidir. Yemeklere sıvı yağ koymak, haftada 2 kez kurubaklagil tüketmek, haftada 2-3 kez 6-7 fındık, 2-3 ceviz tüketimi ile E vitamininin yeteri kadar tüketimi sağlanabilir.

* Soğuk havalarda yağ tüketimini nasıl ayarlamalıyız? Yağ tüketiminin miktarı ve çeşidi bağışıklık sistemi üzerinde etkilidir. Günlük tüketilen yağ miktarının fazla olması bağışıklık sisteminin baskılanmasına sebep olur. Bu yüzden yağ tüketimini kısıtlamak, kızartma, kaymak, cips, pasta, krema gibi yağlı besinleri tüketmekten kaçınmak gerekir. Balık, balık yağı, fındık ve cevizde bulunan omega-3 yağ asitleri ise antioksidandır ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Ayrıca zeytinyağı, fındık yağı gibi sıvı yağlarda bulunan omega-9 yağ asitleri de bağışıklık sistemini olumlu etkiler. Bu yüzden haftada 2 ya da 3 kez balık, 6-7 fındık, 2-3 ceviz tüketilmesi, zeytinyağlı salata ve sebze yemeklerinin her gün düzenli yenmesi önerilmektedir.

* Probiyotik ürünler yararlı mıdır? Probiyotikler, bağışıklık sisteminin uyarılmasında, bağırsakların enfeksiyonlara karşı korunmasında, immünoglobilinlerin yapımının artırılmasında ve immünoenflamatuar hastalıkların önlenmesinde etkilidir. Probiyotik içeren besinlerin (yoğurt vb) düzenli tüketilmesi vücut açısından yararlıdır.

* Besinlerin dışında vitamin tabletleri kullanmak gerekli mi?
Vitamin - mineral tabletlerinin doktorun önerisi dışında kullanılması yanlıştır. Çünkü bazı vitaminler vücutta depo edilmektedir. Fazla kullanımı, karaciğerde fazla depolanmasına ve böylece vücuda toksik etki yapmasına yol açabilmektedir. Ayrıca vitaminlerin fazla alınması böbrek taşları gibi sağlık problemlerine neden olabilmektedir. Doğal besinlerden alınan vitamin ve minerallerin vücuda yararlılıkları daha fazladır.

xarizma 01-03-2007 06:05

Sebzelerİn Yararlari Neler?

Sebze ve meyveler ne kadar çiğ ve taze yenirse faydaları da o kadar çok oluyor. Eski insanların sağlıklı ve uzun yaşamış olmalarının sebeplerinden biri de, yiyeceklerini çiğ yemiş olmaları. Sebze ve meyveyi az yiyenlerde çeşitli hastalıklar daha çok görülüyor ve bunlar cılız, boysuz, dayanıksız ve kısa ömürlü oluyor.

ISPANAK
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD), tüketimde ıspanak salatası başı çekiyor. Demir yönünden zengin, koyu yeşil yapraklı ve güzel tadı olan ıspanak, diğer yapraklı sebzelere nazaran daha çok protein içeriyor. Salatada yenilen çiğ ıspanak, harika bir lif kaynağı. Ispanak suyu, bol C vitamini ile soğuk algınlıklarına karşı dayanıklılık veriyor ve hemoroid rahatsızlığına iyi geliyor.

Ispanak, provitamin A, C vitaminleri, demir ve çeşitli enzimlerce çok zengin olup, bu maddeler, insanda bol kan yapıyor. Ispanak ayrıca, kemiklerin ve dişlerin sağlamlığını temin ediyor. Ispanak suyu, kalp adalelerini de kuvvetlendiriyor. Özel enzimi ile pekliği giderip bağırsak zehirlenmesini önlüyor. Kalp rahatsızlığı olanlara, haftada 1-2 fincan taze sıkılmış ıspanak suyu içmeleri öneriliyor.

Uzmanlar, ıspanağın, karaciğeri, lenf bezlerini, kan dolaşımını uyardığını belirterek, hamilelere, 'kanlı-canlı bir bebeğe sahip olmaları için' bol ıspanak yemelerini tavsiye ediyor.

FASULYE
Taze fasulyenin, vücudun çalışmasını, gelişmesini ve tamirini sağladığını vurgulayan uzmanlar, genç-ihtiyar herkese tavsiye ediyor. Uzmanlar, taze fasulyenin, pankreas bezesini, böbrekleri, karaciğeri ve kalbi kuvvetlendirdiğini, albümin ve şekerde de çok fayda verdiğini bildiriyor.

BEZELYE
Kansızlığı gideren ve pekliği geçiren taze bezelyenin, kan kanserine karşı koruyucu etkisi olduğunu ifade eden uzmanlar, gıda değeri ve insana zarar vermeme bakımından fasulyeden daha üstün olduğunu savunuyor.

SİVRİ BİBER
Uzmanlar, biberlerde, bol beta karoten, C, P ve K vitaminleriyle bazı alkoloidler bulunduğunu kaydederek, bunların, mideyi kuvvetlendirdiğini, iştah açtığını ve mide tembelliğini giderdiğini söylüyor. Özellikle acı biberin, erkeklerde cinsel isteği arttırdığını belirten uzmanlar, P vitamini ile damarları yumuşatıp kanamayı önlediğini, K vitamini ile de kanın pıhtılaşma kabiliyetini arttırarak kanamaları durdurduğunu bildiriyor.

PATLICAN
Uzmanlar, patlıcanın, A vitamini, fosfor ve kendine has bazı esanslara sahip olduğunu, bunlarla sinirleri teskin ettiğini ve kalp çarpıntısını giderdiğini vurguluyor. Patlıcanın pankreas, karaciğer ve böbrekleri kuvvetlendirdiğini, bol idrar söktürdüğünü, vücuttaki fazla suyu dışarı boşalttığını ve kilo verdirdiğini kaydeden uzmanlar, şeker hastalarının, patlıcan salatasından çok fayda gördüğünü, kansızlığa iyi geldiğini, kanı arttırdığını ve kalbe sükunet verdiğini ifade ediyor. Uzmanlara göre, patlıcan, en sağlıklı olarak kül veya ocakta pişirilip kabukları soyulmalı ve ince kıyılmalı.

LAHANA
Bol miktarda B, C ve E vitamini ve potasyum içeren lahananın, şeker ve romatizma hastaları için de çok faydalı olduğunu belirten uzmanlar, bol arsenik, kükürt ve vitaminleri ile kanı temizleyip cildi güzelleştirdiğini, bol idrar söktürdüğünü, vücuttaki suyu ve zehirli maddeleri idrarla dışarı attığını bildiriyor. Uzmanlar, lahananın kansızlığı giderdiğini ve kansere karşı etkili olduğunu da kaydediyor.

Uzmanlar, sadece lahana çeşitlerinde bulunan U vitamininin, mide ve bağırsakların iç yüzeyini koruduğunu, oralardaki yaraların iyileşmesini sağladığını da vurgulayarak, bu sebzenin, yaşlanmayı önleyici ve kalp krizine karşı koruyan bir mineral kabul edilen selenyumun kaynağı olduğunu hatırlatıyor. Uzmanlar, selenyumun ayrıca, sağlıklı görünüşlü bir cilt verdiğini ve erkeğin cinsel gücünü arttırdığını da belirtiyor.

KARNABAHAR
Fosfat ve potasyum ihtiva eden ve içeriğinde, kadınları göğüs kanserine karşı koruyan 'indol-3 karbonal' bulunan karnabaharın, lahanadaki besin değerinin çoğuna sahip olduğunu bildiren uzmanlar, "Karnabahar çiçek olduğu için, bol bol fosfor ve vitaminleri, cinsiyet hormonu, bol E vitamini ve protein içerir. Bu maddeleri ile cinsel gücü arttırır, buna bağı olarak kalp rahatsızlıklarını da giderir. Sinirleri ve beyni iyi çalıştırır, onların yıpranmasını önler" diyorlar.

BROKOLİ
Uzmanlar, brokolide, havuçtakinden daha fazla beta karoten bulunduğunu söyleyerek, bu sebeple yenilebilecek, suyu içilebilecek en iyi besinlerden olduğunu kaydediyor. Beta karotenin, güçlü bir kanser savaşçısı olduğunu vurgulayan uzmanlar, yemek borusu, mide, bağırsak kanserleri tehlikesini azalttığını ifade ediyor.

Brokolinin ayrıca, B1 ve C vitamini ile dolu olduğunun altını çizen uzmanlar, yüksek miktarda kalsiyum, kükürt, potasyum ve selenyum maddeleri içerdiğini belirtiyor. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokolinin vitamin deposu olduğunu bildiren uzmanlar, suyunun havuç veya elma suyu ile karıştırılarak içilmesinin de faydalı olduğunu kaydediyor.

PIRASA
Pırasanın bol vitaminleri, mineralleri ve çeşitli nitritleri ile çok şifa verici özelliği bulunduğunu vurgulayan uzmanlar, mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları, damar sertliği için faydalı olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, pırasa yemeğinin, bağırsaklara yumuşaklık verip pekliği giderdiğini, hemoroidi olanlara da ferahlık sağladığını bildiriyor. Uzmanlar, pırasa çorbasının, böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürdüğünü ve vücutta birikmiş üre asidi ve ürat tuzlarını dışarı attığını ifade ediyor.

ENGİNAR
Karaciğer ve kalbin en iyi dostu olan enginarın kanı temizlediğini ve yorgunluğu giderdiğini vurgulayan uzmanlar, diğer zehirli maddeleri ve yorgunluk maddelerini idrarla dışarı atarak vücuda dinçlik verip dinlendirdiğini söylüyor. Uzmanlar, enginarın, beyin yorgunluğunu çabucak geçirdiğini, kalp adalelerini kuvvetlendirdiğini, onu rahatsız eden üre ve kolesterolü düşürerek kalbin rahat çalışmasını sağladığını, şeker hastaları için de çok faydalı olduğunu, mide ve bağırsakları dezenfekte ederek ishalleri durdurduğunu kaydediyor.

KEREVİZ
Kerevizin yaprak ve saplarının, bol vitaminleri ve çeşitli madeni maddeleriyle çok faydalı olduğunu belirten uzmanlar, mideyi kuvvetlendirdiğini ve iştah açtığını bildiriyor. Uzmanlar, kerevizin, iç salgı bezlerini ve özellikle vücutta çok çeşitli vazifesi olan böbrek üstü bezlerini çalıştırdığını, sinir yorgunluğunu da önlediğini ifade ediyor. Kanı pisliklerinden temizlediğini ve sivilcelerin geçmesine, yüzün pembe bir hal almasına yaradığını vurgulayan uzmanlar, kerevizin diğer faydalarını şöyle sıralıyor: "Karaciğerin şişliğini giderip onu yorgunluk maddelerinden temizliyor. Sarılığı gideriyor, böbrekleri çalıştırıyor, fazla suyu dışarı atıyor. Böbreklerden kumu, taşı döküyor. Şişmanları zayıflatıyor ve cinsel faaliyeti çok arttırıyor."

SEMİZOTU
Semizotunun, kanama hastalıklarında ve peklikte çok faydalı olduğunu kaydeden uzmanlar, kanı temizlediğini, bol idrar söktürdüğünü, kanı, üre ve benzeri pisliklerinden temizlediğini, sinir krizleri ve beyin yorgunluğunu geçirdiğini, böbrekteki kum ve taşı döktüğünü bildiriyor.

Semizotunun, şeker hastalarının susuzluğunu azalttığını, şişmanlara kilo verdirdiğini belirten uzmanlar, semizotu, yeşil salata olarak yenirse faydasının fazla olduğunu ifade ediyor.

PATATES

Avrupa ve ABD'de mutfağın baş köşesinde yer alan patatesin besleyici maddelerinin çoğunluğunun, kabuğunun hemen altında veya yakınında olduğunu belirten uzmanlar, bu sebeple patatesin, kül veya buharda pişirildikten sonra soyulması gerektiğini vurguluyor.

Patatesin mutlaka salata veya soğanla yenilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, patates, yağda kızarmış olarak yenmezse kilo aldırmadığını, şişmanlar ve şeker hastaları için iyi bir gıda olduğunu bildiriyor. Şeker hastalarının, ekmek yerine bol patates yiyebileceğini söyleyen uzmanlar, ancak potasyumun zayi olmaması için, patateslerin külde veya çift tabanlı tencerede pişirilmesi gerektiğini kaydediyor.

Uzmanlara göre, patatesin yaklaşık yüzde 20'si karbonhidrat ve kalori değeri oldukça düşük. Bol B vitaminleri, C vitamini, protein, kalsiyum, demir ve fazla miktarda potasyum içeriyor. Orta boy bir patates, günlük C vitamini miktarının 1/3'ünü temin ediyor. Sindirimi kolaylaştırıyor. Bağırsakları, böbrekleri ve kanı temizliyor, kabızlığı önlüyor. Kansere karşı koruyor ve yorgunluğa karşı birebir.

DOMATES
Bol ve çeşitli vitaminleri, mineralleri ve faydalı organik asitleri ile tıbbi değeri çok yüksek bir sebze olan domatesin, vücuda kükürt, fosfor ve organik sodyum verdiğini vurgulayan uzmanlar, bir domatesteki C vitamininin, tavsiye edilen günlük miktarın yüzde 50'sinden fazla olduğunu bildiriyor.

Uzmanlar, domatesin damarları yumuşattığını, kanı durulttuğunu, üre miktarını düşürdüğünü, vücudu gençleştirdiğini belirterek, kalp, karaciğer, böbrek bozuklukları ve şekerliler için çok faydalı olduğunu ifade ediyor.

Domatesin, böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürdüğünü ifade eden uzmanlar, vücutta biriken üre asidi ve ürat tuzlarını eriterek idrarla dışarı attığını, vücutta biriken suyu boşalttığını kaydediyor. Uzmanlar, kansere tutulmamak için domatesin iyi bir sebze olduğunu bildiriyor.

Domatesin C ve E vitaminleri içerdiğini, zengin bir potasyum kaynağı olduğunu ve çok az miktarda tuz bulunduğunu söyleyen uzmanlar, yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olduğunu ve vücudun su tutmasını engellediğini ifade ediyor. Domatesin hazmı kolaylaştırdığını, özellikle nişastalı yiyeceklerin (hamur işleri, kuru erzak) kolay sindirilmesini sağladığını vurgulayan uzmanlar, kabuk ve çekirdekleriyle bağırsakları harekete geçirdiğini ve pekliği giderdiğini belirtiyor.

SOĞAN
Soğanda bol miktarda A, B ve özellikle C vitamini, bol fosfor, iyot, silis, kükürt gibi vücuda çok faydalı maddeler, antibiyotik vazifesi gören esanslar ve hazım arttırıcı fermentler bulunduğunu kaydeden uzmanlar, kalp ve prostat bozukluğu, pankreas tembelliği (şekerliler), sinir zafiyeti, romatizma, cilt hastalıkları, cinsel iktidarsızlık, mide zayıflığı gibi hastalıklarda çok fayda verdiğini, bol idrar söktürdüğünü ve vücutta birikmiş su ve üreyi dışarı attığını bildiriyor. Soğanın, vücuttaki fazla tuzu da dışarı attığını belirten uzmanlar, pankreası çalıştırarak insülin ifrazatını arttırdığını ve kanda şeker seviyesini düşürdüğünü kaydediyor.

Fazla soğan yenen ülkelerde kanserin nadir görüldüğünü ve o ülke halkının uzun yaşadığını ifade eden uzmanlar, soğanın, karaciğeri ve bağırsakları dezenfekte edip zehirlerini temizlediğini ve gıdaların orada vücudu zehirlemesini önlediğini, bağırsak kurtlarını döktüğünü bildiriyor.

Uzmanlar, ağızda soğan kokusunu gidermek için yemekten sonra biraz ekmek kabuğu veya maydanoz çiğnenmesinin yeterli olduğunu söylüyor. Uzmanlar ayrıca, soğanın patateslerden ayrı, kuru, soğuk bir yere kaldırılması gerektiğini, çünkü soğan ve patatesin birbirini etkilediğini ve soğanın, patateslerden salınan nemle yumuşadığını hatırlatıyor.

SARIMSAK
Uzmanlara göre, bu keskin kokulu yumruda, her türlü harika özellik mevcut. Sarmısağın tansiyon düşürdüğü, kan pıhtılaşmasını azalttığı, kötü LDL kolesterolünü düş, dürdüğü, bazı mide kanserlerini önlediği, bağışıklık sistemini güçlendirdiğinin ispatlandığını söyleyen uzmanlar, sarımsaktaki "allicin" denilen bir maddenin, sadece kendi özgü kokusunu vermekte kalmadığını, ayrıca bakteri gelişimini önlediğini, vücuttaki mantarı ve maya oluşumunu tahrip ettiğini kaydediyor.

Uzmanlar, sarımsakta 2 kuvvetli antibiyotik, çok tesirli esanslar, bol iyot ve kükürt bulunduğunu ve insan sağlığında çok değerli vazife gördüğünü belirterek, "Damar sertliğini giderir, kanı durultur, kalbi kuvvetlendirir, bronşları dezenfekte eder, cilt hastalıklarını giderir ve kansere karşı korur" diyorlar.

Uzmanlar, sarımsaklı yoğurdun, zehirlenmelere karşı insanı koruduğunu ve sarımsağın en ince damarları dahi temizleyerek oralara kan gitmesini sağladığını bildiriyor. Uzmanlar, sarımsağın, bütün salgı bezlerini çalıştırmak ve vücudu zehirlerinden temizlemek suretiyle, genç ve dinç olmayı, uzun yaşamayı sağladığını kaydediyor.

HAVUÇ
Uzmanlar, havucun, süratle kan yapıcı, kuvvetlendirici, ishal kesici, peklik giderici, mide ve bağırsağın yakın dostu, safra akıtıcı, karaciğeri kuvvetlendirici ve yeri doldurulamayan bir sebze olduğunu söylüyor. Kansızlık halinde, sabah-öğle-akşam taze çıkarılmış 1 çay bardağı havuç suyu içilmesi, suyu çıkarılamazsa ince rendelenmesi ve iyice çiğnenerek yenilmesi öneriliyor.

Mide ve bağırsak kanamalarında da havuç suyunun çok faydalı olduğunu ifade eden uzmanlar, havucun, özel şekeri, A vitamini ve bol vitaminleri ile karaciğeri kuvvetlendirdiğini, ona rahatsızlığında kendi kendini tamir imkanı verdiğini, vücuttaki üre asidi, ürat tuzları, benzeri yorgunluk maddelerini, diğer zehirleri idrarla dışarı attığını vurguluyor.

Havucun, bol A vitamini ile cilde temizlik ve pembelik verdiğini ve gözlerin sıhhatli kalmasını sağladığını belirten uzmanlar, kalp rahatsızlığı ve damar sertliği olanlara havucun çok fayda verdiğini, her gün yenen bir havucun da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indirdiğini bildiriyor.

Uzmanlar, havuçtaki beta-karotenin de gözleri, yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruduğunu ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini vurgulayarak, havuçların çiğ veya pişmiş olarak yenilirken asla soyulmaması gerektiğini, sadece temiz yıkamanın kafi olduğunu kaydediyor.

SALATALIK
Salatalığın kanı temizlediğini, karaciğeri ve böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürdüğünü ifade eden uzmanlar, idrarla birlikte vücuttaki üre asidi ve ürat tuzlarını eritip dışarı attığını bildiriyor. Salatalığın, içeriğindeki bol kükürdü ile kanı temizlediğini, ciltteki ter bezlerini çalıştırdığını belirten uzmanlar, bol vitamin ve madeni madde verdiğini, böylece cildin taze ve pürüzsüz olmasına yardım ettiğini vurguluyor.

Salatalığın kendisi veya suyunun, cildi bir tonik kadar temizlediğini söyleyen uzmanlar, et yemeklerinin verdiği susuzluğu kestiğini kaydediyor. Salatalığın, sıcak bir havada iç ısısının dış ısıdan 20 derece daha düşük olduğu ve bu sebeple serinletici olarak yendiği bildiriliyor.

TURP
Uzmanlar, çeşitli esansları, bol C vitamini, iyot ve kükürdüyle turpun, karaciğeri midçalıştırdığnı, böbreklerdeki kum ve taşı döktüğünü, bronşlara çok iyi tesir ettiğini, dalak şişliğini giderdiğini ve cildi güzelleştirdiğini ifade ediyor. Uzmanlar, turpun bağırsakları dezenfekte edip pekliği giderdiğini, akşam yenilen turp veya içilen bir bardak turp suyunun çok iyi uyku verdiğini söylüyor.

MAYDANOZ
Uzmanlara göre maydanoz, dünyadaki en besleyici yiyeceklerden birisi ve bir demir deposu durumunda. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum, kükürt ve A vitamini bulunuyor. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılıyor. Böbrekleri, karaciğeri ve idrar yollarını temizlemeye yardım ediyor. Kan şekerini normal seviyede tutuyor ve kansere karşı da koruyucu.

MARUL
Bol miktarda çeşitli mineralleri içeren marulun, sinirleri teskin edip iyi uyku verdiğini ve erkeklerde cinsel arzuyu frenlediğini belirten uzmanlar, yemekten önce salata şeklinde yenen marulun, şeker hastalarının kandaki şeker seviyesini düşürdüğünü bildiriyor. Marulun bol idrar söktürdüğünü ve kanı pisliklerden temizlediğini vurgulayan uzmanlar, karaciğer ve dalak şişliğini, sarılığı giderdiğini, kadınlarda adet dönemlerinin, zamanında ve ağrısız olmasını sağladığını bildiriyor. Uzmanlar, marul suyu, yüze sürülürse ergenlik sivilcelerini giderdiğini, oralara tazelik ve pembelik verdiğini kaydediyor.

ROKA
Çeşitli esansları, P ve K vitaminleri, çok faydalı mineralleri içeren rokanın, karaciğerin dostu, mideyi kuvvetlendirici, kansızlığı gideren, cinsel gücü çok arttıran bir yeşillik olduğu ifade ediliyor. Uzmanlar, yeşil salata şeklinde yenen rokanın, tadı ve asitleri ile mideyi çalıştırdığını, hazmı arttırdığını, iştahı açtığını, böbrekleri çalıştırdığını, idrar söktürdüğünü ve karında toplanan suyu boşalttığını bildiriyor.

TERE
Terenin, çiğ salatalara lezzet ve canlılık kattığını, ayrıca değerli bir sebze suyu olduğunu vurgulayan uzmanlar, çeşitli vitaminler ve özellikle C vitamini, bazı faydalı esanslar ve mineralleri ile çok tesirli ve faydalı olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, terenin, karaciğer, böbrek ve bronşları çalıştırdığını, gribi geçirdiğini, kanda şekeri düşürdüğünü, kansızlığı giderdiğini, acı tadı ve diğer maddeleriyle mideyi çalıştırıp hazmı arttırdığını, iştahsızlık çekenlere çok fayda verdiğini, bol demiri ile kanı tazelediğini, kansere karşı koruduğunu, bağırsaklardaki çeşitli solucanları döktüğünü kaydediyor.

Uzmanlar, terenin sinirleri dinlendirdiğini ve cinsel isteği arttırdığını belirterek, çiğ olarak, az miktarlarda yenilmesini tavsiye ediyor. Uzmanlar, fazlasının zarar verdiği uyarısında bulunmayı da ihmal etmiyor.

ŞALGAM
Şalgamın taş ve kum döktüğünü, bronşları boşalttığını, bol idrar söktürdüğünü ve pekliği giderdiğini söyleyen uzmanlar, şalgamın yaprakları ince kıyılarak salata şeklinde yenirse yukarıdaki hastalıklara iyi geldiğini bildiriyor. Uzmanlar, şeker hastalarının da şalgam yiyebileceğini vurguluyor ve şalgam ne kadar çiğ yenirse o kadar faydalı olduğunu hatırlatıyor.


Türkiye`de Saat: 13:01 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580