Alex Kahveye, Batuhan Kiraya, Keita Sertifikaya!
Medyaspor Sorumlu Müdürü Ahmet Erzurumlu, Beşiktaş’ın G noktasının kamuoyuna açıklanmasını, Keita’ya Microsoft onaylı sertifika verilmesini ve Alex’in Türk olup İskender adını almasını önerdi.
BEŞİKTAŞ'IN G Noktası!
Batuhan Karadeniz'i kimi sever, kimi sevmez...
Ben
Batuhan'ın Türk futbolu için önemli bir değer olduğunu düşünenlerdenim.
Ve Batuhan'ın kampı izinsiz terk etmesinden sonra onun hayatını delik deşik edenlerin,
başkalarının etik değerlerinden bahsederken gösterdikleri riyakarlığı suratlarına vurmayı ihmal etmedim.
Sanki bugün televizyonlara çıkıp Batuhan'ı eleştirenlerin zamanında neler yaptıklarını hatırlamıyoruz!
Her neyse...
Batuhan ile Trabzonspor arasında bir transfer görüşmesi olduğunu herkes biliyordu...
Hatta bordo-mavililerin Batuhan ile
büyük ölçüde anlaştığını da duymuştuk.
En azından prensipte...
Trabzonspor'un Beşiktaş ile anlaşmak için zemin aradığı da basına yansıyan haberlerdendi.
Mustafa Denizli ile ters düşen Batuhan'ın kapının ardında tutulacağı kesindi.
Dolayısıyla bu transfer de muhtemel bir hâl almıştı...
Ancak son yaşanan gelişme ise oldukça dikkat çekiciydi.
En azından benim için...
Çünkü Beşiktaş Batuhan'ı Gaziantepspor'a kiralık olarak vermişti...
Şimdi karşımda Beşiktaş yönetimi varmış gibi konuşayım...
Batuhan'ın eksik yönlerini gidermesi için yurt dışında bir takımda oynaması gerektiğini cümle alem biliyor. Bu sezon Daum Fenerbahçe'ye gelmeseydi,
Batuhan'ın Köln'e transfer olması bekleniyordu.
Ayrıca
PSV ve birkaç orta düzey Avrupa kulübünün de Batuhan ile ilgilendiğinden haberdarız.
Ama siz
Batuhan'ı göz önünde tutmak istediniz ve o yüzden memleket sınırları dışına bırakmadınız.
Trabzonspor'a da vermediniz, çünkü başarılı olursa şampiyonluk yarışında olduğunuz bir takıma güç katacağını düşündünüz...
Peki bayram değil, seyran değil, Batuhan Gaziantepspor'a neden gönderdiniz?
Madem yurt içinde kiralık olarak kalmasını istediniz,
neden Eskişehirspor'da devam etmesine müsaade etmediniz?
Eskişehir'de kalmasını Eskişehirspor mu istemedi?
Sanmam...
Çünkü taraftarın Batuhan'ı çok sevdiğini biliyoruz.
Hatta eminim Batuhan'a "
Bu sene Bobo gidiyor, takımın santraforu sen olacaksın, o yüzden geri dön" de demediniz!
Şimdi Batuhan işi iyice karman çorman bir hâl aldı...
Benim bazı konularda kafam karışınca, geçmiş tarihlere doğru bakmak gibi kötü bir âdetim var.
İster istemez son senelere doğru şöööööyle bir göz attım...
Ortaya çıkan tablo çok duygusaldı!
Beşiktaş'ın gelecek vaat eden bazı genç yetenekleri, bir ton bonservis bedeli ödenen yıldızları ve hatta takımı kurtaracak diye aldığı pek çok futbolcu bedavaya Gaziantep'e gitmiş.
Veysel Cihan, Murat Şahin, Mehmet Yozgatlı, Adem Dursun, Ozan Tahtaişleyen ve son olarak Serdar Kurtuluş ile Batuhan Karadeniz...
Beşiktaş'ın Gaziantepspor'dan aldığı futbolcular ise;
İbrahim Toraman, Gökhan Güleç, Ekrem Dağ, İsmail Köybaşı...
Daha da geri gidersek
Ayhan Akman ve İbrahim Üzülmez...
Bu tabloya bakınca
Gaziantepspor ile Beşiktaş arasında gözleri yaşartacak derecede sağlam bir kardeşlik bağı olduğunu görebiliyoruz.
Fakat bunun sebebini anlamakta güçlük çekiyorum.
Açıkçası
Gaziantep'in Beşiktaş'a Batuhan için herhangi bir bedel ödeyeceğini hiç sanmıyorum.
İsmail Köybaşı'na karşılık olarak kiraya verildiğine ise hiç inanmam.
Onu geçiniz bir kalem...
O zaman herhalde yönetimler arasında deriiiiiin bir bağ var.
Belki de başkanların arası iyidir.
Ortak ilgi alanları vardır mesela...
Ya da ne bileyim ben!
Unutmadan bir tespitte daha bulunmam gerek...
Anladığım kadarıyla Beşiktaş bazı G'leri seviyor.
Gaziantep, Genoa... Bu takımlar Beşiktaş'ın G noktası!
G'lerden yapılan transferler büyük haz veriyor.
Mesela Beşiktaş öyle iyiliksever bir yönetime sahip ki temsilcisi olmayan Ferrari'ye tüm imkânlarını seferber edip menajer bile tahsis edebiliyor!
Ya da geçen sezon attığı gollerle altın krampon alan (!) İsmail Köybaşı'na 6.5 Milyon Euro verebiliyor!
Aman, aman, ne büyük sevaplar bunlar...
Neyse daha fazla uzatmayayım...
Şurası bir gerçek ki Batuhan'ın Gaziantepspor'a gitmesi
kendisine değil,
Gaziantepspor'a faydalı olacaktır. Çünkü
Batuhan'ın kendine katkı sağlayacağı futbol ortamı kesinlikle yurt dışında!
Böylece Batuhan'ın bir sezonu daha öylesine geçip gidecek.
Sırf
eş-dost, ahbap-çavuş muhabbeti yüzünden Türk futbolu bir yıldız adayını da yavaş yavaş kaybedecek.
Hayırlı olsun!!!
***
VİVA FAROLJARDİM!
Fenerbahçe'nin yaptığı son yabancı transferleri ile şöyle bir tablo oluştu.
Alex, Deivid, Roberto Carlos, Edu, Bilica, Dos Dantos, Cristian, Güiza...
Valla bunun adı
6+2 değil 7+1 olur sanırım!
Çünkü sahada olacak altı yabancının dışında kadroda bulundurma hakkına sahip olduğunuz diğer iki yabancıyı temsil eden bu kural
Fenerbahçe'de 6 Brezilyalı + 1 İspanyol şeklinde uygulanıyor.
Tabii buna Wederson'u da dâhil ederseniz takımda sekiz tane Brezilyalı futbolcu yer almış oluyor.
Aslında benim müthiş bir planım var...
Eğer uygulayan olursa Türk futbolunda tam bir devrim olur!
Düşündüm de,
Güiza ile Bobo karşılıklı takas olsa,
Nobre ile Aurelio eski yuvalarına geri dönse, eski Galatasaraylı
Batista ya da nam-ı diğer Mertol Karatay transfer edilse (
Böylece ezeli rakibe de darbe vurulmuş olur).
Alex'in de süresi tamam...
Onu da ikna edip Türk yaparız.
Nasıl olsa Brezilya'da olduğundan daha çok tanınıyor, daha çok kazanıyor, daha çok seviliyor.
Bir kere reddetmişti ama biz yine de ısrar edelim...
Eh onu da koyduk cebe... Hatta bir tane daha Brezilyalı için de kontenjan açmış olduk.
Başka kimi alsak, kimi alsak?
Yahu bendeki akla bak!
Ankaragücü'nden Jaba, Kocaelispor'dan Fransergio, Manisaspor'dan Rafael, Antalyaspor'dan da Tita kaç senedir Türkiye'deler!
Ve bazıları da hem Brezilya hem de Türkiye pasaportuna sahip değil mi?
Gerçi olmasalar ne olur onları da Türk yaparız!
Çok zor sanki...
Koy o zaman onları da sepete...
Yalnız tek bir problem kaldı...
Memlekette Brezilya asıllı kaleci yok!
Eh Volkan artık bir fedakârlık yapıp Brezilyalı olacak.
Yedeği de hazır,
Konyaspor'dan Jefferson! 
Alın işte siz de bakın,
3-5-2 formatında kadro da hazır:
Volkan (Brezilyalı olup "
Vulcão" adını alacak...)
Edu
Bilica
Roberto Carlos
Batista
Aurelio
Alex (Türk olup "
İskender" adını alacak... Gerekirse Kurtlar Vadisi'nde staj görecek...)
Cristian
Dos Santos
Nobre
Bobo
Yedekler de hazır:
Jefferson
Deivid
Wederson
Jaba
Fransergio
Rafael
Tita
Hem 6+2'li, hem de full aksesuar Brezilyalı müthiş bir takım!
Ayrıca
Daum sezon başlamadan acilen kovulacak, yerine
Zico geri getirilecek.
Ne gerek var elin Almanyalısına...
Stajyer geri dönüp stajına devam etsin!
Fenerbahçe'nin adını da Portekizcede
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün karşılığı olan
Clubes Esportivos Faroljardim yaptık mı işlem tamam!
Gerçi başkan kulübün adını telaffuz etmekte zorlanacağı için kısaca FJ de diyebilir.
Başkan demişken, bunca değişikliğin ardından
kulübün yönetiminin de bir başkası tarafından devralınması gerekecek.
Orada da adayım hazır:
El Grande Presidante Santos Relâmpago...
İşte müthiş devrim planım bu!
Ve madem bütün taşlar yerine oturdu, o zaman haydi hep beraber; "
Sempre o apoio, apoio total!"
Önemli Not:
Portekizce bilmeyenler için sözlük hizmetimiz de bulunmaktadır...
Vulcão: Yanardağ, volkan
El Grande Presidante: Büyük Başkan
Santos: Aziz
Relâmpago: Yıldırım
Farol: Fener
Jardim: Bahçe
Clubes Esportivos: Spor kulübü
Hep Destek: Sempre o apoio Tam Destek: Apoio total ATMA ADNAN ABİ DİN KARDEŞİYİZ!
Galatasaray'ın bu sene yaptığı transferlerin ne kadar akılcı olduğu konuşuluyordu hep...
Sessiz, sedasız ve derinden operasyonlar ile
Gökhan Zan, Franco ve Mustafa Sarp bedelsiz olarak alındı.
Daha sonra
Lyon'dan Keita ile anlaşıldı...
Fildişi Sahilleri vatandaşı (
bir ülke adı için hep enteresan bulmuşumdur, Aksaray'da pavyon ismi gibi...) futbolcu, kimsenin beklemediği bir şekilde
çat diye İstanbul'a geldi, pat diye formayı giydi, küt diye de taraftara açık imza attı.
Ancak bu transferler
çat, pat, küt devam ederken, bu sefer
bir yerlerde garç-gurç diye sesler gelmeye başladı...
Keita'nın lisansı çıkmamış meğerse!
Aradan geçmiş üç hafta Keita hala resmi kayıtlarda yok.
Hayırdır?
Sonra
Adnan Sezgin'den açıklama geldi ve
Keita'nın sertifikasında problem yaşandığını, bu sorunun da en kısa sürede çözüleceğini söyledi.
Haydaaa!!!
Ne sertifikası yahu?
Keita bilgisayar kursuna mı gitti?
Tabii biraz araştırınca işin aslını öğrenmek zor olmadı.
Meğer
Lyon ile Galatasaray Keita'nın bonservis bedeli olan
8,5 Milyon Euro'nun (
iyi para be!)
ödeme planı konusunda anlaşmaya varamamış.
Doğal olarak da Fransa'dan gerekli izin çıkmamış...
Yani Adnan Sezgin'in bahsettiği sertifika Microsoft'tan değil Lyon'dan gelecek!
Sonuç olarak da üç futbolcuyu bonservis bedeli ödemeden transfer eden Galatasaray, Keita için elini cebine atınca problem oldu.
Bir öngörü olarak şunu söyleyebilirim...
UEFA listesine de dâhil edilemeyen Keita'nın sorunu en kısa zamanda çözülmezse ve
olur ya yanlışlıkla Keita transferi gerçekleşmezse, inanın bana Seyrantepe haberleri solda sıfır kalır, hatta kulübün içi "
Çarşamba Pazarı"na döner!
Zaten
Lincoln'e verilen paralar buhar oldu, bir de Keita'nın bombası patlarsa...
Aman diyeyim!
Aman...
Ahmet Erzurumlu