[Khamon]

Günümüz futbolu yalnızca bir spor dalı olmanın çok ötesindedir. Milyonlarca insanın ilgi odağı olan futbolun haber olan unsurlarından en önemlilerinden biri de transfer gündemidir.

Sezon bitmiş ve başarısızlıkları transferle ört bas etme zamanı gelmiştir. Saygıdeğer yöneticilere göre tek sorumlu futbolculardır. Taraftarı yeni sezona yeni umutlarla hazırlamanın yolu transfer edilecek yeni futbolculardan geçer. Tam bu noktada kulübümüzün izlediği politikalara bakalım.

Kamu oyunda fiyasko diye nitelendirilen birkaç futbolcunun gönderilmesinden sonra yerlerine daha iyileri(!) alındı. Ezeli rakipler diye adlandırılan ve endüstriyel futbola daha iyi adapte olmuş kulüplere baktığımızda transfer konusunda en az heyecanı yaşayan taraftar grubu biz Beşiktaşlılardır. Rakiplerin aldığı isimler birbiri ardına manşetleri süslerken bizim aldığımız birkaç futbolcu küçük bir karede birkaç satırla geçiştirilmiştir. Ki futbol kalitesi baz alındığında bunun olması son derece doğaldır.

Olaya iki farklı açıdan bakalım. Beşiktaş ya endüstriyel futbolu layığı ile yaşayacak ve bunun beraberinde üst düzey dünya futbolunda isim yapmış adamları alacak, ya da ben futbolun yalnızca bir spor olduğunu düşünüyorum ve öz kaynak temelli bir kadro ile bu sporun içinde yer alacağım diyecek. Her iki durumda da Beşiktaş taraftarı takımına destek verecektir. Ama yönetimin bir şekilde tavrını ortaya koyması gerekiyor. Gerekiyor ki taraftar da o bilinçle bu desteği sürdürsün.

Her Beşiktaşlı aynı kapasitede olmayabilir. Gençlerle konuştuğumuzda diğer takımların yıldız transferleri karşısında sessiz kalmanın kendilerini üzdüğünü söylüyorlar. Tabii ki bu strateji işidir ama ortaöğrenimdeki, ilköğretimdeki yavrularımızın bu stratejiyi olgunlukla karşılamalarını bekleyemeyiz. İlle de yıldız alalım dediklerinde onlara gerekli açıklamayı yapabilmeliyiz. Bunun içinde biz endüstriyel futbolun uşağı olmayacağız, “Halkın Takımı” ifadesiyle kendi içimizden çıkaracağımız yeteneklerle bu yarışın içinde olacağız diyebilmeliyiz. Ama bunu bir sezon önce milyonlarca doları hiç yere oynamayan adamlara vermiş bir takım olarak değil, sürekli aynı çizgide hareket eden bir kulüp olarak söyleyebiliriz.

İsteğimiz şu; ya tam anlamıyla endüstriyel futbolun içinde bir kulüp olalım, ya da kendi çizgimizdeki oyuncularla beklenti içine girmeden sırf siyah beyaz aşkına takımımızı destekleyelim. Ama lütfen ikisinden birini tam yapalım. Bu büyük taraftar her şeyin en onurlusu ve görkemlisine layıktır.

Not: Kimin gelip gittiği, isminin ne kalitede olduğu önemli değil. Ben hep söylerim, gerekirse 3. ligde mücadele edelim, bizim Beşiktaş aşkımız büyüyerek devam eder. Sen şampiyon olmasan da, kupaları almasan da.. seviyoruz işte! -Khamon-