|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
07-03-2008, 14:33 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Oct 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 4.096
Tecrübe Puanı: 21 |
1982'li yıllarda kapalıda yer kavgaları hat safhaya ulaşmıştı. O zamanlar kapalı, eski açık, yeni açık ve numaralıda müsabaka yapan iki takımın taraftarıda yerini alırdı. Sadece kapalıdaki o akustik hava stadın geneline hakim olur ve bütün tribünler bu sese uyum sağlardı. Kapalının, stadın geneline hakim olan o akustik yapısı nedeniyle tüm taraftarlar burada yoğunlaşırdı, taraftarlar takımlarına destek vermek için yer kavgasına başlayınca beraberinde sabahlamaları da getirdi. Bizler o dönemlerde doğru dürüst para bulamadığımızdan stada girmek için ya satıcı gibi erkenden girerdik yada kaçak girmenin yollarını arardık ve yönetimlerde bize sahip çıkmadığından çoğu zaman sabahladığımız halde bazen maçada giremezdik. Tüm bu olumsuzluklara rağmen hiçbir zaman büyüklerimize saygısızlıkta bulunmadık, bizden küçük olanlarıda zarar görürler diye sabahlamalarına izin vermiyorduk. Bu tavır, tutulan takıma sahip çıkmanın yanısıra semtine ve semtindeki insanlara da sahip çıkmanın vazgeçilemez yapı taşlarındandır. Sarı Murat,Küçük Erol ve Yavuz (Tekdiş) bize bunun için sürekli sitem eder hatta bizi gizlice takip etmenin yollarını ararlardı fakat biz yine de izin vermezdi. 1985-1986 sezonunda yine sabahlamak üzere toplanmışız, motor iskelesinin önündeki üst geçidin altındayız. fb'liler sabahlayamadıklarından arabayla üstten monotof atıp kaçmışlardı koştuk fakat yakalayamamıştık. Sabaha doğru, Yıldız yokuşundan Yenimahalleye oradan aşağı ıhlamurkuyu dan Kerem sinemasının önünden Şair Nedim Caddesine çıktık. Birden karşımıza ekip çıktı ve bizi dağıtmak için müdahale etmeye çalıştı, ortalık toz duman ve ekip çekilmek zorunda kaldı, bizde Caddeyi takip ederek Yüzme İhtisa Klübünün (Swis otelin altı) altındaki ağaçlığa çıktık. Sayım yaptık ve Cüce Ayhan ortada yok, geri dönerek baktığımızda İzmit'den gelen bir taraftar vardı yaklaşık 130 kg. sete çıkamamış ve Ayhan'dan yardım istemiş, Ayhan'da yardım edeyim derken koyun postu gibi adamın altında kalmıştı. Bizim için komik bir olaydı fakat Ayhan'ın Beşiktaş'lı taraftara yardımcı oolması takdire şayandı. Şu an ise, tantanacılar stadın çevresinde taraftarı çarpmak için fırsat kolluyor ve insanları teşkilata getirmeye çalışıyor, müdahale olunca hemen Çarşı ismini kullanıyorlar. Bunlar için Çarşı mutlaka önlem almak zorundadır, taraftara sahip çıkmak boynunun borcudur. gs, a.gö.ü'nü 8-0 yenmişti ve şampiyonluğu kucaklamıştı. Yaklaşık 20 arkadaş Maçka'dan ilerlemeye başladık, Spor Serginin önünde polis korumasında yaklaşık 1500 gs'li şampiyonluk turu atıyor. Beklendiği üzere çatışma başladı Orduevi'ne kadar kovalarken yerde esmer bir çocuk ağlıyor, bizimkilerde indirmek üzere önlerine set oldum, bu çocuk bizimle deplasmanlara gelen Beşiktaş'lı sandığımız salak çıktı.... ) Yinede müdahale ederek çocuğu darbelerden koruyup kaldırdık ve o çocuğu bir daha bizim maçlarda göremedim. Maçka otelinin önüne geldiğimizde bir araç gs bayrağı ile tur atıyor, herkes elindekini savuruyor bende elimdeki parke taşını atarken birden neye uğradığımı şaşırdım, adeta kafamı duvara çarpmıştım !!! "Yolun ortasında direk yoktu bu nerden çıktı" diye bağıra bağıra geri çekiliyorum. Ayhan yanıma koşarak bana yardımcı olmaya çalışıp özür diliyor. Meğer oda araca parke taşı atmaya çalışmış tutturamayarak yanlışlıkla benim kafama o koca taşı indirmişti. .................................................. .......................................... gs maçına sabahlayacağız, Mabet tadilat da olduğu için maç Kadıköy'de oynayacak, gece saat 11:30'da Karaköy'den kalkan son vapura yürüyerek yetişmeye çalışacağız. Neyseki son vapura yetiştik, parası olan jeton almaya başlamıştı ki bir anda başta galugulu yılmaz elinde zincirle ve diğer gs'liler saldırmaya başladı. Hemen toparlandık ve karşı saldırıya geçtik, ani baskın beklemiyorduk fakat her an tetikte olma gereği ile şartlanmış ve saldırıyı karşı saldırıyla cevaplamıştık. Perşembe Pazarı ve Bankalar Caddesine kadar önümüze ne gelirse süpürdük, sonuçta kovalamanın verdiği müthiş bir huzurla vapurumuza bindik. (Jetonsuz) Sabaha kadar Kalamış tarafında sabahladık, saat 5:00 civarı stada gitme kararı aldık ve başladık yürümeye, bir tane bile gs'li yoktu fakat yaklaşık 200 kadar polis önümüzü kesti ve bize müdahaleye kalkıştı. Aynı inançla bizde karşılık verince neye uğradıklarını şaşırmışlardı, bazıları kaçamamış apartman aralarına saklanmaya çalışıyor bazılarıda kapılara vurup bağırıyordu. Bazı arkadaşlar ellerindeki sopaları atmaya başladı (hata) uyardık fakat dinletemedik ve geri çekilerek Kalamış parkına döndük. Bizi burada çevirdiler ve arama yapacaklarını söylediler bizde sırtımızı denize vererek malzemeleri suya bıraktık. Polis kortejinde stada götürüldüğümüzde yeni gelen taraftarlar, akşamki olayları duymuş olacaklar ki bizi alkışlarla karşıladılar. O kadar sene tüm maçlara sabahladık fakat gs'lilerle bir kez karşı karşıya geldik, bizim maçlara sabahlamıyorlardı, oda onlara ders oldu. Kızıltoprak olaylarını da anlatıcam..... Salkım salkım tan yelleri estiğinde Mavi patiskaları yırtan gemilerinle Uzaktan seni düşünür düşünürüm İstanbul Bin bir direkli Haliç’inde akşamlar Adalarında bahar Süleymaniye’nde güneş Hey sen ne güzelsin ey kavgamızın şehri İstanbul Tophanenin karanlık sokaklarında Koyun koyuna yatan çocuklarınla bekle Bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi İstanbul Haramilerin saltanatını yıkacağız Bekle o günler gelsin, gelsin İstanbul Sen bize layıksın bizde sana İstanbul İstanbul Boşuna çekilmedi bunca acılar Büyük ve sakin Süleymaniye’nle bekle Parklarınla köprülerinle meydanlarınla Bekle bizi İstanbul Bekle bizi İstanbul .................................................. .............................. Kadıköy'de fb maçına sabahlayacağız, gece tenteli bir kamyon ile karşıya geçeceğiz. Toplam mevcudumuz 34 kişi civarında, karşıya geçtik, yine Göztepe'de tren yolu üzerinde raylarda bekliyoruz. (Tam olarak neresi bizde bilmiyoruz) Sabaha doğru, Kalamış'a doğru ilerlemeye başladık ve köşeyi döndüğümüzde bir gözcü farkettik. Aşağıda ise yaklaşık 400-500 fbli var, sol tarafta hürriyet elindeki emaneti yere sürerek etrafa kıvılcımlar saçıyor. Sokak lambaları sönük durumdaydı, biz aşağı inene kadar lamabalar yandı, bizde bir an şaşkınlığa sebep oldu. Neyse kavga başladı, vur vur adamlar bitmiyor, geri çekilmek zorunda kaldık bu esnada ekiplere yakalandık. (Benimle birlikte bir kaç kişi) Kızıltoprak Karakolunda ufak bir fasıldan sonra kimlik tespiti yapıldı ve rezalethaneyi boyladık. İfade vermek için ara koridora çıktığımızda, Bayrampaşalı Şenol, Bağlarbaşılı Uğur ve bir kaç kişi daha köprü üzerinde fblilerle kapışıyor. Hemen fırladık joplarla geri püskürtüldük, yardım edememenin azabını yaşıyorduk. Bizimkiler binlerce fb liye karşı daha fazla dayanamadı ve Karakola sığınmak zorunda kaldı, fbliler Karakolun camlarını taşlamaya başladı bu esnada bizimkiler Karakol girişindeki yangın mızrakları ve kazmaları alıp karşı saldırıya geçti, içerdeki mutluluğumuzu ifade etmek mümkün değil, yaklaşık 150 metre kovaladılar. Bazılarıda kurtulmak için kendisini kurbağalı dereye atmıştı. Polisler, yaklaşık 30-40 fbliyi getirip rezalete attı fakat yer dar olduğu için sığmadılar, bizi çağırıp kapıya omuz atmamızı söylediler, içerden sesler geliyor tabii yer ufak zor bela sığdırdık. Hastaneden haberler gelmeye başlayınca biraz üzüldük. Akşam ki kavga sonucunda, 80 fbli hastaneye kaldırılmış bizden de 7 kişi yara almıştı.Öğleye doğru fblileri paketleyip gönderdiler bizide maç sonuna kadar misafir edip bıraktılar. Sonuçmu??? Vesilonoviç, (Ganyan Veysel) maçtan evvel avucunu açarak 5 işaretini göstermişti nitekim BEŞİKTAŞ'lı futbolcular onu kırmadı. -------------------------------------------------------------------------------- Yine fb maçı yer Ali Samiyen. Sabah doğru Mecidiyeköy'deki eski otobüs durağının altında beklemeye başladık. Rahmetli KOKO (Cavit) arabayla gelerek bize müjdeli haberi verdi. "fb liler Zincirlikuyu tarafından geliyor koşun" Yayından fırlamış ok gibi fırladık, stadın önünde kapışmaya başladık muzo'nun burnu kırılmış ve kanlar içinde kalmıştı. Ekiplerde kavganın arasında kalmış ve ne yapacağını şaşırmıştı derken fb li bir çocuk Polisin elinden jopu alıp aramıza dalıp uzaklaştı. Biz de zincirden boşanırcasına saldırdık ve Profilo'nun aşağısına kadar kimi yakaladıysak tepeledik. fb liler için durum içler acısıydı, kapılar açıldıktan sonra aramıza dalan çocuk yanımıza geldi ve bizimle konuşmak istedi Çene çocuğu tokatladı ve kovdu. fb yi yine 4 golle uğurladık. Aramıza dalan fb li çocuk daha sonra öğrendiğimize göre, başka kanala geçerek Okmeydanı civarında öldürülmüştü. Bu da ayrı bir hüzün... Eski düşmanda olsa, bu cesaretli insanı anmadan geçmek doğru olmaz...
__________________ KIZLARIN GÖZÜ HEP YÜKSEKLERDE ZENGİN PARALI ŞIK ERKEKLERDE BİZİM ONLARDAN NE FARKIMIZ VAR BEŞİKTAŞLIYIZ ! İŞTE O KADAR.. | ||
|
07-03-2008, 14:33 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Oct 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 4.096
Tecrübe Puanı: 21 | Spor Sergi'de fb ile basket maçımız var, gece Maçka Parkının üzerinde sabahlamaya başladık. Gece çok soğuk ve yerler karlıydı, ateş yaktık fakat nafile soğuk iliklerimize işliyor. Hürriyet poşusunu başına sarmış karda yatarak şov yapıyor, hepimiz bu duruma gülüyoruz. Bu maç aynı zamanda Bağlarbaşılı Uğur'a yapılan kalleş saldırınında cevabı niteliğindeydi. Fakat bazı arkadaşlar, soğuktan dolayı, çaya çorbaya gidiyorum bahanesi ile gece kaçmaya başladı. Kalanlar ise aklımda kaldığı kadarıyla, Bango Veysel, Bayrampaşalı Şenol, Mostra Kemal, Güneşin Oğlu, Şeytan Yılmaz, Suadiyeli Hakan, Asabi Sedat, Karga Mustafa, KOKO ile birlikte yanlarında semtlerden arkadaşlar ve birde tam kadro biz vardık. Sabaha doğru Açıkhava Tiyatrosunun altında fb liler göründü, bizde maratona başladık. fb lileri Divan Otelinin önüne kadar kovaladık, buradaki köprünün üzerinden bizi taşladılar, tekrar yüklendik ve müthiş bir av başladı. Taksim'de bizden başka kimse kalmadı, Etap otelinin yanı, Gümüşsuyu, Beyoğlu, Elmadağ ve Cihangir komple temizlenmişti. Spor Sergiye geri döndük, sabah fb liler polis eşliğinde Harbiye istikametinden tezahürat yaparak gelmeye çalıştı ve aynı şekilde ikinci kez kovaladık. Geri çekilirken ekipler beni aldı, bende elimdeki malzemeyi ağaçların arasına fırlattım, beni ve Nenem Ağzı paketleyip harbiye Karakoluna götürdüler. İçeri girdiğimizde 2 tane esmer vatandaş vardı, polisler onlara ağbi falan diyor. Onları nezaretten çıkarıp bizi attılar, nezaretin önünde bu 2 vatandaşın ifadesi alınıyor. - Ağbi bankayı niye soydunuz. *Paramız yoktu. -Duvarı neyle kırdınız. *Çekiç ve murçla kırdık. -Çekici nerden aldınız. *Nalburdan çaldık. -Niye çaldınız. *Paramız yok dedik ya. Bizde bu mevzuyu gülerek dinliyoruz, vatandaşlar Kasımpaşa Pamukbank Şubesini soymuş fakat parayı yakalatmamışlar Onları sevk ettikten sonra bize Karakol için arka bahçede odun kırdırdılar ve komple Karakolu paspaslattıktan sonra maç bitişinde serbest bıraktılar. Maçın sonucunu da hatırlamıyorum. .................................................. .................................................. .............................................. 1990 yılı Askerden yeni gelmişim, Mabet te fb maçı oynanacak, geceden tüm hazırlıklarımızı yapmışız fakat bu sefer sabahlama mekanımız Stadın önü, kalabalığız ve kendimizden de eminiz. fb lilerin Açıkhava Tiyatrosu etrafında olduğunu duyduk, Cem, Cüce Ayhan, Marlo Erdal, Sarı kısaca ÇARŞI olarak bizler çaktırmadan stadın önünden ayrılıp Gümüşsuyu istikametine koşar adımlarla çıktık. Bazı arkadaşlar yanlarına çoğu zaman emanet almaz kavga sırasında emanetleri atıp kaçanların emanetlerini alırdı. Bende de emanet yoktu, Mete Kavşağında soluk soluğa kalarak kavgaya başladık, taşlar molotoflar yağmaya başladı, Sarı solda biraz arkada, yanında ve biraz önde Cem, yanında ben, sağ tarafta Marlo sıralanmışız. Emaneti kullanamayan bir çocuk öylece yanımda duruyor, emaneti istedim vermedi o esnada emaneti yere atarak kaçtı, bende yere eğilip emaneti almaya çalışınca kafama taş yedim ve bir anda fb lilerin arasında kaldım, geri baktığımda bizimkilerin çekildiğini farkettim fakat iş işten geçti tabii..... Sonuç, stratejik hata stadın önündeki arkadaşlar ile birlikte fb lileri uçurabilmek varken yokuş yukarı koşarak kavgaya girdik ve ben 22 emanet yarası ile Şişli Etfaldeyim. Etfale gidişimde ilginç, bir Polis beni ayağa kaldırdı ve şoför arkadaşına arka kapıyı açmasını söyledi, oda "arabam kan olur" diyerek bastı gaza başka bir ekip otosu geldi ve oda aynı şeyi söyledi, beni ayağa kaldıran Polis elindeki gazeteyi göstererek "bunu serelim, birşey olmaz genç çok kan kaybediyor" dedi ve bu şekilde Şişli Etfale yetiştik. Ameliyat olmam gerekiyor fakat kan kaybı çok olduğundan sadece lokal anastezi ile çalışıyorlar. 4-5 doktor biri kolumu dikiyor biri bacağımı biri böbreklerde diğeri kalbe bakıyor. Ertesi sabah, yattığım yerden (Girişte solda ilk oda) kapıya bakıyorum Çolak Cüneyt ile Cüce Ayhan ve Deve Erol beni ziyarete gelmiş fakat ailemden çekindikleri için içeri giremiyorlar, işaretederek yanıma çağırdım ve maçın sonucunu sordum. BEŞİKTAŞI'ımızın uğruna yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim. Ve en önemlisi sorumlulukların hepsi bana aittir. Bizler kanımızı ve canımızı, kimine göre bir hiç, bize göre de Şerefimiz için verdik. Hiç kimsenin çekincesi olmasın, bu olayları bir daha yaşamak gerekirse İMTİNA ETMEYİZ........ Sıra Deplasman maceraların .................................................. .................................................. ................................... Özer, ara sıra araya girerek hatırlatmalarda bulunuyor ve gerçekten de iyi yapıyor. Bazı olayları hatırlamakta zorlanıyorum hatta arkadaşlarımın isimleride buna dahil. Bu nedenle ismini unuttuğum tüm arkadaşlardan özür dilerim. (Unutmadan !!! Yara aldığım maçta, boğazıma döner salladılar eğildim saçım ile derimin bir bölümü benden ayrılmak zorunda kaldı.) Eskişehir deplasmanına gideceğiz, Süleyman Seba nasıl olduysa taraftar için otobüs kaldırma kararı aldı. Cepte beş kuruş yok sadece yüreğimizde BEŞİKTAŞ sevgisi var üstelik Ramazan ayındayız. Açıklama yapmayayım bir şekilde yolda karnımızı doyurduk ve Eskişehir'e indik. İnci (Selim), Cüce Ayhan, Pembe Hasan hep beraber stadtan uzaklaşıp şehre girdik. Ara sokaklardan birinde bir pastahane bulup karnımızı doyurduk ve dolaşmaya devam ederken Es-Es ler birden karşımıza çıktı, 150-200 kişi varlar meğer onlarda stada gelip kavga yapacaklarmış. Onlarda şaşkın bizde tabii şaşırdık, bizim Es-Es avına çıktığımızı sanıyorlar. Biraz küfürleşme falan sonra konuşmalar ve derken düzgün bir şekilde kavga çıkarmadan ayrıldık. Stadın yanında boş bir alan vardı, Semra ÖZAL helikopter ile maça gelmişti hepimiz nefretle bakıyoruz, onun BEŞİKTAŞ taraftarı olması zorumuza gidiyordu. Neyseki maçı Ziya'nın golüyle kazandık ve geri dönüşümüz muhteşem oldu. Bilecik'te mola verdik, yemek yiyicez bütün esnaf dükkanları kapatmış. Açık bir dükkan bulduk ve içeri daldık, yemeğimizi yiyoruz, çıkışta para kasasında rahmetli CAVİT (KOKO) hesap alıyor. Cavit'i tanımayanlarda hiç itiraz etmeden para veriyor. Neyse; ayıp olur dedik ve aramızda topladığımız bir miktar parayı () lokanta sahibine vererek İstanbul'a geri döndük.
__________________ KIZLARIN GÖZÜ HEP YÜKSEKLERDE ZENGİN PARALI ŞIK ERKEKLERDE BİZİM ONLARDAN NE FARKIMIZ VAR BEŞİKTAŞLIYIZ ! İŞTE O KADAR.. | ||
07-03-2008, 14:34 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Oct 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 4.096
Tecrübe Puanı: 21 | tekrar selam dostlar. yazılarımda dikkat ettiyseniz OPTİK ten pek bahsetmedim... hatta bir çok arkadaş şaşı veysel ide tanımadığı için ondanda bahsetmedim. işin aslı şaşı veysel in babasının semtte kirli işlere bulaşarak çocuğuna kötü alışkanlıkları aşılaması, veyselinde alışkanlıklarından ötürü bu kötülükleri başta OPTİK, CÜCE AYHAN ve diğer arkadaşlar bulaştırması hepimizi üzdü. bu olayları öğrendikten sonra bir çok sefer arkadaşlarımızı tedavi amacıyla gözetim altına aldık fakat doğrusu başaramadık. şaşı veysel ile babsı ceza aldı fakat bu arkadaşların alışkanlıklarında herhangi bir değişikliğe yol açmadı. nitekim, şaşı veysel, babsı hacı, SONER ve CÜCE AYHAN hayatını kaybetti. kendi aramızda bunun vicdani hesaplaşmasını tartışmaya başladık. ve bir canımızı daha bu şekilde kaybedebileceğimizi biliyorduk ve kendimizi buna hazırlıyorduk. OPTİK ile ilgili bolu dan iyi haberler gelmeye başlayınca hepimiz bu mutluluğu kendi aramızda paylaşıymaya başladık. taa ki tahliye olup aramıza katılana kadar. daha ne olduğunun farkına varmadan bir canımızı kaybetmiştik. oysa hazır değilmişiz... peki bize kim yemek ısmarlayacak... ankara ya deplasmana gideceğiz, mola verildi herkes yemek yiyor, ücret isteyen garsona herkes OPTK i gösteriyor. OPTİK ise kafası güzel, ayılmak için kendisine cacık söylemiş, cacığın içinde yüzüyor. arabalara bindik, OPTİK araçta yok baktık garsonlar OPTİK' silkeliyor. indik aşağı ne oluyor dedik. OPTİK- cacık otuz bin lira benden dört milyon istiyor i...ler.. şuraya bak yaaa... dedi. bizde gerekeni yaptık ve OPTİK i alarak yolumuza devam ettik. "OPTİK BAŞKAN BİZE YEMEK ISMARLASANA" esprisi de burada başladı. -------------------------------------------------------------------------------- Bugün sizlere çok çnemli bir nostalji yapacağım,Beşiktaş tribününün Kadıköydeki kahramanlıkları meşhırdur,tesislerin basılması başta olmak üzere bir çok mevzu,ama bir tanesi var ki hep yanlış anlatılır aksine tarihi bilmeyen fenerlilerce övünç vesilesi olarak yansıtılır. Bir çok siteye giriyorum buna ortak taraftar siteleri de dahil,özellikle gözüme çarpan bir şey,Beşiktaş taraftarı kahraman ama biz de onlara karakol mevzuunu yaşattık karakola sığındılar diye hatta o konuda besteleri bile var.Olayın gerçeği ise şöyledir. fener ile bizim tribün arasında devamlı gel git yapan bir çocuk vardı[ki gs ile kadıköyde oynadığımız maçta yara almıştı,ben onu kanlarını silerken o zamanki Bulvar da fotomuz çıkmıştı]karakolun karşısında köprünün üzerinde duran 5-6 kişilik Beşiktaş grubuna yaklaşıyor selam kelam derken,o dönemde tribünde yetkili olan arkadaşımız bunu tokatlayıp bir daha yanımıza gelme diyor,o da gidiyor 200 kişiden daha fazla olan bir fenerli grubunu toplayıp getiriyor,bizimkiler karakolun önündeki yangın tertibatında olan kazma kürek yangın tüpleriyle daha fenerliler yaklaşmadan hücuma geçiyor sayıca 200 den fazla olan grup yara alarak çil yavrusu gibi dağılıyor,bu arada güvenlik güçleri ön grubun arkasında kalan 2-3 arkadaşı içeri alıyor,daha sonra diğerlerini de fenerlilerin tarafından gelen güvenlik güçleri karakol tarafına sürüklüyor.Toplam 7 kişi içeri alınıyor mAÇ bitim satine kadr karakolda kalıyor,Bizimkiler içerdeyken fenerliler karakol önüne gelip slogan atıyor.Bir saat önce 3 kişi tarafından çil yavrusu gibi dağıtılan 200-300 kişlilk fenerli topluluğu iki grup güvenlik gücü tarafından içeri alınan 7 kişinin eli kolu bağlanınca karakol önüne ancak gelebiliyor. Bu satırları ortak sitelere taşıyın,gerçekleri herkes öğrensin. -------------------------------------------------------------------------------- inter yada roma ile maçımız var. arkadaşlar ile sabahlamaya karar verdik ve taksim'e çıktık. gs'li ismail'i gördük biraz takıldık ve yolcu ettik. eskiden, tekila ve jumbo diye dandik iki klüp vardı, onun önündeyiz, gençler klüpten çıkanlara takılıyor. genelde 3. cinsler mevcut bir tanesi çantasını açıp falçata çekerek tehditte bulundu. haydaa, arkadaşlar şaşkın. emanetler fora tabii vatandaş yoldan geçen bir motorikletin arkasına binerek kaçıyor. rahmetli OPTİK bu mevzuda başrol oyuncusu, hala arkadaş olmak için arkasından sakin olması için bağırıyor. -------------------------------------------------------------------------------- Beşiktaş maçlarına girmenin bir çok yöntemi vardı. Bunlardan birisini de Çolak Cüneyt bulmuştu, kuyrukta bekleyenlere bağırıp çağırıyor, Ankara’dan taraftarların geldiğini ve yolda taraftarların soyulduklarını söyleyip, “pamuk eller cebe” diye bağırarak para topluyordu. yanlıs_! Sağ olsun bayağıda başarılı oluyordu çoğumuz maça giriyorduk hatta bizden gizli zula bile yapıp harçlığını çıkarıyordu. Aslında fiziksel engelli olduğundan dilencilik bile yapabilirdi !_kork_! Tabii bizden utanmasa… Daha sonra Çene başka yöntemler geliştirdi… Sene 1984 aylardan Ekim, Pembe Hasan, Cüce Ayhan ve Camgöz ile biraz muzlu süt ile muz likörü aldık, Ihlamur caddesi ile Şair Nedim caddesi arasındaki parkta içiyoruz. Geç saatlerde sigaramızda bitince biraz üşümeye başladık. Baktık tenteli bir kamyon park halinde hemen içine daldık. Koyun koyuna yatıyoruz derken bir gürültü patırtı koptu, tenteyi kaldırıp dışarı baktığımızda birde ne görelim… )_ Yıldız dan Balmumcu ya doğru gidiyoruz… Araç yavaşlayınca paldır küldür arabadan indik ve başladık Barbaros’a doğru koşmaya. Zavallı şoför şaşırmış olacak ki inip arabanın arkasına ve bize bakıp kafa sallıyor. Ayıptır söylemesi tuvalet ihtiyacı duyduk, Eti Parkın altındaki Tuvalete indik kapılar kilitli Ayhan camın açık olduğunu fark etti ve hep beraber içeri daldık. İhtiyacımızı gördükten sonra kapı ağzında demir bir bağış kumbarası dikkatimizi çekti. İçi görünmüyordu belki para vardır düşüncesi ile Cüce Ayhan bir kibrit yaktı içine bakarken yanan kibrit elinden kumbaraya düştü… Aman Allahım kumbarada para var ve tutuşmuş durumda !_kork_! para atılan yere ağzımı dayayıp üfledim ve ateşi söndürdüm. Biraz kurcalayınca kilidi açmayı başardık, paraları saydık maalesef 200 liramızı yanlışlıkla kaybetmiştik. !_yok_! İlk iş olarak Şöhretler kahvesine gittik sabaha doğru güzel bir kahvaltı, hepimizin cebinde marlbora, akşamki maç içinde paramız hazır; İşte hayat bu…bu_! Sene 1990 askerden yeni gelmişim, avrupa takımlarından biriyle maç var zor bela maça girdik. Polis içerde zor kullanıyor, rahmetli Serkan’ı aralarına almış eziyorlar hemen yukardan aşağıya doğru uçuş yaptık ve Serkan’ı kurtardık derken baktım bu sefer polis beni silkeliyor. Öküz Ömer ile beni yukarı aldılar, gözü moraran vatandaş bana alttan çalışıyor… -Gomserim aha bu vurdu vallaha, ekibe teslim edek… Neyse, komiser işi uzatmadan bizi dışarı çıkardı… İçeri girmek için çektiğimiz bütün zahmetler heba olmuştu… Böyle hayat mı olur yaaaa… !_sinir_! yılmaz abiye ve özer abiye sonsuz sevgiler saygılar ...MEKANIN CENNET OLSUN PEMBE HASAN Alıntıdır..
__________________ KIZLARIN GÖZÜ HEP YÜKSEKLERDE ZENGİN PARALI ŞIK ERKEKLERDE BİZİM ONLARDAN NE FARKIMIZ VAR BEŞİKTAŞLIYIZ ! İŞTE O KADAR.. | ||
07-03-2008, 15:15 | #4 | ||
JusT.qR-YgT Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 262
Tecrübe Puanı: 17 | bunları okuyuncaa gercektenn imrendim bu guzel ve buyulu anları yasayanlarıı belki dogru olmayabilir ama .......
__________________ Kaç Harften oluşuyoruz Kaçı sesli kaçı sessiz Kaç davranış sergiledik Kaçı yerli kaçı yersiz | ||
07-03-2008, 16:05 | #6 | ||
Can't Forget Üyelik tarihi: Sep 2007 Yaş: 35
Mesajlar: 6.226
Tecrübe Puanı: 29 | teşekkürler .
__________________ ŞafakLa Tanış Saya Saya Biter Mi ? ANTALYA / Gazipaşa İLçe Jandarma KomutanLığı Şafak:253 | ||
07-03-2008, 17:54 | #7 | ||
Eye For An Eye Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 7.914
Tecrübe Puanı: 39 | saol... | ||
07-03-2008, 18:28 | #9 | |||
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 3
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
__________________ Lütfen forum kurallarını okuyunuz.. | |||
07-03-2008, 22:44 | #10 | ||
kader utansın Üyelik tarihi: Nov 2007 Yaş: 33
Mesajlar: 694
Tecrübe Puanı: 17 | daha önce okumuştm....teşekkürler paylaştıgn için. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/serbest-kursu/55425-onlari-ve-yaptiklarini-ne-kadar-biliyoruz/ | ||||
Mesaj Yazan | For | Type | Tarih | |
Untitled document | This thread | Refback | 07-03-2008 15:16 |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |