|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
05-04-2010, 11:21 | #1 | ||
.::Huzur::. Üyelik tarihi: Oct 2009
Mesajlar: 715
Tecrübe Puanı: 20 |
Onu beklerken, ilk gözyaşı düştü avuçlarıma, daha kelimelerimi tüketmemişken.. Sınırlarının dikenli tellerine takıldı ellerim, ilk kan düştü sürgün vermemiş toprağıma, ilk tomurcuk.. Şehrayinler aydınlattı gecelerimi, bir kasım ortasında esen hazan rüzgarlarına açtım yaralarımı. Bahçedeki yaşlı çınarın gövdesine dayadım sırtımı. Hazanın savurduğu yapraklar örttü bedenimi. Onu beklerken anladım umudun nasıl bir şey olduğunu, bir verem mikrobunun bedenleri nasıl yok ettiğini anladım. Ona söyleyecekken ……………. Savruldum rüzgarlarda. Ayın güneşe nasıl tutulduğunu izlerken, onun için saydım gökteki yıldızları, ona adadım ömrümü. Şimdilerde tek gözümle ağlıyorum, çünkü ona ağladım yağmurları. Yediveren gülleri suladım gözyaşlarımla. Onu anarken takıldım herşeyde, sendeledim, düştüm. Velleylide takıldım bir Perşembe gecesi yasin okurken hıçkırıklarla. Onu beklerken kaydı elimden kalemim, rüzgar savurdu kağıtlarımı. Ona doğru savruldu şiirlerim. Hislerimi kaybettim onu beklerken, sabrın taşları ne denli parçaladığını gördüğüm anda, ona doğru durdum dimdik. Onun için suladım en güzel gülleri, ona benzetim açmamış tomurcukları. Onun yoluna gömdüm tüm günahlarımı, kaybettim alışkanlıklarımı. Yalanmış tüm öğrendiklerim ona doğru kaydı tüm benliğim. Onu beklerken alevlerde kavruldım kışın ortasında, yaz ortasında yorganlara sarıldım, üşüdüm. .. Mektuplarımı şişelerin içine koyarak ona gönderdim okyanuslarda. Tüm kuşlara tembihledim, ona doğru uçun. Sürgün ülkelerin kayıp başkentlerini adımladım onu düşünürken. Kayıp kentler keşfettim, yalnızlık yegane dostumken hüzün hiç terketmemişken yamaçlarımı, onu beklerken yalnızlaştım biraz daha. İnce sazımın kırık tellerinde söyledim ona türküleri... Onu beklerken, daha kelimelerimi tüketmemişken , ona söyleyecekken………… ... _Mehmet Akif Baltacı_
__________________ . Siz onları üzdünüz,siz onları kapının dışına sürdünüz..Onları ağlattınız,saçlarını dağıttınız,rüzgarlara bıraktınız..Siz bıçaklar sapladınız,sessiz olun deyip ağızlarımızı kapadınız. O yaşlı başlarınızı kaldırın!..Ve hem yaşınızdan hem de başlarınızdan utanın!.. Evet ! | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |