Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31-01-2008, 01:32   #2
nvr32
 
nvr32 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Bölüm 1

1
İçeriye Bir Bakış
Bilimin objektif olduğu iddia edilse bile, bilginin büyük bir bölümü ataerkil ideolojinin inançlarını yansıtmaktadır. Feministler bu “evrensel” erkek doğrularının kadınlar için en iyimser bakışla hiçbir anlam taşımadığını, en kötümser bakışla ise yabancılaştırıcı ve ezici olduğunu ileri sürerler.

Dikkatleri kurbanlaştırılmış kadınlar üzerine yoğunlaştırmak, cinsel şiddet içeren erkek dünyası için yeterli bir tehdit de oluşturmamaktadır çünkü erkek cinsel şiddetinin ipucu kadınlarda değildir. Gerçek şu ki; konuyu kadınlar üzerine yoğunlaştırmak, kurbanı suçlamaya ve tecavüzün erkeklerin sorunu olmaktan çok kadınların sorunu olarak algılanmasına yol açabilir. Kadınlar cinsel şiddet kullanan erkeklerle aynı gerçeği paylaşmadıkları için kendilerine tecavüz eden erkeklerin dürtülerini ve gerekçelerini açıklayamazlar. Böyle bir içgörü ancak tecavüz eden erkeklerin toplumsal kurgularına müdahale etmekle ve bu kurguyu eleştirel gözle incelemekle elde edilebilir.

Tutuklu erkekler diğer tutuklular dâhil olmak üzere kimseye güvenmez, kişisel ve duygusal olarak önemli buldukları konularda kendi aralarında konuşmazlar. Duygusallık hapishanede zayıflık olarak yorumlanır ve zayıflık da kolayca yaralanabilmek anlamına geldiği için duygular gizli tutulur.

Bizimle görüşürken gönüllü olarak bilgi veren bir mahkûm, aynı bilgiyi danışmanına vermeyeceğini sık sık belirtirdi. Bu sebeple, hapishanedeki görevli personel tarafından yürütülen araştırmaların geçerliliği tartışılır.

Sınırlı sayıdaki yöntemsel literatüre dayanarak ve hapishanedeki erkekler geleneksel erkekliklerini özellikle sergileme eğilimi taşıdıklarından, tecavüzcülerin kadın görüşmecilerle daha açık konuşabileceğini tahmin edebiliriz.

Hapishane görevlisi-mahkûm karşıtlığı ve hapishanelerdeki tekdüze kurallarla kuşatılmışlık, ikinci derecedeki varlıklar olarak kabul edilen suçlulara katı ve otoriter bir yaklaşımla insanlık dışı davranılmasına yol açar. Mahkûmlara kendilerinin araştırma açısından uzman, araştırmacının ise söyleneni olduğu gibi kaydeden kişi olduğunu belirtmek, ilişki kurmayı kolaylaştırdı. Sonra, bazı erkekler de bir sırdaşa ya da günah çıkaracakları birine ihtiyaç duydukları için gönüllü olabilirler. Araştırmanın yapısı kendilerine açıklandığı halde, adamlardan bazıları, hatta birkaçı ağlayarak, bu deneyimlerinin terapi ya da katarsis yerine geçtiğini söylediler.

Erkeklerden birkaçı görüşmeleri izleyen aylarda bana yazarak bağlantıyı sürdürmeye çalıştılar. Mektuplar genellikle duyarlı ve etkileyiciydi.

1974’te kabul edilen Ulusal Araştırma Yasası’na göre insanları konu alan araştırmaları denetlemekle görevli ulusal bir komisyon kuruldu. Bu komisyonda yer alan kurum ve topluluk temsilcilerinden oluşan Kurumsal Gözetim Kurulları, üniversiteler gibi federal fonları kullanan kurumlardaki araştırmaları onaylayan ve yönlendiren bir heyetti. Bazı araştırmacılar federal kurallar konusunda çok eleştireldi. Bu kuralların yürüyen araştırmaları zorlaştırdığını hatta yer yer sansürcülükle eş anlamlı olduğunu düşünüyorlardı. Ahlaki olarak şu soruyu cevaplamak gerekiyor: İnsanlar bilim adına nereye kadar kullanılabilirler?

Hapsedilmiş insanların kendi istekleriyle bilgi vermelerini sağlayabilmenin çeşitli zorlukları vardır. Mahkûmların kapatılmış olarak yaşıyor olmaları, hapishane görevlileri ve disiplin kurulları ile işbirliği içindeymiş gibi görünme ihtiyaçlarıyla birleşince, mahkûmların özgür seçimlerinin ve kararlarının kısıtlanacağı açıktır.

Belirli şartlar altında, araştırmacıların, yetkililer için faydalı bilgiler bile verseler haber kaynaklarını korumak zorunda olduklarına inanıyorum.

İyi bir araştırma ancak kaynak kişiler dürüst davranmalarının cezasını çekmeyecekleri garantilendiğinde yapılabilir.

Araştırmacılar yerine getirilmesi zor bir ikilemle karşı karşıyadırlar: Bir taraftan ahlaki olarak kaynak kişilerini korumak zorundadırlar, diğer taraftan yasal olarak böyle bir hakları yoktur. Dahası, araştırmadan hemen önceki dönemde araştırma izinlerinin araştırmacıların dosyalarına ulaşmak için kullanıldığı birkaç olay olmuştu.

Kayıtlardaki bilgilere ve suçluların kendi algılarına dayanarak üç farklı tecavüzcü tipi ortaya çıktı. 47 kişinin oluşturduğu ve kurbanlarına tecavüz ettiğini kabul eden en büyük grup, kabul edenler grubuydu. 33 tecavüzcüden oluşan ve pek çok bakımdan kabul edenler grubundan daha ilginç olan ikinci grup ise inkâr edenler grubuydu. Bu erkekler kurbanlarıyla cinsel ilişkide bulunduklarını kabul ettikleri halde, hareketlerinin tecavüz olduğunu kabul etmiyorlardı.

34 erkeğin oluşturduğu 3. grup ise kurbanlarıyla herhangi bir cinsel ilişkiye girdiklerini inkâr eden gruptu. Kendilerinin yanlış teşhis kurbanı olduklarını düşünüyorlardı. Ya kurbanlara tecavüz etmemiş fakat başka suçlar işlemişlerdi ya da bir başkası kurbana tecavüz ettiği sırada o mekânda bulunmaktaydılar.

[FONT='Times New Roman','serif']Hapishane koşullarında araştırma yapmaya niyetli olan herkese tavsiyem sabırlı ve her şeye hazır olmalarıdır.[/font]
__________________
Lütfen forum kurallarını okuyunuz..
nvr32 Ofline   Alıntı ile Cevapla