Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-02-2007, 14:03   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1840’da Abdülmecit’in izniyle özel basımevlerinin kurulması teşvik edildi. Bundan sonra bir çok özel basımevi kuruldu. Tanzimat’a kadar (1839) Türkçe olarak basılan kitapların sayısı yaklaşık 200 kadardı. 1864’de Darüttıbaa ile Takvim-i Vakayı basımevleri birleştirildi. 1901’de kapatılan bu basımevi II. Meşrutiyetten sonra tekrar açıldı. Cumhuriyet devrinden önce “Milli Matbaa” daha sonra “Devlet Matbaası” adını aldı. 1939’da MEB emrine verildi. Son yıllarda geliştirilerek büyük ve mükemmel bir basımevi haline getirildi. Ankara’da Başbakanlığa bağlı üç basımevi olan Devlet Matbaası, Askeri Matbaa ve Maarif Matbaası birleştirildi. Ankara ve İstanbul’da resmi ve özel matbaalar birbiri ardına açılmaya başladı. 3 Kasım 1928’de yeni harflerin kabulünden sonra Linotype (dizgi) ve baskı makineleri dış ülkelerden getirilerek gazete ve kitap basımına geçildi.[1]
III. TÜRK BASINININ OFSETE GEÇİŞİ

Türk basınının teknolojik gelişmeleri iki ayrı dönemde olmuştur. Bu gelişmelerden birincisi 1960’lı yılların sonlarında ve 1970’li yılların başlarında tipo baskıdan sıcak dizgiden ofset basıma ve elektronik dizgiciliğe geçmekle gerçekleşmiştir. İkincisi ise 1980’li yıllarda bilgisayar teknolojisindeki gelişmelerin, basın sektörüne yansıması ve bu yansımaların doğurduğu gelişmelerin Türk Basınını etkileyerek Türk Basınını editöryel ve üretim aşamalarında bilgisayara geçilmesidir.[2]
Türk Basınına ilk ofset makineyi 1967 yılında Haldun Simavi getirmiş ve bu makineden temiz baskılı ve yazı ile fotoğrafların bulunduğu gazete (Günaydın) basılmıştır. Bu gazete çok rağbet görmüş ve iyi bir traj yapmıştır.
  Alıntı ile Cevapla