Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 12:34   #16
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Şimdiki durum, İkinci Dünya Savaşı, Vietnam ya da Kore Savaşındaki durumdan daha çok, on yıl önceki durumu benzemektedir. Yalnız bir farkla, dünya ekonomisinin durumu çok daha berbat. Daha 11 Eylül arifesinde, Birleşik Devletler’in keskin bir düşüşe uğradığı ve tarihteki en uzun dönemli ekonomik genişlemenin artık sona erdiği çok açıktı. Dünya Ticaret Merkezine yapılan saldırı, bu resesyonist eğilimleri hızlandırıcı ve kötüleştirici bir katalizör görevi gördü yalnızca.
Mevcut “terörle savaş”, çok özgül türden bir “savaş”tır. Oysa İkinci Dünya Savaşı ve daha az oranda olmak üzere Vietnam ve Kore Savaşları, tankların ve diğer ekipmanların çoğunun yenilenmek zorunda kalacak şekilde tahrip edilmesine yol açmışken, Afganistan’da tüketilenler sadece ve sadece bombalardır. Bunun da üretime fazla itki verici bir etkisi olamaz, hatta askeri rakamlara bile. Ve kesinlikle dünya ölçekli genel bir aşırı üretim krizinin etkilerini gideremez. Bush’un aldığı önlemler kâğıt üzerinde mükemmel görünebilir, fakat 1941’deki genel seferberliğin ABD ekonomisine pompaladığı muazzam miktarlarla kıyaslandığında oldukça yetersiz kalmaktadır ve hatta Vietnam Savaşındaki düzeye bile ulaşamayacaktır.
Sonuçları benzer şekilde sınırlı olacaktır. Moscow Times (10 Ekim 2001), Harvard Üniversitesi ekonomi profesörü N. Gregory Mankiw’in sözlerini aktarıyor: “Benim tahminime göre, bu, önceki savaş dönemi ekonomilerine tamamen benzemeyecektir. Mali itki beklediğimden daha büyük olmadıkça, farklılıklar geçmişe benzerliklerden daha fazla olacaktır.”
Uluslararası ilişkiler
ABD emperyalizmiyle SSCB arasında bölünmüş bir dünyanın yanı sıra uzun dönemli ekonomik yükseliş, uluslararası ilişkilerdeki bu göreli istikrara maddi zemin hazırlamıştı. Bu sözde barışa ulaşabilmelerinin nedeni, bir yandan güçlü Stalinist Rusya öte yandan ise güçlü ABD emperyalizmi arasındaki yıldırıcılık dengesiydi. Fakat artık her şey değişmiştir. ABD emperyalizminin tek başına mutlak güç olarak çıkması, eşi görülmedik bir dünya durumu yaratmıştır.
Daha önceki metinlerde de açıkladığımız gibi, geçtiğimiz on yıl boyunca yeni bir güçler dengesi oluşmuştur. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden önce, iki süper güç, ABD ve SSCB, birbirlerini dengelemekteydi ve bu da dünya durumuna göreli bir istikrar sağlamaktaydı. ABD’nin Irak’a saldıracak ya da Yugoslavya’yı bombalayacak cesaretinin olduğu kuşku götürmez. Sovyetler Birliği’nin bir süper güç olarak ortadan kalkması, Birleşik Devletler’in tek dünya gücü olarak ortaya çıkmasına olanak tanımış ve daha saldırgan bir dış politika geliştirmesi konusunda kendine güvenmesini sağlamıştır.
  Alıntı ile Cevapla