Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 14:40   #103
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

PARA POLİTİKASI VE MALİ İSTİKRAR

Fed’in çalışmaları önemli olaylar sonucunda zamanla bir evrim geçirmiştir. Kongre 1913’te banka sisteminin denetimini güçlendirmek ve bir önceki yüzyılda belirli dönemlerde patlak vermiş olan banka paniklerini engellemek için Federal Rezerv Sistemi’ni kurdu. 1930’lardaki Büyük Bunalım sonucu Kongre ihtiyat oranlarını değiştirmek ve sermaye piyasası marjlarını (bireylerin krediyle hisse senedi aldıkları zaman yatırmaları gereken para miktarı) düzenlemek için Fed’e yetki verdi.

Yine de Federal Rezerv genel ekonomik politikayla ilgili konularla ilgilenmeyi çok kez seçilmiş yetkililere bıraktı. Sözgelimi İkinci Dünya Savaşı sırasında Federal Rezerv çalışmalarını Hazine’nin düşük faizle borç alabilmesini kolaylaştırmaya bağlı tuttu. Daha sonraları hükümet Kore savaşı harcamalarını karşılamak için çok sayıda hazine bonosu satınca Fed bono fiyatlarının düşmemesi için büyük ölçüde alımlar yaptı ve böylelikle para arzını arttırdı. Fed 1951’de Federal Rezerv politikasının Hazine finansmanına bağlı kılınmaması konusunda Maliye Bakanlığı ile bir uzlaşma sağlayarak bağımsızlığını yeniden elde ettti; buna karşın politik uyumdan pek fazla ayrılmadı. Sözgelimi Başkan Dwight D. Eisenhower’in (1953-1961) maliye açısından muhafazakar yönetimi sırasında Fed fiyat istikrarı sağlanmasını ve parasal büyümenin sınırlandırılmasını vurguladı; fakat, 1960’larda daha liberal başkanların görev yaptığı sırada vurguyu tam istihdam ve ekonomik büyüme üzerinde yoğunlaştırdı.

Fed 1970’lerin büyük bir bölümünde hükümetin işsizlikle savaşma arzusuna uyarak kredilerin hızla yaygınlaşmasına izin verdi. Buna karşılık, enflasyon ekonomiyi alt üst edince merkez bankası 1979’dan itibaren birdenbire sıkı para politikası uygulamaya başladı. Söz konusu politika para arzındaki artışı başarılı bir biçimde durdurduysa da 1980’de ve 1981-1982’de büyük daralmalara katkıda bulundu. Buna karşılık enflasyon gerçekten yavaşladı ve Fed on yılın ortalarında yeniden ihtiyatlı bir büyüme politikası izlemeye başlayabildi; ancak, hükümetin bütçe açıklarını kapatmak için büyük ölçüde borçlanması gerektiği için faiz oranları göreli olarak yüksek kaldı. Açıklar azalıp 1990’larda tümüyle ortadan kalkınca faiz oranları da yavaş yavaş düştü.
  Alıntı ile Cevapla