|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
28-05-2009, 02:14 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 13.850
Tecrübe Puanı: 51 |
Dostsuz hayat, hayat değildir. “Dostlarım ! Dünyada hiç dost yoktur” der Aristo. Böylece, dost sandıklarından ne kadar acı çektiğini göstermiş olmuyor mu ? Dostsuzluk , yoksulluktur. Dostsuz insanı , hiç bir zenginlik mutlu edemez. Hz.Adem (a.s.) , Cennet’te bile yalnız olamadı , dostsuz kalamadı.O’nun duası bereketiyle , Hz.Havva annemiz yaratıldı. Maddeci dünyanın insanları , dostluğu iyice tahrip ettiler ve azalttılar.Dolayısiyle de , hayvanlarla dostluğu tercih eder hale geldiler. İşte onlardan biri ,”İnsanları tanıdıkça , köpeğimi daha çok seviyorum.” Diyor. Sevgisiz dünyanın insanlarına kulak verdikçe, hayretten hayrete düşersiniz. Neler neler demişler iç yangınlarıyla : “-Dostlar da arılar gibi , bal veren çiçekleri severler.” “- Üç tane sadık dostumuz vardır: Yaşlı bir eş İhtiyar bir köpek Hazır para...” “-Üç türlü dostumuz vardır: Kendileriyle pek ilgilenmediklerimiz Hoşumuza gitmeyenler Nefret ettiklerimiz...” “-Dostluk , toprak bir maşrapa gibidir.Önemsiz bir sebebten dolayı birden bire kırılır ve bir daha kullanılamaz.” “-Hayvanlar , en sadık dostlarımızdır , ne soru sorarlar , ne de bizi eleştirirler.” Hele de şu ünlü Fransız ‘a , Napolyon ‘a kulak veriniz ve acıyınız : ”Bir insanın kendisinin değil, iyi günlerinin dostu vardır.” “-Dost elbiseye benzer , onu yıpratmadan terk etmelidir. Yoksa o sizi terkeder.” Bir ünlü Filozof da dostluğu devam ettirmek için bakınız ne tavsiye ediyor : “- Kadın , ya da erkek bütün dostlarınıza , gerektiğinde kendilerinden vazgeçebileceğinizi belli edin .Bu tavır , dostluğu pekiştiren iyi bir çaredir.” Sevgisiz bir dünyanın insanları , hep bencilce düşünüyor.Bencilllik gelince de dostluk gidiyor.Böyle olduğu içindir ki , şimdi Batı Medeniyeti’nin çocukları , dostluğu defterden silmiş bulunuyorlar. Hep, ”En iyi dostum , banka cüzdanımdır” diyorlar. Kendi nefislerini dost ediniyorlar. Yani kendilerini yalnızlığa mahkum ediyorlar. Böylece , kendi kendilerini cezalandırmış oluyorlar.Bir başka deyimle , seçtikleri davranış biçimi , onlar için cezaya dönüşüyor.Dostsuz ve sevgisiz insan , bunalıp çırpındıkça , daha da batıyor. Gerçeğini kaybetmiş olduğu dostluğu , sahtesiyle yaşamak istiyor. Düşmanca duygularını gizleyip , dostmuş gibi davranıyor. Oysa ki ; “-Düşmanın en büyük hilesi , dostluğudur.” Dolayısiyle de , en çok sakınacağımız insanlar , dost görünen düşmanlarımızdır.Dost görünen düşmanın dinimizdeki adı , münafıktır. İçi başka dışı başka insanları farketmek kolay değildir. Çünkü özellikle de, saf insanları yanıltacak bir çok maske kullanırlar. Maskeleri çok parıltılı, cazip ve kandırıcıdır. Bunların arasında , kuzu postuna girmiş kurtlara bile rastlanır. Bu tür insanları karpuza da benzetirler: “-Dışının yeşiline kanmayın , içi kıpkırmızıdır” derler.Ancak karpuzun sadece rengi aldatır. Tadı , lezzeti , faydası itibariyle içi daha kıymetlidir.Yani karpuz insanı aldatmış olmaz.Ne var ki , melek görünen şeytanlaşmış insanlardan neler çektiğimizi hep görmekteyiz... Dost görünen düşmanlar , aldatma fırsatını nasıl bulur ? Aldatmanın birçok yöntemi vardır.Ancak ,değişmeyen şart ,karşısındaki insanın saf, tertemiz ve kötülere karşı tedbirsiz oluşudur.İnsanları iyi tanımadan teslim olmak da diyebiliriz buna...Herkese karşı , insan oluşları itibariyle iyi niyet beslemeli, sevgi ve saygı duymalıyız.Ancak alış veriş , ortaklık ,yolculuk ,komşuluk , akrabalık bağları kurmak gibi bir durum sözkonusu ise, teslimiyetci değil , tetkikçi ve araştırıcı olmamız gerekir. Aramızdaki anlaşmayı, alışverişi yazmamız Kur’an-ı Kerim’in tavsiyesidir.”Bilgiyi yazı ile bağlayın” diyen de Efendimizdir.(s.a.) Gıybet en büyük günahlardan biri iken , danışan birine bildiklerimizi söyleme müsaadesi verilmiştir.Ortaklık kuracağı kimseyi, akrabalık kuracağı kişiyi sorana,bilinen doğru söylenmelidir. Gıybet tarifine girse de , mahkemede şahitlik yapılmalıdır. Çünkü , hak deyince akan sular durur. Gerçeği gizleyen ve yalan yere şahitlik yapan , en büyük günahlardan birini işlemiştir. Doğruların topluma hakim olduğu yerde , düşmanın dost görünerek aldatması imkanı yoktur. Gerçek dostlukların yerleştiği alanlarda, sahtesinin yer bulup yanıltması mümkün olabilir mi ? O halde dost görünen kötülerden korunmanın en iyi yolu, gerçek dostlukları artırmak , geliştirmek ve genişletmektir. Ancak yine de , sahtelerine çok çok dikkat etmeyi elden bırakmamalıdır. Çünkü , bizi aldatabilen sahte dostlar , hakikisine en çok benzeyenleridir. Bu gerçeği atalarımız ne güzel açıklamışlardır : “- PİRİNCİME BENZEYEN TAŞTAN KORKARIM !” Dostluk ne hale geldi ? Daha doğrusu dostluk ne hale getirildi ? “- Dostluk istiyorsan , cebinde ara !..”
__________________ Besiktasforum.NET KayıpKentinYakışıklısı. | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |