Açılır Uçuğum
bazen,
bir söğüt dalısın / incecik...
koyverirsin yağrağından gümüşleri
sulara...
bundandır yakamozlardaki güzellik,
bundandır yıkanan serçedeki sevinç...
bazen,
ayın ve yıldızların kırpık saçlarında
bir avuç telli duvak gibi
sarkarsın geceye...
ellerinde gonca gül / çiy taneli!..
seyre dalar gözlerim / yatağım...
kanayan yaralarım kapanır bir bir..
ve
açılır uçuğum / dudağımdaki..
bazen,
bir yosun topağısın taşlardaki...
en yeşilinden,
en uçurumundan alıp
sulara bırakırım seni!..
sevinir balıklar,
saçlarını tarar sazlar,
koyverdiğin gümüşler gelir geri...
arasında parmaklarım var!...
seni,
söğüt dalına benzetişim
boşuna değil ki! / tarifi yok!..
sularda salınışın yüreğime dokunuyor!...
hasretim çoğalıyor...
gözlerim dalıyor...:
nehirler kadar uzun,
yollar kadar çokkkkkk...
anlatamıyorumki!...
sulardaki şavkına mıhlanıp kaldım
alacaksan al beni
dayanamıyorum ki!...
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.
Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.
Eylül 2008 |