Schuster !

[Mehmet]

Schuster bir Alman ... Fakat bildiğiniz Almanlardan değil . Hayatının 20 yılından fazlası İspanya’da geçti...13 yıl İspanya’nın 3 büyüklerinde oynadı. 6 yıl da İber yarım adasında teknik adamlık yaptı..
Futbolcu iken de Alman gibi değildi.. Fizik gücü, tempo , dayanıklılık değil oyun zekası,.teknik ve yaratıcılık özellikleriyle ön plana çıkan bir usta , bir maestro idi..
Büyük futbolcu olmasına rağmen teknik adamlıkta geldiği noktayı tırnaklarıyla kazıyarak elde etti..Xerez, Levante ve Getafe gibi kulüpleri çalıştırdıktan sonra zirveye çıktı.
Mütevazı Getafe onunla tarihinin en iyi lig derecesini elde etti ve 7’inci oldu..Kral Kupasında 5-2’nin rövanşında Rijkaard’ın Barcelonasını 4-0 yenerek sansasyonel bir şekilde turu geçti ve takımını finale taşıdı..
2007 sezonunu şampiyon kapatan Real Madrid Schuster’i iyi futbol oynatması için takımın başına getirdi. Çünkü Capello’nun oynattığı futbol sadece sonuca yönelik, sıkıcı ve defansif idi . Bernd Schuster’in Real Madrid’i kimilerine göre tarihin en kötü kadrolarından birine sahip olmsana rağmen başında Rijkaard’ın bulunduğu Messi’li , Xavi’li Iniesta’lı Eto’o ‘lu , Henry’li , Puyol’lu Barcelona’ya 18 puan fark atarak şampiyon oldu..
Schuster’in takımı Capello’nun Real Madrid’ine de fark attı..9 puan fazla topladı.Capello ile 66 gol atan takım 85 gole ulaştı ve sadece 36 gol yedi (Capello’dan 4 gol az)
Schuster tüm bunları yaparken elinde Real Madrid gibi bir kulübün çapına uygun bir kadro olup olmadığı da tartışılıyordu.. Daha sonra takımdan gönderilen Drenthe, Sneijder, Van Nistelrooy, Cannavaro, Heinze , Robben, Soldado ,Saviola, Baptista , Metzelder, Salgado ve şu an oynamayan Raul ve Pepe gibi isimler Bernd Schuster’in gözdeleriydi.. .(Schuster’in elindeki oyuncu kadrosundan şu an Real Madrid’de ilk 11 oynayan sadece Casillas ve Higuain var.)
Schuster’in takımı derbilerde rakiplerine puan bile vermedi Barcelona’yı deplasmanda 1-0 ; Bernabeu’da 4-1 yendi. Atletico’yu da 2 maçta da 2-1 , 2-0 ile geçti..
Peki Schuster tüm bunları nasıl yaptı? Onu farklı kılan özellikleri neydi?
1-Alman teknik adam takım içinde her zaman iyi bir rotasyon yaptı . Oynamayan mutsuz futbolcu , as-yedek gibi sorunlar onun döneminde yaşanmadı..
2-Gençleri oynatmaktan çekinmedi..
3- Orta alanda tek defansif oyuncu kullanıp 4-4-2’nin farklı varyasyonlarını kullandı ve oyuncuların karakterine göre esnek dizilişler ile takımını oynattı.. Genellikle tercihi 4-1-3-2 oldu..
4-Guti ve Raul gibi emektar oyunculardan maksimum verim aldı.
Oyun felsefesi olarak da Schuster rakibe göre takımını kuran bir teknik adam değil.. kendi oyununa odaklanan bir teknik adam.. Pasa dayalı , tempolu , saha içi organizasyonu ve yardımlaşması iyi olan . Kendi kalesinden çok rakip kaleyi düşünen ofansif bir anlayışı var..
Hücum bölgesinde sürekli alan değiştiren ve rakip savunmanın dengesini bozmaya yönelik bir anlayışı oyuncularına benimsetiyor.. Orta alandaki tercihleri ise genellikle pas yüzdesi yüksek, teknik futbolcular..Hücumda klasik santrforun yanında çabuk , yetenekli , haraketli bir oyuncuyu serbest olarak oynatıyor.Kanat beklerinin kesinlikle hücumlara katılmasını istiyor..
Alman teknik adamın uyum sorununu çabuk aşması ve istediği 1-2 anahtar oyuncunun transfer edilmesi halinde başarısız olması için bir neden yok gibi görünüyor. Sanıyorum orta alanda oyun kurucu özellikleri olan bir isim kesin olarak talep edecektir..
Ancak şunu da vurgulamak lazım.. Kimse Schuster’in, Denizli gibi yönetim-medya-taraftar–oyuncu eksenindeki krizleri çözmesini beklemesin.. Aylarca paralarını alamayan oyuncuları oynatabilmek Denizli gibi bir fenomenin yapabileceği bir iş idi.. Beşiktaş yönetimi her ne kadar Schuster’ i takımın başına getirirek büyük bir iş başarsa da Alman teknik adam için iyi bir zemin hazırlamak zorunda.. Harika bir basketbol takımını bir şekilde yok eden bu yönetimin bu konularda sabıkası çok..Oyuncu kadrosuna ücretler zamanında ödenmez ise, Schuster’e verilen sözler yerine getirilmez ise değil Schuster, bu şartlarda Mourinho da olsa pek birşey değişmez.


Güntekin Onay