Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 14-02-2007, 12:20   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kanuni Esasi

KANUN-İ ESASİ
Abdulhamit, cülus hattı hümayununda kendi yararına birtakım ödünler koparmıştı.Meşrutiyetçiler hayal kırıklığına uğradılar.Rüştü Paşa’nın sadrazamlıktan çekilmesi üzerine Abdulhamit Mithat Paşa’yı bu makama getirdi.Bu gelişmeler Kanun-u Esasi’ye giden yolu da açtı.
Önce Kanun-u Esasi’nin hazırlanışı ve hukuki niteliği üzerinde duralım.[1]

a) Hazırlanışı ve Niteliği
Kanun-u Esasi hazırlıları, yukarıda anlatılan çalkantılı ortamda yürütüldü.Tersane konferansının toplanmasından doğabilecek sakıncaları önlemek için bir an önce ortaya bir metin çıkarmak isteyenler, özellikle Mithat Paşa, adeta saate karşı yarış havası içindeydiler.Bu arada birkaç anayasa taslağı ortaya çıktı. V. Murat günlerden beri anayasa çalışmaları yapan Mithat Paşa’nın “Kanun-ı Cedit” adını taşıyan 57 maddelik taslağı güçlü bir hükümdarlık makamı öngörmekle birlikte, vekillerin meclis önünde siyasi sorumluluğunu da kabul ediyordu.Nihayet anayasa hazırlamakla görevli bir komisyon kuruldu.Cemiyet-i Mahsusa adında bir kurul Server Paşa başkanlığında 2 asker 16 sivil bürokrat ve ulemadan 10 kişi olmak üzere 28 kişiden oluşuyordu.Bazı yabancı anayasalardan (Belçika, Polonya,Prusya vb.) yararlanarak asıl anayasa tasarısını hazırladı.23 Aralık 1876 Mithat Paşa’nın başkanlığında Heyet-i Vükela’dan da geçen metin, padişah tarafından ilan edildi.[2]
Görüldüğü gibi doğrudan doğruya padişahça atanmış bir komisyon tarafından hazırlanan Meclis-i Vükelaca incelenip padişah tarafından kabul ve ilan olunan, Kanun-u Esasi’nin yapımında halkı temsil eden bir yasama organı yada kurucu meclisi yoktur.Halk oylaması da söz konusu değildir.1876 metini hukuki açıdan, padişahın tek yanlı bir işleminden doğmuş bir “Ferman Anayasa” dır.
Halkın temsilcileri tarafından hazırlanmadığı ya da halk oylamasına sunmadığı için Kanun-u Esasinin anayasa olmadığı söylenebilir mi?Bu önemli biçimsel koşullara uyulmadan çıkarılan bir metin günümüzde “anayasa “sayılmaz.Bu açıdan “kanun-u esasi şekil yönünden amme hukuku bugünkü telakkilerine göre bir anayasa niteliğini haiz değildir.

  Alıntı ile Cevapla
Alt 14-02-2007, 12:20   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

b)Devlet ve İktidar
Kanun-u Esasi’ye göre “Devlet-i Osmaniye” ülkesiyle bölünmez bir bütündür.(madde 1) Başkent hiçbir ayrıcalığı olmayan İstanbul’dur.(madde 2) Saltanat ve hilafet hakkı ve makamı Osmanoğulları soyuna ve bunun en büyük evladına aittir.(madde 3) Osmanlı sülalesinin hürriyet, mal-mülk ve ömür boyu ödenek hakları “umumun kefaleti altındadır” (madde 6)
Saltanat kurumu, devlet monarşik karakterini vurgular.Daha doğrusu bunun devam ettiğini gösterir.Hükümet biçimi monarşidir.
Monarşik devlet öteden beri teokratik niteliktedir.”Devletin Dini İslâm’dır”(madde 11) Padişah aynı zamanda halife olup ( madde 3,4) ahkâm-ı şer'iye’yi uygulatır (madde 7)
Kanun-u Esasi egemenliğin kime ait olduğuna ilişkin açık hüküm yoktur.Bununla beraber Kanun-u Esasi sisteminde esas egemen gücün yine hükümdar olduğu, egemenliğin asıl ona ait bir hak olduğu meydandadır.Kendi tek yanlı iradesinin ürünü bir ferman da olsa Kanun-u Esasi, yani bir yazılı anayasa onun saltanat ve egemenlik haklarının ve meşrutiyetinin yeni dayanaklarındandır.
Bu demektir ki, o zaman meşruluk kaynağını gelenek ve dinsel inançlardan alan monarşik egemenlik, şimdi insan iradesi ürünü ve dünyasal-insansal bir hukuki belgeden meşruluk olarak beşerileşmektedir.[1]
1.Ana kuruluş
Osmanlı soyunun en büyük evladı saltanat ve hilafet makamının da sahibidir(madde 3).Monarşinin ve devletin başı halife sultandır.
Padişah yürütme organının da başı ve hatta kendisidir.Heyet-i Vükela ya da meclis-i vükela’nın başkan ve üyeleri olan sadrazamı,şeyhülislamı ve vekilleri kendisi seçer atar gerektiğinde azleder(madde 2,27)
Yasama meclisi meclis-i umumi adını taşımakta olup, iki kanatlıdır.Heyet-i ayan ve Heyet-i mebusan.
Heyet-i ayan üyeleri öbür meclisin üye sayısının üçte birini geçmemek üzere 40 yaşını geçmiş ve seçkin hizmetleri ile tanınmış kişiler arasından yine padişah tarafından seçilir ve atanır (madde 60-61)
Heyet-i mebusan üyeleri ise, her elli bin erkek nüfusa bir temsilci olmak üzere 4 yıl için ve seçim yoluyla görev gelir.Padişah meclislerin başkanlarının seçiminde de söz sahibidir.Heyet-i ayan reisini doğrudan doğruya kendi seçer(madde 60).
Demek oluyor ki padişah yürütme ve yasama kurullarının oluşumu üzerinde mutlak söz sahibi değilse bile, son derece etkilidir.Heyet-i vükela’nın kuruluşunda kesin söz sahibidir ve “tek seçici” durumundadır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 14-02-2007, 12:22   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Oluşumunu padişah iradesine borçlu olmayan tek heyet meclis-i mebusan’dır.Heyet-i mebusan’ın seçimle gelmiş ilk Osmanlı meclisi olmasıdır.Bunun önemi şundandır ki, seçim ve temsili vekalet yoluyla seçmen ile mebusları arasında kurulan ilişki,milleti ile de bir siyasal varlık olarak yeni ve anayasal sisteme katmaktır.Milleti de, adı konmuş olmasa bile, padişahın mutlak olan egemenlik hakkına rakip olmak üzere ortaya çıkmaktadır.[1]


2.Yetkiler ve İşleyiş
Kanun-u Esasi padişahın dünyevi ve uhrevi haklarını anayasallaştırmaktır.Bunlar içinde en dikkat çekici olanlar şöyle sıralanabilir.


Vekilleri, sadrazamı ve şeyhülislamı atamak ve görevden almak silahlı kuvvetlere komutanlık etmek, şeriat hüküm yasalarını yürütmek, cezaları affetmek yada hafifletmek vb. Bütün bunlar “hukuku mukaddese-i padişahı” (padişahın kutsal hakları) cümlesindedir.
Daha ilk bakışta görülüyor ki padişah meşruti bir sistemde bakanlar kurulunun ve parlamentonun sahip olması gereken birçok önemli yetkiyi kendinde alıkoymuş “padişahın kutsal hakları” alanında tutmuştur.
Meclis-i vükela sadrazamın başkanlığında toplanan iç ve dış önemli konular görüşülen bir kurum ama görüşülmesi padişahın iznini gerektiren hususları önce hükümdara sunmalı ve onun görüşme iznini almak zorundadır.Heyet-i vükela’nın başkan ve üyeleri başkan tarafından seçilip atandıkları görevden alınırdı.Üyelerin güven oyu almaları diye bir durum da söz konusu olmadığından bunlar meclise dayanarak hükümdarın karşı koyabilme olanağına sahip değillerdi.Kabine ya da hükümete sistemde olanak yoktur.Hükümdar yürütme organının kendisidir.
Meclislerin çalışmalarını yönetecek başkanları ile yardımcılar padişah tarafından seçim yapmak suretiyle atanmaları gerekir.
Meclis-i umumi üyelerini padişaha bağlı kılan bir husus da ettikleri yeminin içeriğidir.Bunlar yalnız vatana ve anayasaya değil aynı zamanda padişaha sadakat yemini ederdi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 14-02-2007, 12:22   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bir kere, padişah buyruğu ve güdümü altındaki Heyet-i vükela her konuda yasa önerme hakkına sahipken, asıl yasama organı durumunda olması beklenen meclisler, ancak kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda yasa önerisinde bulunmayan yetkilidir.Bu izin padişah tarafından verilse bile meclisler hemen devreye girmezler.İlkin şurayı-ı devlete gönderilir.(madde 53) Bunun hazırlayacağı tasarı meclise gelir önce meclis-i ayanda görüşülür.Heyet-i ayan’a gönderilir.Önüne gelen tasarı padişah adına uygunluk için süzgeçten geçirilir.Heyet-i ayan çeşitli denetlemeler yapar.Tasarıyı ya kabul eder yada kesin red ya da değişiklik istemiyle birlikte meclis-i mebusa gönderilir.
Bütün bunlardan sonra, meclislerden geçmiş bir metin hâla kabul edilmiş bir kanun değil bir “layiha” dır.Yasalaşması padişaha bağlıdır.Padişahın onaylamadığı kanunlaşmaz.Böylece “izin” den “onay”a kadar padişah yasama süreci üzerinde denetim olanağına sahiptir.
Yürütmenin,daha doğrusu padişahın tasama sürecindeki bir başka aktif rolü de, meclislerin toplantı olmadığı dönemlerde kendini gösterir.Padişahın bir başka yetkisi de olağanüstü durumlarda (örf,idare / sıkı yönetim),özel düzenlemelerle ( nizam-ı mahsus) ülkeyi yönetme olanağına sahip bulunmasıdır(madde 113).Görülüyor ki Heyet-i mebusan yasama konusunda serbestliğe sahip değildir.İlk Osmanlı parlamentosu, istediğini yaslaştırabilen bir organ değilse de istemediği yasalaşmayan,padişahın mutlakçı yöntemi karşısında bir çeşit denetim, gözetim ve fren organıdır.Onsuz yasada olmaz.6
  Alıntı ile Cevapla
Alt 14-02-2007, 12:22   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

3.Sorumluluk ve Denetim
Sadrazam, şeyhülislam ve Vekiller padişaha karşı sorumlu olup her an onun tarafından görevden alınabilirdi.(madde 727) Nitekim meclislerin açık olduğu dönemde de padişah sadrazamı anlatmıştır.Heyet-i vükela’nın çağdaş anlamı ile bir “bakanlar kurulu” sayılmasına olanak yoktur.
Heyet-i vükela meclis karşısında sorumlu değildir.Meclise gensoru verme hükümeti düşürme yetkisi verilmemiştir.Meclislerin vekilleri padişaha karşı savunma hakları da yoktur.Sadrazam yada vekil, cevabını süresiz erteleme haklarına sahiptir.
Meclisler yürütmeyi etkili şekilde denetleyemiyor ve bir siyasal yaptırıma gidemiyor ama, padişahın bunları ve caydırıcı silah ise fesih kurumudur.
Padişahı bütün anayasal sistemin merkezi ve en üstün gücü olarak tanıyan Kanun-u Esasi onu bir de “sorumsuzluk” halesi ile taçlandırmaktadır.
Bu sistemin gerçekten sınırlanmış bir monarşi kavramına uymadığı meydandadır.Halifeye karşı direnmek mümkünken Halifeyi sultana dokunulmaz kılmaktadır.1876 Kanun-u Esasi ise, yürütme yetkisini hükümdara ait sayan geleneksel ve monarşik anlayışı sürdürmekte, yasama alanında da ona geniş yekiler tanınmaktadır.Sistem parlamentoludur ama “parlamenter” değildir.Kuvvetler ayrılığını ne sert ne de yumuşak biçimiyle kurmuş sayılabilir. Kanun-u Esasi kuvvetler ayrılığını benimsemiştir.

4.Yargılama
Kanun-u Esasi’nin getirdikleri hiçte anımsanacak gibi değildir.Bu her şeyden önce Tanzimat’ın katkıları ile ilgilidir.Klasik Osmanlı düzeninde “Adaletin seçkin konumu da unutulmamalıdır”.
Kanun-u Esasi bir güç olarak “yargıdan değil “mehakim” ( Mahkemelerden söz etmekle beraber,yargı yetkisinin kullanışının gerektirdiği asgari güvencelere de yer veriyordu.Yargıçların özlük işlerinin ( yükselme,yer değiştirme, emeklilik ) yasayla düzenlenmesi bir cürümle mahkûm olmadıkça azledilmemeleri ( madde 81).Mahkemelerin her türlü müdahale ile korunması (madde 86) ve bağımsızlığın sağlanması yolundaki hükümlerdir.Mahkemeleri şeriyye ve nizamiye diye iki’ye ayrılır.Kanun-u Esasi savcılık kurumunu da yasalaştırmıştır.

  Alıntı ile Cevapla
Alt 14-02-2007, 12:22   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

c)Haklar ,Özgürlükler, Yargısal Güvenceler
Uyruklara tanınan hak ve özgürlükler “tebai devlet-i Osmaniye’nin hukuku umumiyesi” başlığı altında toplanmıştır.
Osmanlı Devleti uyruğu herkes, din ve mezhebi ne olursa olsun “Osmanlı sayılır(madde 8). Bunlar yasa önünde hak ve ödev yönünden eşittir.(madde 17).Osmanlılar kişi özgürlüğü (madde 9) ve kişi dokunulmazlığına sahip olup, yasanın gösterdiği yollar dışında cezalandırılamazlar(madde10).

Kanun-u Esasi kişi güvenliğini yok etmektedir.Kanun-u Esasi dinsel özgürlükleri tanıyor(madde 11) ama düşünce özgürlüğünden söz etmediği gibi basın kanun dairesinde serbesttir(madde 12) biçiminde, her yana çekilebilir tehlikeli bir hükme de yer veriyor.Yasalara uymak kaydıyla, genel ve özel öğretim yapma hakkı ise Kanun-u Esasi’nin tanıdığı özgürlüktür(madde 15) okullar devletin gözetim ve denetim altındadır.Kanun-u Esasinin 18. maddesi devletin resmi dilinin Türkçe olduğunu bildirmektedir.
Ekonomik alanda bazı önemli düzenlemeler vardır.Mal ve mülk güvenliği anayasallaştırılmış kamu yararı gelmedikçe parsı peşin ödenmedikçe kimsenin mülkünün elinden alınmaması ilkeleri benimsendi(madde 12).
Kanun-u Esasi, Türkçe bilmeleri koşuluyla herkesin kendi yeteneklerine göre devlet işlerine ve memuriyetine girebileceğini açıklamaktadır.Seçme ve seçilme hakkı Kanun-u Esasi’de açıkça öngörülmüş değildir.Gerçekten kişileri ilgilendiren yargısal güvenceleri bakımından Kanun-u Esasi’nin getirdikleri hiçte azımsanacak kadar değildir.Yargının statüsüyle ilgili olarak yazılanları da hesaba katarsak Kanun-u Esasi’nin yargı ve yargısal güvenceler alanındaki katkısının her şeye rağmen yine de çok önemli olduğu görülür.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 14-02-2007, 12:22   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

d)Anayasa’nın Üstünlüğü ve Korunması
Kanun-u Esasi’nin hiçbir maddesi bile hiçbir sebep ve bahane ile tatil veya icradan iskat edilemez hükmü (madde 115), anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleriyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.Anayasanın değiştirebilmesinin her iki meclisin 2/3 çoğunluğunun kararına bağlı tutulmasıyla da (madde 116) anayasanın katılığı ilkesi benimsenmiştir.
Ne var ki bu ilkeler anayasanın üstünlüğü, bağlayıcılığı soyutta bir anlam taşımaz.
e)Askerlerin Siyasileşmesi
1905 sonrası mücadelenin yeni bir yükselme dönemidir.Bir yandan Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti 1906 Nizamnamesiyle ilk defa olarak Abdülhamit’i hedef alıp Meşrutiyet mücadelesini iyice sertleştirirken öbür yandan Selanik ve Şam’da yeni ve gizli örgütlenmeler göze çarpıyordu.
Gerçekten de 1905 sonrasının en esaslı dönüşümü meşrutiyet ve özgürlük düşüncesinin asker çevreleri sarması ve buralardaki gizli örgütlenmelerdir.
Nitekim, Jön Türk muhalefetinin askeri kesimdeki en önemli örgütlenmesi bundan sonra Makedonya’da görülecektir.Bölge Osmanlı askeri gücünün en fazla olduğu alan olduğu gibi başkent denetiminden nispeten uzak kalışı Avrupa’ya ve liberal fikir odaklarına yakınlığı, ekonomik ,sosyal ve kültürel hayatının gelişmişliği ve nihayet ulusçu düşüncelere beşik oluşturan kozmo politik yapısı bakımından,ulusal ve demokratik örgütlenmeler için çok elverişli bir yerdi.Ayrıca yukarıda da belirtildiği gibi, “paylaşılmak istenen yorgan” Makedonya idi.-

  Alıntı ile Cevapla
Alt 14-02-2007, 19:30   #8
Forumun Basketçisi
 
AyTeK54 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

tşkler...
__________________
вιzє єğℓєηмєуι уαηℓış öğяєттιℓєя çüηкü σηℓαя нιç "ραѕ¢αℓ ησυмα" ιℓє ∂ιѕ¢σуα gιтмє∂ιℓєя...
AyTeK54 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 01:39 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580