Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Kültür , Sanat Turizm, Gezi ve Seyahat Rehberi > Oteller - Tatil Köyleri - Plajlar - Kaplıcalar - Yayla > Yurt İçi

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07-03-2007, 03:44   #1
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Dadaşlar Diyari Erzurum

Tarihin İlk Dönemlerinde Erzurum

Erzurum hakkında bilinen en eski yazılı tarih kaynakları olarak kabul edilebilecek Hitit (Boğazköy) ve Mısır yazılı kaynaklarına göre, M.Ö. 2000 - 1200 yılları arasında Erzurum ve çevresi Orta Asya kökenli Hurrilerin hâkimiyeti altında bulunuyordu. Hitit Boğazköy yazılı arşivlerinde, Erzurum' un Azzi Hayaşa hakimiyeti altında bulunduğu sırada, biri M.Ö. 1375' de Hitit İmparatoru Şuppiluliuma, diğeri II. Murşil (M.Ö. 1334 - 1306) tarafından işgal edilmek istendiğine dair belgelere rastlanmıştır. M.Ö. 1200 yıllarında, Avrupa'dan Ön Asya içlerine doğru oluşan ve Kavimler Göçü adı verilen göç hareketinden sonra, Muşkilerin Erzurum ve çevresine yerleştikleri bilinmektedir.

Urartular Döneminde Erzurum

M.Ö. IX. yüzyılda Van ve çevresinde yerleşmiş olan Hurri kökenli Urartular, M.Ö. VII. yüzyılda Erzurum' u da egemenlikleri altına aldılar. M.Ö.660 yıllarında ise güneyden Aras Havzasına doğru ilerleyen Asurlar Daieni ülkesi sınırları içerisinde olan Erzurum ve çevresini ele geçirdiler. Yine VII. yüzyılın sonlarında Urartu egemenliği altındaki topraklar, kuzeyden gelen İskitlerin saldırısına uğradı. Asur saldırılarına zorda olsa karşı koyabilen Urartular, İskit saldırısından sonra tamamen tarihten silindiler. Urartu Krallığı'nın III. Rusan' ın ölümü (M.Ö. 585 ) ile ortadan kalkmasıyla da Ermeniler' in bölgede etkinlik kurması kolaylaştı. Bazı tarihçiler, Ermenilerin bölgede etkinlik kurması kolaylaştı. Bazı tarihçiler Ermeniler' in Kavimler Göçü sırasında Avrupa'dan Ön Asya' ya göç eden Friglerle Birlikte bölgeye gelmiş olduklarını ileri sürmektedirler

Medler Döneminde Erzurum

M.Ö. V. yüzyılda Asur egemenliğine son veren Medler, Keyaksar yönetiminde kuzeye doğru ilerleyerek Urartu topraklarını ele geçirmişlerdir. Medler, Muşki Frigler ve İskit bölgelerini de ele geçirdikten sonra, Kapadokya' ya doğru yönelmişlerdir. Erzurum ve çevresinde bu yüzyılda Khalibler, Muşkiler ve Tibarenler' in yaşadıkları bölgenin yerel derebeylerinin egemenliği altında olduğu, ancak bunların Med Krallarının yetkilerini tanıdıkları bilinmektedir. Medlerin zayıflama döneminde ise, bu beyler Kral Astiyag' a direnerek, özerkliklerini ilan etmişlerdir.

Persler Döneminde Erzurum

Pers Kralı II. Kiros' un M.Ö. 555' de Med Krallığına son vermesi ile Erzurum'un doğusu Pers egemenliği altına girmiştir. Kiros'dan sonra gelen Pers Krallıklarından Büyük Darios zamanında, Erzurum çevresinde bir Ermeni satraplığı kurulmuştur. Pers İmparatorlarından Kserkses' in M.Ö. 480 de çıktığı Yunan seferinde, bu satraplıktan da asker toplanmıştı. Ünlü tarihçi Heredot da bu seferden söz ederken, Ermenileri Frigyalı olarak tanımlanmıştır. Ermeni satraplığında o dönemde Muşki, Taberin ve Maerin topluluklarının yaşadıkları Heredot tarafından tespit edilmiştir.

M.Ö.III. yüzyılda bölgeye Selökidler ve II. yüzyılda Persler egemen olmuşlardır. II. yüzyıl ortalarından itibaren bölge Romalılarla Persler arsındaki yoğun mücadelelere sahne olmuştur. Romalılar, bölgeye yaptıkları seferler sonucunda geçici olarak egemenlik kurabilmişler, ancak sık sık bölge halkının direnişleriyle karşılaşmışlardır
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-03-2007, 03:44   #2
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bizans Döneminde Erzurum

Roma İmparatorluğunun M.S. 395' de ikiye ayrılması sonucunda kurulan Doğu Roma İmparatorluğu döneminde, Erzurum ve çevresi bu İmparatorluğun egemenliği altına girmiş, ancak Doğu Roma egemenliği sürekli olamamıştır. M.S. 395' den VII. yüzyılın sonlarına kadar bölge üzerinde Bizans ile Sasani Devletinin mücadeleleri olmuştur.

M.S. 408 - 450 yılları arasında Bizans İmparatoru olan ikinci Teodosious zamanında, Erzurum ve çevresi işgal edilmiş ve İmparatorun komutanlarından Anatolius tarafından bugünkü Erzurum şehrinin bulunduğu yerde bir tepe üzerine, bugünkü Erzurum kalesi inşa ettirilmiştir. O zamana kadar Kalikala olarak adlandırılan Erzurum şehri, bu tarihten sonra İmparatorun adına izafeten Theodosiopolis şeklinde isimlendirilmiştir.

Şehir ve çevresi 504 yılında İran'dan gelen Sasanilerin eline geçmiş, ancak kanlı çarpışmalardan sonra, Bizanslılar şehri tekrar geri almışlardır. 530 yılında Erzurum Kalesi İmparator I. Anastas tarafından tahkim ettirilmiştir.

M.S. 572 yılında Nuşirevan komutasındaki Sasani ordusu, Erzurum Kalesini kuşatmış, on yıl süren kuşatma sonucunda, Sasaniler şehri ele geçirememişlerdir.

M.S. 590' da şehir yine Sasanilerce kuşatılmıştır. Bu kez, Bizanslılar ağır şartlarla bir antlaşma yaparak şehri kurtarabilmişlerdir.

M.S. 610' da Erzurum, bütün çevresi ile birlikte Sasanilerin kuzeydeki düşman Hazarlar ile antlaşma yaparak, onların Sasaniler üzerine yürümesini sağlamış ve sonuçta Erzurum ve çevresi tekrar Bizans'ın eline geçmiştir.

Araplar Döneminde Erzurum

Sasanilerin M.S. 642' de Nihavend' de İslam Halifesi Hz. Ömer'in ordularına yenilerek, tarihten silinmelerinden sonra, Erzurum ve çevresi Müslüman Arap ordularının istilasına uğramıştır. Erzurum, İslam ordularınca ilk olarak 638' de Halife Hz. Ömer' in komutanlarından İyaz bin Ganem tarafından ele geçirilmiştir. Ancak, uzun bir süre sonra şehir tekrar Bizanslılar tarafından geri alınmıştır.651 yılında ise, bu kez Habib İbn - i Mesleme komutasındaki 6000 kişilik İslam ordusu, kısa bir kuşatmadan sonra şehri sonra şehri teslim almıştır. Şehrin dini ve askeri lideri Ermi-naks, şehri yeniden ele geçirmek için Gürcü ve Hazar Türkleri ile ittifak kurmuş ve şehir üzerine yürümüştür. Ancak yapılan savaşta Araplara yenik düşmüştür. Kenti ele geçiremeyen bu ordu, şehir çevresinde geniş güvenlik tedbirleri almış ve karakollar kurdurmuştur. Bunun üzerine tehlikeyi sezen Habib İbn - i Mesleme, Suriye Valisi Muavine' den yardım istemiştir. Küfe Valisi Süleyman el - Hıyel komutasındaki Arap Ordusu, Gürcü ve Hazar Türklerinden oluşan bir orduyu Fırat nehri kenarında bozguna uğratmıştır. Arapların kendi içlerindeki mücadelelerden yararlanan Bizans, İmparator II. Justinianus zamanında, Leontier komutasındaki bir ordu ile 686' da Erzurum'u tekrar ele geçirmiştir. Ancak M.S. 700 tarihinde Emevi Halifesi Abdülmelik'in oğlu Abdullah şehri tekrar geri almaya muvaffak olmuştur. M.S. 753 yılında ise Bizans İmparatoru V. Konstantinos, Kusan adlı bir Ermeni' yi şehri almakla görevlendirmiştir. Kaleyi koruyan Arap askerlerinin sayıca azlığı ve kalede bulunan iki Ermeni'nin ihaneti ile Kusan kaleyi zapt etmiştir. Ancak bir süre sonra, şehir ve çevresi tekrar Emevilerin eline geçmiştir. 770 - 772 yılları arasında yöredeki Ermenilerin ayaklanarak şehri kuşatmaları üzerine, Amr bin İsmail el Harisi komutasındaki bir ordu, ayaklanmayı bastırmak üzere Erzurum üzerine yürümüş ve ayaklanmacıları bozguna uğratmıştır. 838 yılında Bizans İmparatoru Teheophilos, Erzurum' u kuşatmış ve şehir surlarını yıktırmıştır. 840' da Halife Mutasım şehir surlarını tamir ettirmiş ve kaleyi tahkim ettirmiştir. Bu tarihten sonra, şehir iki kez daha Bizanslıların eline geçmiş( 934 ), ancak 12 yıl sonra Abbasiler tarafından tekrar geri alınmıştır. 948' de büyük bir Bizans ordusu, Erzurum üzerine yürümüş ve 949 yılında Bizans egemenliği tekrar sağlanmıştır. Bu tarihten sonra, Erzurum ve çevresindeki Arap egemenliği tamamen son bulmuştur. 979 yılında şehir ve çevresi, yaptığı yardımlardan ötürü, Bizans İmparatoru tarafından Gürcü Bağratlı Kralı David'e verilmiştir. David' in ölümünden sonra, şehir Bizans İmparatoru II.Basilious tarafından geri alınmıştır.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-03-2007, 03:45   #3
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Selçuklular Döneminde Erzurum

Selçukluların bölgede ilk olarak belirmeleri XXI. Yüzyılın başlarına rastlar. Bizans yönetiminin yöre halkına iyi davranmaması nedeniyle bozulan idari ve siyasi ortam, Selçukluları küçük topluluklar halinde bölgenin muhtelif kesimlerine yerleşmelerine imkân sağlamıştır. Selçuklular tarafından Erzurum ve çevresine yöneltilen ilk askeri hareket 1048 yılında gerçekleştirilmiştir. Büyük Selçuklu Sultanı tarafından Erzurum ve çevresini fethetmekle görevlendirilen Azerbaycan valisi İbrahim Yanal ve Gence valisi Kutalmış Beyler, Eleşkirt üzerinden Pasinler ovasına inmiş ve oradan Erzurum üzerine yürüyerek, Erzurum kalesini kuşatmışlardır. Ancak, kuşatmanın uzun süreceğini gördüklerinden Erzurum Ovası' nın batı bölümünde yer alan zengin Erzen şehrine yönelmişlerdir. 6 gün süren bir kuşatmadan sonra Erzen Selçuklu ordusu tarafından ele geçirilmiştir. Erzen halkı, Theodosiopolis olarak isimlendirilen bugünkü Erzurum şehri kalesine sığınmak zorunda kalmıştır. Erzen şehri bu kuşatmadan sora yı kılıp yakılmış ve bir kez daha imar edilmeyerek metruk bir şehir halini almıştır. Bu yıkımdan sonra şehe Kara Erzen denilmeye başlanmıştır. Bu sözcük, halk dilinde zamanla Karaz şeklinde telaffuz edile gelmiştir.

Selçukluların Erzurum üzerine düzenledikleri ikinci büyük sefer, 1054 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Tuğrul Bey tarafından gerçekleştirilmiştir. Ordusuyla Pasinler Ovasına geçen Tuğrul Bey, Erzurum'a gelmiş ancak Erzurum kalesinin surlarını aşamayacağını anlayarak kuşatmadan vazgeçmiştir. Bu tarihten, Anadolu'nun kapılarını Türklere açan ve Doğu Anadolu' da kesin Türk hâkimiyetini getiren günlerin müjdecisi olan Malazgirt zaferine kadar, Selçuklular tarafından Erzurum üzerine askeri bir sefer düzenlenmemiştir.

1071 Malazgirt zaferinden sonra, Erzurum ve çevresi büyük Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından Ebl - ul Kasım' a verilmiştir. Eb-ul Kasım, Melik Danişment Ahmet Gazi ve Emir Mengücek gibi, Doğu Anadolu'nun fethi için Büyük Selçuklu Sultanı tarafından görevlendirilen ve yaralı hizmetleri olan bir Selçuklu komutanı idi. Erzurum' da kurulacak ve sonradan Eb- ul Kasım' ın torunlarından birisi olan Saltuk Bey' in adı ile anılacak olan beyliğin kurucusu olan Eb - ul Kasım, yörenin Selçuklu egemenliğine girmesi yönünde büyük çabalarda bulunmuştur. Merkezi Erzurum olan Saltukoğulları Beyliğinin sınırları içine zamanla Bayburt, İspir, Koçmaz, Micingert, Oltu ve Tercan gibi önemli kale ve yerleşim yerleri dahil edilmiştir.

Eb-ul Kasım' ın 1102' de ölümünden sonra, beyliğin başına Ali ve İnanç Beygu isimli iki oğlundan Emir Ali geçti. Emir Ali' nin Selçuklu Sultanı Melik şah' ın ölümünden sonra oğulları arasında çıkan taht kavgasında Sultan Tapar'ın yanında yer aldığı ve Sultan Tapar' ın Selçuklu Devletini ele geçirmek için Silvan üzerine yaptığı seferde Emir Ali'nin de bulunduğu bilinmektedir. Bu arada Türkler arasındaki iç mücadelelerden yararlanmak isteyen Gürcü Kralı David, 1116'da Erzurum önlerine kadar gelmiş, ancak şehir önlerinde yapılan iki çarpışmadan sonra, şehri muhasara etmekten vazgeçerek geri dönmüştür.

Gürcülerin Doğu Anadolu'daki Türk yerleşim bölgelerini tehdit altında bulundurmaları, Merkezi Konya' da kurulmuş olan Anadolu Selçuklu Devletini rahatsız ediyordu. Bunun üzerine harekete geçen Anadolu Selçuklu Sultanı Rükneddin Süleyman Şah, 1201 yılında Doğu Anadolu'daki küçük Türk Beyliklerine son verdi. Aynı tarihte Erzurum ve çevresi de Anadolu Selçuklu hâkimiyeti altına girdi. Rükneddin Süleyman Şah, Erzurum ve çevresini Mugisiddin Tuğrul Şah isimli kardeşine vermiştir. Böylece yaklaşık 130 yıl süren Saltukoğulları dönemi sona ermiş oluyordu. Anadolu Selçukluları döneminde Erzurum ve çevresi üzerindeki Gürcü baskısı büyük ölçüde kalkmış ve şehir, Anadolu'nun en gelişmiş şehirlerinden birisi olmuştur.

Mugisiddin Tuğrul Şah'ın 1225' de ölümü üzerine yerine oğlu Rükneddin Cihan Şah geçmiştir.

Erzurum'daki Selçuklu Beyliğinin, kuzeyde Gürcülerle ve Trabzon' da yeni kurulmuş olan Rum İmparatorluğu ile komşu olması, bu Beyliğin Anadolu Selçukluları açısından önemini artırmaktaydı. O dönemde Anadolu Selçuklu Sultanı olan Alaeddin Keykubat, devletin güvenliğini pekiştirmek için beyliklere son veriyor ve Anadolu'daki Selçuklu hakimiyetini güçlendiriyordu. Bu amaçla, 1228' de Erzurum' u almak üzere harekete geçti. Bunun üzerine telaşa kapılan Rükneddin Cihanşah, o sırada Ahlat' ı kuşatmış olan Celaleddin Harzemşah'tan destek sağladı.Alaeddin Keykubat'ın Harzemlilerle barış yapma çabaları sonuç vermeyince, iki devletin ordusu, 1230' da Yassıçemen' de karşı karşıya geldi. Bu savaşta Erzurum' un Selçuklu Beyi, aynı zamanda amcası olan Alaattin Keykubat' a karşı, Celaleddin Harzemşah' ın yanında yer aldı. Savaşta Selçuklu ordusu galip geldi ve Cihanşah tutsak edildi. Bu savaş aynı zamanda Harzemliler Devletinin de sonu oldu. Savaştan sonra, Selçuklu ordusu Erzurum'a yürüdü ve çarpışma olmaksızın şehir ele geçirildi. Bundan sonra Erzurum şehri, Anadolu Selçuklu Devleti için önemli bir askeri üs vazifesi gördü.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-03-2007, 03:45   #4
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Moğol saldırıları Karşısında Erzurum

Anadolu Selçuklu Alâeddin Keykubat' ın Erzurum ve çevresini ele geçirerek, devletin güvenliğini sağlamak istemesindeki en önemli sebep, doğudan gelen Moğol saldırılarına karşı koyabilmekti. Bu maksatla, bölgedeki önemli kaleler tahkim ettirildi. Yine aynı güvenlik gayeleri ile, Moğolların önünden kaçan Türkmen boyları bölgede iskan ettirildi. Moğollar, Gürcüler tarafından da kışkırtılmaktaydılar. İlk Moğol saldırısı 1231 yılında Cengiz Han' ın oğlu Oktay Han' ın komutanlarından Cormagon Noyan tarafından yapıldı. Anadolu Selçukluları ve Moğollar arasındaki barış görüşmeleri sonuç vermedi.1237' de Alâeddin Keykubat öldü ve yerine oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev geçti.

Bölgedeki Ermeni ve Rumların kışkırtmaları sonucunda Moğollar, 1242' de Baycu Noyan' ın komutasındaki bir ordu ile Erzurum' u kuşattılar. Sinaneddin Yakut komutasındaki kale muhafızlarının gayretli direnişe rağmen, Erzurum kalesi Moğolların eline geçti. Moğollar şehri yağmalayarak Erzurum halkının büyük bir bölümünü kılıçtan geçirdi. Erzurum' un düşmesi, Anadolu Selçuklu Devleti için büyük büyük bir yıkım oldu.Akabinde 1243' de Anadolu Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Keyhüsrev, Kösedağ Savaşında Moğollara yenilince, 1244' de yapılan bir anlaşma ile bölgedeki Moğol egemenliği kabul edildi.Erzurum' un düşmesi, Moğol akıncılarının önemli bir engelle karşılaşmadan Anadolu içlerine akınlar düzenlemelerini kolaylaştırdı.Bu saldırılar, başta Erzurum olmak üzere, Anadolu' nun birçok şehrinin Moğollar tarafından yağmalanmasına ve bu şehirlerde yaşayanların, uzun yıllar huzur ve sükuttan uzak kalmalarına yol açtı.

Bu sıralarda Moğollar, İran' da İlhanlı Devletini kurmuşlardı. 1244 yılında yapılan antlaşma ile Anadolu Selçuklu Devletinin yıkıldığı 1308 yılına kadar Erzurum, Selçuklu soyundan gelen kişiler tarafından yönetildi. Bu tarihten sonra da İlhanlı Devletinin bir eyaleti durumuna girdi.

İhanlılar Döneminde Erzurum

Erzurum' un tam olarak İlhanlı hakimiyeti altına girmesi,Gazan Mahmut Han zamanında ( 1304 - 1317 ) rastlar.Gazan Han' dan sonra başa geçen Olcaytu Han zamanında, Erzurum şehri büyük ölçüde imar edilmiştir.Bu döneminde bir çok tarihi eser inşa ettirildi.Olcaytu Han' dan sonra başa geçen Ebu Said Bahadır Han zamanında, Erzurum' un yönetimi Sultanın veziri Emir çoban' ın oğlu Timurtaş' a verildi.Emir Çobanla İlhanlı Sultanının arası bozulunca, Bahadır Han, İrencin Noyan adlı komutanını Erzurum üzerine gönderdi, bu durumdan korkan Timurtaş Mısır' a kaçtı. Erzurum'un yönetimi de sonradan Eretna Bey' e verildi. 50 yıl kadar Eretna Beyleri tarafından yönetilen Erzurum ve 1385 yılında Karakoyunlu Beyi Kara Mehmed' in eline geçti.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-03-2007, 03:45   #5
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Karakoyunlular ve Akkoyunlular Döneminde Erzurum

Karakoyunlu egemenliği uzun sürmedi.1387' de, Timur Kara-Koyunlu egemenliğine son verdi. Erzurum' a vali olarak torunu Gıyaseddin Sagar' ı tayin etti. Bu sırada şehirde yönetime karşı başkaldırılar süregeldiğinden, Timur 1400' de tekrar Erzurum' a geldi. Yönetime karşı çıkan halkın bir kısmını kılıçtan geçirdi. Timur' un ölümünden sonra ( 1404), Erzurum şehri, Karakoyunlular ve Akkoyunlular la, Timur' un oğlu Şahruh arasındaki kanlı çarpışmalara sahne oldu. Bu dönemde şehir önemli ölçüde tahrip edildi.

Doğudan gelen istilacıların Anadolu' ya girişte karşılaştıkları en önemli askeri üs olma özelliğine sahip Erzurum' un, Anadolu tarihinin en kanlı ve kargaşalarla dolu bu yüzyılında birkaç kez daha yağmaya uğradığı, tahrip edildiği ve halkının kılıçtan geçirildiği bilinmektedir. Bu saldırılar şu şekilde özetlenebilir.

1421' de Timur' un oğlu Şahruh, Erzurum ve çevresini zaptetti, ve kaleyi kuşattı, ancak şehri alamayarak geri döndü.

1434' de Karakoyunlularla olan mücadelelerinde Şahruh' u destekleyen Akkoyunlu Beyi Kara Yülük Osman, Erzurum' u kuşattı ve ele geçirdi.

1435' de bu kez Karakoyunlu hükümdarı İskender Bey' in eline geçti.

1458 ve 1466' da Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, Gürcistan seferi sırasında Erzurum' dan geöti, 1468 yılında ise şehre hakim oldu.

1473' deki Otlukbeli savaşında Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet'e yenilen Akkoyunlular giderek güçlerini yitirdi. Uzun Hasan'ın ölümünden sonra ( 1478) şehrin yönetimi oğullarından Yakup'a geçti. Yakup' un ölümünden sonra ( 1490) çıkan taht kavgalarında şehir büyük tahribata uğradı.

Erzurum, 1502' de Akkoyunlu Devletinin son hükümdarı Elvend Mirza' dan Şah İsmail'

Osmanlılar Döneminde Erzurum

Erzurum ve çevresinin Safevi Devletinin etki alanı içinde kalması sadece 15 yıl sürdü. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinden dönüşte Kars ve Pasinler üzerinden Erzurum' a geldi ve şehir çevresi 1517 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Yüzyıllar boyunca şehrin kaderine hakim olan kargaşa, yerini Osmanlı Devletinin, huzur ve sükun dolu yönetimine terk etmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman zamanında Erzurum kalesi tahkim edildi ve şehir baştan başa imar edildi. Kanuni'nin birincisi 1534, ikincisi 1548 yıllarında İran üzerine düzenlediği seferlerde, Erzurum şehri, Osmanlı ordusuna önemli bir askeri üs vazifesi gördü.

Kanuni, İran seferinden dönüşte (1535) Dulkadirli Mehmed Han' ı Erzurum Beylerbeyliğine tayin etti. Erzurum şehri ise o dönemde beylerbeyliğine bağlı bir sancak durumundaydı. Erzurum Beylerbeyliğinin sınırları, kuzeyde Doğu Karadeniz Dağlarından Ordu' daki Bolaman Deresine batıda Reşadiye, Zara, Koçhisar ve Kemah' a, güneyde Pülümür, Kiğı ve Malazgirt' e doğuda Tahir Geçidi ve Pasin Ovasına kadar uzanan bölgeleri içine almaktaydı. Erzurum Sancağı da 10 nahiyeden müteşekkildi. Bunlar, Erzurum Merkezi, Karaz, Geçik, Tekman, Karaş - kali, Aşkale, Serçeme, Cinis, Çermeli ve Ovacık nahiyeleriydi.

Kanuni Sultan Süleyman' ın ikinci İran seferinde (1548)beylerbeyliğinin sınırları daha da büyütüldü ve kuzeydeki Gürcü kalıntıları ortadan kaldırıldı.1552 yılında şehir İranlılar tarafından ele geçirilmek istendi, Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa komutasındaki beylerbeyi ordusunun yenilmesine rağmen, Erzurum kalesi İranlılara teslim edilmedi. Artan İran baskıları karşısında Kanuni Sultan Süleyman 1553 yılında İran üzerine yeni bir sefer düzenledi, sefer dönüşü (1554) Erzurum' a gelerek şehrin yıkılan kalesini tamir ettirdi.

1853 - 1856 Kırım savaşı sırasında şehrin etrafındaki tabyalar, Ruslardan gelebilecek tehlikelere karşı tahkim edildi ve yeni tabyalar yapıldı. 1855 yılında Kars' ın Ruslar tarafından işgali, Erzurum' un Rus tehlikesine karşı daha iyi tahkim edilmesi gereğini bir kez daha ortaya koydu. Bu gayeyle, 1865' den 1877' ye kadar geçen 12 yılda, Erzurum halkının da yardımlarıyla Aziziye Tabyaları, şehir etrafındaki istihkâmlar ve diğer kışla ve tabyalar inşa edildi.

Osmanlı Devletinin Balkanlarda çıkan karışıklıklarla uğraştığı bir sırada, Ruslar 1877 yılında Balkanlar ve Doğu Anadolu üzerinden bir kez daha Osmanlı topraklarına tecavüz etti. Gazi Ahmed Muhtar Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Rus ordusunun birbiri ardına Halyaz ve Zivin meydan savaşlarında yenilgiye uğrattı.Ancak, bu savaşlarda Türk ordusu da büyük kayıplar verdiğinden Erzurum tabyalarına çekilmek zorunda kaldı.Ruslar Gürcü Boğazını ele geçirerek, Erzurum' u kuzeyinden baskı altına almaya muvaffak oldular.Rusların batı cephesinde Yeşilköy önlerine kadar ilerlemeleri, Osmanlı Devletini Doğu cephesinde taviz vermek zorunda bıraktı.Yapılan bir antlaşmayla, Osmanlı ordusu Bayburt ve Erzincan' a çekildi.Erzurum ise, kışlamak üzere Rus ordusuna terk edildi. Böylece, Erzurum bir kez daha Ruslar tarafından işgal edildi.

3 Mart 1878' de imzalanan Ayestefanos Antlaşmasıyla Ruslar Erzurum' u terk ettiler. Daha sonra Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878 ) ile Erzurum' un kuzey doğusunda bulunan Artvin, Batum, Otu, Şenkaya, Olur Ardahan, Kars ve Sarıkamış savaş tanzimatı olarak Ruslara bırakıldı. Böylece, Rus sınırı Erzurum' un 105 km. doğusuna kadar yaklaşmıştı. Bu durum, şüphesiz Erzurum için büyük bir tehdit oluşturmaktaydı.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-03-2007, 03:45   #6
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Milli Mücadele Döneminde Erzurum

Mondros Mütarekesinin ağır hükümlerini asla kabullenemeyen Erzurum halkı, kendi hak ve hukukunu korumak için direniş ve örgütlenme çabalarına başlamıştı.Erzurum' da kurulmuş olan ilk direniş örgüt, Süleyman Necati Bey' in kurduğu " İstihlas - ı Vatan'' (Vatanın Kurtuluşu) idi. Ancak bu örgüt kısa bir süre sonra dağıtıldı.Hemen ardından, Merkezi İstanbul' da Vilayet - i Şarkiyye Müdafaai Hukuk - u Milliye Cemiyetinin Erzurum şubesi, İstanbul' dan görevlendirilen Cevad Dursunoğlu' nun öncülüğünde 10 Mart 1919' da kuruldu.Kurucular arasında emekli binbaşı Süleyman Bey İsmailzade Tevfik Bey, Müftü Solakzade Sadık Bey, Hüseyin Avni (Ulaş) Bey, Kığılı Cazim Bey, İbrahim Hakkızade Fehim Bey, Hacı Recep Bey, Hacı Nafiz ve Ahmet Beyler, emekli binbaşı Ahmet (Gobel) Bey bulunuyordu.Süleyman Necati Bey' in çıkardığı Albayrak gazetesi de cemiyetin resmi yayın organı olma görevini üstlendi.

Cemiyet ilk toplantısında, Ermenilerin Doğu Anadolu üzerindeki hak iddialarını reddeden bir bildiri yayınlayarak, bildiriyi bütün Doğu Anadolu şehirlerine gönderdi. Bir müddet sonra, cemiyetin Yönetim Kurulu oluşturuldu. Hoca Raif Efendi'nin başkan, Cevat Dursunoğlu'nun kâtip ve emekli Binbaşı Süleyman Bey' in muhasip olduğu Yönetim Kurulunda üye olarak şu kişiler bulunmaktaydı. Necati Bey, emekli binbaşı Kazım Bey, Ahmet Bey, Avukat Hüseyin Avni (Ulaş) Bey, Fevzi Kırbaş, Hacı Nafız Bey,Avukat Mesut Bey, ve Baytar Nedim Bey. Mütarekesine göre hayali Ermenistan devletine vaat edilmiş Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve Sivas illeriyle, Pontus Rumlarına verilmiş olan Trabzon illeri ile irtibat kurarak, Milli Mücadele ruhunun, Cemiyetin ilkeleri etrafında yoğunlaşması için girişimlerde bulundu. Bu sırada 19 Mayıs 1919' da Cemiyet, Mondros ordu müfettişi olarak Samsun' a ayak basan Mustafa Kemal, "Ulusal bir Kongre'' toplanmasını içeren Amasya Tamimini yayınladıktan sonra, 3 Temmuzda Sivas üzerinden Erzurum' a geldi. Mustafa Kemal ve beraberindekiler, Erzurum'a 15 km. mesafedeki Ilıca bucağında, başlarında 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa olmak üzere Müdafa-i Hukuk cemiyeti mensupları ve şehrin ileri gelenleri tarafından karşılandı. 5 Temmuz günü yapılan gizli toplantıda, Mustafa Kemal, ülkenin içinde bulunduğu durum hakkında görüşlerini açıklayarak, silahlı mücadeleye başlamaktan başka çözüm olmadığını belirtti. Mustafa Kemal' in Amasya' dan yayınladığı tamim, Saray tarafından tepkiyle karşılanmıştı.Mustafa Kemal, İstanbul' a geri çağrılmaktaydı.Görevden alındığına dair emir, 8Temmuz günü Erzurum' a ulaştı.O gece arkadaşlarıyla birlikte bir durum değerlendirmesi yapan Mustafa Kemal, görevinden istifa ederek, bütün rütbelerinden feragat ettiğini bir telgrafla İstanbul' a bildirdi.Mustafa Kemal' in bu jestinden sonra 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa ordusu ile birlikte,onun emrinde olduğunu bildirdi.Onu, 20.Kolordu Komutanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ve diğer Kolordu ve birlik komutanları izledi.istifasının hemen ardından Cemiyet Başkanlığı' na, Hüseyin Rauf Bey de İkinci Başkanlığa Mustafa Kemal Paşa getirildiler.Bundan sonra, Milli Mücadelenin en önemli dönüm noktalarından biri olan "Erzurum Kongresi'nin toplanması için çalışmalara başlandı.Bu amaçla, çevre illerden delegelerin Kongreye iştiraki istendi.

Erzurum Kongresi, 23 Temmuz 1919' da Erzurum, Sivas, Bitlis, Van ve Trabzon illerinden gelen 56 delegenin iştiraki ile toplandı. Kongreye katılan delegeler şunlardı:

Erzurum Vilayeti Delegeleri
Merkez

Mustafa Kemal Paşa
Hüseyin Rauf (Orbay) Bey
Hoca Raif Efendi

Hınıs: Celal Bey
İspir: Cemal Bey
Bayburt: Zahit Efendi ve Tevfik Bey
Narman: Sait Bey
Pasinler: Cevat Dursunoğlu (Cemiyet Katibi) ve Battal Bey
Tortum: Kazım Bey
Yusufeli: Ahmet Bey
Kiğı: Sait ve Kahraman Beyler
Tercan: Ahmet Bey
Doğubayazıt: Hüseyin Avni (Ulaş) Bey
Diyadin: İsmail ve Mustafa Beyler
Karaköse: Necati Bey (Albayrak Gazetesi sahibi)
Erzincan: Hacı Fevzi Efendi
Kuruçay: Müftü Şefik Efendi
Refahiye: Kemal Efendi
Pülümür: Abbas Efendi
Bitlis Vilayeti Delegeleri
Bitlis: Süleyman Bey (Emekli Binbaşı)
Siirt: Hafız Cemil Efendi ve Müftü Naibi Hacı Hafız Bey

Kolordu karargâhının Erzurum' a taşınmış olması, Erzurum ve yakın çevresini tamamen Ermeni çetecilerinin tehditlerinden kurtardı. Ancak, Mondros Mütarekesinden sonra Osmanlı ordusu Kars, Ardahan ve Batum'dan çekildi ve bu bölgeleri İngilizler işgal etti. Bu yörelerdeki Osmanlı ordusunun dağılmasından sonra, Kars' ta bir Milli Şura hükümeti kuruldu ve havalide emniyet, huzur ve sükûnu temin etme görevini üstlendi. Fakat Kars'taki Milli Şura yönetimine, bölgeyi işgal eden İngilizlerce 20 Nisan 1920' de son verildi. İngilizlerin bu hareketi, yörede bulunan Ermenileri cüretlendirdi. Müslüman halka baskı ve zulüm yapan Ermeniler, Sarıkamış, Kağızman ve Ardahan' ı da İngilizlerden devralarak, bölgedeki etkinlik sağladılar. Benzer şekilde, Temmuz 1920' de İngilizler Oltu' da kurulmuş olan Oltu Şurasına da, yörenin Ermenilere bırakıldığını ileri sürerek son vermek istediler. Yörenin Ermeni çetecilerinin yönetimine terk edilmesi isteği, Oltu Şurası tarafından reddedildi. Ermeniler, bu yöredeki katliamlarını da sürdürdüler. Aynı tarihlerde, Artvin Gürcülerin, Ardunç ve savaşta da İngilizlerin işgali altındaydı.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-03-2007, 03:45   #7
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Cumhuriyet Döneminden Günümüze Erzurum

Nafi Atuf Kansu, Nafız Dumlu, Asım Vasfi, Ahmet Fikri Tüzer, Aziz Akyürek, Necip Asım Yazıksız, Tahsin Uzer, 1 Kasım 1927' de III.Dönem milletvekilliğine seçildiler.
4 Mayıs 1931' de Asım Vasfi, Ahmet Fikri Tüzer, Nafi Atıf Kansu, Aziz Akyürek, Nafiz Dumlu, Hakkı Şinasi Erel ve Necip Asım Yazıksız IV. Dönem milletvekilliğine seçildiler.
1 Mart 1935' de Nafi Atıf Kansu, Tahsin Uzer, Aziz Akyürek,Nafiz Dumlu, Necip Asım Yazıksız, Saim Ali Dilemre, Pertev Demirhan, Fuat Sirmen, Zeki Soydemir, Şükrü Koçak ve Nakiye Elgün V.Dönem milletvekilliğine seçildiler.3 Nisan 1939' da Aziz Akyürek, Münir Hüsrev Göle, Raif Dinç,Salim Altuğ, Nafiz Dumlu, Pertev Demirhan, Zeki Soydemir.Şükrü Koçak, Nakiye Elgün VI.Dönem milletvekilliğine seçildiler.8 Mart 1943' de Aziz Akyürek, Münir Hüsrev Göle, Raif Dinç, Saltum Altuğ, Nafiz Dumlu, Pertev Demirhan, Zeki Soydemir, Şükrü Koçak, Nakiye Elgün VII.Dönem milletvekilliğine bir kez daha seçildiler.5 Ağustos 1946' da Cevad Dursunoğlu, Kemalettin Kamu,Münir Hüsrev Göle, Raif Dinç, Şükrü Koçak, Eyüp Sabri Akgül, Mesut Çan Kaya, Vehbi Kocagüney, Şakir İbrahim Hakkıoğlu, VIII.Dönem milletvekilliğine seçildiler. 14 Mayıs 1950' de 175.124 kayıtlı seçmenin % 86.3' ünün oy kullandığı milletvekili genel seçimlerinde Said Başak, Rıfkı Salim Burçak,Fehmi Çobanoğlu, Bahadır Dülger, Sabri Erduman, Enver Karan, Emrullah Nutku, Rıza Topçuoğlu, Memiş Yazıcı ve Mustafa Zeren milletvekilliğine seçildiler.2 Mayıs 1954' de yapılan milletvekili genel seçimlerinde 188.956 kayıtlı seçmenin % 89.3' ü oy kullandı Rıfkı Salim Burçak, Bahadır Dülger, Sabri Erduman, Rıfkı Topçuoğlu, İshak Avni Akdağ, Zeki Çavuşoğlu, Şevki Erker, Abdülkadir Eryurt, Hamit Şevket İnce, Hasan Numanoğlu, Cemal Önder ve Esat Tuncel milletvekilliğine seçildiler. 27 Ekim 1957' de yapılan milletvekili genel seçimlerinde 208.352 kayıtlı seçmenden % 77.4' ü oy kullandı. Seçimlerde Rıfkı Salim Burçak, Sabri Erduman, Rıza Topçuoğlu, Mustafa Zeren, Şevki Erker, Abdulkadir Eryurt, Hasan Numanoğlu, Osman Alihocagil, Mehmet Eyüboğlu, Melik Fırat, Said Kantarel, Münip Özer ve Fethullah Taşkesenlioğlu milletvekilliğine seçildiler. Kasım 1958' de Erzurum Atatürk Üniversitesi kuruldu.
28 Aralık 1960' da Cevad Dursunoğlu Kurucu Meclise seçildi. 15 Ekim 1961' de 242.181 kayıtlı seçmenin % 75.9'u oy kullandığı milletvekili seçimlerinde Cevad Dursunoğlu, Ertuğrul Akça Turhan Bilgin Nihat Diler, Gıyasettin Karaca,Şerafettin Konuray Cevad Önder,Tahsin Telli ve Adnan Şenyurt milletvekilliğine kayıtlı seçmenlerin % 80'inin oy kullandığı Cumhuriyet senatosu seçimlerinde Nurettin Aynuksa,Nihat Pasinli ve Rahmi Sanalan senatörlüğe seçildiler. 7 Kasım 1961' de Erzurum Eğitim Enstitüsü açıldı. 7 Haziran 1964' de yapılan Cumhuriyet Senatosu seçimlerinde Sakıp Hatunoğlu, Edip Somunoğlu ve Osman Alihocagil senatörlüğe seçildiler.10 Ekim 1965' te yapılan milletvekili genel seçimlerinde 255.787 kayıtlı seçmenin % 70.7' si oy kullandı. Turhan Bilgin,Gıyasettin Karaca Nihat Diler,Cevat Önder,Adnan Şenyurt,Necati Güven,Nihat Pasinli İ.Hakkı Yıldırım ve Ahmet Mustafaoğlu milletvekilliğine seçildiler. 12 Ekim 1969' da 273.195 kayıtlı seçmenin % 66' sının oy kullandığı milletvekili genel seçimlerinde Turhan Bilgin, Gıyasettin Karaca Cevat Önder, Rasim Cinisli, Rıfkı Danışman, Sabahattin Aras, Selçuk Erverdi Naci Gacıroğlu, Fetullah Taşkesenlioğlu milletvekilliğine seçildiler. 14 Ekim 1973 milletvekili genel seçimlerinde 296.137 kayıtlı seçmenden % 67.9' u oy kullandı. Seçimler sonucunda İ.Hakkı Yıldırım, Gıyasettin Karaca, Rıfkı Danışman, Selçuk Erverdi, Rasim Cinisli, Korkut Özal Yahya Akdağ, Zekai Yaylalı ve Fuat Fırat milletvekilliğine seçildiler. Kayıtlı seçmenin % 67,6' sının oy kullandığı Cumhuriyet Senatosu seçimlerinde Sakıp Hatunoğlu, Hilmi Nalbantoğlu, Lütfi Doğan senatör seçildiler.
5 Haziran 1977 milletvekili genel seçimlerinde 325.100 kayıtlı seçmenin % 80' i oy kullandı. Rıfkı Danışman, Gıyasettin Karaca, İ.Hakkı Yıldırım, Osman Demirci, Selçuk Erverdi, Çetin Bokurt, Korkut Özal ve Nevzat Köseoğlu milletvekilliğine seçildiler. 14 Ekim 1979' da yapılan Cumhuriyet Senatosu seçimlerinde 277.284 kayıtlı seçmenin % 80.7' si oy kullandı. Selahattin Deniz, Naci Gacıroğlu ve Lütfü Doğan senaratörlüğe seçildiler. 15 Ekim 1981' de Utkan Kocatürk ve Abdülkadir Erener, Erzurum' u temsilen Danışma Meclisi üyeliğine seçildiler. 1983 Genel seçimlerinde Togay Gemalmaz, Sebahattin Aras, Rıfkı Yaylalı, Sabahattin Eryurt, İlhan Aras, Ebubekir Akay ve Hilmi Nalbantoğlu milletvekilliğine seçildiler. 1991 genel seçimlerinde, İsmail Köse, Melik Fırat, Lütfi Esengün, Rıza Müftü oğlu,Oktay Öztürk, Şinasi Yavuz, Abdulillah Fırat milletvekilliğine seçildiler. 1995 genel seçimlerinde, İsmail Köse,Zeki Ertugay, Necati Güllülü, Lütfi Esengün,Şinasi Yavuz, Abdulillah Fırat,Aslan Polat, Ömer Özyılmaz milletvekilliğine seçildiler.
Erzurum halk oyunlarına "bar" adı verilir. "Bar" kelimesi "birliktelik", "topluluk" , "el ele tutuşmak", "bağlamak" ve "beraberce oynamak" gibi anlamlar taşımaktadır. Bar, çok eski ve köklü bir geçmişe dayanmaktadır. Barın oluşumunda; iklimin, coğrafyanın ve tarihi olayların etkisi olmakla birlikte antropologlara göre bar, Türklerin Asya'dan getirdikleri milli oyunlardan biridir. Erzurum, halk oyunları açısından oldukça zengin bir bölgedir. Bu zenginlik günümüzde de bütün güzellikleriyle ve orijinalline uygun olarak yaşatılmaktadır. Erzurum Halk oyunları ve türküleri derneği halk oyunları ekiplerinin gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında düzenlenen yarışmalarda onur verici başarıları vardır. Erzurum barları kadın ve erkek barları olmak üzere iki bölüm halinde oynanır.

Oltu ilçesinden Oltu köyünde yalnız erkeklerce Bar tutulur ve davul zurnayla oynanır. Aynı köyde Şeyh Şamil oyunu da vardır. Davul zurna veya mey eşliğiyle yürütülür, tek erkek oyunudur.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-03-2007, 03:46   #8
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-03-2007, 03:46   #9
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

NEDEN PALANDÖKEN..?

Palandökende günde toplam 32 bin kişinin kayak yapabileceği, uluslararası yarışmalar hatta kış olimpiyatlarının düzenlenebileceği ve 6 bin kişinin doğrudan istihdam edilebileceği bir kapasiteye sahiptir.


Palandöken, Doğu’nun en popüler kayak merkezi. Hatta Türkiye’nin en iyi ilk üç kayak merkezinden birisidir. Yüksek irtifa, kaliteli kar, uzun kış, Palandöken’de sınırsız kayak keyfi sunuyor. Kayak zamanı kasımdan mayısa kadar tam altı ay sürüyor. Normal kış şartlarında iki ya da üç metre kar kalınlığı var. İkliminden dolayı da bu süre boyunca, kar kalitesi ‘toz kar’ özelliğini koruyor.
Palandöken Kayak Merkezi’nin 3125 metrelik pisti, Türkiye’nin en yüksek rakımlı pisti. Ayrıca 3125 metreden 2100 metre rakıma, hiç durmadan kayarak inmek mümkün. 27 No’lu pist, sekiz kilometreye varan uzunluğuyla, Türkiye’nin en uzun pistlerinden. Palandöken’de snowboard’cular için de ezilmemiş, doğal pistler var. Bu pistlere teleski ya da telesiyejlerle ulaşılıyor.


Palandöken’in özelliklerinden biri de uçak, otobüs ya da trenden indiğiniz andan itibaren, 20 dakika içinde, pist ve otellere ulaşabiliyorsunuz. Çünkü Palandöken Kayak Merkezi, Erzurum’a sadece 13 kilometre uzaklıkta. Bu yol en sert hava koşullarında bile, her zaman ulaşıma açıktır.


Palandöken de Çeşitli kategorilerde kayak ve snowboard yarışmaları ile kar festivalleri de düzenlenmektedir. Ayrıca dağda 5 yıldızlı otellerin yanısıra kayak evi, günübirlik tesisler ve lokantalar bulunmaktadır. Kayak malzemesi kiralama hizmetleri verilmektedir ayrıca amatör kayakçılar için kayak hocalarından derslerde alınabilmektedir.


2009 Winter Universiade oyunlarına aday olan kentimiz Avusturya' nın Innbursk kentinde yapılan tanıtımdan sonra seçimleri kaybetmiş olmasına rağmen palandöken dağının tüm dünya tarafından tanınmasını sağlamıştır. Erzurum Valisi Celalettin Güvenç in destekleri ile aynı yarışmanın 2011 yılına ait adaylık çalışmalarına başlanmıştır
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-03-2007, 03:47   #10
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 11:57 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580