|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
02-11-2007, 19:53 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 8.401
Tecrübe Puanı: 25 |
Sporist Dergisi’nin Kasım sayısına konuşan Abdullah Avcı: “Yıllar önce Trabzonspor’un başardığını bugün başaramazsınız. Lobiler buna izin vermez” diyor. İstanbul Büyükşehir Belediyespor Kulübü’nün Fatih’teki Langa Tesislerine vardığımızda 7. hafta sonunda Süper Lig’in 5. sırasına oturan evinde kazanan dışarıda kaybeden İBB Spor’un antrenmanı henüz bitmişti. Gösterişsiz tesislerde merdivenleri çıkıp Teknik Direktör Abdullah Avcı’nın odasına geçtiğimizde ise ilk dikkatimizi çeken masasının yanı başında üst üste konulmuş olan Jose Mourinho kitapları oldu. Abdullah Avcı futbolla yakından ilgilenenler için yeni biri isim değil. Daha önce Süper Ligde Aykut Kocaman, Ziya Doğan ve Metin Türel’in yardımcılıklarını yapan Avcı’yı çoğumuz uluslararası başarıları ile tanıyoruz. 2005 yılında U17 Milli Takımı ile Avrupa Şampiyonluğu yaşayan Abdullah Avcı Dünya Şampiyonası’nda da 4. olarak kendi deyimiyle “piyasada aranan ve istenen hoca” konumuna sokuyordu kendisini. 2005 yılında Milli takımlarda yakaladığı bu başarının semeresini almayı uman Abdullah Avcı umduğu ya da hak ettiğine inandığı konuma getirilmeyince gelen teklifleri değerlendirmeye başlar. Avcı “Görev istenmez verilir. Ben ömrüm boyunca kimseden bir görev talep etmedim. Bana bir fırsat sunulmadı. Bu anlamda bir beklentim vardı ama gerçekleşmedi. Benim elimde bir Abdullah Avcı olsaydı. Ben bu şansı o kişiye verirdim” diyor. Abdullah Avcı’ya tam 6 Süper Lig takımı 2005 senesinde talip olur. Bu takımlardan hiçbiriyle anlaşmayan Abdullah Avcı zoru seçip İkinci Lig A Kategorisini seçer. O dönem TFF Yönetim Kurulu Üyesi Göksel Gümüşdağ’ın kendisine “çok yakın bir zaman içerisinde İBB Spor Başkanı olacağım. Seninle çalışmak istiyorum” dediğini söyleyen Abdullah Avcı Süper Lig dururken neden İkinci Lig A’yı kabul edeyim ki diye düşünmeye başlar. İBB Spor’da baskı olmaması, Göksel Gümüşdağ’ın başarısız sonuçlar alınsa da arkasında duracağını bilmesi ve en önemlisi de “Abdullah Avcı İkinci Lig A Kategorisi’nde de başarılı oldu” dedirtebilme düşüncesi kararı almasında etkili olmuş. Doğma büyüme İstanbullu olan Abdullah Avcı için takımın İstanbul takımı olması da bir diğer seçenek olarak çıkmış karşısına. “Süper Lig beklediğim gibi çıkmadı” Beklediğim gibi çıkmadı. Geçen sene Lig A ‘da oynarken oyuncularıma şunu söylüyordum: Oyunu doğru oynamaya çalışın, oynayanın da seyredenin de keyif almasını sağlayın. Biz böyle bir futbol anlayışına sahibiz. Lig A’da genellikle rakiplerimizin büyük bir çoğunluğu oynatmama üzerine kurulu bir anlayışa sahiplerdi. Ben de oyuncularıma Süper Lig’e çıktığımızda daha rahat edeceğiz. Orada takımlar oynamaya çalışacaklar diyordum. Beklediğim olmadı. Teknik adamların oyun felsefelerini eleştirmiyorum. Benim için doğru olan, onlar için yanlış olabilir. Fenerbahçe takımı da oynamayı düşünen bir takım, biz de oynamayı düşünen bir takımız ve çok zevkli bir mücadele ortaya çıktı. Bir de Vestel Manisaspor oyun oynamaya çalışan nadir takımlardan bana göre. Kalecinin devamlı havaya şişirdiği futbol anlayışı benim oyun felsefem değil. Bu oyun maalesef Türkiye’de böyle oynanıyor ve bu nedenle de biz bir yere varamayız diye düşünüyorum. Benim takımımda 1. bölgeden 3. bölgeye şişirme top yapılacaksa, en son ve zorunlu hallerin hareketidir bu. Genelde de hep bu oyun tercih ediliyor Türkiye’de ve kimsede çıkıp doğruyu söylemiyor. Doğru maç analizi yapılmıyor Türkiye’de. Hakeme çatan takımlarımız var. Ben bu zamana kadar bir kere dahi hakemleri ağzıma almadım. Bizim canımız yanmadı mı? Yandı tabii ki. “Ligde 2 iyi takım var” “Ligin iki tane iyi takımı var. Galatasaray ve Fenerbahçe. Diğer takımlar arasında çok büyük farklılıklar görmüyorum. Maçın kırılma anları var diğer takımlar arasında burada hem futbolcu hem de teknik adam doğru hareketi yaparak maçın sonucunu tayin ediyor. Bugün söylendiği gibi Ankaragücü ve Sivas bahsedildiği gibi çok iyi takımlar değiller. Bugün seyirci sayımızdaki düşüşte bunun en büyük kanıtı. Sadece Sivas’ta doluyor stadyum ancak 15 günde bir etkinliğin olduğu şehirde o kalabalığı da yakalamak oldukça kolay.” “Lobiler izin vermez” Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ta başarılı olmak kolay. Her şey bu takımların üstünden dönüyor. Anadolu takımları diye tabir edilen takımların başarıyı yakalaması çok ama çok zor. Bunu gerçekleştirecek bir teknik direktör olarak lobiler izin verirse, ben bunu yapabilmeyi isterim. Bunu yapmak için çok iyi bir kulüp yapısı lazım, zaman lazım. Bu kalitede yöneticiler lazım, ancak maalesef bunların hiçbirisi yok. Bundan sonra da küçük takımların arasından böyle bir başarının yakalanacağını düşünmüyorum. Trabzon’un bir dönem gerçekleştirdiği devrimi bende yapmayı gerçekten çok isterim. Ancak lobiler buna izin vermez. “Türkiye’de taraftarlık” Tabii ki takımın arkasında bilinçli bir taraftarın olması bir futbolcu için çok önemli. Bizim ülkemizde yüzde 95 oranında bilinçli olmayan maçı neticesine göre değerlendiren bir taraftar kitlesi mevcut. Maçın sonucuna göre ya da ufak bir hareketine göre oyuncuyu baskı altına alan bir ortam var. Parçalı bulutlu bir yapı var. Direkt olarak şu takımın taraftarı diyemem. İzmir’de mevcut böyle bir taraftar kitlesi. Karşıyaka’da ve Göztepe’de takımlar iyi giderken son derece pozitif bir baskı var. Samsun’da da oldukça doğru bir taraftar kitlesi görüyorum. Ancak genele baktığınızda oldukça sıkıntılı. Bugün amigolar kulübün içine kadar girmişler. Bu işi rant olarak görüyorlar. Bizim yöneticilerimizin yarattığını düşünüyorum bu canavarları. Bu nedenle genç bir hoca için oldukça uygun bir ortam İBB Spor. Genel basından oldukça uzağız ve böylesi de güzel bence. Sadece üretimi düşünüyoruz. 3 maç kaybettik. Geçen sene de bu senede başkan benim arkamda sonuna kadar.”
__________________ | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |